Zeus bir gün seslendi insanlara göklerden;
'Dünyayı size verdim, alın mülkünüz olsun!
Bu sonsuz armağanı bölüşüverin hemen,
Ama kardeşçe yapın, herkes hakkını alsın! '
Eli ayağı tutan herkes geldi üşüştü,
Harıl harıl işlere sarıldı genç, ihtiyar,
Sana koşmak istedim sabrım tükendi
Takatim tükenmiş gücüm yetmedi..
Sığındım biçare sensizliğime
Resminle konuşup ağladım bugün
Öyle ihtiyacım vardıki sana
Devamını Oku
Takatim tükenmiş gücüm yetmedi..
Sığındım biçare sensizliğime
Resminle konuşup ağladım bugün
Öyle ihtiyacım vardıki sana




/ve dikişleri yeni alınmıştı,
gökyüzünün/
dünyanın;
çizgili pijamasının
beli sıkmıştı ki,
gevşek bir don lastiği ile değiştirip,
ayırmıştı gövdesini ikiye;
/kuzey,
güney,
savaş,
sıcak,
soğuk,
erkek,
kadın,
aşk/
dünya öyle kurallı ve tertipliydi ki,
yoktu tahammülü hiç dağınıklığa,
her şeyi planladı, kurguladı;
ölçtü/biçti/tarttı ve;
/denizlerin,
ülkelerin,
göğün,
toprağın,
aşkların,
insanların,
hayatın/
kenarlarına makine çekti
ve kesti sarkan iplikleri,
dünyanın öyle usta elleri vardı ki,
ve öyle güzel dikmişti ki
herkesin göğünü kendine;
/kimseye,
bir başkasının göğündeki
turnayı sevmek,
hakkını tanımıyordu…,
oysa meşk,
dudaklarındaki
esrarlı cigarayla,
özerkti dünyadan/
başına buyruk ihtilâl adımlarıyla,
yürüdü;
onun gök kubbesine,
ve ama evet,
dünyanın öyle usta elleri vardı ki,
ve öyle güzel dikmişti ki
herkesin göğünü kendine/
kimseye,
bir başkasının göğündeki
turnayı sevmek,
hakkını tanımıyordu…;
oysa mey,
dudaklarındaki
esrarlı cigarayla
özerkti dünyadan
ve başına buyruk ihtilâl adımlarıyla;
yürüdü,
onun gök kubbesine,
bir izmariti çiğner gibi,
bir leşi tepeler gibi,
bastı başına,
kutupları ve ekvatoruna kadar,
kirli postalarının izini bırakarak,
had bildirdi atmosferine,
ah;
öyle çok seviyorum ki seni,
öyle çok,
sensin benim gökyüzüm
ve süreyya yıldızım,
yön duygum,
iç görüm…,
ne diyordum;
/ve,
çaldı dünyanın makasını
/ve,
kesti sevdalı parmaklarıyla
/ve,
söktü iplikleri…;
öyle çok seviyorum ki seni,
öyle çok;
sensin benim güzel ve zarif turnam,
ve yoktu,
zahirin ne çizgisi,
/ne sınırı,
ne de minimal bir raconu,
ah;
kanarız ki biz birbirine yeryüzü ve gökyüzü,
akarız ki birbirine…,
ve kanarsın;
sen, bende bakan okyanus gözlerime,
ve bir hekim tebessümüne
ben de…;
ah sevgili marjinalim,
boğuluyo/rum,
ki rotasız gemi,
ma/ss/mavi ummanına
atıyor demir…,
ah;
Çok güzel şiir yazanın gönlüne, çevirenin eline sağlık
Mükemmel bir çeviri ile enfes bir şiir okudum. Antolojinin değerli seçici kurul üyeleri okyanusların dibinde saklı kalmış nadide elması bulup çıkarmışlar. Teşekkürler kral site antoloji. Tebrikler seçici kurul üyeleri. Her şeyin en güzeli sizi ve sevdiklerinizi bulsun efendim. Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. Turgutreis. BODRUM.
'Zeus bir gün seslendi insanlara göklerden;
'Dünyayı size verdim, alın mülkünüz olsun!
Bu sonsuz armağanı bölüşüverin hemen,
Ama kardeşçe yapın, herkes hakkını alsın! ' '
Bu şiir etkilemiştir hep beni. En çok da bu mısralar.
Ama paylaşımlar kardeşlikten uzak. Hepsi benim olsun dercesine...
'Elde silah avcılar ormanlara daldılar. '
Güçlü olan aldı her şeyi... Ne hak gözetidi ne haklı.Unutuldu bu dünyanın geçiciliği. Hırslar baş köşeye kuruldu.Unutuldu her şey.
Teşekkür ederim bu şiir için. Bir kez daha okumak ve üstüne düşünmek güzeldi.
Çok güzel bir şiir. Çevirisi de muazzam. Biz şairlere verdiği müjde ise, şiirin en kıyak tarafı.
Güzel Türkçeleştirilmiş bu güzel şiir için teşekkürler herkese.
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta