Yücel Terkanlıoğlu Şiirleri - Şair Yücel ...

Yücel Terkanlıoğlu

Değerin, verdiğin; gelenin, gittiğin kadardır. Beklemekle değil, atılan adımlarla yol alınır. Sabır ise ekenin hakkıdır; ektiğini biçersin, ekmediğine dua etmezsin.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Kadınlar duygusaldır; çünkü erkekler duygulandırır.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Yazımın çıkış nedeni; maalesef dünyamızda yaşanmış, yaşanmakta olan ve her zaman da yaşanacağa benzer gerek ideolojik gerekse menfaat çıkışlı çatışmaların ürünleridir.:(Bu ürünler coğrafi, beşeri ve ekonomik özelliklere göre farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Savaşların ve katliamların yaşanmadığı bir çok yerde de mezhepsel, ideolojik veya ekonomik ayrışımlar mevcut. Ortak paydaların; kimsenin kılının bile incinmemesi ve herkesin kendi düşünce çemberinde (sınırlı şekilde) hür iradeye sahip olması gerektiği, ayrıca kimsenin kimseyi cebren usulle değiştirmeye hakkı olmadığı ve bunun için de öncelikle sıkça empati yapılması gerektiği kabul edilecek olsa dahi empati ile "kendimiz için istemediğimizi başkası için de istememe" ölçütü de bazen yeterli gelemeyebilir. Çünkü bazen kendimiz için bile acımasız olabilmekteyiz ki; bu halde başkaları için de acımasız olmak daha kolay demektir. Herkes kendi penceresinin açılma yönüne göre şu.cu veya bu.cu olsa da; kendi özgünlüğünde olmadıkça birey olamayacağını ve esasen başkalaşacağını da göz ardı etmemek gerekir. "Aklın yolu birdir" klasiği, bir düşünsel kısır döngüdür esasen. Çünkü aklı kullanma yetenekleri bir değildir ve sonuçları da elbette ki farklılıkları getirir. Doğumdan ölüme dek her bireyin etkileşiminde olduğu o kadar çok farklı düşünce, çevre ve yaşam koşulları vardır ki; hiç birinin sonucu birbirine eşdeğer sonuç vermemektedir. Bakış açıları da kişiden kişiye bu sebeplerle farklılık göstermektedir. Örneğin; süte çıplak gözle bakıldığında ki çoğunluk bu şekilde bakacaktır; homojen bir yapıda olduğuna kanaat getirilir. Yani her tarafında aynı özelliği gösteren, tek bir madde gibi görülür. Mikroskopla bakıldığında ise; yağ damlacıklarından dolayı heterojen olduğu görülür. Yani her tarafında farklı özellik gösteren bir karışım olduğu anlaşılır. Peki ama kaç kişi mikroskopla bakacaktır veya bakabilecektir ki? Yani kullanılan metotlara ve materyallere göre farklı sonuçlar elde edilebilecektir. Benzer şekilde; farklı düşünme yeteneklerinin de farklı varsayımları olacaktır elbette. Eksik ya da yanlış bilgilerle donatılmış beyinlerin yanlış ölçen tartıların vereceği sonuçlar misali yanıltmaları olacaktır maalesef. Hangimiz ne düşünüp ne söylemde olursak olalım; yanlış düşünce ürünlerine tanıklık etmeye devam edeceğiz ki; ömrümüz dahi yetmeyecektir. Habil ile Kabil vak'asından bu yana ömürleri yetmemiş yüzlerce kuşaklar gibi. Genel olarak ortak paydalarla çoğalıp buluşmaktan başkaca pek bir çıkar yol da yok sanırım. Bu halde sütün yapısından ziyade yararlı mı zararlı mı olduğunu irdelemek gerekir. Tamamıza yakın bir çoğunluk sütün yararlı olduğuna kanaat getirecektir ve bu ortak paydada süt içmeye devam edecektir şüphesiz. Bu kanaate varmayacak olanlarsa; örneğin mide rahatsızlığı gibi bir hastalık nedeniyle süt içemeyenler olacaktır. :) Fakat bu durumda olanların yani sütten zarar görebileceklerin, sütten yarar sağlayanlara süt içtirmemek gibi bir engelleme içerisinde olmaları da beklenemez. Çünkü sütün kendilerine hastalıklarından dolayı iyi gelmediğinin de bilincindedirler. Yani olası sonuçlara göre bir ortak paydada buluşabilen bilinçli bireyler olunduğu sürece bir çatışmaya sebebiyet verilmeyeceği açıktır. Düşünsel kısırdöngülerimizi aşarak, doğru metotlarla ve materyallerle sağlayabileceğimiz özgün bakış açılarımızla ortak paydalarda buluşabilme çabasında olmak ümidiyle sevgiyle kalın! BeNoKYaNuS DuYGu OkYaNuSu

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Yeter gayri mayıştığın bu kadar.
Gün bitiyor, gecenin de vakti dar.
Zayi etme şu baharı, kış kasar.
Gel hadi yar, gözlerim seni arar.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Ne mutsuz oysa
şuyum, buyum diyen;
Mutluluk olsa,
Haykırışlar neden?

İnsan insana,

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Ahmet Arif hasretinden prangalar eskitmiş.
Mazlumu eskitense, prangalı hasretiymiş.
Beni prangalayansa, hiç eskimeyen hasretim.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Gibi gibi aşk... Ceyda'nın dediği gibi...
Ama bazen acı gibi, bazen tatlı gibi...
İkisi arasında dil hep suskun, gözler hep süzgün gibi...
Gibi gibi; yorgun bir ifadesizliğin masumane tavrı gibi.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Kalp kalbe karşı değil yanında olmalı; sevgiliyi kucakta değil kalpte taşımalı.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Kadınlar hep gülümsesin. Çok gülümsesin. Gülmek en çok onlara, onlara en çok gülmek yakışır. Ağlayıp makyajlarını bozacaklarına, gülüp markaja alanları bocalatsınlar. Sadece makyajı abartmasınlar. Abartılı makyajın, güzelliklerinin farkında olmadıklarının vahim itirafnamesi olacağını göz ardı etmesinler... Kendileriyle barışık olsunlar... Kendileriyle barışık gülümsediklerinde, hayat onlara da yanındakilere de yeterince mutluluğu sunacak gevşeklikte ve zenginliktedir.

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Kadının kalbini çalmak, göle maya çalmaya da benzemez. Göl suyu tatlıdır, kadının göz suyu asit gibi yakar.

Devamını Oku