Bakın kimsenin vakti yok
Ömürden
İnsanlara fark atan
Çok yaşayan
Çok şeyler gören
Her sabah aynaya bakıp
Bir çöl düşün susuz
Bir yetim düşün Babasız
Bir garip düşün sevgisiz
İşte o benim
Terk edilen düşün zavallı
Kaç kere söyledim sana gel diye
Dinlemedin sözümü gittin ellere
Sensiz olan gönlümü avuttum ellerle
Güneş doğan gönlüm döndü çöllere
Vasıf’ım Gitme sevdiğim gitme dinle sözümü
Nede erken ayrıldın aramızdan sevdiğim
Arıyorum köşe bucak hayalin karşılar beni
Uzatırım elimi sonu görünmeyen meçhul boşluğa
Kahrediyor beni sensiz yaşamak bu yuvada
Gelinliğini koyacağım yattığın odaya
Değişi verdin gönlüm başkasında değince
Kahrından ağlayacaktın bunu hemen duyunca
Ne bilirdim senin beni pek çok sevdiğini
Sevdim deli gibi birini dönmek imkânsız bir kere
Madem seviyordun neden söylemedin
Göz gözü görmeyen
Issız dumanlı dağların ardında kaldım
Sis çökmüş dağ yamacı yollarına
Rüzgârların kulakları sağır eden çığlıklarında
Göz gözü görmeyen fırtınalarla
Tipiye tutulmuş serce misali çaresizim
Ah Baba’m
Sen varken dünya küçüktü gözümde
Kollarında huzurla uyuduğum günler gelir aklıma
Güvenerek yaslandığım dağ gibiydin
Her zaman yanımda vardın
Bükülmez dediğim bileğimle
Aşkımdır bu diye ağlıyorsam
Seni seviyorum diye haykırıyorsam
Yıllardır peşinden koşuyorsam
Kulun kölen miyim ben senin
Dertlerimle baş başa kaldıysam
Ey güzel insanlar en güzel dileklerimle
Kan bağım olan, olmayan gönül kardeşlerime
Doğduğum köyüm Allah’ın yarattığı âleme
Büyüdüğüm şehrin insanlarına merhaba
Kendini saklayan mahzunlara
Kar yağıyor inceden inceye
Palan döken dağlarına
Giyinmiş beyaz gelinliğini
Başına takmış duvağını tacını
Ürkütücü palandöken dağları



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!