Bazen namus kavramı istismar edilerek,
Töre uğruna kendisine mezar kazılan varlık;
Kadın...
Bazense bir hayal gibi peşinden gidilerek,
Uğruna şarkılar söylenip,şiirler yazılan varlık;
Kadın...
Antik Anadolu ve Kadim Mezopotamya!!!
İnsanlık kadar derin ve karanlık medeniyetler ocağı.
Kabilin Habili katlettiği,ilk kardeş kanın yere düştüğü kirli coğrafya.O günden beri kargalar uçuşup kabir eşimekte, Kabillere yol göstermek için bu uğursuz topraklarda.İbrahimin atıldığı ateş sönmedi daha Urfada.Mazlumlar aynı ateşte yanmaya devam ediyor zamanın zalim Nemrudlarının harlayarak çoğalttığı bu yangında.Zulüm ve terör denen mancınıklardan atılan mazlumlarla besleniyor bu canavar alevler.Ve asrın Nemrutları,ocak başı keyfi yapar gibi ısınıyor bu ateşin etrafında.Üzerine bir tutam petrol katıyorlar sönmeye yüz tutunca,içine birazcık müslüman kanı katarak.Ve gözyaşlarımız yetmiyor söndürmeye gittikçe büyüyen bu yangını.Musa'nın Kızıldenizi ancak yeter ama o da Firavunla boğuşmaktan yorgun bu aralar.Çünkü mahkum onunda Mur–SİSİ!!!
Ve Suriye ve Şam!
Halep ve Kudüsten acı haberler gelir her akşam.Bin yıllık kin sönmedi hâlâ Sünniyle–Şii arasında.Peygamber doğduğunda sönen bin yıllık Mecusi ateşi ,bin yıldır parlıyor zalimin kalbinde.Gözlerinden çıkan nefret dolu ateşten belli korunun hâlâ sımsıcak olduğu.
Ve halen devam etmekte İshakla İsmailin çocukları arasında ki kadim akraba kavgası hem de kutsalların ardına sığınarak.
İşleri güçleri zarar ve ziyandır,
Dağ eşkıyasındanda beter kargalar.
İçlerinde ki öfkeyi bir uyandır,
Sürüsü bir orduya yeter kargalar.
...
Yuvalarıdır evlerin bacaları,
Bir tatlı bûsen için göze alırdım ölümü,
Katlanırdım uğruna akla gelen her belaya.
Hasret Yezidi şehit etti Hüseyni gönlümü,
Bağrımsa döndü susuzluktan yanan Kerbela'ya.
Çıkıp uçsuz bucaksız haşin bozkırlardan,
Anadolu toprağına geldi ırkım benim.
Nice insanı bağrına basan asırlardan,
Şans,İkibinyirmiye denk geldi kırkım benim.
...
Neler gördüm ve neler yaşadım şu hayatta,
Çözüm ve çâre bulamadıktan sonra,
Terörü uzaktan kınasan ne yazar.
Bir yaraya em olamadıktan sonra,
Dicle nehri gibi kanasan ne yazar.
...
Bir katili yıllardır astıramadık,
Kalbinde ki buram buram aşk kokan,
Dalı kırmaktan korkuyorum gulum.
Sevdamızı sonu ayrılık çıkan,
Fala yormaktan korkuyorum gülüm.
...
Geçse de üzerinden onca asır,
Dudaklarımızı sükutun ipliğiyle diktiğimiz günden beri gözlerimiz konuşmakta karşılıklı.Fazla söze ne hacet.Kalpler tanışmış anlaşmış bize de sevmek düşer tabi.Bakire duygular kıpır kıpır her karşılaşma da şimdi.Bu sevdanın nikahı kıyılmıştı daha ilk görüşte aslında.Talakı selaseyle boşamakta zinhar caiz değildir üstelik.Ölene dektir çünkü aşk dediğin.Kalpte başlar mezarda biter.Hayaller gerdek odasıdır aşkın.Orda yaşanır en mahrem fantaziler.
Sabaha çıkmaz ama hiç bir düş.Cenazesi kalkar bir salayla tüm umutların.Ama iflah olmaz ki deli gönül.Yine kurar hayalleri gecenin en kör saatine.Hey gidi aşk.Nelere kadirsin.Bedenden,tenden münezzehsin ama bir ahunun gözlerinde parlayan meşalesin yürekleri tutuşturan.Sönmeyecek ateşin ta ki kıyamete dek.Bakalım kaç kişiyi daha narında yakıp Ganjda küllerini savuracaksın göğe doğru.
Ve sen cennette de var mısın ey AŞK?
Artık kıyamete kadar ulusun,
Gök yeleli asil kurdumuz bizim.
Ey Türk!Oğuz Kağan kadar ulusun,
Daim Türk kalacak yurdumuz bizim.
...
Teomandır,Fatihtir hep anılan,
Güzel hayaller kurmak neye yarar,
O yâr yanında olmadıktan sonra.
Gönül mutluluğu beyhude arar,
Elâ gözlüyü bulmadıktan sonra.
...
Yıldırımlar,şimşekler çaksa nolur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!