Bursa'da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.
Bir zafer müjdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hala
..........
..........
Kayıt Tarihi : 1.12.2000 23:01:00
Şiiri Değerlendir
© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
güzel bursa
yeşil bursa...
Rahmetle anıyoruz...
Merak edenler için buraya izninizle yazıyorum.
BURSA'DA AKŞAM
Bugün de sonbahardan süzülüp doğdu akşam,
Dağların yere indi koyu, serin gölgesi;
Uludağ etekleri al ipekten bu akşam;
Düştü yeşil ovaya kubbelerin gölgesi!...
Ufuklarda bu akşam ne sis var, ne bulut var;
Selvilerin içinde bir alev Emirsultan...
İçten dualar gibi geçiyor sanki rüzgâr,
Bir ilahi adaya benzeyen Yıldırım'dan.
Orada ince yollar gölgeleniyor işte;
Karşıdan renk içinde solgun ay görünüyor!
Güneşin son nurundan bir damlacık içmiş de,
Şu karşıki kulübe bir saray görünüyor!...
Gözlerine vurunca kubbelerin gölgesi,
Öz cenneti gönlümle seyrettim ben bu akşam.
Göklerde ne bir nefes, ne de bir kanat sesi,
Uludağ etekleri al ipekten bu akşam!...
Ömer Bedrettin Uşaklı
Bursa üzerine yazılan şiirler Bursa gibi güzel olmuştur hep.
**Sayın Yılmaz, yukarıda ki günün Şiiriyle Zat-i alinizin astığı Ömer
Bedrettin'in Şiirini mukayese ettim, arada ki fark tam anlamıyla şöyle?
İlk okul öğrencisiyle, üniversite öğrencisine benzer ŞİİR yazmaları
için ödev verilmiş ve çıkan sonuç aynen öğle. Yani günün Şiirini sanki
ilk okul 3. sınıf öğrencisi yazmış. Ne giriş belli ne de çıkış belli . Her
şeyi geçtim, Ya-hu Ührevi ahenk ne demek. Her halde Merhum Şairimiz
bir müşkül zamanında yazmış.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Şiiri= 38 puan.
Ömer Bedrettin Uşaklı'nın Şiiri= 89 puan.
Bursa'da bir eski cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdıyan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarîlerin en ilâhisi.
Bir zafer müjdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın.
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle.
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası,
Muradiye, sabrın acı meyvası,
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahçeler,
Şanlı hikâyesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin
Nakleder yâdını gelen geçene.
Bu hayâle uyur Bursa her gece,
Her şafak onunla uyanır, güler
Gümüş aydınlıkta serviler, güller
Serin hülyasıyla çeşmelerinin.
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şakırtılarından
Billûr bir âvize Bursa'da zaman.
Yeşil türbesini gezdik dün akşam,
Duyduk bir musikî gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kur'an sesini.
Fetih günlerinin saf neşesini
Aydınlanmış buldum tebessümünle.
İsterdim bu eski yerde seninle
Başbaşa uyumak son uykumuzu,
Bu hayâl içinde... Ve ufkumuzu
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,
Havayı dolduran uhrevî âhenk..
Bir ilâh uykusu olur elbette
Ölüm bu tılsımlı ebediyette,
Belki de rüyâsı bu cetlerin,
Beyaz bahçesinde su seslerinin.
Ahmet Hamdi TANPINAR
Yalın ve akıcı tasvirle anlatılanlar canlanıyor zihnimde...
TÜM YORUMLAR (30)