Yürümek Gerek Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • ilim

    31.01.2007 - 22:48

    menzili belirleyen yoldur…
    ilim çölde bir kum tanesidir
    gökte bir yıldız
    seslerin içinde bir sözdür
    cevapların içindeki sualdir
    arayıp bulmalı, okumalı, dinlemeli, sormalı, sormalı…
    bilmiyorum, diyebilmektir ilim
    bilmiyorum, diyerek kapıya varmak, eşiğe baş koymaktır.

  • buruk bir sevinçtir yaşamak

    29.01.2007 - 04:01

    bu ne beter çizgidir bu
    bu ne çıldırtan denge
    yaprak döker bir yanımız
    bir yanımız bahar, bahçe

  • hüzün

    29.01.2007 - 03:57

    çılgın bir şelâle! ..

  • dava adamı

    23.01.2007 - 17:39

    kurban olunmayan davalar,
    dava olmadıkları gibi;
    kendilerini davalarına kurban etmesini
    bilmeyenler de,
    dava adamı değillerdir...

  • Dava

    23.01.2007 - 17:33

    dava kendisine feda olunan idealdir...
    davalar, daima kendilerini feda etmesini bilen insanların omuzlarında
    yükselmiş, onların akıttıkları kanlarla gerçekleşmiştir...
    fedaisi bulunmayan hangi harekete dava denilebilinir ki?
    ne var ki davanın meşruiyeti, indi ve beşerilikten değil, ilahi olmaktan
    kaynaklanması lazımdır... yoksa her önüne gelen bir dava uydurarak,
    ve de paralarla bazı insanları satın alarak fedai bulabilir... insanların
    oluşturdukları davalar göreceli olacaklarından, insanlar yekdiğerinin
    haklarını çiğneyebilir, ve de çiğniyorlar... zaten dünyamızın çeşitli
    yörelerinde milyonlarca insanın kanının akmasına sebebiyet veren
    âmiller, bu uyduruk, sömürücülerin menfaatleri üzerine bina edilmiş
    beşeri dava(!) lar değil midir?

  • Sultan 2. Abdülhamid Han

    23.01.2007 - 17:03

    kendisinin,
    isyanlara karışan kişilerin haklarında bir takım araştırmalar yaptırdıktan
    sonra, yüzlerin aynası olan fotoğraflarına da bakarak duruşma öncesi
    bir ön karakter tahlili yaptığını,
    aynı şekilde 1901 senesinde, tahta çıkışının 25. yıldönümü vesilesiyle
    fotoğraflarındaki halet-i ruhiyelerini değerlendirerek tutukluların bazılarını
    affettiğini, askeri akademilere girecek adayların seçiminde de
    aynı metodu (sima ile kişinin kimliğini ve ruh dünyasını analiz etme)
    kullandığını
    biliyor muydunuz?

  • başarısızlık

    21.01.2007 - 03:27

    beş yıldızlı isteklerini
    dört yıldızlı kabiliyetleriyle
    gerçekleştirmek isteyen kimselerin
    mutlak sonu...

  • imaj

    21.01.2007 - 02:57

    imaj,
    boyanmış kişilik...
    gün ışığında solacak, dökülecek boyalar! ..

  • cehennem

    17.01.2007 - 17:02

    uzaklarda tahayyülüne lüzum yok!
    cehennemi dünyada yaşıyor insanlık…
    cehennemin bir uzantısı haline geldi yaşadığımız bu dünya…
    zalim de ağlıyor, mazlum da… bakınız dünyaya! ..
    canından malından, haysiyet ve şerefinden emin değil kimse…
    pazarlarda sebze ve meyve satışından daha çok
    namuslar pazarlanıyor…
    mezbahanelerde boğazlanan hayvanlardan daha çok, insanlar
    katlediyor… insan kanının bir şişe su kadar değeri yok… insan
    hayatının bir kedi, köpek kadar değeri kalmadı… Allah’a inanmak ve tek
    doğru olan Allah’ın sözünü tutmak en büyük suç sayılıyor…kim Allah’ın
    hükümlerini ne kadar çok çiğniyorsa ve peygamber yolundan
    ne çok sapıyor; şeytana uyuyorsa
    o denli itibar görüyor…
    silinde insanlığın güzel meziyetleri… silindi!

  • elhamra sarayı

    17.01.2007 - 16:23

    havuzları, bahçeleri ve zarafetiyle zamana meydan okuduğu söylenilen
    Elhamra sarayını;
    bir gezicinin:
    'Yüreğiyle gelene yüreğiyle geliyordu. Sevgisiyle gelene de sevgisiyle.
    Nasıl giderseniz, Elhamra’yı da öyle buluyordunuz.'
    sözleri memnun etmeye yeter...

  • sözler

    17.01.2007 - 15:59

    sözler
    manayı anlatmak içindir,
    manaların kalıbıdır... manaları olmadıkça değer ifade etmezler!
    yani... manası olmayan sözlerin bir gürültü ve ses olmaktan öteye bir
    değeri yoktur... manalar ise insanların hayatlarına katkıda bulunmak
    için vardır... şu halde insanın söylediği sözde kastettiği bir manası,
    manayı kavrayan ve anlayan insanın, anladığını mutlaka bir uygulama
    mecburiyeti var demektir...
    bu mudur… budur… sanırım

  • düşünceye saygısızlık

    12.01.2007 - 14:57

    'benim görüşüm doğrudur,
    hatalı olması muhtemeldir.
    diğerinin görüşü bana göre hatalıdır,
    doğru olması daima muhtemeldir.'
    dememek/diyememek...

  • amin

    12.01.2007 - 14:41

    Allah bizleri yalnızca
    “amin” diyenler değil,
    amin dedikten sonra
    “amin” tabirinin yüklediği yükün
    ağırlığını hisseden müslümanlar kılsın…
    (amin)

  • yürümek

    09.01.2007 - 17:54

    kardelenler gibi tek başına kalsa da, kendi dünyasında
    baharın müjdesini verebilmek adına …
    münferit bırakılmış olunması sarsmadan yolcuyu,
    yürümesi gereken bir yol olduğunun bilinciyle
    inanç, dua ve sabır ve tevekkül mefhumlarıyla
    harmanlayıp soluğunu
    “ben yolumun yolcusuyum” diyebilmek…
    bu mudur acep “yürümek”!
    belki…
    ve sokaklar hep bomboş!

  • vefa

    09.01.2007 - 17:42

    denilir ki;
    vefa, arkada bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamaktır..
    vefa, dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere,
    hayallere ihanet katmamaktır…
    ve
    vefa, sadece ‘has’ların vasfıdır!
    nisyan -unutmak- ise ‘ham’ların...
    bedene tutsak olmuş hoyratların nasibi yoktur vefadan!
    ve öğrendik ki; sadece
    “gönlümüzün kitabında;
    “bize bir defa selâm vereni kıyamete kadar unutmayız”
    düstûru kayıtlıdır”
    diyenlere vefalı olunmalı!
    sadece onlara! ..

  • karmaşa

    09.01.2007 - 04:58

    hocammm: bu konu hakkında sen ne düşünüyorsun?
    (konu ağırdı.. kısa bir sessizlik)
    ben: düşüncelerimi kaybettim!
    biraz belirsiz.. biraz aşikâr ve aslında masumca güldüler
    oysa vakarlıydı söyleyişim…
    ruh halim espri yapmaya müsait değildi! ..
    (tamam… az öncesinde mizahiydi konuşmalarımız…
    ama o an…)
    baksalardı... bir noktaya odaklanmış gözlerimi görebilirlerdi
    ve dinleselerdi... derin bir kuyuda kalmışlığın tedirginliğini
    yaşayan sesimi… duyabilirlerdi
    ama onlar
    bakmamışlardı…ve dinlememişlerdi
    dolayısıyla;
    göremediler….ve duyamadılar
    yadırgamadım(!)
    ben de güldüm (biraz eğritiydi)
    üstelik… hava ne de güzeldi
    hele kaldırımlar…

  • riyakar

    09.01.2007 - 03:02

    riyakârlık…
    gücü başkasında görüp yaratana karşı ilkesizleşme…
    peygamberin övüneceği/şefaat edeceği bir ümmet olmanın bilinciyle
    izzeti yakalamak yerine, dini sulandırmaya çalışanların
    gözüne girmeye çalışıp, zillete duçar olmak…
    konuştuğunda, zulme lanet yağdırırken;
    tavır vaktinde işi başkasına devretmek veya
    “tavır vakti” oluşturmamak…
    konuşma zamanı konuşmamak…
    ilkesizlik ve başka ifadesi zor, başka şeyler…
    hani, boğazda düğümlenip, dile getirilemeyen doğrular…

  • İnkar

    03.01.2007 - 20:57

    “inkârın kazancı, kandırdıklarıdır.
    ama kandırdıklarına kazandıracağı birşeyi yoktur.”
    diye söylenilir

  • hayata dair cümleler

    03.01.2007 - 20:45

    beyazdır hayat, başlarken
    inanç düşer, leke düşer, kan düşer
    doğan ağlar, güldürür çevresini
    sayfalara sonradan, gözyaşı düşer...
    gül ve zehir, birlikte aynı ağaca düşer...

  • kurban

    31.12.2006 - 05:54

    Ey Rabbim, bizi, Sana yaklaşmak ve yakın olmak için
    “İsmaillerini” (...mevkii, şerefi, mesleği, parayı, evi, arabayı, aşkı, aileyi,
    bilgiyi, sosyal sınıfı, sanatı, elbiseyi, ismi, hayatı, gençliği, güzelliği...)
    kurban edenlerden eyle...
    amin

  • kahraman

    29.12.2006 - 22:11

    kahramanlarımız...
    asil ruhlarıyla yılların ötesinden;
    gafletimize, hissizliğimize ve vefasızlığımıza bakıp da:
    ' sizi gibi miras yediler, biz kanlarımızı,
    köklerine ve değerlerine sırt çevirip,
    kurtuluşu Hakk'a esarette aramayı unutmuş
    dünyaperest bir nesil yetişsin diye mi akıttık'
    diyorlardır... eminim

  • sükût

    29.12.2006 - 21:40

    harfler dokuyamaz imiş
    bu derin halin
    adını...
    sükut, can'ın lisanıdır!
    ...ve aklım sükût u sever benim!

  • insan

    29.12.2006 - 21:20

    “ insan bu, su misali kıvrım, kıvrım akar ya” demişti üstad Necip Fazıl
    evet kıvrım, kıvrım aynen su gibi, sabit değil değişken,
    statik değil dinamik, her gün farklılaşan, gelişen ya da gerileyen,
    büyüyen, ihtiyarlaşan; düşüncelerinin bir anı, başka bir anını tutmayan,
    aciz ama aciz olduğu kadar da büyüklenen bir varlık…

    Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirlerinizle tanışmanız için sizleri kavimlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında en değerli olanınız, O’ndan en çok sakınanızdır. Şüphesiz Allah, bilen ve her şeyden haberdar olandır.
    49/ Hucurat suresi/13

  • dünya

    25.12.2006 - 16:39

    içi boşaltılmış...
    yalnızca biyolojik olarak bir kalp
    taşıyan
    zalimlere kalmış! ..

Toplam 199 mesaj bulundu