Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • kült film

    06.10.2006 - 21:58

    'Dead Ringers' (1988)

    David Cronenberg

  • Robert Patrick

    06.10.2006 - 21:56

    -Herşey yolunda mı canım?
    -İyiyim...
    -İyi olduğuna emin misin?

    -Köpeğin ismi ne?
    -Max...

    -Wolfy'nin nesi var,çok sesli havlıyor...Bir şeyi mi var?
    -Wolfy iyi tatlım...Neredesin?

  • sağlık

    06.10.2006 - 01:53

    Islak mendilde 'alkol' polemiğine katılan Uni Wipes'in üreticisi Ataman Özbay, 'Alkol masum, bilseniz başka neler kullanılıyor' dedi Özbay kayıtdışına dikkat çekerek şaşırtıcı bir gerçeği ilan etti: Kâğıdı formaldehit ve çamaşır suyuyla ıslatıyorlar. Bu maddeler kanserojen.

    Islak mendil markası Uni Wipes'in üreticisi, Ataman Kozmetik'in sahibi Ataman Özbay, alkolsüz ıslak mendil polemiğine yeni bir boyut getirdi. 'Alkol masum, merdivenaltı üreticiler, mendil küflenmesin diye formaldehit ve çamaşır suyuyla ıslatıyorlar. Maliyeti en düşük koruyucu bu çünkü. Anneler de bu ürünü bilmeden bebeklerinde kullanıyor. Bu ürün çocukların en hassas bölgelerinde kullanılıyor. İleride kanserojen etki yapar' dedi. Gümrüklerden Türkiye'ye büyük miktarda atık kağıt girdiğini savunan Özbay, 'Bu kağıtlar ıslak mendil üretiminde kullanılıyor. Hijyenin bu kadar kirlendiği görülmemiştir' diye konuştu.

  • ahmet kaya

    06.10.2006 - 01:43

    dışarda kar yağıyor
    benim içime yağmur...

    -kırıcam o teybi...

  • meraklı kalabalık/halk

    06.10.2006 - 01:41

    otobüste gidiyorum...dışarda ne zaman en ufak bir hadise olsa herkes kafasını bir karış uzatıp bakıyo...ya bırak sanane...ilk defa mı kaza görüyon...iki şöför kavga eder hemen kafalar deve gibi uzanır...

    ne millet...

  • erzurumlu ibrahim hakkı

    05.10.2006 - 03:56

    Bir derviş hanımına mektup yazar mı? Yazarsa ne yazar? Osmanlı döneminin velud yazarlarından Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın hanımlarına yazdığı mektuplar arşivlerde bulunuyor. Bugüne göre ulaşımın zor, haberleşme imkanlarının çok kıt olduğu o yüzyıllarda sevgiliden, sevgilinin el yazısıyla gelen mektup ne kadar değerli… Hele bu mektup İbrahim Hakki gibi aşık ve şair bir insanın kaleminden çıkarsa güzelliği bir kat daha artmaktadir.

    Dört hanıma dört mektup,işte bunlardan biri...

    'İzzetli, hürmetli, hakikatli, adamlıklı, şefkatli, hatırlı, gönüllü, asilli, usullu, akıllı, izanlı, hünerli, marifetli, üsluplu, yakışıklı, güzel huylu, tatlı dilli, uzun boylu ince belli, kıl ayıpsiz hatunum, helalim Firdevs Hatun huzuruna,

    Deruni dilden ve can u gönülden selamlar ve dualar edip ol mübarek nazik hatırın sual ederiz, Huda'nın birliğine emanet veririz. Benim nazlı yar-ı gam güsarim. Benim şenliğim, şöhretim, benim sevdiğim, keyfim, benim canım Firdevsim!

    Neylersin nişlersin, ne keyftesin, ne fikirdesin, ne haldesin, ne demdesin? Benim güzelim, garip gönlünü ne ile eğlersin? Okurmusun, nakış mı işlersin?

    Oynar mısın, gülermisin? Benim gönlüm senin halinle eğlenir, sen nicesin? Keşke sizi getirsem, bu vilayetleri seyrettirsem, zira sensiz canım rahat olamıyor. Benim güzel keyfim, senden ayrılmak ne çetin ahval imiş bilmezdim. Hak Teala gönül hoşnuğuyla bir dahi dünya gözüyle görüşmek müyesser eylesin. Amin…

    Firdevs, Firdevs, o saçların seveyim, o kaşın seveyim, o gözün seveyim, o yüzün seveyim, ayıpsız canın seveyim. Sakın benden küsmeyesin ki gönlüm sıkılmasın. Kusurlarımı afvet, ahiret hakkını helal eyle.

    Bu uçkuru bana yadigar mi verdin, yoksa bununla beni bağladın mı? Zira yadigara ne hacet hiç hatırımdan çıkmadın, gözüm önünde durursun. Böylece apayan gönlümdesin. Allah a emanet olasın.

    Bin tabaka kağıt yazsam seninle sözlerim tükenmez. Hele yavaş, inşallahu Teala, Ramazan geceleri sabahlara değin sana çok çok gördüğüm, işittiğim pak seyleri ve esvaplari size layik görürüm: Eğer fırsatım olursa alırım, yoksa siz sağ olunuz:

    Birer hamaylı getiririm. Şimdilik mektubum boş olmasın için bir pak buruncuk gömlek gönder misin, mazur olsun.

    Sizin hevesinize cermigi yaptırırım: İnşallah tamam olanda sizinle bir gece ande çimeriz. Gönlünüz her ne meyve isterse şehirden getirtesiniz, Meyvesiz kalmayasınız, haftada iki kere çaylara, bahçelere çıkasınız, hapsolmayasınız, rahat olasınız. Allah'ın birliğine emanet olasınız. Ömrün uzun olsun, amin ya Mu`in'

  • kült film

    05.10.2006 - 02:01

    'The Miracle of Morgan's Creek' (1944)

    Preston Sturges

  • ilginç

    05.10.2006 - 01:37

    4/10/2006

    Edirne'de, 'Kazıklı Voyvoda' olarak tanınan Eflak Prensi 4. Vlad'a ait altınların olduğu iddia edilen bölgede, kazı alanında çıkan suyun tahliyesine çalışıldığı bildirildi.arama ve kazı çalışmaları hala sürüyor.

    Edirne Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü bahçesinde, Osmanlı Darphanesi'nin bulunması amacıyla 8 Haziran 2005'te başlatılan ve 15 Haziran 2005'te ara verilen kazı çalışmaları, sürüyor.

    Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi'nin oğlu Hakan Sedefçi'nin de aralarında bulunduğu 4 kişi tarafından 27 Eylül Salı günü yasal izinle başlatılan kazı çalışmaları için İstanbul'dan uzman ekip getirildiği ve bilgisayar ortamında yer tespiti yapıldığı bildirildi.

    Meriç İlçesi Belediye Başkanı Erol Dübek, bölgedeki yeraltı suyunun tahliyesi için çalışmaların devam ettiğini söyledi.

    Dübek, bir taraftan dozerle kazı yapıldığını, diğer taraftan da suyun tahliye edildiğini belirterek, çok yakında içinde altınların olduğu sanılan tünel kapağını açacaklarını ifade etti.

    Kazı çalışmalarına katılan Münür Akar da Edirne'de define arandığını duyunca, İstanbul'un Çatalca semtinden kente geldiklerini söyledi. Kendilerine ait altın arama makinesiyle 17 metre derinlikte altın olduğunu belirlediklerini iddia eden Akar, tünelin içinde 10 ton civarında altın bulunduğunu, kazı alanında suyun çekilmesiyle altınların ortaya çıkacağını öne sürdü.

  • bebek

    05.10.2006 - 01:30

    Yetişkinler,bebeklerle doğru dürüst cümle kurmadan 'bebek diliyle' konuşmayı tercih ederler.Çünkü,yaygın kanıya göre çok küçük bebekler konuşulanları anlamazlar.Fakat son bir araştırma üç aylık bebeklerin bile kısa cümleleri anladıklarını ve beynin konuşmadan sorumlu Broca merkezinde depoladıklarını gösterdi.

    Fransız bilim adamları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde,bebeklerin beynindeki bazı bölgelerin konuşmaları algılayacak şekilde geliştiğini söylüyorlar.

    Bir sözcük defalarca tekrarlandığında Broca merkezindeki kan akışı yükseliyor.Daha önceleri bu bölgenin sadece gramerden ve dilin formüle edilmesinden sorumlu olduğu sanılıyordu.Orsay Institute National de la Sante kurumundan Ghislaine Dehaine-Lambertz elde etmiş olduğu bilgilere dayanarak,bir bebek beyninin ilk aylarından itibaren önemli ölçüde organize olduğunu ve konuşulanları anladığı sonucunu çkarmış.

    Buna göre konuşulanlar bebek beynindeki bölgelerde adım adım işlenmekte.Broca merkezinin bu süreçte önemli bir rol oynaması,bebeklerin doğumdan itibaren karmaşık bir beyin yapısına sahip olduklarını ve konuşmaya başlamadan çok önce anne babalarının söylediklerini anladıklarını kanıtlamakta diyor bilim adamları...

  • kült film

    05.10.2006 - 01:11

    'Charade' (1963)

    Stanley Donen

  • kedi

    04.10.2006 - 08:38

    GİZ DOLU KEDİ PATİLERİ

    Yasaminda hicbir zaman, bir yere ait olmayan, insanlar tarafindan
    zorlanmadikca yer degistiren, avlanmak icin bile kendisine edindigi cevrenin cok disina cikan bir
    kedi gormedim.

    Gucsuz kedi de gormedim, tirnaklarini devamli bilemeyen kedi de
    gormedim,

    Evlerde beslendiklerinden cocuklarinin çizilmelerini engellemek icin anne ve
    babalar kedilerin tirnaklarini kestirseler de, ayni kedilerin, salondaki koltuklarda, halilarda
    tirnaklarini tekrar sivriltmeye calistiklarini gozlemledim hep.

    Baska bir kedi saldirdiginda 'Annneee! ! ' diyerek kacan bir kedi ne duydum, ne de
    gordum.

    Hoslanmadigi bir seyi sirf baskasi istiyor diye yapmaya calisan kedi de görmedim hiç.
    de gormedim hic.

    Ayrica hangi yasta olursa olsun, yuvarlanan bir seyin arkasindan kosmayan, eglenmesini bilmeyen, bir basit top atilsa, muzur muzur, ' Kim bana oyun hazirliyor simdi? ' diye bakmayan
    kedi de yok bellegimin herhangi bir kosesinde.

    Kirk yasina kadar tanidigim tum kediler, kendilerini hep, cok sevdiler. Yalnizca kendilerini sevmekle de
    kalmadilar, istedikleri anda, istedikleri kisiye, 'istedikleri kadar' kendilerini de sevdirdiler.

    Hayvan fobisi olan kisiler disinda siz hic, sevimli sevimli 'mırrr' diye
    bacaklarina surunen bir kedinin tuylerinin arasindan elini gecirmeyen bir kisi taniyor musunuz?

    Insanlarda da ruhsal ozguven, rahatlik ve basarili bir kisilige sahip olmanin yolu, sevgi ve kendini degerli bulabilmeye baglidir.

    Sevebilmek ve sevilebilmek icin de kisi, once kendini sevmelidir, once kendini degerli gormelidir.

    Kisiler,kedilerin ruhsal dunyasinda yasayabilselerdi, hic kusku yok, kendilerini daha cok
    sevebileceklerdi, daha ozguven-li olabileceklerdi.

    Bir kedinin kendine ozgu dunyasinin penceresinden goz attiginizda, o kedide o denli imrenilecek bir kisilik bulacaksiniz ki..

    Kedinin, herseyden once kendisini sevdigini goreceksiniz, onun ozguvenine tanik olacaksiniz.

    Kedinin yasaminin tumuyle kendine ait oldugunu da, onun sinir tanimayan bir ozgurluk icinde oldugunu goreceksiniz.

    Gucunu de, bu gucu beslenmek icin cevresinde hicbir canliyi somurmedigini de gozlemleyeceksiniz.

    Bilmiyorsaniz, onu dikkatli izleyince ogreneceksiniz: Kedi cesurdur, fakat gerekmedikce cesaretini sergilemeyecek denli onurludur.

    Kedi eglenir, ama kendi istediginden ve istedigi kadar eglenir.

    Kedi karar verendir, hicbir sey icin kendisini zorlamaz.

    Kedi kendisini kandirmaz, olani oldugu bicimde 'simdi' gorur.

    Kinci degildir, ama gerektiginde tavir koymaktan cekinmez.

    Kedinin tercihi nettir, pazarlik etmez, birakir, uzaklasir.

    Kedi, yavrusunun haricinde kimseye, kendisi doymadan lokmasini vermez.

    Beden diliyle de olsa 'Hayir' demesi gereken yerde ve gereken kisiye bu sozcugu kesinlikle soyler.

    Kendi sinirlarini korurken baskalarinin sinirlarina saldirmak gereksinimi duymaz.

    Ne istedigini de bilir, kafasi karismaz, yalnizca basarili bir bicimde 'simdi'yi yasar.

    Oteki seceneklerin hep ayirdindadir ama onlari ancak, gereksinim duydugunda degerlendirir.

    Yani psikologlarin, ' Saglikli, mutlu, ozguvenli, yeterli bir kisi olmak icin' hastalarina verdikleri
    recetelerin tumunun ozetidir kedi.

    Iste bildigimiz bu kedi, 'Psikanalizde kedi teoremi' olabilecek denli guzel bir ornektir kisiler icin.

    Kulaklarimiza gelen her 'miyav' sesinin arkasinda gercekte, mutlu, huzurlu, ozguvenli bir insan yasami gizlidir.

    Bu giz, kedicigin kucucuk patilerinin icinde saklidir.

    Ve o patiler kisinin yureginde olusmaya basladiginda, bilin ki ileride daha saglikli kusaklar gelecektir yeryuzune..

    Kulaklarinizdan hic eksilmesin 'miyavlar'lar…

    (Şebnem Tirkes-Bütün Dünya)

  • ihanet

    04.10.2006 - 02:33

    Kimi, 'abartılacak birşey yok' diyor; kimi 'vatan toprağı satılıyor' diyor... İşte size Türkiye'de kaç yabancının ne kadar arazi aldığının rakamları... Kararı siz verin...

    Türkiye'de mülk edinen yabancıların sayısı, 62 bin 500'e ulaştı. 779.452 kilometre kare izdüşümü yüzölçümüne sahip Türkiye'de satılan taşınmazların yüzölçömü ise 285 milyon metrekare oldu.

    Yüzölçümü açısından Hatay, kişi sayısı bakımından Antalya, mülk adedi açısından ise İstanbul birinci sırada yer alıyor. Türkiye'de mülk sahibi ülkelere bakıldığında yüzölçümüne göre Suriye birinci oldu.

    Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkan Yardımcısı ve İnşaat Komitesi Başkanı Hüseyin Erkek, yabancılara mülk satışıyla ilgili bir rapor hazırladı. Rapora göre, satışların 6 bin 53'ü, yeni kanunun yürürlüğe girdiği 7 Ocak 2006'dan 24 Temmuz 2006'ya kadar olan dönemde gerçekleşti. Bu dönemde satışı yapılan taşınmaz alanının büyüklüğü 800 bin metrekareye ulaştı. Aynı dönemde mülk edinenler ise 1876 İngiliz, 801 İrlandalı, 749 Alman, 357 Hollandalı, 296 Norveçli, 176 Belçikalı, 90 Yunanlı olarak belirlendi.

    Türkiye ile arasında tam karşılıklılık anlaşması bulunan ülke sayısının 88 olduğu belirtilen raporda, Türkiye ile arasında tam karşılıklılık bulunmayan ülke sayısının 33, vatandaşları Türkiye'de sadece bina mülkiyeti edinebilen ülke sayısının 26, vatandaşları Türk Dışişleri ve İçişleri bakanlarının ortak izniyle taşınmaz edinebilen ülkeler sayısının 6 olduğu kaydedildi.

    SURİYELİLERE MİRAS YOLUYLA GEÇİŞ

    Türk vatandaşlarının Suriye'deki taşınmazları toplamının 1 milyon 34 bin metrekare olduğu da belirtilen raporda, Türkiye'deki Suriyeliler'e ait toprak miktarının ise 241 milyon metrekare olduğu, bunun da Türkiye'deki yabancılara ait taşınmazın yüzde 88'ine karşılık geldiği bildirildi. Rapora göre, Türkiye'de mülkü bulunan yabancılar arasında yüzölçümü büyüklüğüne göre Suriye'den sonra Almanya, Lübnan, Yunanistan, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Mısır geldi. Suriyeliler'e ait mülklerin yüzde 70'e yakını miras yoluyla geçmiş.

    ALAN BÜYÜKLÜĞÜ

    Raporda, yabancılara ait taşınmaz satışlarında, alan büyüklüğü açısından Hatay'ın, kişi sayısı bakımından Antalya'nın, taşınmaz sayısı açısından İstanbul'un ilk sırada yer aldığı kaydedildi. Yine yabancıya satılan taşınmazların illere göre toplam yüzölçümü sıralamasında Hatay'ın ilk sırada bulunduğu ifade edilen raporda, Hatay'ı sırasıyla, İstanbul, Muğla, Antalya, İzmir, Bursa, Adana, Aydın, Manisa, Balıkesir'in takip ettiği bildirildi.

    MÜLKLERİN EDİNME NEDENİ VE ŞEKİLLERİ

    Türkiye'deki mülklerin edinilmesi neden ve şeklinin de ele alındığı raporda, yüzölçümü bakımından, Hatay'da yüzde 64 miras, İstanbul'da yüzde 66 miras, Muğla'da yüzde 96 satış, Antalya'da yüzde 98 satış, İzmir'de yüzde 68 satış, Bursa'da yüzde 93 satış, Aydın'da yüzde 92 satış, Manisa'da yüzde 74 satış, Balıkesir'de yüzde 68 satış, Adana'da yüzde 74 satış yoluyla gerçekleştiği ifade edildi.

    Raporda ayrıca, işyeri niteliğindeki taşınmazlarda ilk sırayı İstanbul'un, konut niteliği taşıyan ve yabancı gerçek kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda ilk sırayı arsa payına göre Muğla'nın, turistik tesislerde ilk sırayı, taşınmazların arsa payı büyüklüğüne göre Antalya'nın, kişi ve taşınmaz sayısına göre ise İstanbul'un aldığına yer verildi.

    Yabancıların sahip olduğu mülk sayısının ilçe bazında değerlendirilmesinde ilk on ilçe İskenderun, Sarıyer, Reyhanlı, Alanya, Kumluca, Fethiye, Ceyhan, Yıldırım, Bodrum ve Ortaca oldu. Bu mülklerin edinim nedenlerinin de vurgulandığı raporda, İskenderun'da yüzde 67, Sarıyer'de yüzde 89, Reyhanlı'da yüzde 99 miras, Alanya'da yüzde 98, Fethiye'de yüzde 95, Yıldırım'da yüzde 93, Bodrum'da yüzde 93, Ortaca'da yüzde 98 satış ile edinildiği bildirildi. Bu ilçeler arasında, arsa türünden taşınmazlarda, yüzölçümü, taşınmaz sayısı ve kişi sayısı açısında ilk sırada Alanya yer aldı. Alanya'da 12 bin 684 metrekareye ulaşan 50 parselin, 20 kişi tarafından satın alındığı belirtildi. Türkiye'de gayrimenkule yatırım yapan yabancılar arasında 14 bin 456 kişiyle İngilizler birinci, 14 bin 382 kişiyle Almanlar ikinci, 13 bin 905 kişi ile Yunanlılar üçüncü sırada yer aldı.

    İSRAİLLİLER'İN TAŞINMAZLARI 10 İLDE TOPLANIYOR

    Raporda, İsrail uyruklulara ait taşınmazların tamamının 10 ilde toplandığına da işaret edilerek, bu taşınmazların toplam yüzölçümünün, 80 bin 487 metrekare ve 142 kişiye ait 106 parsel olduğu vurgulandı. İsrail uyruklulara ait taşınmazların yüzölçümü bakımından yüzde 65'ini arsa, yüzde 29'unu ise arazi türü taşınmazlar oluşturdu.

    Not: Türkiye’nin gerçek yüzölçümü 814.578 km2, izdüşüm yüzölçümü ise 779.452 km'dir.

  • coca cola

    04.10.2006 - 02:28

    Mısır’da İslam Dünyasının en etkin eğitim kurumlarından biri olan El Ezher, Coca Cola ve Pepsi’nin haram olduğunu açıkladı. El Ezher üniversitesine bağlı Yüksek İslami İşler Meclisi, yaptıkları bir incelemenin ardından Coca Cola ve Pepsi’nin içilmemesi gerektiğini açıkladı. Her iki içeceğin içinde domuz etinden bazı maddelerin konulduğunu tespit ettiklerini açıklayan Meclis, Müslümanları Coca Cola ve Pepsi’yi içmemeye davet etti.

    Bu tür gazlı içeceklerin insanlar için zorunlu şeyler olmadığını belirten Meclis, zor durumlarda “Zarûretler haramı mübâh kılar” kaidesi gereğince domuz, içki ve ölü etinin dahi sadece ölünmeyecek kadar yenilmesine izin verildiğini açıkladı. Meclis, böyle bir zorunlu durum olmadığına göre Müslümanların bu tür ferahlatıcı içeceklerden uzak durmalarını önerdi.
    Ürdün'de geçen gün uzun zamandır yapılan araştırma sonucu yapılan açıklamada, Coca Cola ve Pepsi'nin domuz'dan yapılmış bazı katkı maddeleri içerdiği açıklanmıştı.

    Yine gazete haberlerine göre Letonya’da da yapay renklendirici, koku, tatlandırıcı ve kafein içeren ve aralarında Coca Cola ve Pepsi Colanın da bulunduğu yiyecek ve içeceklerin okullarda satışını yasakladı. Uygulamanın 1 Kasımdan itibaren yürürlüğe gireceği belirtildi. Bundan böyle, okul kantinlerinde şeker, colalı ve meyveli gazozlar, cips ve sakız gibi gıda maddeleri yerine, tuzsuz fındık, kuru ve yaş meyve, maden suyu ve hafif yemek türleri satılabilecek Coca Cola ve Pepsi geçtiğimiz haftalarda Hindistan’da içinde zehirli maddeler bulunduğu ve formülünün gizli tutulduğu gerekçesiyle ülke çapında resmen yasaklanma kararı alınmıştı.

  • goldberg çeşitlemeleri

    04.10.2006 - 02:26

    ...çağımızın ünlü piyanistlerinden Beethoven ve Brahms yorumlarıyla seçkinleşen Arthur Schnabel (1882-1951) program dışı parça çalmamasıyla tanınırmış.Konser bitince ne kadar alkışlanırsa alkışlansın,dinleyicileri selamlar ve salondan çıkarmış.Ancak bir konserin bitiminde çılgınca alkışlanmış,müzikseverler salonu terketmesine izin vermemişler.Schnabel bunun üzerine tabureye oturmuş ve 90 dakika sürecek olan goldberg varyasyonlarını çalmaya başlamış...

  • nergis

    04.10.2006 - 02:00

    Efsaneye göre,Narkissos güzel bir delikanlıymış.Bir gün gölde kendini görüp hayran kalmış.Bu ikinci varlığını elde edemeyince sararıp solmuş,nergis çiçeği olmuş...

  • georges cziffra

    03.10.2006 - 03:18

    'george' olacaktı...

  • kült film

    03.10.2006 - 02:14

    'Le Trou' (1960)

    Jacques Becker

  • çin

    03.10.2006 - 02:11

    Talabani'nin açıklamaları, Barzani'nin kışkırtan kararları, PKK'nın varlığı derken Kuzey Irak'ta bir de Çin tehdidi çıktı. Çin'in Türkiye'yi Kuzey Irak'la tehdit ettiği ortaya çıktı...

    Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuzey Irak’taki petrol üretimi ile çok yakından ilgilendiği belirtilirken Çin hükümetinin, Türkiye’yi dolaylı yoldan sürgündeki Uygurlara zorluk çıkarmaması halinde Kürtlere destek vermekle tehdit ettiği de öne sürüldü.

    ABD’nin önde gelen muhafazakar düşünce kuruluşlarından The Heritage Foundation tarafından yayınlanan, Çin’in Ortadoğu çıkarlarına ilişkin bir değerlendirmede Çin’in bölge konusunda olumlu emellerinin olmadığını öne sürerek şu iddiaya yer verildi:
    “Çin Halk Cumhuriyeti’nin terörü destekleyen devletler ile Hamas ve Hizbullah gibi terör örgütleri ile duygudaşlığı ve Türkiye’ye baskı amacıyla Kürt politikasını manipülasyonu, Beijing’in bölgeye ilişkin niyetlerinin iyi olmadığını gösteren birkaç uyarıcı işaretlerdir.”

    Değerlendirmede Çin’in başta Kuzey Irak olmak üzere, Irak’ın petrol üretimiyle çok yakından ilgilendiği belirtilirken Çinlilerin “Irak’ın petrol rezervlerinin yüzde 40’ını oluşturduğu tahmin edilen, Kürtlerin zengin petrol alanlarına erişimi sağlamak için fırsat kolladığı savunuldu.

    Çin ile Kürt bölgesel hükümet arasındaki üst düzey ziyaretlerine dikkat çekilen yazıda “Çinliler de, Kürtlerle olan ilişkilerini kullanarak Çin’in Sincan bölgesinden Türkçe konuşan Uygur mültecilerine desteği vermemesi için Türkiye’ye baskı yaptığı” iddiasına yer verildi.

    Değerlendirmede Türkiye’nin sadece “Silahlı Kürt ayrılıkçı hareketlerinin değil, aynı zamanda “sürgündeki Uygur ayrılıkçı militanları ve mülteci örgütlerinin oluşturdukları yükünü omuzlanmaya” mecbur kaldığı belirtildikten sonra şöyle devam edildi.

    “Çin hükümetinin, dolaylı yolda Türkiye’yi, Ankara’nın sürgündeki Uygurlar için yaşamı zorlaştırmaması halinde Kürtleri desteklemekle tehdit ettiği öne sürülüyor.”

  • kült film

    03.10.2006 - 02:04

    'Bound' (1996)

    (Andy ve Larry Wachowski)

  • film replikleri

    03.10.2006 - 02:00

    -İnsanların rüya görmediklerini anlamak için kendilerini neden çimdiklediğini düşündün mü hiç? Acı yalan söylemez.Acı,tek gerçekliktir.

    (The Dark Hours)

  • mona lisa

    03.10.2006 - 01:58

    Bilim adamları, Leonardo da Vinci'nin ünlü eseri Mona Lisa'nın esrarengiz gülümsemesinin, yeni doğum yapmış bir annenin gülümseyişi olduğunu belirtti.

    Kanada Ulusal Araştırma Konseyi uzmanları, Fransa'nın başkenti Paris'teki Louvre Müzesi yönetiminin isteğiyle, tabloyu üç boyutlu renkli lazer taramasından geçirerek rapor hazırladı.

    Araştırma sonunda, Mona Lisa'nın o zamanlar genellikle hamile ya da yeni doğum yapmış kadınların kullandığı çok ince ve saydam bir tülle boynundan aşağısını örttüğü anlaşıldı. Uzmanlara göre, tablo Mona Lisa'nın ikinci oğlunun doğumuna ithafen yapıldı.

    Kızılötesi yansıma tekniğini de kullanan araştırmacılar, ayrıca nam-ı diğer Jokond'un saçlarının serbest bırakılmamış olduğunu ve başın arkasında topuz
    yapılarak toplanmış olduğunu fark etti.

    Şimdiye kadar Jokond'un saçlarının serbest olduğu düşünülüyordu. Saç topuzu, tarihçileri şaşırttı, zira Rönesans'ın bu tür saç bağlama tarzı 'kötü kızlar'a mahsustu'. Oysa Mona Lisa iyi bir aileden geliyordu ve bir ipek tüccarının karısıydı...

    Da Vinci'nin tablosunda ayrıca hiçbir fırça izi de belirlenemedi. Tabloda çok ince ve yekpare boya tabakası bulunduğu anlaşıldı.

    Eserde ayrıca hiçbir parmak izi de bulunamadı. Bazı uzmanlar, sanatçının tabloyu parmaklarını kullanarak yaptığına inanıyordu.

    Uzmanlar, tabloda 'Da Vinci Şifresi' romanındaki gibi bir esrar bulunmadığını da belirterek, eserin sadece Da Vinci'nin maharetini gözler önüne serdiğini vurguladı.

  • cips

    03.10.2006 - 01:45

    E635* Disodyum 5'-ribonukleotid
    Tat verici
    Kaşıntılı reaksiyonlara sebep olabilir,kaşıntılar iyi huylu veya habis farklılıklar gösterebilir, reaksiyon, alınan dozla bağlantılı ve giderek artan türdedir, bazı kişiler buna daha duyarlı olabilir; cipsler, hazır şehriyeler ve bazı pastalarda kullanılır.Bebek ve küçük çocuklar korunmalıdır.Bazı ülkelerde yasaklanmıştır.

  • kült film

    02.10.2006 - 20:04

    'The Defiant Ones' (1958)

    Stanley Kramer

  • ilginç

    02.10.2006 - 19:58

    143,5 cm:Romalılar zamanında yolların genişliği 143,5 cm idi,peki neden? bu ölçe 2 at yanyana geldiğindeki enlerinin uzunluğuna eşittir.Eski Roma'da da arabalar 2 at tarafından çekilirdi.Buna bağlı olarak at arabalarınında dingil mesafeleri 143,5 cm idi.Daha sonra bu ölçü tren rayları arasında da 143,5 cm olarak etti.neden? çünkü:at arabalarının yapımında kulllanılan aletler daha sonra vagon yapımında kullanılmıştır.Peki sonra ne oldu? NASA ürettiği birçok uzay mekiği parçasında bu ölçüye sadık kalmak zorunda kaldı.peki neden? çünkü:arçalar demir yoluyla taşınıyorduda ondan.İlginç deilmi.Nereden nereye...yanyana gelen 2 atın medineyete böyle yön vermesi.143,5 cm mediniyete yön veren ölçü.

Toplam 983 mesaj bulundu