Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • laiklik

    17.03.2007 - 08:30

    '...Türkiye'nin laik ve çağdaş cumhuriyet kadroları elindeki 80 yıllık idare sürecinde hangi noktaya geldiğimiz belli: Yoksulluk almış başını gitmiş; kadınlar çocuklarının karnını doyurabilmek için bedenlerini satmak zorunda bırakılmış; Türkiye,Batı'nın çocuk fuhşu için tercih ettiği ikinci bir Tayvan,Singapur olmuş; devlet okullarında eğitimden başka her şey var...Parası olan zaten çocuğunu devlet okullarında okutmuyor...

    Türkiye'nin laik ve çağdaşları da kışın Etiler'de,yazın Türkbükü'nde,vur patlasın çal oynasın...10. Yıl Marşı'nı,Etiler Keops'ta,Kenan Doğulu ile beraber söyleyenler onlar...

    Laikliğe bir türlü aklı yetmeyen,bir türlü çağdaş olamayan Anadolu'nun çocuklarının hali Kurban Bayramı'nda ekrana yansıdı,çöplükten bağırsak ayıklamaktaydılar...'

  • mit

    17.03.2007 - 08:05

    '...eğer,[nasıl gideceğini] anlamaları da,[böyle gitmeyeceğini] anlamaları kadar uzun sürerse,kendileri açısından durumun gayet vahim olduğu aşikar...'

  • salih mirzabeyoğlu

    17.03.2007 - 02:03

    http://www.ibdayayinlari.com/

  • Amadeus

    17.03.2007 - 01:23

    milos forman...

    3.sınıf bir yönetmen...

  • Sergio Leone

    17.03.2007 - 01:19

    büyük ustalardan...

  • insicam

    17.03.2007 - 01:07

    Emoto...

  • kızıl ölüm

    16.03.2007 - 01:52

    Eski Roma'da bir intihar usulü...Adam sıcak suya girer...Usturayla vücuduna rastgele yaralar açar...Kan kaybından ölür...

    Lars von Trier'nin 'Europa' fimindeki o harikulade intihar sahnesi...

  • norm

    16.03.2007 - 01:30

    bellini...

  • misak-ı milli

    15.03.2007 - 09:53

    'Misak-ı Milliyi ve yemini hatırlatmanın bedeli...

    “Yakındoğu İşleri Hakkında Lozan Konferansı” sadece Türkiye ile İtilaf devletleri arasındaki sorunları emperyalizmin tek yanlı çıkarına olarak çözen bir antlaşma değil, Ortadoğu'yu biçimlendiren, bölgedeki emperyalist çıkarları güvence altına alan bir düzenlemeydi... Söz konusu antlaşma zaten son derecede mütevazi şartlar içeren Misak-ı Milli’nin de gerisindeydi... Türkiye Lozan’da fiilen olmasa da hukuken halâ Osmanlı İmparatorluğuna ait olan Suriye, Irak, Lübnan, Filistin’in manda yönetimlerine bırakılmasını kabul ettti... Aynı şekilde Mısır, Sudan ve Libya üzerindeki tüm haklarından vazgeçti... Limni, Semandirek, Midilli, Sakız, Sisam, adaları dahil 12 ada Yunanistan ve İtalya’nın hükümranlığına bırakıldı... İskenderun sancağı Suriye sınırları dahil edilerek, geçici nitelikteki Türk-Fransız İtilafnamesi onaylandı... Batı Trakya Yunanistan’a, Musul İngilizlere bırakıldı... Sonuç itibariyle söz konusu antlaşmayla, Batı Trakya, Ege adaları, Musul, İskenderun sancağı [bu günkü Hatay vilayeti], Batum [Gürcistan sınırlarına dahil edildi] Misak-ı Milli’ hilafına “çözüldü”... Türk donanmasının Çanakkale ve İstanbul boğazına girişi yasaklandı [ve bu durum 22 Temmuz 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi, imzalananıncaya kadar devam edecekti], Osmanlı borçları kabul edildi ve 1951 yılına kadar da ödendi, “...beş sene müddetle- Türkiye’de adli idare ıslah edilene kadar- hukukçulardan müteşekkil bir müşavirler heyetinin’ Türkiye’de görev yapması kabul edildi ki, bu durum Türkiye’de 1920’li yıllarda yapılan “hukuk inkilabının’ gerisinde kim olduğunu ortaya koyuyor... Türkiye hukuk sistemini emperyalizmin ihtiyaçlarıyla uyumlandırma sözü verdiğinde kapitülasyonların kaldırılması artık sorun olmaktan çıkmıştı... Kaldı ki, İttihatçılar kapitülasyonları tek taraflı olarak daha önce kaldırmışlardı... Zaten Kapitülasyonlar da emperyalizm için anlamını çoktan yetirmişti, zira, Türkiye burjuva hukukunu kabul edeceği sözünü verdiği koşullarda, hukukî kapitülasyonların kaldırılması emperyalizm için sorun teşkil etmiyordu... Nihayet, Lozanda gümrüklerin beş yıl süreyle eski düzeyinde korunacağı taahhüt edildi... Birinci Lozan görüşmeleri kesildiği koşullarda, alelacele toplanan İzmir İktisat Kongresi’yle, emperyalist kampta kalınacağı, emperyalizmin ekonomik-ticari-finansal çıkarlarına zarar verilmeyeceği imâ edildi... İşte resmi tarihin eşine az rastlanır bir diplomatik zafer saydığı, her yılın 24 Temmuz’unda resmen kutlanan, ‘ateşli nutuklar atılan’ şu ünlü Lozan antlaşması böyle birşeydi...Bu durum,yenilginin, teslimiyetin nasıl bir zafer olarak sunulabildiğinin ve buna insanların nasıl inandırıldığının ibret verici bir örneğidir...'

  • legends of the fall / ihtiras rüzgârları

    15.03.2007 - 01:59

    Am I really here in your arms
    Its just like I dreamed it would be
    I feel like we`re frozen in time
    And you`re the only one I can see

    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life
    And I never really knew how to love
    I just hoped somehow I`d see
    Asked for a little help from above
    Send that angel down to me

    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life
    I never thought that I could feel a love so tender
    I never thought I could let those feelings show
    But now my heart is on my sleeve
    and this love will never leave
    I know
    I know
    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life
    All my Life
    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life

  • BACH

    15.03.2007 - 01:54

    '...eşzamanlı yatay yürüyen ses çizgilerinin dikey bir armoni tarafından taşındığı ve bunun yapıtın kurgusunu oluturduğu Klee için bir yenilik olamazdı...Bach'ın kontrapunktal müziğin sıkı kuralları içinde ne denli özgür olabildiği de Klee'ye herhalde yabancı değildi...

    ...Wagner'in Bach'ın prelüd ve füglerini,Bayreuth'daki yardımcısı J.Rubinstein'la birlikte akşamları seslendirip üzerinde düşündeklerini,tartıştıklarını Cosima Wagner'in anılarından okuyoruz...Burada Schumann,Brahms,Liszt gibi Bach'tan etkilenen bestecileri bir yana bırakıp sadece Wagner'den söz etmemin nedeni,Wagner'i ve Bach'ı dinlediğimizde bu müziklerin müzik dünyasının iki ayrı ucunda duruyormuş gibi gelmelerine karşın yine de aralarında etki olabileceği...Son yıllarda yapılan müzik araştırmmaları Wagner'in müziğindeki Bach etkilerini gözler önüne seriyor...Wagner kendi yazılarında da sonsuzluk,kapanmamışlık,'tınlayan suskunluk' gibi müziksel düşüncelerini Bach'da bulduğunu ve hiçbir bestecinin olmadığı kadar Bach'ın onu etkilediğini yazıyor...'

  • BACH

    15.03.2007 - 01:33

    -devinim
    -çokseslilik
    -eşzamanlılık
    -çokkatmanlılık
    -yapı
    -bunların birleşmesiyle oluşan zaman-mekan bütünlüğü
    -parça-bütün ilişkisi
    -ifade ve anlatımın yapıtın dokusuna sindirilmesi
    -imgesellik
    -simgeler

  • BACH

    15.03.2007 - 01:29

    '...Anton Webern,tonal ve atonal sistemleri açıkladığı derslerinde tonal alanın zenginleştirilmesinde Bach'ın katkısını 'çünkü Bach'da her şey vardır: döngüsel formların gelişimi,tonal alanın kazanılması ve bütün bunların yanı sıra şaşırtıcı bir polifonik düşünce! Hem yatay,hem dikey...

    ...

    ...Schönberg,Bach'ın kromatik fügünün (BWV 869,Si minör) on iki ton yazısı gibi,on iki tonu içeren bir temayla başladığına değinerek onun ilk on iki ton bestecisi olduğunu söylemiştir...

    ...müzikbilimci H.H. Eggebrecht,Mozart'ın babasına yazdığı bir mektuba dayanarak,bu değişimde büyük bir olasılıkla Mozart'ın,Bach'ın yaylılar üçlüsüne uyarladığı beş fügün arasında (KV 405) Füg Sanatı'ndan 13. Contrapunctus'un da bulunması olduğunu söylüyor...Mektupta Mozart,Viyana'da Baron von Swieten'in evinde her hafta yapılan müzik toplantılarında Handel ve Bach'tan başka bir şey seslendirilmediğini,kendisinin de Bach'ın ve oğullarının füglerinden bir koleksiyon yaptığını yazıyordu...'

  • Requiem For a Dream / Bir Rüya İçin Ağıt

    14.03.2007 - 23:18

    küvette çığlık...

    dahiyane bir sahne...

  • rejim

    14.03.2007 - 21:58

    '...Türkiye'yi Batı emperyalizmine peşkeş çekmek isteyenler kendi halklarına devamlı yalan söylüyorlar...Diyorlar ki,'Türkiye dünyanın 18. büyük ekonomisi' Peki öyleyse neden gelişmişlik sıralamasında 97. sıradayız? Toplumsal refah düzeyi olarak dünyadaki 150 küsür devlet içerisinde 114. sıradayız? Bu tablo içinde '18 büyük ekonomi'den biri olmamız bizim en fazla yağmalanan ülke olduğumuzu gösterir...'

  • Atatürk'ün yaverleri...

    14.03.2007 - 21:44

    '...Gazi,halkın iradesini kendisinin temsil ettiğine inandı ve milletin mümessili olan Büyük Millet Meclisini emrine aldı...İstediği insanları millete namzet diye sununca bunlar ittifakla seçilmiş addolundu...Bu tarzda teşekkül eden Meclis,onun istediklerini kanunlaştırmaktan ve meşru kalıplara bağlamaktan başka bir şey yapmaz ve yapamazdı...

    Manzaranın bir dekor kadar dahi hakikat olmadığı kimsenin gözünden kaçmıyordu...Ne seçimler seçimdi,ne seçilenler milletin arzu ve temayüllerini ifade ve temsil edebilecek kimselerdi; ne de Meclis meclisti...'

    (Halka Karşı Demokrasi,D. Mehmet Doğan,Beyan Yayınları)

  • trampet

    14.03.2007 - 21:37

    trompet...

    bach...

    karl richter...

    BWV 147...

    açılış korosu...

  • sabetayist

    14.03.2007 - 07:16

    AKADEMİSYEN-ÜNİVERSİTE-BİLİM

    Ali Doğramacı (Bilkent Rektörü)
    Aykut Barka
    Asaf Savaş Akat
    Aydın Aybay
    Ali Fuat Berkman
    Ali Fuat Başgil
    Ali Yar (Yazar, matematik Ord. Profesörü, Fen Fakültesi Dekanı)
    A.Korhan Binark (Dr, Marmara Üniversitesi)
    Ayhan Çavdar (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Ahmet Taner Kışlalı
    Bülent Berkarda
    Bülent Tanör
    Bedri Ruhselman
    Bülent Daver
    Bedii Şehsuvaroğlu
    Bülent Tarcan
    Burak Erman (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Bülent Baradan
    Berna Moran
    Celal Şengör (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Celal Göleli
    A.M. Celal Şengör
    Celal Esat Arseven
    Cemil Sena Ongun
    Cemal Arkon
    Cihat İren
    Cemi Demiroğlu
    Cemil Topuzlu (Tıp Prof. İstanbul Belediye Bşk.)
    Çağlar Keyder
    Çetin Özek
    Çiğdem Kağıtçıbaşı
    Çiğdem Kağıtçıbaşı (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Duygun Yarsuvat
    Ender Berker
    Erdoğan Alkin
    Emre Kongar
    Enver Ziya Karal
    Erdoğan Şuhubi (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Engin Bermek (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Fatmagül Berktay
    Faruk Erem
    Fahir Erman
    Faik Reşit Unat
    Feza Gürsey
    F. Mutlu Binark (Dr. Gazi Üniversitesi)
    Fahri Arel
    Fethi İdeman (Rektör)
    Gazi Yaşargil
    Hamdi Peynircioğlu
    Halil Berktay
    Hayrullah Örs
    Haluk Şehsuvaroğlu
    Hamit Dilgan
    Hüsnü Göksel
    Hasan Boduroğlu
    Hasan Tahsin Ayni
    Hasan Köni
    Hulusi Behçet
    Hurşit Güneş
    İhsan Doğramacı
    İlter Turan
    İlhan Lüten
    İbrahim Necmi Dilmen
    İbrahim Hoyi
    İsmet Hikmet Ertaylan
    İlhan Tekeli
    Kemal Gürüz
    Kerim Erim
    Kadri Raşit Anday (Tıp Prof.,Melih Cevdet'in babası, Eczacı Mehmet Raşit Paşa'nın oğlu, Aşiyan)
    Leyla Neyzi
    Murat Belge
    Mehmet Kiciman
    Mete Tunçay
    Mustafa Hulki Erem
    Macit Gökberk
    Metin Özek
    Mustafa Santur
    Münci Kapani
    Mina Urgan
    Muvaffak Akbay (eski Ankara Hukuk Fakültesi Dekanı, şarkıcı Hümeyra’nın babası)
    Mustafa Hulki Erem
    Metin Heper (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Murat Sertel (vefat etti- TÜBA Kurucu Üyesi)
    Muammer Aksoy
    Mazhar Osman
    Nilüfer Göleli
    Nermin Abadan
    Orhan Alsaç
    Orhan Aldıkaçtı
    Ömer Lütfü Barkan
    Ömer İrdelp
    Özdemir Nutku (Sevgi Soysal'ın ilk kocası)
    Reşat Garan
    Ratip Berker
    Razi Bel
    Reşat Kaynar
    Reşat D. Tesal
    Rona Aybay
    Reha Oğuz Türkkan
    Sulhi Dönmezer
    Sıddık Sami Onar
    Sahir Erman
    Süheyl Ünver
    Selçuk Erez
    Selahattin Tandal
    Suphi Ziya Özbekkan
    Sami Gönensay
    Sencer Ayata
    Şerif Mardin
    Tahir Taner (Hukuk Fak. Dekanı, Neşet Paşa'nın damadı)
    Toktamış Ateş
    Uğur Alacakaptan
    Ufuk Esin (TÜBA Kurucu Üyesi)
    Üstün Ergüder
    Vehbi Eralp
    Yavuz Abadan
    Yavuz Nutku (TÜBA Kurucu Üyesi)

  • kült film

    14.03.2007 - 02:12

    'A Raisin in the Sun' (1961)

    Daniel Petrie

  • Herkes sevdiğini öldürür

    14.03.2007 - 00:05

    -She left you...

  • burçlara inanmak

    14.03.2007 - 00:02

    ilm-i nücum...

  • kült film

    13.03.2007 - 09:30

    'Le Corbeau' (1943)

    Henri-Georges Clouzot

  • film replikleri

    12.03.2007 - 19:38

    -You wear a mask for so long, you forget who you were beneath it...

  • film replikleri

    12.03.2007 - 19:37

    -Yüksek sesle söyleyebilecek kadar kendine saygı duymak...Kendini öylece ortaya çıkarmak,bütün çıplaklığınla...Bilmiyorum...Beni çok etkiledi...

Toplam 983 mesaj bulundu