Paltomu alıp düşünce sokaklara,
Beni bir mecnun sanır geceler.
Ayışığı vurunca şakağımda ki aklara,
Bedenimi hasta gölgemden tanır geceler.
...
Başımı taş duvarlarına vurduğum için,
Hey gönül!Mecnunların yolunda,
Gitmeye takatin var mı şimdi?
Yaprakları solmuş aşk dalında
Ötmeye takatin var mı şimdi?
...
Hasreti büyüttün kucağında,
Teolojik bir kırıntının izdüşümü vardı her daim alemde inkâr edilemez bir gerçek olarak.
En "Arkhe"tip ilkel kabilelerde bile görülmekteydi bu olgu yapılan tüm kültürel antropolojik kazılarda.
Kainata gözlerini açıp kendini arayan insan bir zaman sonra kendini Tanrı'ya adamıştı.
Çünkü maddenin özünde ki fanilik mayası ezeli bir varlığa işaret ediyor olmalıydı.
Sırlar alemiydi aslında ontolojik açıdan bu dünya.
Varlığı irdeleyen insan aklı kısır bir döngüde kayboluyordu her seferinde.
Her akşam aklıma düşen sensin,
Hayâlin gözümde tüter buğu buğu.
Güzelliğine baksında sana özensin,
Göllerde nazlı nazlı salınan her kuğu.
...
Gülüşünle bir ömre bedelsin,
Îş şimdi burçlara kaldı,
Umudu fala kattın sen.
Hasret zakkum,aşkın baldı,
Ağuyu bala kattın sen.
...
Rotası sabit sen yönlü
Erzurumda baharda bile soğuktur gördüğümüz,
Antalyada ise güneş açıyor ŞUBATTA,NİYE?
Ne zaman kalkacak her akşam örttüğümüz,
Dizlerimizin üzerinde ki ŞU BATTANİYE..
Bu fani rüyadan uyandır bizi,
Nefsimiz gaflete daldırmadan .
Takva zırhıyla kuşandır bizi,
Günahlar ruhumuza saldırmadan.
...
Malumdur sana bu perişan hâlimiz,
Kurudu elim,sustu artık dilim,
Büküldü belim,yetmez mi bu cevrin?
Kalmadı hâlim,tükendi mecâlim,
Kaşı hilâlim,bitmez mi bu cevrin?
...
Yetmiyor ilim,aktı gözden selim,
Hayalini koynuma alıp dalınca uykuya,
Rüyalar bile kıskanır güzelliğini.
Bir yudum içmek için yaklaşınca suya,
Kurnalar bile kıskanır güzelliğini.
...
Cemâlinin yanında bütün güzellikler sıradan,
Andırır al-bayrağın hilâlini,
Kaldırma kaşını nazar değmesin.
Kem gözler görmesin gül cemâlini,
Kaldırma başını,nazar değmesin.
...
Kadayıfı batırmak kaymaklara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!