'...Türkiye'nin laik ve çağdaş cumhuriyet kadroları elindeki 80 yıllık idare sürecinde hangi noktaya geldiğimiz belli: Yoksulluk almış başını gitmiş; kadınlar çocuklarının karnını doyurabilmek için bedenlerini satmak zorunda bırakılmış; Türkiye,Batı'nın çocuk fuhşu için tercih ettiği ikinci bir Tayvan,Singapur olmuş; devlet okullarında eğitimden başka her şey var...Parası olan zaten çocuğunu devlet okullarında okutmuyor...
Türkiye'nin laik ve çağdaşları da kışın Etiler'de,yazın Türkbükü'nde,vur patlasın çal oynasın...10. Yıl Marşı'nı,Etiler Keops'ta,Kenan Doğulu ile beraber söyleyenler onlar...
Laikliğe bir türlü aklı yetmeyen,bir türlü çağdaş olamayan Anadolu'nun çocuklarının hali Kurban Bayramı'nda ekrana yansıdı,çöplükten bağırsak ayıklamaktaydılar...'
'...eğer,[nasıl gideceğini] anlamaları da,[böyle gitmeyeceğini] anlamaları kadar uzun sürerse,kendileri açısından durumun gayet vahim olduğu aşikar...'
'Misak-ı Milliyi ve yemini hatırlatmanın bedeli...
“Yakındoğu İşleri Hakkında Lozan Konferansı” sadece Türkiye ile İtilaf devletleri arasındaki sorunları emperyalizmin tek yanlı çıkarına olarak çözen bir antlaşma değil, Ortadoğu'yu biçimlendiren, bölgedeki emperyalist çıkarları güvence altına alan bir düzenlemeydi... Söz konusu antlaşma zaten son derecede mütevazi şartlar içeren Misak-ı Milli’nin de gerisindeydi... Türkiye Lozan’da fiilen olmasa da hukuken halâ Osmanlı İmparatorluğuna ait olan Suriye, Irak, Lübnan, Filistin’in manda yönetimlerine bırakılmasını kabul ettti... Aynı şekilde Mısır, Sudan ve Libya üzerindeki tüm haklarından vazgeçti... Limni, Semandirek, Midilli, Sakız, Sisam, adaları dahil 12 ada Yunanistan ve İtalya’nın hükümranlığına bırakıldı... İskenderun sancağı Suriye sınırları dahil edilerek, geçici nitelikteki Türk-Fransız İtilafnamesi onaylandı... Batı Trakya Yunanistan’a, Musul İngilizlere bırakıldı... Sonuç itibariyle söz konusu antlaşmayla, Batı Trakya, Ege adaları, Musul, İskenderun sancağı [bu günkü Hatay vilayeti], Batum [Gürcistan sınırlarına dahil edildi] Misak-ı Milli’ hilafına “çözüldü”... Türk donanmasının Çanakkale ve İstanbul boğazına girişi yasaklandı [ve bu durum 22 Temmuz 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi, imzalananıncaya kadar devam edecekti], Osmanlı borçları kabul edildi ve 1951 yılına kadar da ödendi, “...beş sene müddetle- Türkiye’de adli idare ıslah edilene kadar- hukukçulardan müteşekkil bir müşavirler heyetinin’ Türkiye’de görev yapması kabul edildi ki, bu durum Türkiye’de 1920’li yıllarda yapılan “hukuk inkilabının’ gerisinde kim olduğunu ortaya koyuyor... Türkiye hukuk sistemini emperyalizmin ihtiyaçlarıyla uyumlandırma sözü verdiğinde kapitülasyonların kaldırılması artık sorun olmaktan çıkmıştı... Kaldı ki, İttihatçılar kapitülasyonları tek taraflı olarak daha önce kaldırmışlardı... Zaten Kapitülasyonlar da emperyalizm için anlamını çoktan yetirmişti, zira, Türkiye burjuva hukukunu kabul edeceği sözünü verdiği koşullarda, hukukî kapitülasyonların kaldırılması emperyalizm için sorun teşkil etmiyordu... Nihayet, Lozanda gümrüklerin beş yıl süreyle eski düzeyinde korunacağı taahhüt edildi... Birinci Lozan görüşmeleri kesildiği koşullarda, alelacele toplanan İzmir İktisat Kongresi’yle, emperyalist kampta kalınacağı, emperyalizmin ekonomik-ticari-finansal çıkarlarına zarar verilmeyeceği imâ edildi... İşte resmi tarihin eşine az rastlanır bir diplomatik zafer saydığı, her yılın 24 Temmuz’unda resmen kutlanan, ‘ateşli nutuklar atılan’ şu ünlü Lozan antlaşması böyle birşeydi...Bu durum,yenilginin, teslimiyetin nasıl bir zafer olarak sunulabildiğinin ve buna insanların nasıl inandırıldığının ibret verici bir örneğidir...'
Am I really here in your arms
Its just like I dreamed it would be
I feel like we`re frozen in time
And you`re the only one I can see
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
And I never really knew how to love
I just hoped somehow I`d see
Asked for a little help from above
Send that angel down to me
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
I never thought that I could feel a love so tender
I never thought I could let those feelings show
But now my heart is on my sleeve
and this love will never leave
I know
I know
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
All my Life
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
'...eşzamanlı yatay yürüyen ses çizgilerinin dikey bir armoni tarafından taşındığı ve bunun yapıtın kurgusunu oluturduğu Klee için bir yenilik olamazdı...Bach'ın kontrapunktal müziğin sıkı kuralları içinde ne denli özgür olabildiği de Klee'ye herhalde yabancı değildi...
...Wagner'in Bach'ın prelüd ve füglerini,Bayreuth'daki yardımcısı J.Rubinstein'la birlikte akşamları seslendirip üzerinde düşündeklerini,tartıştıklarını Cosima Wagner'in anılarından okuyoruz...Burada Schumann,Brahms,Liszt gibi Bach'tan etkilenen bestecileri bir yana bırakıp sadece Wagner'den söz etmemin nedeni,Wagner'i ve Bach'ı dinlediğimizde bu müziklerin müzik dünyasının iki ayrı ucunda duruyormuş gibi gelmelerine karşın yine de aralarında etki olabileceği...Son yıllarda yapılan müzik araştırmmaları Wagner'in müziğindeki Bach etkilerini gözler önüne seriyor...Wagner kendi yazılarında da sonsuzluk,kapanmamışlık,'tınlayan suskunluk' gibi müziksel düşüncelerini Bach'da bulduğunu ve hiçbir bestecinin olmadığı kadar Bach'ın onu etkilediğini yazıyor...'
'...Anton Webern,tonal ve atonal sistemleri açıkladığı derslerinde tonal alanın zenginleştirilmesinde Bach'ın katkısını 'çünkü Bach'da her şey vardır: döngüsel formların gelişimi,tonal alanın kazanılması ve bütün bunların yanı sıra şaşırtıcı bir polifonik düşünce! Hem yatay,hem dikey...
...
...Schönberg,Bach'ın kromatik fügünün (BWV 869,Si minör) on iki ton yazısı gibi,on iki tonu içeren bir temayla başladığına değinerek onun ilk on iki ton bestecisi olduğunu söylemiştir...
...müzikbilimci H.H. Eggebrecht,Mozart'ın babasına yazdığı bir mektuba dayanarak,bu değişimde büyük bir olasılıkla Mozart'ın,Bach'ın yaylılar üçlüsüne uyarladığı beş fügün arasında (KV 405) Füg Sanatı'ndan 13. Contrapunctus'un da bulunması olduğunu söylüyor...Mektupta Mozart,Viyana'da Baron von Swieten'in evinde her hafta yapılan müzik toplantılarında Handel ve Bach'tan başka bir şey seslendirilmediğini,kendisinin de Bach'ın ve oğullarının füglerinden bir koleksiyon yaptığını yazıyordu...'
'...Türkiye'yi Batı emperyalizmine peşkeş çekmek isteyenler kendi halklarına devamlı yalan söylüyorlar...Diyorlar ki,'Türkiye dünyanın 18. büyük ekonomisi' Peki öyleyse neden gelişmişlik sıralamasında 97. sıradayız? Toplumsal refah düzeyi olarak dünyadaki 150 küsür devlet içerisinde 114. sıradayız? Bu tablo içinde '18 büyük ekonomi'den biri olmamız bizim en fazla yağmalanan ülke olduğumuzu gösterir...'
'...Gazi,halkın iradesini kendisinin temsil ettiğine inandı ve milletin mümessili olan Büyük Millet Meclisini emrine aldı...İstediği insanları millete namzet diye sununca bunlar ittifakla seçilmiş addolundu...Bu tarzda teşekkül eden Meclis,onun istediklerini kanunlaştırmaktan ve meşru kalıplara bağlamaktan başka bir şey yapmaz ve yapamazdı...
Manzaranın bir dekor kadar dahi hakikat olmadığı kimsenin gözünden kaçmıyordu...Ne seçimler seçimdi,ne seçilenler milletin arzu ve temayüllerini ifade ve temsil edebilecek kimselerdi; ne de Meclis meclisti...'
(Halka Karşı Demokrasi,D. Mehmet Doğan,Beyan Yayınları)
Ali Doğramacı (Bilkent Rektörü)
Aykut Barka
Asaf Savaş Akat
Aydın Aybay
Ali Fuat Berkman
Ali Fuat Başgil
Ali Yar (Yazar, matematik Ord. Profesörü, Fen Fakültesi Dekanı)
A.Korhan Binark (Dr, Marmara Üniversitesi)
Ayhan Çavdar (TÜBA Kurucu Üyesi)
Ahmet Taner Kışlalı
Bülent Berkarda
Bülent Tanör
Bedri Ruhselman
Bülent Daver
Bedii Şehsuvaroğlu
Bülent Tarcan
Burak Erman (TÜBA Kurucu Üyesi)
Bülent Baradan
Berna Moran
Celal Şengör (TÜBA Kurucu Üyesi)
Celal Göleli
A.M. Celal Şengör
Celal Esat Arseven
Cemil Sena Ongun
Cemal Arkon
Cihat İren
Cemi Demiroğlu
Cemil Topuzlu (Tıp Prof. İstanbul Belediye Bşk.)
Çağlar Keyder
Çetin Özek
Çiğdem Kağıtçıbaşı
Çiğdem Kağıtçıbaşı (TÜBA Kurucu Üyesi)
Duygun Yarsuvat
Ender Berker
Erdoğan Alkin
Emre Kongar
Enver Ziya Karal
Erdoğan Şuhubi (TÜBA Kurucu Üyesi)
Engin Bermek (TÜBA Kurucu Üyesi)
Fatmagül Berktay
Faruk Erem
Fahir Erman
Faik Reşit Unat
Feza Gürsey
F. Mutlu Binark (Dr. Gazi Üniversitesi)
Fahri Arel
Fethi İdeman (Rektör)
Gazi Yaşargil
Hamdi Peynircioğlu
Halil Berktay
Hayrullah Örs
Haluk Şehsuvaroğlu
Hamit Dilgan
Hüsnü Göksel
Hasan Boduroğlu
Hasan Tahsin Ayni
Hasan Köni
Hulusi Behçet
Hurşit Güneş
İhsan Doğramacı
İlter Turan
İlhan Lüten
İbrahim Necmi Dilmen
İbrahim Hoyi
İsmet Hikmet Ertaylan
İlhan Tekeli
Kemal Gürüz
Kerim Erim
Kadri Raşit Anday (Tıp Prof.,Melih Cevdet'in babası, Eczacı Mehmet Raşit Paşa'nın oğlu, Aşiyan)
Leyla Neyzi
Murat Belge
Mehmet Kiciman
Mete Tunçay
Mustafa Hulki Erem
Macit Gökberk
Metin Özek
Mustafa Santur
Münci Kapani
Mina Urgan
Muvaffak Akbay (eski Ankara Hukuk Fakültesi Dekanı, şarkıcı Hümeyra’nın babası)
Mustafa Hulki Erem
Metin Heper (TÜBA Kurucu Üyesi)
Murat Sertel (vefat etti- TÜBA Kurucu Üyesi)
Muammer Aksoy
Mazhar Osman
Nilüfer Göleli
Nermin Abadan
Orhan Alsaç
Orhan Aldıkaçtı
Ömer Lütfü Barkan
Ömer İrdelp
Özdemir Nutku (Sevgi Soysal'ın ilk kocası)
Reşat Garan
Ratip Berker
Razi Bel
Reşat Kaynar
Reşat D. Tesal
Rona Aybay
Reha Oğuz Türkkan
Sulhi Dönmezer
Sıddık Sami Onar
Sahir Erman
Süheyl Ünver
Selçuk Erez
Selahattin Tandal
Suphi Ziya Özbekkan
Sami Gönensay
Sencer Ayata
Şerif Mardin
Tahir Taner (Hukuk Fak. Dekanı, Neşet Paşa'nın damadı)
Toktamış Ateş
Uğur Alacakaptan
Ufuk Esin (TÜBA Kurucu Üyesi)
Üstün Ergüder
Vehbi Eralp
Yavuz Abadan
Yavuz Nutku (TÜBA Kurucu Üyesi)
laiklik
17.03.2007 - 08:30'...Türkiye'nin laik ve çağdaş cumhuriyet kadroları elindeki 80 yıllık idare sürecinde hangi noktaya geldiğimiz belli: Yoksulluk almış başını gitmiş; kadınlar çocuklarının karnını doyurabilmek için bedenlerini satmak zorunda bırakılmış; Türkiye,Batı'nın çocuk fuhşu için tercih ettiği ikinci bir Tayvan,Singapur olmuş; devlet okullarında eğitimden başka her şey var...Parası olan zaten çocuğunu devlet okullarında okutmuyor...
Türkiye'nin laik ve çağdaşları da kışın Etiler'de,yazın Türkbükü'nde,vur patlasın çal oynasın...10. Yıl Marşı'nı,Etiler Keops'ta,Kenan Doğulu ile beraber söyleyenler onlar...
Laikliğe bir türlü aklı yetmeyen,bir türlü çağdaş olamayan Anadolu'nun çocuklarının hali Kurban Bayramı'nda ekrana yansıdı,çöplükten bağırsak ayıklamaktaydılar...'
mit
17.03.2007 - 08:05'...eğer,[nasıl gideceğini] anlamaları da,[böyle gitmeyeceğini] anlamaları kadar uzun sürerse,kendileri açısından durumun gayet vahim olduğu aşikar...'
salih mirzabeyoğlu
17.03.2007 - 02:03http://www.ibdayayinlari.com/
Amadeus
17.03.2007 - 01:23milos forman...
3.sınıf bir yönetmen...
Sergio Leone
17.03.2007 - 01:19büyük ustalardan...
insicam
17.03.2007 - 01:07Emoto...
kızıl ölüm
16.03.2007 - 01:52Eski Roma'da bir intihar usulü...Adam sıcak suya girer...Usturayla vücuduna rastgele yaralar açar...Kan kaybından ölür...
Lars von Trier'nin 'Europa' fimindeki o harikulade intihar sahnesi...
norm
16.03.2007 - 01:30bellini...
misak-ı milli
15.03.2007 - 09:53'Misak-ı Milliyi ve yemini hatırlatmanın bedeli...
“Yakındoğu İşleri Hakkında Lozan Konferansı” sadece Türkiye ile İtilaf devletleri arasındaki sorunları emperyalizmin tek yanlı çıkarına olarak çözen bir antlaşma değil, Ortadoğu'yu biçimlendiren, bölgedeki emperyalist çıkarları güvence altına alan bir düzenlemeydi... Söz konusu antlaşma zaten son derecede mütevazi şartlar içeren Misak-ı Milli’nin de gerisindeydi... Türkiye Lozan’da fiilen olmasa da hukuken halâ Osmanlı İmparatorluğuna ait olan Suriye, Irak, Lübnan, Filistin’in manda yönetimlerine bırakılmasını kabul ettti... Aynı şekilde Mısır, Sudan ve Libya üzerindeki tüm haklarından vazgeçti... Limni, Semandirek, Midilli, Sakız, Sisam, adaları dahil 12 ada Yunanistan ve İtalya’nın hükümranlığına bırakıldı... İskenderun sancağı Suriye sınırları dahil edilerek, geçici nitelikteki Türk-Fransız İtilafnamesi onaylandı... Batı Trakya Yunanistan’a, Musul İngilizlere bırakıldı... Sonuç itibariyle söz konusu antlaşmayla, Batı Trakya, Ege adaları, Musul, İskenderun sancağı [bu günkü Hatay vilayeti], Batum [Gürcistan sınırlarına dahil edildi] Misak-ı Milli’ hilafına “çözüldü”... Türk donanmasının Çanakkale ve İstanbul boğazına girişi yasaklandı [ve bu durum 22 Temmuz 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi, imzalananıncaya kadar devam edecekti], Osmanlı borçları kabul edildi ve 1951 yılına kadar da ödendi, “...beş sene müddetle- Türkiye’de adli idare ıslah edilene kadar- hukukçulardan müteşekkil bir müşavirler heyetinin’ Türkiye’de görev yapması kabul edildi ki, bu durum Türkiye’de 1920’li yıllarda yapılan “hukuk inkilabının’ gerisinde kim olduğunu ortaya koyuyor... Türkiye hukuk sistemini emperyalizmin ihtiyaçlarıyla uyumlandırma sözü verdiğinde kapitülasyonların kaldırılması artık sorun olmaktan çıkmıştı... Kaldı ki, İttihatçılar kapitülasyonları tek taraflı olarak daha önce kaldırmışlardı... Zaten Kapitülasyonlar da emperyalizm için anlamını çoktan yetirmişti, zira, Türkiye burjuva hukukunu kabul edeceği sözünü verdiği koşullarda, hukukî kapitülasyonların kaldırılması emperyalizm için sorun teşkil etmiyordu... Nihayet, Lozanda gümrüklerin beş yıl süreyle eski düzeyinde korunacağı taahhüt edildi... Birinci Lozan görüşmeleri kesildiği koşullarda, alelacele toplanan İzmir İktisat Kongresi’yle, emperyalist kampta kalınacağı, emperyalizmin ekonomik-ticari-finansal çıkarlarına zarar verilmeyeceği imâ edildi... İşte resmi tarihin eşine az rastlanır bir diplomatik zafer saydığı, her yılın 24 Temmuz’unda resmen kutlanan, ‘ateşli nutuklar atılan’ şu ünlü Lozan antlaşması böyle birşeydi...Bu durum,yenilginin, teslimiyetin nasıl bir zafer olarak sunulabildiğinin ve buna insanların nasıl inandırıldığının ibret verici bir örneğidir...'
legends of the fall / ihtiras rüzgârları
15.03.2007 - 01:59Am I really here in your arms
Its just like I dreamed it would be
I feel like we`re frozen in time
And you`re the only one I can see
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
And I never really knew how to love
I just hoped somehow I`d see
Asked for a little help from above
Send that angel down to me
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
I never thought that I could feel a love so tender
I never thought I could let those feelings show
But now my heart is on my sleeve
and this love will never leave
I know
I know
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
All my Life
Hey, I`ve looked All my Life for you
And now you`re here
Hey, I`ve spent All my Life with you
All my Life
BACH
15.03.2007 - 01:54'...eşzamanlı yatay yürüyen ses çizgilerinin dikey bir armoni tarafından taşındığı ve bunun yapıtın kurgusunu oluturduğu Klee için bir yenilik olamazdı...Bach'ın kontrapunktal müziğin sıkı kuralları içinde ne denli özgür olabildiği de Klee'ye herhalde yabancı değildi...
...Wagner'in Bach'ın prelüd ve füglerini,Bayreuth'daki yardımcısı J.Rubinstein'la birlikte akşamları seslendirip üzerinde düşündeklerini,tartıştıklarını Cosima Wagner'in anılarından okuyoruz...Burada Schumann,Brahms,Liszt gibi Bach'tan etkilenen bestecileri bir yana bırakıp sadece Wagner'den söz etmemin nedeni,Wagner'i ve Bach'ı dinlediğimizde bu müziklerin müzik dünyasının iki ayrı ucunda duruyormuş gibi gelmelerine karşın yine de aralarında etki olabileceği...Son yıllarda yapılan müzik araştırmmaları Wagner'in müziğindeki Bach etkilerini gözler önüne seriyor...Wagner kendi yazılarında da sonsuzluk,kapanmamışlık,'tınlayan suskunluk' gibi müziksel düşüncelerini Bach'da bulduğunu ve hiçbir bestecinin olmadığı kadar Bach'ın onu etkilediğini yazıyor...'
BACH
15.03.2007 - 01:33-devinim
-çokseslilik
-eşzamanlılık
-çokkatmanlılık
-yapı
-bunların birleşmesiyle oluşan zaman-mekan bütünlüğü
-parça-bütün ilişkisi
-ifade ve anlatımın yapıtın dokusuna sindirilmesi
-imgesellik
-simgeler
BACH
15.03.2007 - 01:29'...Anton Webern,tonal ve atonal sistemleri açıkladığı derslerinde tonal alanın zenginleştirilmesinde Bach'ın katkısını 'çünkü Bach'da her şey vardır: döngüsel formların gelişimi,tonal alanın kazanılması ve bütün bunların yanı sıra şaşırtıcı bir polifonik düşünce! Hem yatay,hem dikey...
...
...Schönberg,Bach'ın kromatik fügünün (BWV 869,Si minör) on iki ton yazısı gibi,on iki tonu içeren bir temayla başladığına değinerek onun ilk on iki ton bestecisi olduğunu söylemiştir...
...müzikbilimci H.H. Eggebrecht,Mozart'ın babasına yazdığı bir mektuba dayanarak,bu değişimde büyük bir olasılıkla Mozart'ın,Bach'ın yaylılar üçlüsüne uyarladığı beş fügün arasında (KV 405) Füg Sanatı'ndan 13. Contrapunctus'un da bulunması olduğunu söylüyor...Mektupta Mozart,Viyana'da Baron von Swieten'in evinde her hafta yapılan müzik toplantılarında Handel ve Bach'tan başka bir şey seslendirilmediğini,kendisinin de Bach'ın ve oğullarının füglerinden bir koleksiyon yaptığını yazıyordu...'
Requiem For a Dream / Bir Rüya İçin Ağıt
14.03.2007 - 23:18küvette çığlık...
dahiyane bir sahne...
rejim
14.03.2007 - 21:58'...Türkiye'yi Batı emperyalizmine peşkeş çekmek isteyenler kendi halklarına devamlı yalan söylüyorlar...Diyorlar ki,'Türkiye dünyanın 18. büyük ekonomisi' Peki öyleyse neden gelişmişlik sıralamasında 97. sıradayız? Toplumsal refah düzeyi olarak dünyadaki 150 küsür devlet içerisinde 114. sıradayız? Bu tablo içinde '18 büyük ekonomi'den biri olmamız bizim en fazla yağmalanan ülke olduğumuzu gösterir...'
Atatürk'ün yaverleri...
14.03.2007 - 21:44'...Gazi,halkın iradesini kendisinin temsil ettiğine inandı ve milletin mümessili olan Büyük Millet Meclisini emrine aldı...İstediği insanları millete namzet diye sununca bunlar ittifakla seçilmiş addolundu...Bu tarzda teşekkül eden Meclis,onun istediklerini kanunlaştırmaktan ve meşru kalıplara bağlamaktan başka bir şey yapmaz ve yapamazdı...
Manzaranın bir dekor kadar dahi hakikat olmadığı kimsenin gözünden kaçmıyordu...Ne seçimler seçimdi,ne seçilenler milletin arzu ve temayüllerini ifade ve temsil edebilecek kimselerdi; ne de Meclis meclisti...'
(Halka Karşı Demokrasi,D. Mehmet Doğan,Beyan Yayınları)
trampet
14.03.2007 - 21:37trompet...
bach...
karl richter...
BWV 147...
açılış korosu...
sabetayist
14.03.2007 - 07:16AKADEMİSYEN-ÜNİVERSİTE-BİLİM
Ali Doğramacı (Bilkent Rektörü)
Aykut Barka
Asaf Savaş Akat
Aydın Aybay
Ali Fuat Berkman
Ali Fuat Başgil
Ali Yar (Yazar, matematik Ord. Profesörü, Fen Fakültesi Dekanı)
A.Korhan Binark (Dr, Marmara Üniversitesi)
Ayhan Çavdar (TÜBA Kurucu Üyesi)
Ahmet Taner Kışlalı
Bülent Berkarda
Bülent Tanör
Bedri Ruhselman
Bülent Daver
Bedii Şehsuvaroğlu
Bülent Tarcan
Burak Erman (TÜBA Kurucu Üyesi)
Bülent Baradan
Berna Moran
Celal Şengör (TÜBA Kurucu Üyesi)
Celal Göleli
A.M. Celal Şengör
Celal Esat Arseven
Cemil Sena Ongun
Cemal Arkon
Cihat İren
Cemi Demiroğlu
Cemil Topuzlu (Tıp Prof. İstanbul Belediye Bşk.)
Çağlar Keyder
Çetin Özek
Çiğdem Kağıtçıbaşı
Çiğdem Kağıtçıbaşı (TÜBA Kurucu Üyesi)
Duygun Yarsuvat
Ender Berker
Erdoğan Alkin
Emre Kongar
Enver Ziya Karal
Erdoğan Şuhubi (TÜBA Kurucu Üyesi)
Engin Bermek (TÜBA Kurucu Üyesi)
Fatmagül Berktay
Faruk Erem
Fahir Erman
Faik Reşit Unat
Feza Gürsey
F. Mutlu Binark (Dr. Gazi Üniversitesi)
Fahri Arel
Fethi İdeman (Rektör)
Gazi Yaşargil
Hamdi Peynircioğlu
Halil Berktay
Hayrullah Örs
Haluk Şehsuvaroğlu
Hamit Dilgan
Hüsnü Göksel
Hasan Boduroğlu
Hasan Tahsin Ayni
Hasan Köni
Hulusi Behçet
Hurşit Güneş
İhsan Doğramacı
İlter Turan
İlhan Lüten
İbrahim Necmi Dilmen
İbrahim Hoyi
İsmet Hikmet Ertaylan
İlhan Tekeli
Kemal Gürüz
Kerim Erim
Kadri Raşit Anday (Tıp Prof.,Melih Cevdet'in babası, Eczacı Mehmet Raşit Paşa'nın oğlu, Aşiyan)
Leyla Neyzi
Murat Belge
Mehmet Kiciman
Mete Tunçay
Mustafa Hulki Erem
Macit Gökberk
Metin Özek
Mustafa Santur
Münci Kapani
Mina Urgan
Muvaffak Akbay (eski Ankara Hukuk Fakültesi Dekanı, şarkıcı Hümeyra’nın babası)
Mustafa Hulki Erem
Metin Heper (TÜBA Kurucu Üyesi)
Murat Sertel (vefat etti- TÜBA Kurucu Üyesi)
Muammer Aksoy
Mazhar Osman
Nilüfer Göleli
Nermin Abadan
Orhan Alsaç
Orhan Aldıkaçtı
Ömer Lütfü Barkan
Ömer İrdelp
Özdemir Nutku (Sevgi Soysal'ın ilk kocası)
Reşat Garan
Ratip Berker
Razi Bel
Reşat Kaynar
Reşat D. Tesal
Rona Aybay
Reha Oğuz Türkkan
Sulhi Dönmezer
Sıddık Sami Onar
Sahir Erman
Süheyl Ünver
Selçuk Erez
Selahattin Tandal
Suphi Ziya Özbekkan
Sami Gönensay
Sencer Ayata
Şerif Mardin
Tahir Taner (Hukuk Fak. Dekanı, Neşet Paşa'nın damadı)
Toktamış Ateş
Uğur Alacakaptan
Ufuk Esin (TÜBA Kurucu Üyesi)
Üstün Ergüder
Vehbi Eralp
Yavuz Abadan
Yavuz Nutku (TÜBA Kurucu Üyesi)
kült film
14.03.2007 - 02:12'A Raisin in the Sun' (1961)
Daniel Petrie
Herkes sevdiğini öldürür
14.03.2007 - 00:05-She left you...
burçlara inanmak
14.03.2007 - 00:02ilm-i nücum...
kült film
13.03.2007 - 09:30'Le Corbeau' (1943)
Henri-Georges Clouzot
film replikleri
12.03.2007 - 19:38-You wear a mask for so long, you forget who you were beneath it...
film replikleri
12.03.2007 - 19:37-Yüksek sesle söyleyebilecek kadar kendine saygı duymak...Kendini öylece ortaya çıkarmak,bütün çıplaklığınla...Bilmiyorum...Beni çok etkiledi...
Toplam 983 mesaj bulundu