Hamza Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • kodaman

    26.02.2006 - 07:23

    lazcada'koda' duvar demek.man ise ingilazcada adam demek :)

    yanı duvar adam ;))

  • Özgürlük tutkusu

    26.02.2006 - 07:20

    idam sehpasını çağriştırıyor....(türkiye için tabiki)

  • este

    26.02.2006 - 07:17

    bir valadır ve aynı zamanda irmo'nun karısıdır.

    '..karısı nazik estedir. yaraların ve yorgunluğun iyileştiricisi. este'nin giysisi gridir ve dinlenmek onun ihsanıdır. gündüzleri gezinmez, ağaçlarla gölgelenmiş lorellin gölünde bir adada uyur.'
    ekşiden

  • oportunist

    26.02.2006 - 07:09

    tüm yönüyle komünizm mi çağrıştırıyor...

  • adres

    26.02.2006 - 07:05

    http://nedir.antoloji.com/adres/

  • efsane geri döndü

    26.02.2006 - 06:51

    evet döndüm.....

    ama o eski halimden eser yok:(

  • iyiler siyah giyer

    26.02.2006 - 06:35

    bknz:atmaca

  • otostopçunun galaksi rehberi

    26.02.2006 - 03:05

    ufostopcunun galaksi rehberi olsaydı daha doğal olurdu...

  • eski fotoğraflar

    25.02.2006 - 23:34

    geçmişin izleri bazen yakmak gerek...

  • tv dizileri

    25.02.2006 - 23:23

    dünyanın bir başka ülkesinde varmıdir acaba böyle dizi çılgınlığı?

    ne biçim ülkede yaşıyoruz bu bi kabus olmalı:S

  • çorum

    25.02.2006 - 23:19

    leblebı yağiyla kavrulan şirin bir ilimiz.. :)

  • küresel ısınma

    25.02.2006 - 22:11

    antolojiye gereğinden fazla giriş yapma etkısı olabılır mı? alakasız değildir ;)

  • jitem

    25.02.2006 - 21:56

    muamma bilinmiyen bir kurum yada kuruluş nebılım kardeşim varmı yokmu oda meçhul...

  • seni seviyorum

    25.02.2006 - 21:54

    Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
    'SENİ SEVİYORUM' Demek İçin Geç Kalma; Sevgiyle Kal...

    masi mayropen

  • yaşam

    25.02.2006 - 21:48

    yaşarsın bitince dramatık veya zit bi durum. ortaya çıkar...

  • aşk

    25.02.2006 - 21:33

    Bir Leyla Düşlemesi

    Bir Leyla düşlemesidir aşk. Yanmaktır bir gülün kırmızısında, türküler yakmaktır sevgiliye. Gün batımlarında tutulan sevdaları gün doğumlarında aramanın adıdır aşk. Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir; güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır aşk.
    Ve biz şimdi büyüsü kaybolmuş zamanlarda aşkın peşine düştük. Pazar pazar gezinen Zeliha olduk aşkımıza bir Yusuf bulmak için. Yusuf, esrarını gizleyen ebedi iffetti.

    Mecnun’a özendik sevdamızı bir Leyla’ya yüklemek için. Leyla bir ışıktı, ab–ı hayattı aşkı filizlendiren.
    Ferhat olup Şirin’ler hatırına gönül kazmasını yamaç yüreklere vurmak istedik. Şirin, gönül aynasında aşkı büyüten bir suretti.
    Bitmeyen özlemler büyütüyoruz bağrımızda. Leyla’ya, Şirin’e, Aslı’ya adadığımız yüreklerimiz vardır. Suretten öte aradığımız bir yâr vardır. Yârin adıyla yan yana bilinsin istediğimiz adlarımız vardır.

    “Aşk” ile “ilgi duyma”nın karıştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Artık güllerimiz Leyla kokmuyor, sevda kokmuyor. Aşkın ilk basamağına dahi çıkamadık. Tutkulara takılıp kaldık. Dergâha gelen delikanlıya şeyhin “Sen git, âşık ol da gel, aşkı bil de gel! ” dediği kadar dahi olsa, yüreklerimize işleyemedik aşk nakışını. Gönül toprağına atamadık aşk tohumunu. Nadasa bırakılmış yüreklerimize bir Leyla tohumu düşmedi.

    Biz ölümsüz ve günahsız aşklara değil, günübirlik sevdalara takılıp kaldık. Cismaniyetin ağında ateş böceklerini yıldız sayanlar gibi, tutkuları aşk sandık. Talihsiz yanılgılarla yanlış ateşlerde yandı ruhumuz.

    Sonu “kaf”la biten, “aşk”ta kalb vardır. Kaf, kalbidir aşkın. Aşkın kalbini çıkarıp aldığınızda geriye “aş” (k) kalır, ceset kalır, madde kalır.
    Mecnun’un aşkına özenip de yürüdüğümüz yollar, çöl değil. Oysa aşk, çölde haz verir insana. Kalb, çöl yanmışlığında kanıyorsa aşk vardır. Aşk, yanmışlıkla daha bir lezzet verir aşığa. Susuzluktan çatlayan dudaklardan dökülen Leyla adı, cânân adı, can verir ölür ruhlara. Çölde ceylanların sürmeli gözlerinde Leyla’yı görenler, aşka uyanır seherlerde. Ve aşkın büyüsü örülür seherlerde. Toprak öperken alınlarımızdan, aslında Leyla’dır buseler konduran.
    Bizim seherlerimizde ceylanlar yok artık. Biz seherlerimizi uykulara feda ettik, göremiyoruz Leyla bakışlı ceylanları. Üstümüze güneşler doğar oldu. Geceler boyu yıldızlarla söyleşip de onlara elveda diyemedik gün doğumlarında. Biz, ceylanların gözlerini öpemedik, bu gözler Leyla’nın gözlerine benziyor diye. Uykulara feda ettiğimiz seherlere ağlayamadık. Leylasızlığa akmadı göz yaşlarımız.

    Biz sevemedik yaratılanı Yaratan’dan ötürü. Yunus mektebinde diz çöküp okuyamadık aşk kitabını.
    Oysa, varlığın özünde sevda hamuru vardı. O hamuru besleyen aşkın pişmanlık gözyaşı vardı. Adem ile Havva’dan dökülen. Şimdi ezeli pişmanlıklara değil, günübirlik sancılara akar oldu gözyaşlarımız.

  • hz.muhammed

    25.02.2006 - 21:28

    adına tüm insanlık feda olsun...

  • Toplum

    25.02.2006 - 21:26

    bir den fazla insan varsa bir otamda buna toplum denır ne denirmiş?
    toplum söle bakım toplumm ;)

  • rize

    25.02.2006 - 21:20

    memleketim...

  • alo

    25.02.2006 - 21:14

    ja

  • durmak

    25.02.2006 - 21:13

    bekleme,dinlenme.

  • hadise

    25.02.2006 - 21:10

    dünya müzik arenasında daha iyileri mevcut hadise çıkarmaya hiç gerek yok...

Toplam 142 mesaj bulundu