bana bir zaman ver, bu şehrin en çok sevdiğim yerinden
ister geceden olsun, ister gündüzden, ver işte bir yerden
yeter ki dünden olsun canımın içi, sadece dünden...
sana neden hep Pera’da bir sabahsın gibi baktım, bilmiyorum
yoksa geceden kalma aşkla dokulu, şarap kokulu teninden mi
bir çukur meyhanede sarhoşluğum olur gibi, çıkıp taş plaktan
Seni düşünürüm
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın
Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Devamını Oku
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın
Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
***içinde resmim olsun, ıslansın yağacak senli yağmurlardan *** gönülden kutluyorum şairi ve şiirini...saygılarla....
Tüm puanlar sizin.....
sana neden hep Pera’da bir sabahsın gibi baktım, bilmiyorum
yoksa geceden kalma aşkla dokulu, şarap kokulu teninden mi
bir çukur meyhanede sarhoşluğum olur gibi, çıkıp taş plaktan
yüreğime dolan o eski şarkının sözlerinden, yoksa sesinden mi
seni nasıl sevdim böyle, aristokrat şıklık ve bohem salaşlığımla
yokuş çıkan tramvay gibi son durakta, aldığım son nefesten mi
bilmiyorum.....
Süper olmuş bu şiirler aşkın ,kabına sığmayan dizelerle dantela gibi işlenmiş...duygu,imge,lirizm ,olması gereken her şey her şey kıvamında ve bize zevkle okumak kalıyor...tebrikler ..sınırları zorlayan şiirinizi tam puanımla
antolojime ekliyorum
Başlığı okuyunca,
Zaman,zaman içinde
Kalbur saman içinde
deyiverdim işte.
Ama şiiri okuyunca, ne saman kaldı,ne kalbur orta yerde...
Her zaman ki gibi harika çalışmanızı kutlarım.
İMGELERLE ÖRÜLMÜŞ SEVDANIN HARMANI BİR ÇALIŞMA. TEBRİK VE SAYGILAR ÜSTAD.
Saygıdeğer Ustam, çok güzel bir çalışma. Bilemiyorum çalışma demek ne kadar doğru?
Bu insanın içinde kaynayan, kendiliğinden akan bir pınarın serin suları.
Yoğun duyguları, güzelim İstanbul'un silüeti ile nakış nakış işleyip can vermek doğrusu ustalığın göstergesi olsa gerek.
Elinize sağlık.
Paylaşım için teşekkür ederim.
Sevgi dolu selamlarımla.
Erdal Toygun.
Hocam daha önce yazdığım
hacimli bir yorumumu şu 500
baykuş yedi bitirdi, bir daha
denemek istiyorum.
Şiirdeki Dün, bugün ve yarın
şeklindeki ifadelerinizdeki muammayı
nazara verirken çok güzel bir ustalık
ile eskilerin Mazi, An ve İstikbal şeklinde
ki Bast-ı Zaman diye adlandırdıkları o mevhumları
mükemmel bir beyan ile takdiminizi çok
beğendim. Bazı insanların ruhlarında bir
inkişaf ve bir imbisat olduğu malum bunlar
mazi ve müstakbeli kendi anlarında yaşa-
dıklarını biliyoruz.. Böyle kimseleri tanıdım
ve istikbale ait ihbaratı söyledikten sonra
zuhurunu bizzat kendim şahit olmuşumdur.
Gerçi bunu kabul etmiyenler olabilir ama
çok ilginç olan bu halin bir aşk-ı mecazi
diliyle anlatmanız çok hoşuma gitti
efendim tebrik ve takdirlerimle zat-ı alinizi
alkışlıyorum. Demekki tasavvuf ile ilgilenseniz
bu mevzuda bir çığır açmanız içten bile değil,
Bendeniz de takdirlerimi sunuyorum ve
teşekkürlerlerimle saygı ve sevgilerimle selamlarım.
Bedri Tahir Adaklı..
bana bir zaman ver, bu şehrin gün görmemiş toprağından
içinde resmim olsun, ıslansın yağacak senli yağmurlardan
yeter ki yarın olsun canımın içi, yarın ve sonrasından
Romantizmin doruk noktasında çağıdayan bir su şırıltısı gibi dizelerden dökülen anlam ve duygu SayınÇeştepe, kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on)
Zaman çarkı içine her şeyi almış öğütüyor, ya sonra öğütemediği tek şey bence ümitlerimiz ve sevgimiz.Elinizden duygu,anlam yüklü çok güzel bir çalışmayı büyük beğeniyle okudum usta kalem, yürek sesinizi selamlıyor,saygı ve sevgilerimi sunuyorum.Kaleminiz hiç susmasın.
bana bir zaman ver, bu şehrin gün görmemiş toprağından
içinde resmim olsun, ıslansın yağacak senli yağmurlardan
yeter ki yarın olsun canımın içi, yarın ve sonrasından...
Gönülden kutlarım kaleminize yüreğinize sağlık
Mesut Özbek
Zaman, zaman içinde
bana bir zaman ver, bu şehrin en çok sevdiğim yerinden
ister geceden olsun, ister gündüzden, ver işte bir yerden
yeter ki dünden olsun canımın içi, sadece dünden...
sana neden hep Pera’da bir sabahsın gibi baktım, bilmiyorum
yoksa geceden kalma aşkla dokulu, şarap kokulu teninden mi
bir çukur meyhanede sarhoşluğum olur gibi, çıkıp taş plaktan
yüreğime dolan o eski şarkının sözlerinden, yoksa sesinden mi
seni nasıl sevdim böyle, aristokrat şıklık ve bohem salaşlığımla
yokuş çıkan tramvay gibi son durakta, aldığım son nefesten mi
bilmiyorum.....
.
.
,
bugün zaman sen ol, şehir bütün denizlerini yudumlasın
iskelen akşamın olsun, son vapurla sırılsıklam sabahlasın
yeter ki bugün olsun canımın içi, yarına kalmasın...
neden hep bir martı çığlığında ararım senin sesini, bilmiyorum
güvertedeki taze simit ve demli çay tadının, sensizliğinden mi
Boğaziçi’nin rüzgâr korusunda, gövdesine ismin yazılı o ağaçtan
bir martı kanadına saklanıp, esip gelirsin diye beklememden mi
seni nasıl sevdim, işte dört yanın deniz kız kulesi, geçip karşına
giydirip gelinliğini sırtına, sonsuz hasret gibi seyretmemden mi
bilmiyorum.....
.
.
,
bana bir zaman ver, bu şehrin gün görmemiş toprağından
içinde resmim olsun, ıslansın yağacak senli yağmurlardan
yeter ki yarın olsun canımın içi, yarın ve sonrasından...
..,
Cevat Çeştepe
HARİKA!!!!!!!! çok teşekkürler paylaşımınıza..saygımla..
Bu şiir ile ilgili 110 tane yorum bulunmakta