Erciyesten çığlar yürüdü, düştü El Azize
Yanan kalpler serinlendi Mayıs'ın 5'inde..
Türlü oyunlar hayatımı sarmıştı kökten
Dengeler, düzen bozuldu Mayıs'ın 5'inde
Öğlene yakın on birde, son rüya ile uyandım
Oyunlar kurulmuş yerlerde yatar
Bozguncu bozulur, şaşarsın şaşar
Yapılan haksızlıklar herkesi yakar!
Zalimlik yapıp, abad olan kim var?
Adaletin kılıcı çekilir, gerçekler çıkar!
Ne yazdır ne güz, adı eylül
Ne kıştır ne bahar, adı eylül
Ne yeşildir ne sarı, adı eylül
İki arada bir arafta, adı eylül
Sever, bazen sevmez, adı eylül
Ne ağlatır ne güldürür, adı eylül
Kaybol ruhumdan affet deme
Yaptıkların gelir önüne, bir bir;
Çekersin çekilemeyen acıları
Kaybol gözümden affet deme
Kaynağı olmayan suya baktın
Ellerimi bıraktığın o günden beri
Matemdeyim, sen bilmezsin beni
Ezelden ebede sevdim seni ama,
Layıkmıșız; kalemimiz kırıldı bugün!
(2009)
Hırçın fırtına önünde, dalgalanır dururum
Ümitsizce yol alırım; ismin silinir sahilden
Görünmez yangından çıkarak gidiyorum!
Esirgeme, gül kokan ellerini ellerime uzat
Pişmanlık uhdedir; İzler kalır, İzler kalırsın...
Lâl oldu perçinlendi bak dilim
Elbet güneşi görürüz bir gün
Yes tutma üzülme mutlu ol ki;
Lale devri yaşanır belki son gün!
Ağlama ki, vuslata ereriz o gün
(Mayıs 2011)
Anlatamıyorum susuyorum gizliyorum içimde
Bir rüzgar sesi gibi kalbime doğru çınlıyor sesin
Sabah esintisiyle değiyorsun naifce, saç telime
Gözlerimi kamaştıran bir ay ışığı gibi yansıyorsun
Bunca keder bunca üzüntü yol alırken patikalarda
Nağmeler kesilip şarkılarda susunca
Bir yoldan beş yollu kavşağa keçince
İnsanlara lanet edip son nefes diyince
Gözlerinden gözlersinde, beni ararsın..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!