Vecdi Murat Soydan Şiirleri - Şair Vecdi ...

Vecdi Murat Soydan

O nasıl bir bakıştır öyle,
Güneş görse kıskanır.
Afrodit halt etmiş yanında,
Hoş tebessümünle birlikte,
Eşsiz güzelliğini senden almış.
Aşk Tanrısı Eros,

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Şimdi renkler bir başka güzel,
Kuşlar bir başka uçuyor,
Vazomdaki güller dile gelip sen oluyor,
İçtiğim bir bardak çay bahane,
Sevgin içimi ısıtıyor…

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 20 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986



Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Bulutlar küme küme, yağmur yağdı yağacak
Kasvet sarmış dört yanı, içerim acıyacak
Esen rüzgârlarla gel, görün bana, sonra git
Yüreğim neşelensin, nasılsa kanayacak


Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Bir elimde sigaram, diğer elimde çayım,
Kalbime kilitlenen bakışına hastayım,
Bende kalan ne varsa, al canım senin olsun,
Bırak beni gideyim, gözlerinden kaçayım.

Aşkı bana sorsaydın, söylerdim utanmadan,

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Dudakların bal küpü, öpersem kavrulurum,
Gözlerin derin kuyu, bakarsam boğulurum,
Yıkılır, sallanırım, sabah akşam sarhoşum,
Darmadağın olurum, durmadan savrulurum.

Şekerimsin, tadımsın, gönlümü avuturum,

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Görenler anlatmıştı,
Hem de ballandıra ballandıra.
Fıstık gibiymiş, adı Sultan’mış,
Nam-ı Ankara’yı değil, dünyayı sallamış.
O zamanlar çocuktum, gençtim.
Parayı denkleştirip, mekanına gittim.

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Çekingendi, belli ki korkuyordu,
Kim bilir kimden, niçin kaçıyordu?
Usulca yaklaşarak selam verdim,
Nasıl da nazlı nazlı bakıyordu.

Nazikçe dedim “nedir bu haliniz!

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Yapılan araştırmalarda, İslamiyetten önceki dönemlerde de Türklerin giyim kuşamlarına özen gösterdiği, son bin yıldır ise, ütülü elbise, ipek mendil, eldiven ve havlu kullandıkları belirtilmiştir.Kıyafetlerini özel yöntemlerle çeşitli renklere boyayan Türkler, “Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra-Kaşgarlı Mahmud ve Divanü Lugati’t-Türk” isimli kitapta yer alan bilgilere göre, Türkçede “ütü” olarak kullanılan söz, Divanü Lugati’t-Türk’te “ütüg” olarak geçmektedir.Bu alet, Kaşgarlı Mahmud tarafından, “mala biçiminde olan, ısıtıldıktan sonra giysilerin kırışıklıklarına bastırılarak sıcaklığın etkisiyle bu kırışıklıkların düzleşmesini sağlayan demir parçası” olarak tanımlanmıştır. Günümüzün ütüsünün ateşte ısıtılarak kullanılan eski biçimi olan “ütüg” için eserlerde, “ütidi” fiili de “ol tonug ütidi (o giysinin kırışıklıklarını ütüledi ve düzeltti) ” şeklinde kullanılmaktadır.Sözlük bölümünde yer alan “suvluk” sözünü Kaşgarlı Mahmud “havlu”, “eliglik” sözünü ise “eldiven” olarak tanımlamaktadır. “Su” sözcüğünün bin yıl önceki biçimi olan “suv” kelimesine getirilen yapım ekiyle türetilen “suvluk” un, el, yüz ve vücuttaki suyu kurutmak amacıyla kullanılan havlu olduğu anlaşılmaktadır.

Bin yıl önce Türklerin giyim kuşamında mendil kullandıkları, erkeklerin gerektiğinde burunlarını silmek için ceplerinde taşıdıkları ipek mendil olan “ületü”nün bir başka giyim kuşam aksesuarı olarak görüldüğü göz önüne alındığında bu verilerin, Türklerin bin yıl önce giyim ve temizliklerine dikkat ettiklerini, ütülenmiş kıyafet ve ipek mendillerle dolaştıklarırı göstermektedir.

Kuran-ı Kerimde Rabbimiz temizlik konusunda şunları emretmiştir: Ona (Kurana) temizlenenlerden başkası dokunamaz.(Sure-i Vakıa 79. Ayet.) ,
Eğer cünüp iseniz tam temizlenin.(Maide/ 6) , Allah, tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.(Bakara/222)

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Gül yüzlüm, ceylan bakışlım, sana müpteladır canım,
Bir gülüşün ömre bedel, neşe doluyum cananım,
Nazar değmesin bir tanem, mutluluğumuz hep sürsün,
Canımı asla düşünmem, uğruna dökülsün kanım.

Gönlümde gonca gülümsün, bülbüller seni görmesin,

Devamını Oku