Dakikalar yıllara döner özleminde,
Gözyaşın olup dokunur özlediğinde.
Asırlar geçmiş olsa da döndüğünde,
Yerin soğumamıştır üşüyen yüreğimde.
Kar yağdı yüreğime yazın ortasında,
Gül aşkına gülistana dönerken çöller,
Nefsim dünya serabına daldı da kaldı
Sevdasını bağrında saklarken denizler.
Hasretin çığlıkları martılara kaldı.
Kalbim Yusuf olup zindanları seçerken,
Simsiyah bulutlarla kaplanmış,
Gökyüzü gibi yüreğim.
Hasretinin kuyusunda kaldım,
Yar, gözlerini çok özledim.
Söz dinlemez oldu yüreğim,
Can kuşum kafeste feryat edip durur,
Sensiz doğan her gün bana hançer olur.
Fırtınaya aşık olmuş deniz gibi şu gönül,
Kendini hasret kıyılarına vurur da vurur.
Ben, bir kağıt parçası, kaleme teslim olan,
Sen,bir kalem,kudret elinde tutulan.
Ben,bir zarf sevdaları sımsıkı saran,
Sen,en güzel mektup Allah’a yazılan.
Sen, bir kitapsın durmadan okunası olan,
Beklerken güneş doğsun diye gecelerime,
Söyledim en güzel bestelerimi gözlerine.
Sen saklanmış sevdam mısın kalan ömrüme?
Sen aşk mısın yanan taa yüreğimde.?
Ben kül olup savrulmuşum ellerinde.
Ben, nefsinin kefesini ağır tartan bir terazi,
Sen,Hakkı hatırlatıp dengeleyen diğer kefesi.
Ben,her biri birbirinden farklı kar tanesi,
Sen,yüreğine alarak eriten aşkın nefesi.
Ben,kıldan ince kılıçtan keskin sırat yolcusu,
Sensizlikten çoraklaşan gönlüme,
Rahmet olup yağmanı isterim.
Yolumu bulamadığım karanlıklarımda,
Yol gösteren yıldızım ol isterim.
Denizlerde yol alan bir yelkenliyim,
Fırtınada sığındığım tek limansın.
Dilinden düşmeyen bir kelime olayım,
Karanlıklarımı nura çevirensin.
Esen bir rüzgarsın sabahın seherinde
Aşk mı, güneşi yakıp kavuran?
Yoksa güneş mi,aşktan yanan?
Aşk mı şu kalbi Gül’e koşturan?
Yoksa Gül mü,aşkı peşinden koşturan?
Sensiz kainat, hayat bulmaz Efendim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!