Yıldız Demirel Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • yıldız

    13.10.2006 - 16:48

    Öncelikle sufayanın ki uğurlu kademli olsun tabi de.. :)) Ondan önce benden başkasında varmıydı bilmiyorum....
    Benimkinin esbab-ı mucibesi şudur...;
    gerçek adım olan yıldız'ı rumuz olarak almak istediğimde sistem;
    olmaaaaz kardişim dedi.. başka yıldız var alamazsın
    E bende yıldıza bir ilave yapmak zorunda kaldım ki o da bir yıldız olsun istedim.. Çünkü buraya kaydettiğim denemelerimi Yıldız Yıldız adıyla yayınlıyorum.. Bu şekli rumuz olarak biraz uzun geldiğinden ikinci yıldızı bir kısaltma anlamında yıldız işaretinden seçtim gitti...
    Yoksa herhangi bir kıdem, otel yıldızı ya da birinci sınıfta öğretmenin verdiği yıldızlı pekiyilerle uzaktan yakından alâkam olmaz.. her iki yıldız da dedemin yadigarı gerçek adımı temsil eder... üçüncü şahıslara duyurulur... :)))

  • birikim

    12.10.2006 - 18:46

    o da birikim olsa yine içim yanmayacak... :)) ya googledan yada yazılı bi metinden kopya... :))))
    Kopyalamadan önce okumuş olmalı tabi.. :)) amma okuduğundan anlama kapasitesine bağlı olarak okuduğu şeyi matah bişey sanıp bi de kopyalamış..
    Pek bi güldürdü beni bugün bu nedir..
    çok eğlenceli billa... :)))

  • birikim

    12.10.2006 - 18:41

    Hitlerin ordusu şahane bir ordudur..
    Bütün askerleri yakışıklı düzgün giyimli ve kibardır
    Hatta o kadder kibardırlar kii
    Yurtlarını işgal ettikleri insanlar bu yakışıklı iyi giyimli nazik insanları görünce;
    ben sana hayran sen cama tırman şeklinde ağızları bi karış açık hayran hayran onları seyrederken işgal edilmiş olduklarını tamamiyyyle unutup
    onlardan Allah razı olsun bilem diyebilirleeerrr.... :))
    ne kadar okursan oku ve ne kadar tarafsız okursan oku, akıl mantık sentez yeteneği anlama kapasitesi mevcut değilse yapacak bişey yok..
    hepi topu bunu biriktirebiliyon.... :))))

  • okumak

    12.10.2006 - 17:49

    Ne okuduğundan ya da ne kadar okuduğundan çok ne kadar anladığın yada ne anladığın önemli gibi biraz..
    anlama... anladıklarını birleştirme.....!

  • okumak

    12.10.2006 - 17:46

    'Kitap bir ayna gibidir, önüne bir maymun oturursa elbette bir havarinin görüntüsünü yansıtamaz'.

    Lichtenberg

  • Günler tepelerden aşağı koşan vahşi atlar misali

    12.10.2006 - 17:29

    hayal kipinde dört nala hemde.. :)))

  • dost

    12.10.2006 - 16:36

    Elbette kötü günde omzunu bulabildiğine denir..
    yine de derim ki her zaman herkes iyigün dostu olamaz... :)) Çoğu zaman kötügün dostluğundan daha zor durumlar doğurabilir.....

  • dost

    11.10.2006 - 17:16

    Her devirde var olandır..
    Olmadığına inanan ya da bulamıyorum diyen dönüp kendi dost olabilme kabiliyetine bakmalı bir.. :))
    Elbette sayıları çok az ama benim var.. Ve onları çok seviyorum... :))

  • kalp

    11.10.2006 - 15:02

    (¯`v´¯)
    `*.¸.*´
    ¸.•´¸.•*¨) ¸.•*¨)
    (¸.•´ (¸.•´.•´ ¸¸.•¨¯`•.

  • şarkılardan fal tutmak

    11.10.2006 - 14:59

    Terimi niye buraya eklediğimi hiiiç hatırlamıyorum... :)) Ama papatya falından çok daha zengin ve zevkli bir durum olduğu kesin... :)))

  • eşofman

    11.10.2006 - 12:26

    Birkaç yıl önce ellili yaşlarında, çok dolu çok hoş ve beni çok etkilemiş olan mühendis bir hanımdan dinlediğim çok hoş bir anıyı hatırlattı bana;
    Yanılmıyorsam 1950 li yılllarda büyüük bir deprem yaşanır Çanakkale'nin Yenice ilçesinde... Neviye hanım Yenice'de yaşayan bir çocuktur o yıllarda... Ev sahiplerinin tamamına yakını ölür bu depremde.. Ve onların bir erkek evlatları kalır. Neyiye hanımın babası çocuğu eve getirir ve evlat edinir.. Evdeki diğer çocuklardan büyüktür ve hepsi abi diye hitap ederler...
    Bundan sonrasını hatırladığım kadarı ile Neviye hanımın ağzından yazayım..;
    - İlk eşofmanı abimde gördüm ben
    demişti..
    Mutfakta üzerinde gördüm ve anneme sordum
    -Abimin üzerine giydiği ne?
    -Eşofman deniyor dedi annem
    -kim almış
    -baban
    -bize niye almamış yalnız ona almış..
    - o abiniz de ondan...

  • balık hafızası

    11.10.2006 - 11:24

    Bir cinayet vakası: Ünlü zatın oğlu kırmızı ışıkta durmadan geçiyor,
    peşine takılan ekipten kurtulmak için hızlanırken ilerde ünlü bir
    sanatçıya çarpıyor... Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan sanatçı 6
    gün sonra ölüyor.

    Karakola götürülen delikanlıya polislerin ehliyet
    sormaması sanatçının eşinin dikkatini çekiyor. Polislere
    hatırlattığında: Siz ukalalık etmeyin biz ne yapacagimizi biliriz, gibi
    bir cevap alıyor.

    Kazadan sonra belediye arazözleri kazanın olduğu
    mahalle gelip caddeyi baştan asağı yıkıyor ve 35 metrelik fren izini
    tamamen siliyorlar. Delikanlıya kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi
    ehliyet düzenleniyor.Sanatçının kocası hakime çocuğun ehliyeti
    olmadığını, düzmece ehliyet verildiğini söylediğinde adam: Ne siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz, diye azar işitiyor...
    Olayi gören tanıklarin hepsi tehdit edilip korkutuluyor. Sanatçının
    kocası aile meclisini topluyor. Bakıyorlar ki polis, adalet, belediye hep
    birlikte olmus üzerlerine geliyor. Mecburen olayın peşini bırakıyorlar.

    Sonuçta mahkeme trafik canavarı genci 3 ay hapse mahkum ediyor... O da
    1998' in fiyatiyla 540 bin lira cezaya çevriliyor.
    Sen sağ, ben selamet;
    güzide sanatçi Sevim Tanürek gitti gider.
    Sözü geçen katil delikanlı
    Istanbul'un o zamanki belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu...

    Balık kadar değilse bile türk halkı olarak pek sağlam bir hafıza yapımız yok gibi... Aklıma geldi de bi hatırlatayım dedim....

  • felsefe

    09.10.2006 - 13:26

    Duygularını ruhunu düşmanlıktan çıkarabilmiş kompleksiz insanların düşünce sistemi...

  • şiir

    09.10.2006 - 12:31

    ........................

    Yıldızlarla dolu bir yol beni götürdüğün
    Çıkardığın yer yıldızlardan daha yüksek
    Bak
    Nasıl yandım ben bu yıldızlarla
    Ateşli yıldızlarla doldum ağzıma kadar
    Durgun sularından gecenin saf ve kırmızı balıklar gibi
    Yıldızlar topladım

    Eskiden ne kadar uzaktı toprak
    Gökyüzünün mor köşelerine
    Yeniden duyuyorum şimdi
    Senin sesini
    Karlı kanatlı sesini meleklerin
    Bak nerelere ulaştım sonunda ben
    Samanyoluna, ölümsüzlüğe, bir sonsuzluğa

    Birlikte çıktığımız doruklarda şimdi
    Yıka beni dalgaların şarabıyla
    İpeğine sar beni öpüşlerinin
    İşte beni yeniden bitmeyen gecelerde
    Bırakma artık beni
    Beni yıldızlardan ayırma

    Bak tam karşımızda gecenin mumu
    Damla damla nasıl eriyor
    Nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla
    Gözlerimin simsiyah kadehi
    Senin ninnilerini dinlerken
    Ve bak nasıl
    Şiirlerimin beşiğine
    Sen doğuyorsun, güneş doğuyor

    FURUĞ FERRUHZAD

  • reyhan

    09.10.2006 - 11:26

    nazende sevgilim yadıma düştü'nün kız
    dağlar kızı reyhann... :))
    sevgili nazende yengenin kızı, çocukluk arkadaşım reyhancığım yani... :)))

  • baba evi

    09.10.2006 - 10:40

    Baba evindekine fark atmaya başladı koca evindeki zaman... :))

  • deneme

    07.10.2006 - 14:59

    az önce mailime geldi.... :))))) bilmem gerçek bilmem uydurmaaaaa.... :))))

    Olayın kahramanları, iki üniversite ögrencisi. koyu geyik muhabbetinin düğümlendiği durumlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer.
    Delikanlılardan biri, odanın tavanında asılı olan ampulü ağzına tamamen sığdırabileceğini iddia eder. Evet yanlış okumadınız, bildiğiniz 100 mumluk ampulü... ve sigdirir da. Ancak bir sorun vardir. Ampulü agzindan geri çikaramamaktadir. arkadasi hayret eder bu nasil is diye, o da evdeki başka bir ampulü agzina sokar ve tabii ki o da çikaramaz. Bunun üzerine iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verirler. Agizlarinda ampul oldugu halde bir taksiye atlarlar. Konusma zorlugu çekerek güya taksiciye dertlerini anlatirlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da 'nasil olur abi ya, ugrassaniz çikar, bir asilin suna, saka mi yapiyonuz? ' diye söylenmektedir. Neyse aksamin bir yarisinda acile gelirler. Taksici ayrilir. Doktorlar çocuklari beklemeleri için bir odaya alir.
    Veeee, aradan 15 dakika geçmeden taksici kapida görünür; tabii agzinda bir ampulle. Amcam çocuklara inanmamis, açik olan bir marketten ampul almis ve denemistir ! !

    Şimdi anladınız mı Ampul Partisi'nin
    Türkiye'de nasıl iktidara geldigini?

    SEÇİMLERE AZ KALDI,BİR DAHA SAKIN
    DENEMEYE KALKMAYIN! ! !

    AMPUL BİR KERE DAHA GIRDI MI ARTIK ONU AMERİKA BİLE CIKARAMAZ..

  • degas

    07.10.2006 - 14:52

    http://www.elibron.com/english/other/img_detail.phtml? msg_id=20518

    en sevdiğim resmi... :)))

  • su

    07.10.2006 - 14:49

    DAMLANIN SEVİNCİ

    Yüzünden ırmak geçen düş gibi bir kadın
    Hepimizin ruhunu mavi kokusuyla ıslatır
    Sanki sizde üzgün bir balığın ruhu var! ..

    Suyun ağzında durmadan köpüren bir kadın
    Siz suya uyanıyor, suyu ne güzel öpüyorsunuz
    Sanki gözlerinizde suların görgüsü var! ..

    Su çağında, akıp giden suların yaşındasınız
    Su dalgın, su gurbet, su yorgun, su isyan
    Sanki ellerinizde suyun nefesi, suyun ıslığı var! ..

    Suydunuz eskiden, dolup taştınız bu viranede
    Ömrünüz beyaz, sularınıza merdivenle çıkılır
    Sanki kalbinizde masum bir yağmurun ışığı var! ..

    Masal şehrinden geldi göl bir kadın
    Suyla dans eder, suyun falına bakar
    Sanki uykusundan bir kuğunun rüyası akar! ..

    Hayat sonsuz ve büyülü bir denizdir belki de
    Aşkı eğiten bir kadının damlasıyla çoğalırız
    Sanki sizde hıçkıran bir suyun yalnızlığı var! ..

    Siz suyun aklını başından alıyorsunuz
    Bir su gibi mahur ve bir su gibi aziz bakıyorsunuz
    Sanki sizde suya sürgün bir tanrıçanın kamaşması var! ..

    ENGİN TURGUT

  • google

    05.10.2006 - 17:36

    iyi ki varsın

    Olmasa mektubuuun... :))
    Ay pardon
    Olmasa bu google...
    nereden kopyalayıp kopyalayıp yazacaktı nedir yazarlarının bi çoğu... :))

  • baht

    05.10.2006 - 17:01

    Aşıka bağdat sorulmaz ufukları aşar gider,
    Gönül yolcusu yorulmaz, BAHT izinde koşar gider

    Münir Nurettin şarkısı... :)))

  • aldatmak

    05.10.2006 - 16:35

    Üç adam ölür ve cennete giderler.
    Sorgu meleği birincisine sorar,
    'Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var:
    Karına karşı sadık oldun mu? '
    Adam yanıtlar; 'Evet, asla bir başka kadına bakmadım.'
    Sorgu meleği, 'Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin..

    ' Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; 'Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık.'
    Bunun üzerine sorgu meleği, 'Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın..' der

    ve üçüncü adama da sorar, 'Karını hiç aldattın mı? ' Adam yutkunur ve şöyle der; 'itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm.'
    Sorgu meleği; 'Ehh' der, 'Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın.'

    Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar.
    'Heyy! ne oldu sana? '
    der ikinci adam, 'Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin? '
    'Bugün karımı gördüm! ' der birinci adam. Diğerleri; 'Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir? ' diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, 'Kaykay'la dolaşıyordu...'

  • hüsn-ü yusuf

    05.10.2006 - 15:42

    çoğunlukla şööyle karagöz karagöz, sürmeli sürmeli, minnacık karanfilleri yanyana dizmişsin gibi.. şeker mi şeker baharda açan bir çiçeeeek olur kendileri.. Çok severim ayrıca... :)))

    ahanda bu da fotoğrafları... :) ...;
    http://www.aujardin.info/img/img7/dianthus-barbatus.jpg
    http://www.americanmeadows.com/images/products/Diantus_CU.jpg

  • Bin Hüzünlü Haz

    05.10.2006 - 15:30

    'haz'zın arabesk versiyonu... :)))

Toplam 1393 mesaj bulundu