kılcal damarları köprüdür
hayatla bizim ölüm arası
gideceğimiz yerden gelmekte
neler getirir neler al yeşil turuncu
renkler
Başka olsaydım ne bileyim daha başka
Kaybolurdum deryalarda boğularak
bir fiske hava gücüyle uçarak,
Oysa şimdi ışığa, karanlığa çarpıyorum
duyuyorum, görüyorum
Nazlı bulutlar gibi essin ocağım
Al bayrağım darılmasın üzülmesin
Nice cevher gizli sensin ocağım
Hakla ol yadel içre süzülmesin
Bu ocak ayıdır kışın tacıdır
Ellerim acıyor başım yüreğim,
Ne kadar uzakta kaldı kıyılar
Dalga gibi dövüyor düşüncelerim
Üstüme çöktü karanlığı acılar
Gözlerim damla damla çağlarken
Mevsimler o zaman tam da kışdı
bizim memlekette
Ayağımın bir çift arabası vardı
İkisi de kışlık gibiydi öyle
Saatte 7 km hızla giderdim şehirden
unuttum dünü saymamışım
sanki kelebek yemiş anılar
uç uç böceğine dayanmışım
arı vızıltısına değiyor zamanlar
eridi buzdan zaman bu sıcakta
Herkes gelmiş olsun, bir ben yokum
Gidilen o kara yerde
Çok yedim tuzlu ekmeğinizden tokum
Her gün örülür kirli köprüler perde perde
Heybeler dolusu elma ellerinde çocuklar güler
Bugün bir dostum geldi öğle üzeri
dertleştik biraz hayat memat üzeri
içtiğimiz soğuk suyu, kaydığımız karı hatırladık
hemşeri gibi
kesme çorbası içtik beraber
Hayatın taze baharında coşarken
Diriliş şarkıları söyleyen sular
Dağların koynuna uyanır doğar
Şırıl, şırıl çağlar hareketlenir
Alnına değen her bir damladan irkilen taşlar
Dünya ne kadar pejmürde,
olmadığında,
Balkon çiçeği sokağın gülü,
Odaların gülümseyişi,
Gelin olan çiçekler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!