Gidem kara yelden gidem
geçip giden tarihlere çağlara
kurt kuzuyla dostluk edem
hakkı yazem ovalara dağlara
çağlayan bir ırmak olem
Canımdan bir parça gitti uzağa
Araya zamanı koydu da gitti
Ruhum çırpınıyor düştü tuzağa
Elimi böğrüme koydu da gitti
Neden artık beyaz kuşlar ötmüyor
Dedesini devlet mezarlığında
toprağa verirken cebinden
düşürdüğü
senedini
bulmak için
yârimin yüzünde gördüm bir çizi
gönülde sevincim neşem var benim
tükenmez umudum çözer her gizi
seher kıyısında demim var benim
gömerim kalbime kışı ayazı
Bu nasıl konuşdu nasıl hoş idi
Vadinde görünür iş de görünmür
Gölgesi kocaman içi boş idi
Köprüsü görünür yolu görünmür
Bele ne yaman adamdı seçimde
Eskiden ay ve yıldızlar göğümüzdeydi,
Gece bitince, güneş doğar,
Kuşlar öterdi.
Ama bu gün, gece bitmiyor,
Zaman geçmiyor, güneş doğmuyor,
Komşusu :
-İkidir üçüncü katta penceredesin
dalmışsın epeydir, düşüncelisin,
belli ki var bir derdin,
-Bak! ben yabancı değilim,
sağlık taşır ne güzeldi yağız at
batıdan düşür bu maraz hayat
kor ağıl kalarsa başında meğer
derin kaz mezeri kırağında yat
insan karlı dağda kalırsa darda
Çık mikat'ta mevki, makam, mansıptan
Para, mal, banka, kasa, hesaptan
Bırak oğlun, kızın, eşin, ırkından boşan
Merak etme yok zaten arkandan koşan
Korkma, batmayacaksın artık dolardan,
anne yüreği karaya oturdu
beti benzi atmış kumlara yığıldı
oracıkta
ne bilsin sivri uçlu kayalar
ilk yardımdan
ölüme davetiye çıkardılar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!