Ya bu kuşların haberi var mıdır bunca kötülükten?
Arzın, arşın, kâinatın haberi var mıdır?
Nasıl olmasın!
Bu kadar vahşet, vakitte iğrenç tebeddül nasıl sükût etsin yeryüzünde?
Kiramen-Katibin münşi ederken nasıl ulaşmasın onlara havadis?
Ya onlar, bunlar karşısında bir şey yapmak isterler mi?
Hani, çocuğuna bir şey olmasın diye sımsıkı sarar ya bir anne çocuğunu
Ya dere tepe yapayalnız gezen bir çocuk düşün
Ya bir anne korumak için öyleyse
Diğer çocuğu koruyan nedir?...
Bir film bu
Diri gibi gösterilen ölüler oynuyor bu filmde
Birkaç seyirlik film
Şuanlık sonu yok gibi
Lakin hiçbir perdesinde akıldan çıkmıyor biriminin olduğu
Hepsinde konular ayrı
Mat mavi bir gece
Günün yorgunluğunu belki de ayların, atmak için barana sarılıyor evvelce
Ve üşüyünce
Kar beyazı bir battaniye alıveriyor üzerine
Bekliyor uykuya dalmayı aklında birbir düşünce
Geceyi beklemek gibi ölümü beklemek...
Her iki vakit geldiğinde de yalnız kalacaksın!
Gece gelince dertlerinle,
Ölüm gelince amellerinle...
Oturup bir tepeye yahut bir akşam vakti seyahatte şehrin ışıklarını seyre koyulursun ve o ışıklar aydınlatır ya ruhunu
Kim bilir içinde nice ışık var, kim bilir onlar ne derece aydınlatır seni
Bilmezsin...
Zaman zaman çıkmalı insan içindeki bir tepeye, seyahate
Hep kendisinde bulunan, yanan ışıklar huzur vermeli ruhuna
Bülbül diyarlar gezer, yanık yanık öter gülün aşkına
Gül ardında mevsimler bırakır bülbülün yolunu gözler
Heyecanla, özlemle bekliyor zarflar;
İçleri, insan içi ile doldurulmuş kağıtları.
Sonra o kağıtlar bekliyor hasretle;
Bir kaç satır dahi üzerine yazılmasını.
Kalemler bekliyor sonra;
Parmaklar arasında tutulmayı.
İşte bak
Çek havayı içine; toprak kokuyor
Bir insan neyi isterse
O şey ânlanıyor
Şimdi dağıt aklında ne varsa
Kendini bir bulut üstüne bırak
Hasret kaldı gönüllerimiz Hüsn-ü beyza'ya
Her beşerin gözleri semada
Can atıyor kir tutmuş sadramız şifaya
20.12.2018
01:49
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!