Havva Ananın yasak meyveyi tattığı günden bu yana, ne yasaklarla zulüm edildi de insana, yılmadan devrimler yapıldı geçmişten bu zamana.. Ve o yasaklardan uyanan halklara yeniden zulüm edilir oldu her manada... İnsanın sosyalleşmesi ve fikrini zikretmesi sosyal ağlar öncesinde nasıl ki durdurulamamış ise, sosyal ağlar sonrası da durdurulamayacaktır bu bağlamda... İnsan; insan olduğunu unutmayıp, evrensel olgunlukta ve onuruyla yaşadıkça.. Yasaklarla Yaşasak da!
Boyun bükmeyeceğim hiç bir kadına,
Yalnız aşkı seveceğim inadına...
Yapayalnızmışım.. Kendimi bulunca yalnızlığa ulaştım... Ne zaman ki hakikate ulaşırsam, biliyorumki artık yalnız da olmayacağım. Bu hayat yalnızlığa adanmış, kuru kalabalıklarla aldatılmış. Sırf anlayabilelim diye hakikatı, nasıl da çekiyoruz hayatı.. Çekilirsin be hayat, çekilirsin, ta ki yollarımız ayrılıncaya dek çekilirsin. Ya sonrası.. Işte o zaman varlığının nedensizligiyle kalırsın sırlı manada yok olup gidersin ve yalnız bile kalma şansın olamaz senin.
Bildiğim tek şey; gelen hep gideni aratıyor. Sayısız gafları ve hataları olan bir yönetimle (ki realist olursak yaptıkları olumlu işlerin önüne geçti fazlasıyla olumsuzlukları) devam etmenin sıkıntısı kadar, alternatif bir liderin ve yönetimin bulunmamasının sıkıntısı da büyük. Hangi düşünceden olunsa olunsun; ülkemiz siyaseti çıkarsız ve yalansız değil maalesef. Sanırım toplumumuzun aynasılar da üstelik ki; bu daha vahim. Fırsatını bulduk mu, en karşısında olduklarımıza bile işlerimize yürüttürmekte üstümüze yok.
Ülkemizin sağlam temeller üzerinde gelişebilmesi için evvela toplumsal barış, sadakat ve liyakat şart. Liyakatın kriteri kendi tabanlarına uyum, sadakatin kriteri kendi açıklarını gizleme ve toplumsal barışın kriteri açılım saçılım oldukça; yol almanın mümkün olmadığı aşikar. Bir ailede dört farklı partiden (düşünceden) bireyler arasında nasıl ki her şeye rağmen ailevi değerler öne çıkabilmekteyse; toplumda da farklı düşüncelere rağmen ulusal değerlerin öne çıkması yolunda bütünsel hareket edilemeyip, sırf ideolojiler uğruna biri birilerini ötekileştirmeye devam edildiği sürece müreffeh bir Türkiyeyi beklemek hayaldir. Ticaret ve siyaset yasağı olan memurun seçim zamanı hatırlanıp oyu talep edilen bir ülkede yaşıyoruz. Siyasetçiyi seç ama siyaset yapma mantığı. Bu örnek bile başlı başına ülkemiz demokrasisini açıklamaya yeter.
O sebeple kim gelirse gelsin; düzenin değişmeyeceği kanaatindeyim. Ki, biz önümüze sunulanlardan seçim yapmakla mükellef kılınıyoruz. Lakin sunumları hazılayanlardır asıl seçmenler. Yani yönetenleri yönetecek olanlardır. Hakkımızda hayırlısı olsun demek lazım ama şer bildiğimizde hayır olabileceği gibi, hayır bildiğimizde de şer olma ihtimali de var!
Herkes kendi aşkını yaşar. İki kişilik de olsa ilişki, birinin birine duyduğu aşk, diğerinin duyduğu aşk ile aynı ölçüde ve derecede olamaz. Keza, yalnız biri aşık, diğeri sadece maşuk olur genelde. Aşkta mütekabiliyet esası aranamaz. Aksi halde, yaşanan aşk değil, gönül ticaretidir. Özetle aşk, tek kişiliktir.
Kurtlar sofrasına da düşsek, yenilmek nedir bilmeyiz anne! .
Çocukluğumuz ve gençliğimiz AHMETimiz`le geçti,
Ahmedi oldu çok yanlarımız, sığ yanlarımız.. varlığımız! ..
Ahmedice sevmeyi öğrendik; Ahmedice kucaklamayı..
Ve gözlerimiz “AHMET gibi gülümsesin” diye, kalplerimizle misli ağladık... Deli Taylar Gibi koşamadık belki ama
Yağmurları Biriktirdik serçe yüreklerimizle..
Şimdi, sorsam "aşk nedir? " diye..
Biriniz adını özlem koyar;
Oysa özlem varsa aşk raftadır.
Biriniz sadakattir, liyakattır der;
Oysa sadakatsiz gönüle aşk ne eyler?
Biriniz iki kişiliktir der, uygun şahsı bekler;
Böylesi bir zamanda facebookta oyun oynayabilen eller,
Aynı zaman da Soma için sitem edebilmiş profiller! ..
Oysa yılların karasıyla ekmeğe uzanırdı Soma'daki eller,
Ve kömür oyunu değildi Onlarınki; ölüm tüneliydi emekler..
Siyah beyazı örtmez; sadece beyaz, siyahı grileştiterecek mütavaziliktedir.
Acıyı tadacaksın elbette ki sen de
Ve sancılı geçecek anların belki de
Hüzün ekmeğin olacak ki gönül sofranda
Gözlerin de doyacak, kalmayacak tafran da
Anlayacaksın beni ve bensiz hiçliğini
Yine de vermem sana aşkımın kimliğini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!