Çok seneler öncesi,
Ağlıyordu bu gönül.
Yüreğini bir okla,
Dağlıyordu bu gönül.
Bir tepenin ardında,
Karıştı gecem ve gündüzüm yine bir birine,
Gündüz doğmaz güneşim gece çıkmaz ayım
Kimi koyduysam ey sevgili kalbimdeki yerine
Zihinlerinde harami kalplerinde belayım.
Şimdi hayal ile gerçek arasında perdeyim,
Bu hercai hayatta acep nerelerdeyim
Seni anlattılar bana.
Çok değişmişsin.
Gözlerindeki ışık sönmüş.
İçindeki çocuk kaybolmuş.
Hüzün dolmuş yüreğin dediler.
Anladım,
Nereden gelir bu serzenişler.
Hayata binaen bitmeyen işler.
Yaşamanın anlamı kalmadı hiç.
Vazgeçemediğim dostlarımdan hariç.
Gönülden var olanların hatırası,
Yürekte var olanların yarısı,
kaç zaman oldu bilemem,
gözlerinde kendimi görmeyeli,
ve buğusunda titremeyeli.
o hercai gözlerin,
akmayalı göz pınarlarından.
Sıradan bir insanın,
Sıradan hayatını yaşamaktaydım,
Benim sıradanlığımı özel yapacak,
Sıradan bir güzelin,
Sıradan yaşamını paylaşmaya muhtaçtım
Her insan bir kere sever.
Ya sevdiğiyle evlenir
Ya da ateşiyle alevlenir
Çünkü her insan bir kere sever.
“Ben ateşiyle alevlendim”
O'ndan arta kalan yalnızca acı,keder.
Şikayetin mi var ey divane gönül?
Yazılmışsa böyle yaşanılacak kader,
Söyle elden ne gelir ey pervane gönül.
13-10-2010
Unutulmuş kuru bir yaprak gibi öylece,
Bırakın dostlarım sevdiklerimle gidin.
Gökyüzünde yıldızları seyretmeyin bu gece,
Yeryüzünde ölümünü seyredin bir yiğidin.
21–11–2008
Yine rüyalardasınız, gözlerimizde yaşlar,
Yokluğunuzla başladı kalplerdeki savaşlar.
Yanıyor kalbimizdeki parlak hayat yıldızı,
Rüyaları süsleyen bir ışıktı kırmızı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!