ufkumun gri boşluklarına özgürlükler doldurdum
azabına duçar yedi rengin çığlıkları
kırk parçaya sarılmış gönlümdeki ışıkları
bilmiyorum kaç kez ağladıklarını
bilmem ahvalini kandili sönmüş gecelerin
bilmem aynalardaki ucube korkuları
beyazına saklanmış saçımın sırlarına inat
çile kapısında yağmurlarla ıslanır
zincirleri çözülünce yüreğimin
masallar da kaldı kaf dağının zümrüt sarayları
hayalleri delikanlı düşlerimizde yaşandı
bilmiyorum kaçıncı köleyi azat ettiğimi
kaçıncı tutsaklığım siyah zülfünün gecelerine
bilmem ne muhabbetler gördü aynasız odalar
kırmızı şarap tadında ateşler söndürdü dudaklarımız
kördüğüme döndü kör kütük sarhoş düşünceler
ahlarla yaktık cehenneme nispet zamanları
kış ortasında öylesine cennet
neye yarar mutluluk aşkın sonrasında
bilmiyorum ruhumun izinde kaç kez kaybolduğumu
bildiğim son kez bulunduğum dehlizleri
bilmem evvelinde kaç kez güneş doğduğunu
bilmem kaç kez ayazına tutulduğumu
kimler geldi geçti bu yamacın patikalarından
artık mutluluk kutsal tepenin ötesinde kaldı
bırakın kalbim öylesine hüznünü yaşasın
redfer
Kayıt Tarihi : 27.1.2018 11:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!