Hüzünlüyüm bu gece,içimde binlerce yıldız var
Yağar kendince, biri yanar, biri söner
Yaşamdan alıntılar var.
Yanan ışıklarda sen,sönenlerde ben varım
Sensizliklerimdeki beni yarattın
Sönen ışıklar gibi.
Sana doğum gününde aldığım hediyeyi hatırlıyor musun? Parmaklarının titremesine engel olamadığın için ne kadar söylenmiştin kendine. Nasıl mutluydun gözlerindeki harelerinde kendimi görüyordum. Sarıldın bana usulca öyle masumdu ki sarılışımız. Bir annenin çocuğa sarılışı gibi. Biz de böyle sevmiştik birbirimizi masumca. Masumiyet ne kadar önemli aslında duyguda, yaklaşımlarında yalın olabilmek.Taşıyabilmek aynı anda sevmeyi.Paylaşabilmek kaçak dokunuşları. Bakışlara yüklenen binlerce manayı çözebilmek. Dile gelemeyen sözleri anlamak. Yıllarca kimseyi sevemedi yüreğim senden sonra, İstanbul u çok sevdiğimi bilirdin. Çicek pasajındaki midye tavalarımızda yudumladığımız biralarımızda ve çalınan akordionun sesinde sevgimiz vardı. Gittin sen, gidişini kendin bilmeden. Veda bile edemeden. Sen benim ilk aşkımdın, masumiyetimde deliler gibi sevdiğimdin. Adım seslerini dinlediğimdin. Adın geçtiğinde yüreğimin atışından korktuğumdun başkaları da duyar diye. Gittin vedasız, gittin hazırlıksız, gittin bir deprem gecesinde.
Bugün kimsesiz hissettim kendimi,
Özledim yine seni deliler gibiyim
Rıhtımda yürürken,tüm şarkılarda sen varsın
Kar atıştırdı biraz,hava çok soğuk ayaz var
Sen seversin soğukları,kuzey rüzgarlarını
Boranı, fırtınayı.
Çıkmaz sokağa girmiş hissettiğin zamanların vardı. Hatırlıyor musun? Beni duyuyor musun? deyişlerini. Gecelerimin karanlıkları gündüzlerimde de var diyordun. Öyle kırgın öyle çaresizdin ki! Sevilmek tek dilediğindi. Dayanacağın omuzda yaslayarak başını,okşanmasını isterdin saçlarının. Ellerini tuttum senin, ısıttım üşüyen ellerini. Sonra sevdim seni. Hem de nasıl sevdim! ! Öyle bir yere gelmiştik ki, sana derken beni duyuyor musun? diye, haykırışlarımı kendim dinledim bomboş evimin duvarlarında yankılanan sesimde.
Evimin bomboş kalan sensizliğinde, oturduğun koltukta oturdum. Kamerayla çektiğim bana sevgiyle bakıp -Seviyorum seni- deyişin çınlıyor kulaklarımda. Hatam sevmek miydi seni? Yoksa o karanlıklar içindeyken sen, elini tutup çıkarmak mıydı seni gündüze?
Şarkılarım senindi, yağmurlu yollarda kaçak öpüşmelerimizde yine sen vardın. Sonra bırakıp gittin beni. Hiçbirşey olmamış gibi, yaşamamış gibi, sana olan sevgimin deliliğinde, çaresizliğimde bırakıp gittin. Bilir misin? Sen hiç yürüdün mü yollarda? Yağmurlarda ıslandın mı iliklerine kadar? Yağmur damlaları yarenlik etti mi sana yalnızlığında? Sensizlikte karanlık, karanlık bile değil, açan güne merhaba diyen güneş bile ısıtmadı yüreğimi senden sonra.
Bazen yüreğine sığamazsın dar gelir. Hem yürek hem de kendin. Kıstırılmış
bir hayvan gibi çırpınırsın çaresizce çıkışı varmış gibi.
Seninle yine Salacak taydık. Çaylarımızı içtik. Seyrettik doyumsuz İstanbul u
elimi tutmuştun yine eskisi gibiydik sanki. _Bana ölümden bahsetme_ diyordun. Kızgın gözlerinle. _ Ha ben gittim ha sen hangimiz unuturuz birbirimizi_ diyordun.
Haklıydın. Unut muşmuydum seni? Sen benim ilkimdin. Sen yüreğime düşen cemrem gibiydin, baharı müjdeleyen.
Sensizliğin yükü ağır
Taşı taşıyabilirsen.
Seni sevmek varken
Bunca zamanda
Kaybet zamanları
Harca bensiz...
İçi oyulmuş ağaç kovuğu gibiyim
İçtiğim ne çayın tadı var
Ne de sigaramın dumanında sen
Rüyalarıma kilit vurdum
Giderken,eve sinen kokunda
Tepeden tırnağa
Bir kadın,bir insan ve.. sevdalı
Bir sen, sevilen, uzaklarda..
Hadi! denklem kur,dayanmam için
Ya da martılara yükle sevdayı..
Mavi sen demekti,martı da
Bir ağaçta çicek
Denizde martı
Göklerde yıldız
Yürekte sevgiyim
Özlemim,sılayım
Hüzünüm, sevinçliyim
Kac kez yüreğimle kavga ettim,
Kac kez şikayet ettim
Seni sana
Gecelerimi istiyorum
Huzurlu uykularımı
Ya bana gelmelisin sen
her şiirde bir ben buldum benden öte....