Anne, hüzün bulutları birikti yokluğunda,
Damla damla kor düştü yüreğime semadan.
Kanatı yanık kuşlar üşüştü canevime,
Mavi yandı bütün umutları sardı hicran.
Keskin ayazlara mahkum oldu sensiz gecem,
Karanlıklar girdabına sürüklendi düşler,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Anne, hüzün bulutları birikti yokluğunda,
Damla damla kor düştü yüreğime semadan.
Kanatı yanık kuşlar üşüştü canevime,
Mavi yandı bütün umutları sardı hicran.
Keskin ayazlara mahkum oldu sensiz gecem,
Karanlıklar girdabına sürüklendi düşler,
Vurgun seherlere bican vardı gözlerim,
Heyulalar diyarına göçtü mübeşşirler.
Meçhul gölgeler serildi gurbet yollarına,
Meyus viranelerde canhıraş sabahladım.
Mecruh kelebekler kondu sevda dallarına,
Musalla taşını öptüm de, kaç kez kanadım.
Cevherimi yitirdim, kapkara bir taş oldum,
Çehreme zamane rüzgarları çıban saçtı.
Cemalinden yoksun, kör aydınlığa vuruldum.
Çirkin halim aynalardan aynalara kaçtı.
Arafta kalmışım, gül ellerin nerde anne,
Göster bir yol, çıkmazlar içinde kaybolmuşum.
Ağıtlar çarkında dilim bu şehirde anne,
Al beni koynuna, karayazgımda solmuşum
içim acıyarak okudum ....
fazla yorum yapamıyorum ...çok güzel
müzeyyen başkır
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta