Ve şehitler kanlı üniformaları ve sıkı sıkıya tuttukları silahları ile ALLAH(c.c) 'ın karşısına çıktılar..Arş kapısının önünde O'na şöyle seslendiler:' Ya Rabbimiz, bizi o dünyaya binlerce kez gönder de senin o güzel nurun için binlerce kez canımızı feda edelim'
Hz.Muhammed(SAV)
'' Ve şehitler kanlı üniformaları ve sıkı sıkıya tuttukları silahları ile ALLAH(c.c) 'ın karşısına çıktılar..Arş kapısının önünde O'na şöyle seslendiler:' Ya Rabbimiz, bizi o dünyaya binlerce kez gönder de senin o güzel nurun için binlerce kez canımızı feda edelim'
Hz.Muhammed(SAV)
'Tatar Ramazan' karekteri gerçekten çok örnek bir karekter...Ne olursa olsun zalime karşı baş kaldırmak ALLAH'ın da emri değil mi? ? Tabii adam öldürmek olayı bozuyor..Ne olursa olsun adam öldürmek affı olmayan en büyük günahlardan biridir..Kimse canına ve namusuna kast edilmedikçe nefsi için adam öldürmemeli..Ama her ne olursa olsun zalime karşı baş kaldırmalı..
Dizinin başrolünde oynayan Bülent İnal fiziksel görünüşü,tavırları ve duruşu ile kısaca her haliyle ' Hakiki Tosun Paşa benim' diyor.........Sanki tarihin derinliklerinden fırlayıp gelmiş genç bir Osmanlı Paşası gibi..Biraz Selanikteki Mustafa Kemal Paşa,biraz Enver Paşa,biraz Talat Paşa ve biraz da Tosun Paşa...Alın size Bülent İnal........................
Bülent İnal fiziksel görünüşü,tavırları ve duruşu ile kısaca her haliyle ' Hakiki Tosun Paşa benim' diyor.........Sanki tarihin derinliklerinden fırlayıp gelmiş genç bir Osmanlı Paşası gibi..Biraz Selanikteki Mustafa Kemal Paşa,biraz Enver Paşa,biraz Talat Paşa ve biraz da Tosun Paşa...Alın size Bülent İnal........................
ÖSS'de hiçbiryeri kazanamamış ve asla kazanamayacak olan beceriksiz zengin çocuklarını tatmin etmek için kurulmuş üniversiteye benzeyen yer...Bu işler para ile değil zeka ile olur..Paralı eğitim niteliksiz eleman yetiştirilmesine neden oluyor..Hukuk yada Tıp fakültesini ÖSS'de kazanamaması öğrencinin bu branşta okuyacak kadar zeki ve eğitimli biri olmadığının açık bir göstergesidir..Ancak para karşılığı 280 puan gibi komik bir puanla bile bu bölümleri özel üniversitelerde para karşılığı okuayabiliyorlar..Sonuç ne oluyor..Türk eğtimi için fiyasko.Çünkü adam o bölümü okuyacak düzeyde zekaya ve donanıma sahip değil..Dolayısı ile para ile o bölümü bitirse bile mesleğinde başarılı olamıyor...Herşeyin ticareti olur ama eğitimin olmaz
ÖSS'de hiçbiryeri kazanamamış ve asla kazanamayacak olan beceriksiz zengin çocuklarını tatmin etmek için kurulmuş üniversiteye benzeyen yer...Bu işler para ile değil zeka ile olur..Paralı eğitim niteliksiz eleman yetiştirilmesine neden oluyor..Hukuk yada Tıp fakültesini ÖSS'de kazanamaması öğrencinin bu branşta okuyacak kadar zeki ve eğitimli biri olmadığının açık bir göstergesidir..Ancak para karşılığı 280 puan gibi komik bir puanla bile bu bölümleri özel üniversitelerde para karşılığı okuayabiliyorlar..Sonuç ne oluyor..Türk eğtimi için fiyasko.Çünkü adam o bölümü okuyacak düzeyde zekaya ve donanıma sahip değil..Dolayısı ile para ile o bölümü bitirse bile mesleğinde başarılı olamıyor...Herşeyin ticareti olur ama eğitimin olmaz
Ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala Rock'n'Roll'un kralı olan ve parçaları hit olan müzik ilahı......Yakışıklılığı,sesi,yeteneği ve enerjisi ile bir eşine daha rastlanılmayacak gerçek bir star....Tarkan'a star diyenlerin Elvis'i nasıl tanımlayacaklarını merak ediyorum? ? Çünk Tarkan bir starsa eğer Elvis'i tanımlayacak nitelikte bir sıfat düşünemiyorum..
Efes Pilsen'in fıçısı güzel tad olarak...Normal olanı; Becks,Carlsberg ve Miller gibi uluslarası alanda başarı sağlamış rakipleri karşısında geride kalıyor...Extra olanı kelimenin tam anlamıyla zehir...İçeriğinde ne var bilmiyorum ama biraz fazla kaçırıldığında ertesi gün insanı komaya bile sokabilecek bir bira türü............
Reina'da absolut vodkayı 25 dolara taze nar suyu ile veriyorlardı...Gerçekten insan dördüncü kadehten sonra pilotsuz uçağa benziyor..Absolut vodkanın güzelliği sarhoşluğunun çok tatlı olmasından ileri geliyor..Ayrıca öbür içkilerin sarhoşluk geçtikten sonra ve ertesi sabah verdiği rahatsızlıkların hiçbirini vermiyor...Yanlız bu içkiyi sek içmeye kalkmamanızı tavsiye ederim..Bu içkiyi içecek olanlar kesinlikle marketten aldığı meyve suyunla denemesinler..O zaman biradan aldıkları tadı bile alamazlar..Çünkü bu içki özellikle kokteyl ve parti kültürü olanlar içindir..Yani taze sıkılmış meyve suyunla içilmesi maksimun keyif alınması için şarttır..
Birkaç komplo teorisyeninin biraraya gelip uydurdukları fantastik bir komplo teorisi..Önce dünyayı yahudilerin yönettiğini hatta amerikan dolarını bile yahudilerin bastığını iddia ettiler..Sonra baktılarki abartılan yahudiler yerel Filistin direniş örgütleriyle bile baş edemiyor,hatta 'yönettikleri' Amerika'nın ultimatomu ile işgal ettikleri yerleri Filistinlilere terk edip ayrılıyorlar, bu sefer hayal kırıklığına uğradılar..Fakat hayal kırıklığını çabuk atlattılar ve daha hummalı bir çalışmaya giriştiler.Bu seferki komplo teorilerinde dünyayı yöneten topluluğun adını vermeyeceklerdi..Çünkü gerçekler ortaya çıkınca teori yerle bir oluyordu..Bu sefer de dünyayı yöneten,amerikan dolarını basan,amerikan ve rus gizli servislerine sızan,gerektiğinde kennedy'i bile öldürtecek kadar gözü kara ve organize olabilen yahudilerin yerini adına 'illuminati' denen kimine göre aralarında Nelson Rockefeller ve Lord Baron Rotschıld gibi dolar milyarderi iş adamlarından ve para baronlarından oluşan,kimine göre Stephan Hawking ve Bill Gates gibi dahi bilimadamları ve mucitlerden oluşan ne olduğu belirsiz gizli bir örgüt alır..Örgüt kaynağını 750 yıl öncesine kadar dayandırır...Meğerse herşey,binlerce savaş,suikastler,terör örgütleri ve faili meçhul cinayetlerin hepsi yüzyıllardır gizli elit bir grubun oyunundan başka birşey değilmiş..Bir anda tarihi kişilikler,krallar,padişahlar ve savaş kahramanlarına 'enayi' gözünle bakmaya başlarız......
ya arkadaşlar bunların hepsi saçmalık...Ama mantıklı saçmalık..Bu komplo teorilerini belli zaman periyodlarınla düzenli olarak ortaya atan ödüllü yazarlardan oluşan bir komplo teorisyeni grubu var ortada...Bunların başını da pulitzer ödüllü yazarlar Paul Findley ve Texe Marrs çekiyor zaten..Adamlar tarihi olayları ve siyaseti çok iyi bildiklerinden ve çok zeki olduklarından yalanı çok mükemmel söylüyorlar..Onlar için yalan söylemek herkesin beceremeyeceği bir sanat..Peki neden yapıyorlar bunu? ? Canları sıkıldığı için mi? ? Tabiiki hayır..Para için yapıyorlar bunu..Komplo teorileri üretip bunları milyonlarca dolar karşılığında dünyaya pazarlıyor ve bu pazarlamadan astronomik paralar kazanıyorlar..Hem şöhretleri artıyor hem servetleri..Hedef kitle zaten belli..Her duyduğuna inanan,kulaktan dolma bilgilere sahip,heyecan arayan,paronayak ve cahil tipler..yani dünyanın yüzde 90'ı...söylenen yalanlar da gerçeklerle birebir örtüşen mükemmel senaryolar olduğu için insanların yanılması şaşırtıcı değil...Komplo teorileri üretip satmak bir ticaret artık..Bunun filmi bile yapıldı..İLLUMİNATİ adında dünyayı yöneten çok gizli bir örgüt olsaydı bunu bizim gibi sıradan insanlar bilemezdi..Biz bildiğimize göre böyle birşey yok..Ama hala paronayak bir heyecan peşinde koşanlar böyle saçmalıklara inanmaya devam edebilirler..
Birkaç komplo teorisyeninin biraraya gelip uydurdukları fantastik bir komplo teorisi..Önce dünyayı yahudilerin yönettiğini hatta amerikan dolarını bile yahudilerin bastığını iddia ettiler..Sonra baktılarki abartılan yahudiler yerel Filistin direniş örgütleriyle bile baş edemiyor,hatta 'yönettikleri' Amerika'nın ultimatomu ile işgal ettikleri yerleri Filistinlilere terk edip ayrılıyorlar, bu sefer hayal kırıklığına uğradılar..Fakat hayal kırıklığını çabuk atlattılar ve daha hummalı bir çalışmaya giriştiler.Bu seferki komplo teorilerinde dünyayı yöneten topluluğun adını vermeyeceklerdi..Çünkü gerçekler ortaya çıkınca teori yerle bir oluyordu..Bu sefer de dünyayı yöneten,amerikan dolarını basan,amerikan ve rus gizli servislerine sızan,gerektiğinde kennedy'i bile öldürtecek kadar gözü kara ve organize olabilen yahudilerin yerini adına 'illuminati' denen kimine göre aralarında Nelson Rockefeller ve Lord Baron Rotschıld gibi dolar milyarderi iş adamlarından ve para baronlarından oluşan,kimine göre Stephan Hawking ve Bill Gates gibi dahi bilimadamları ve mucitlerden oluşan ne olduğu belirsiz gizli bir örgüt alır..Örgüt kaynağını 750 yıl öncesine kadar dayandırır...Meğerse herşey,binlerce savaş,suikastler,terör örgütleri ve faili meçhul cinayetlerin hepsi yüzyıllardır gizli elit bir grubun oyunundan başka birşey değilmiş..Bir anda tarihi kişilikler,krallar,padişahlar ve savaş kahramanlarına 'enayi' gözünle bakmaya başlarız......
ya arkadaşlar bunların hepsi saçmalık...Ama mantıklı saçmalık..Bu komplo teorilerini belli zaman periyodlarınla düzenli olarak ortaya atan ödüllü yazarlardan oluşan bir komplo teorisyeni grubu var ortada...Bunların başını da pulitzer ödüllü yazarlar Paul Findley ve Texe Marrs çekiyor zaten..Adamlar tarihi olayları ve siyaseti çok iyi bildiklerinden ve çok zeki olduklarından yalanı çok mükemmel söylüyorlar..Onlar için yalan söylemek herkesin beceremeyeceği bir sanat..Peki neden yapıyorlar bunu? ? Canları sıkıldığı için mi? ? Tabiiki hayır..Para için yapıyorlar bunu..Komplo teorileri üretip bunları milyonlarca dolar karşılığında dünyaya pazarlıyor ve bu pazarlamadan astronomik paralar kazanıyorlar..Hem şöhretleri artıyor hem servetleri..Hedef kitle zaten belli..Her duyduğuna inanan,kulaktan dolma bilgilere sahip,heyecan arayan,paronayak ve cahil tipler..yani dünyanın yüzde 90'ı...söylenen yalanlar da gerçeklerle birebir örtüşen mükemmel senaryolar olduğu için insanların yanılması şaşırtıcı değil...Komplo teorileri üretip satmak bir ticaret artık..Bunun filmi bile yapıldı..İLLUMİNATİ adında dünyayı yöneten çok gizli bir örgüt olsaydı bunu bizim gibi sıradan insanlar bilemezdi..Biz bildiğimize göre böyle birşey yok..Ama hala paronayak bir heyecan peşinde koşanlar böyle saçmalıklara inanmaya devam edebilirler..
Kesinlikle sıradan birisi..Abartıldığı kadar ve televizyonda göründüğü kadar güzel birisi değil..Ben kendisini canlı canlı gördüm..Boyu kısa ve fiziği fazlasıyla çelimsiz..Saçlarını küt yapıp iyice boyandığı zaman çok estetik bir güzelliğe sahip biri gibi görünüyor ama gerçekte alakası yok..Kamera karşısındaki görüntü ile gerçek çok farklı..Saçlarını topladığı zaman ve fazla makyaj yapmadığı zaman foyası ortaya çıkıyor..Yani takke düşüyor ve kel görünüyor..Ama Türkiye'nin çoğunluğunun tipsiz olduğu düşünülürse Türk standartlarına göre prenses gibi kalır..Ama Hollywood,İtalya; Rusya,Hollanda,Venezuelle ve Çek Cumhuriyeti gibi prensesler diyarında havasını alır sadece..
Kamyon şöförlerini andıran 'eski Osmanlı subaylarını' anımsatan ve oynadığı rol Parmak İzi programındaki canlandırma karekterlerinden öteye gitmeyen tuhaf bir jönün başrol oynadığı komik bir dizi..Başrolde oynayan Bülent İnal; rol yapmayı ve karizmatik bir izlenim yaratmayı bıyık bırakıp,kaş kaldırıp kasılmak sanan amatör bir aktör bence.Bunun dışında dizinin senaryosu saçma sapan bir doğaçlamadan öteye gitmiyor.Senaryo mantık kurallarını alt üst ediyor..Senarist halkın ilgisine ve rayting oranına göre her hafta ayrı bir senaryo gidişhatı ile izleyicinin karşısına çıkıyor.O kadar ki dizide kimin kiminle flört ettiği, kimin kimi sevdiği belli değil..Amaçlanan şey bir dönemin popüler dizileri olan YALAN RÜZGARI ve DALLAS havasında bir kurgu yaratıp halkın ilgisini çekip bunun paralelinde rayting toplamaktır..Yani bu diziden mantıklı bir final bekleyenler hiç heveslenmesinler..Bu diziden mantık kuralları dahilinde bir final çıkarmak on bilinmeyenli bir denklemi çözmekten farksızdır...En basitinden dizinin başrol oyuncusu Bülent İnal'ın canlandırdığı 'Yılmaz' karekteri nasıl oldu da fakir ve devrimci ruha sahip bir gençken bir anda milyonlarca dolarlık bir serveti yöneten şımarık bir burjuva piçine dönüşüverdi? Yılmaz karekterine bu zenginliği sağlayan zengin adam neden böyle birşey yaptı? Kimsenin kimseye 1 lirasının geçmediği bu vahşi kapitalist ülkede kim böyle birşey yapabilir? Sonra madem bu Yılmaz,Elif'i seviyordu da neden başından onu elde etmek için en ufak bir çaba sarfetmeyip pes etmeyi tercih etti? ..Yani anlayacağınız bu ve daha bunun gibi onlarca saçmalığı dizide bulmak mümkün...Aslında bu diziler hakkında yorum yapmak bile saçma..Çünkü televizyon ve diziler kapitalist ülkelerde halkı uyutma aracından başka hiçbirşey değil...Amaç halkın düşünmesini ve başkaldırmasını engellemek değil mi ne de olsa? ? bunu çok iyi başarıyorlar da...
Abuk sabuk bir çocuk dizisi...Ne anlatmaya çalışıyor konusu ne anlamak mümkün değil...Genelde zaten hep aynı konu işleniyor..Sadece bir sınıftan ibaret olan bir dizide başka ne konusu olabilirki? Bu kadar köfteye bu kadar ekmek.
Bu dizinin konusunu mantık ile bağdaştıramıyorum..Bir anne nasıl olur da çocuklarını göremez? Bu ülkede kanun var nizam var..Ebeveynlerden birisi çocukları kaçırıp eşine göstermeme gibi bir hakka sahip değildir.Bu tamamen yasadışı bir uygulamadır.Bu durumda mağdur olan kişiye Türk Ceza Kanunu tazminat davası açma hakkı bile vermektedir.Madem babası çocukları göstermiyor,peki bu Aliye denilen kadının eli armut mu topluyor? Dizideki rolünde durumu iyi olan modern bir iş kadınını canlandırıyor üstelik.Kocasına dava açamıyor mu? Sonra bir insanın çocuklarını bir iki ay görmemesi ne kadar trajedi olabilirki? ? Eğer amaç trajedi içeren bir konu yaratmaksa şehit annelerini yada kanserin pençesinde ölümü bekleyen ve parasızlıktan ilaç dahi alamayan çocukların ve onların annelerinin acı dolu hayatlarını konu yapsınlar..bu ülkenin bu kadar acı gerçeği varken açık konuşmak gerekirse Aliye biraz burjuvanın light trajedisi olarak karşımıza çıkıyor.
Saçma sapan bir dizi..Bu devirde böyle mahalle kaldı mı acaba? ? dizinin yönetmeni ve başrol oyuncusu Müjdat Gezen 80'li yıllardaki Gırgıriye filmlerinin yarattığı havayı yaratmak ve böylece rayting toplamak istemiş ama çuvallamış. Çünkü unuttuğu iki şey var: Birincisi bu dizinin oyuncu kadrosu geçmiş yıllardaki Gırgıriye filmlerindeki kadar usta oyuncu değil..İkincisi ise günümüz Türk jenerasyonu 80'li yıllarınkinden çok ama çok farklı.........
bu dizi 40 yaş bunalımını çok iyi anlatan bir dizi..40 yaşına gelmiş 50 yaşına merdiven dayamış ve bir baltaya sap olamamış bir adamın komiklik altında gizlenmiş olan hüzünlü hikayesini anlatıyor bu dizi..İnsanlar gençken genelde hayata çok bağlıdır.İleride para ve şöhret sahibi olma,her istediğini yapma,istediğini giyme,istediğini yeme ve içme,güzel kadınlarla birlikte olma,kariyer ve makam sahibi olma gibi nice hayalleri vardır..Fakat genç yaşlarda meydana gelen bu tospembe hayallerin yerini ileriki yaşlarda yaşamın siyah beyaz ve acı gerçekleri almaya başlar.Hayal edilen şeyler basit şeyler değildir.Ve zaman geçip yaş ilerledikçe bunları gerçekleştirme ihtimali de giderek zayıflar.Kapitalist sistemde bu hayalleri ancak yüklü bir para veya servet ile gerçekleştirebilirisiniz.Yaşınız ilerledikçe de parayı elde etme yollarınız giderek azalır..Madalyonun öbür yüzünde ise gittikçe yaklaşan yaşlılığın ve ölümün bilinçaltındaki korkusu vardır..40 yaşındaysanız artık 18 yaşındaki insan değilsinizdir.İstediğiniz hayaller gerçekleşmemiştir üstelik artık bu hayalleri gerçekleştirmekten de ciddi bir hedefiniz vardır: Hayatta Kalabilmek.............
İnsanları sadece duygulandırmak için çekilmiş duygu sömürüsü amacı güden bir dizi...Brezilya dizilerindeki duygusal saçmalık bu dizide de aynen mevcut.Kimin kime aşık olduğu,kimin kimi becerdiği,kimin neyi niçin yaptığı belli değil! ! ve eminimki bir zamanlar brezilya dizilerinin müptelası olan çoğunluğunu başıboş insanlar ve ev hanımlarının oluşturduğu toplum kitlesinin uzun zamandır aradığı tat.Yoksa ne dizideki oyuncularda çok üstün bir performans var nede dizinin konusu çok sanatsal..Diziyi çok izlendiren en önemli özellik brezilya dizilerine tıpatıp benzeyen bir duygusal entrika özelliği taşıması..Hepsi bu! !
Şarkıcı şarkıcı olarak kalsın oyuncu oyuncu olarak..Mahsun Kırmızıgül'ün oyunculuğu beceremediği yerçekimi kadar gerçek bir olay..Bu adam saçlarını uzatsa da, kısaltsa da, spor da yapsa ne yaparsa yapsın oyunculuğa gitmiyor.Hele hele başrole hiç yakışmıyor.Adamın sanki her an bir uzunhava çekecekmiş gibi bir hali var.Ne diye böyle dizilerde tiyatro eğitimi almış kişiler yerine böyle şarkıcı türkücü tayfası oynatılır? Ayrıca yanında oynayan eşi rolündeki bayan oyuncu tabiri caizse bir kalastan farksız.Çok suratsız ve soğuk.Sonra bu dizinin senaryosuna benzeyen binlerce dizi var piyasada.Hepsi sanki birbirinin kopyası..Bu kadar çok kalitesiz dizinin var olması bu dizilerin sanat için değil para için çekildiğinin açıkça göstergesi.Tabiiki dizinin oyuncuları ve yönetmeni çektiği diziden para kazanacak ama dizide de az da olsa sanatsal bir nitelik olmalı.
Cüneyt Arkın filmlerini aratmayacak saçmalıkta bir dizi.Parmak İzi adlı polisiye programdaki canlandırma sahnelerini aratmayacak amatörlükte çatışma ve adam öldürme sahneleri.5000 metre uzaklıktan bile kurusıkı olduğu belli olan silahlar ve başrollerde kalas gibi yakın dövüş ve antiterörizm teknikleri ile alakası olmayan kalas gibi bir adam.Baygın bakışlı,garson giyimli,kara kuru bir adam tek başına girdiği yüzlerce çatışmadan yara bile almadan ülkedeki tüm derin devlet organizasyonlarını yok ediyor,mafyayı ve terör örgütlerini dize getiriyor.Amma zor işmiş bu Polat denilen adamın kafasına sıkmak veya bu adamı yaralamak..Türkiye'de kötülüklerin üstesinden gelen süpermen adayımız bu da yetmiyormuş gibi Irak'ta Amerika'yı dize getiriyor.Milletin eli armut topluyor ya koskoca Amerika dahil kimse bu adama birşey yapamıyor.Böylece Irak'ta başlarına bir hayvan gibi çuval geçirililen Türk askerlerinin intikamı da alınmış oluyor.Neyle? Hayali bir dizi ile.çok güzel bir mankeni becermek yerine onu düşünüp mastürbasyon yapmak gibi birşey bu.Yakında Polat denilen bu şapşal suratlı kalas herif uzaylılarla savaşmak için Memati ve ABdülhey ile birlikte Mars'a gönderilirse hiç şaşırmam.Herhalde yeni çekilecek filmin adı da şöyle olur: 'Köpekler Vadisi:Mars'
Bakınca insanın gururunu okşayan ve içini rahatlatarak tatlı bir zevk yaşatan 100 amerikan dolarının üzerindeki resim..Başka bir ifade ile ABD'nin kurucusu olan farmasonların lideri..
şehit
28.04.2006 - 11:04Ve şehitler kanlı üniformaları ve sıkı sıkıya tuttukları silahları ile ALLAH(c.c) 'ın karşısına çıktılar..Arş kapısının önünde O'na şöyle seslendiler:' Ya Rabbimiz, bizi o dünyaya binlerce kez gönder de senin o güzel nurun için binlerce kez canımızı feda edelim'
Hz.Muhammed(SAV)
allah (c.c)
28.04.2006 - 11:02'' Ve şehitler kanlı üniformaları ve sıkı sıkıya tuttukları silahları ile ALLAH(c.c) 'ın karşısına çıktılar..Arş kapısının önünde O'na şöyle seslendiler:' Ya Rabbimiz, bizi o dünyaya binlerce kez gönder de senin o güzel nurun için binlerce kez canımızı feda edelim'
Hz.Muhammed(SAV)
tatar ramazan
28.04.2006 - 10:58'Tatar Ramazan' karekteri gerçekten çok örnek bir karekter...Ne olursa olsun zalime karşı baş kaldırmak ALLAH'ın da emri değil mi? ? Tabii adam öldürmek olayı bozuyor..Ne olursa olsun adam öldürmek affı olmayan en büyük günahlardan biridir..Kimse canına ve namusuna kast edilmedikçe nefsi için adam öldürmemeli..Ama her ne olursa olsun zalime karşı baş kaldırmalı..
Ihlamurlar Altında
28.04.2006 - 10:54Dizinin başrolünde oynayan Bülent İnal fiziksel görünüşü,tavırları ve duruşu ile kısaca her haliyle ' Hakiki Tosun Paşa benim' diyor.........Sanki tarihin derinliklerinden fırlayıp gelmiş genç bir Osmanlı Paşası gibi..Biraz Selanikteki Mustafa Kemal Paşa,biraz Enver Paşa,biraz Talat Paşa ve biraz da Tosun Paşa...Alın size Bülent İnal........................
Bülent İNAL
28.04.2006 - 10:53Bülent İnal fiziksel görünüşü,tavırları ve duruşu ile kısaca her haliyle ' Hakiki Tosun Paşa benim' diyor.........Sanki tarihin derinliklerinden fırlayıp gelmiş genç bir Osmanlı Paşası gibi..Biraz Selanikteki Mustafa Kemal Paşa,biraz Enver Paşa,biraz Talat Paşa ve biraz da Tosun Paşa...Alın size Bülent İnal........................
ötenazi
26.04.2006 - 12:21İleri derecede kanser hastalarının hekim kurulunun ortak kararı ve aile yakınları ile sağlık bakanının onayı ile uyutulması...
yeditepe üniversitesi
26.04.2006 - 12:18ÖSS'de hiçbiryeri kazanamamış ve asla kazanamayacak olan beceriksiz zengin çocuklarını tatmin etmek için kurulmuş üniversiteye benzeyen yer...Bu işler para ile değil zeka ile olur..Paralı eğitim niteliksiz eleman yetiştirilmesine neden oluyor..Hukuk yada Tıp fakültesini ÖSS'de kazanamaması öğrencinin bu branşta okuyacak kadar zeki ve eğitimli biri olmadığının açık bir göstergesidir..Ancak para karşılığı 280 puan gibi komik bir puanla bile bu bölümleri özel üniversitelerde para karşılığı okuayabiliyorlar..Sonuç ne oluyor..Türk eğtimi için fiyasko.Çünkü adam o bölümü okuyacak düzeyde zekaya ve donanıma sahip değil..Dolayısı ile para ile o bölümü bitirse bile mesleğinde başarılı olamıyor...Herşeyin ticareti olur ama eğitimin olmaz
kadir has üniversitesi
26.04.2006 - 12:15ÖSS'de hiçbiryeri kazanamamış ve asla kazanamayacak olan beceriksiz zengin çocuklarını tatmin etmek için kurulmuş üniversiteye benzeyen yer...Bu işler para ile değil zeka ile olur..Paralı eğitim niteliksiz eleman yetiştirilmesine neden oluyor..Hukuk yada Tıp fakültesini ÖSS'de kazanamaması öğrencinin bu branşta okuyacak kadar zeki ve eğitimli biri olmadığının açık bir göstergesidir..Ancak para karşılığı 280 puan gibi komik bir puanla bile bu bölümleri özel üniversitelerde para karşılığı okuayabiliyorlar..Sonuç ne oluyor..Türk eğtimi için fiyasko.Çünkü adam o bölümü okuyacak düzeyde zekaya ve donanıma sahip değil..Dolayısı ile para ile o bölümü bitirse bile mesleğinde başarılı olamıyor...Herşeyin ticareti olur ama eğitimin olmaz
elvis presley
26.04.2006 - 11:59Ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala Rock'n'Roll'un kralı olan ve parçaları hit olan müzik ilahı......Yakışıklılığı,sesi,yeteneği ve enerjisi ile bir eşine daha rastlanılmayacak gerçek bir star....Tarkan'a star diyenlerin Elvis'i nasıl tanımlayacaklarını merak ediyorum? ? Çünk Tarkan bir starsa eğer Elvis'i tanımlayacak nitelikte bir sıfat düşünemiyorum..
efes pilsen
26.04.2006 - 11:54Efes Pilsen'in fıçısı güzel tad olarak...Normal olanı; Becks,Carlsberg ve Miller gibi uluslarası alanda başarı sağlamış rakipleri karşısında geride kalıyor...Extra olanı kelimenin tam anlamıyla zehir...İçeriğinde ne var bilmiyorum ama biraz fazla kaçırıldığında ertesi gün insanı komaya bile sokabilecek bir bira türü............
absolut vodka
26.04.2006 - 11:48Reina'da absolut vodkayı 25 dolara taze nar suyu ile veriyorlardı...Gerçekten insan dördüncü kadehten sonra pilotsuz uçağa benziyor..Absolut vodkanın güzelliği sarhoşluğunun çok tatlı olmasından ileri geliyor..Ayrıca öbür içkilerin sarhoşluk geçtikten sonra ve ertesi sabah verdiği rahatsızlıkların hiçbirini vermiyor...Yanlız bu içkiyi sek içmeye kalkmamanızı tavsiye ederim..Bu içkiyi içecek olanlar kesinlikle marketten aldığı meyve suyunla denemesinler..O zaman biradan aldıkları tadı bile alamazlar..Çünkü bu içki özellikle kokteyl ve parti kültürü olanlar içindir..Yani taze sıkılmış meyve suyunla içilmesi maksimun keyif alınması için şarttır..
Mercan Dede
21.04.2006 - 12:47sıradışı ve kaliteli müzik yapan birisi..........
israil
21.04.2006 - 12:44Birkaç komplo teorisyeninin biraraya gelip uydurdukları fantastik bir komplo teorisi..Önce dünyayı yahudilerin yönettiğini hatta amerikan dolarını bile yahudilerin bastığını iddia ettiler..Sonra baktılarki abartılan yahudiler yerel Filistin direniş örgütleriyle bile baş edemiyor,hatta 'yönettikleri' Amerika'nın ultimatomu ile işgal ettikleri yerleri Filistinlilere terk edip ayrılıyorlar, bu sefer hayal kırıklığına uğradılar..Fakat hayal kırıklığını çabuk atlattılar ve daha hummalı bir çalışmaya giriştiler.Bu seferki komplo teorilerinde dünyayı yöneten topluluğun adını vermeyeceklerdi..Çünkü gerçekler ortaya çıkınca teori yerle bir oluyordu..Bu sefer de dünyayı yöneten,amerikan dolarını basan,amerikan ve rus gizli servislerine sızan,gerektiğinde kennedy'i bile öldürtecek kadar gözü kara ve organize olabilen yahudilerin yerini adına 'illuminati' denen kimine göre aralarında Nelson Rockefeller ve Lord Baron Rotschıld gibi dolar milyarderi iş adamlarından ve para baronlarından oluşan,kimine göre Stephan Hawking ve Bill Gates gibi dahi bilimadamları ve mucitlerden oluşan ne olduğu belirsiz gizli bir örgüt alır..Örgüt kaynağını 750 yıl öncesine kadar dayandırır...Meğerse herşey,binlerce savaş,suikastler,terör örgütleri ve faili meçhul cinayetlerin hepsi yüzyıllardır gizli elit bir grubun oyunundan başka birşey değilmiş..Bir anda tarihi kişilikler,krallar,padişahlar ve savaş kahramanlarına 'enayi' gözünle bakmaya başlarız......
ya arkadaşlar bunların hepsi saçmalık...Ama mantıklı saçmalık..Bu komplo teorilerini belli zaman periyodlarınla düzenli olarak ortaya atan ödüllü yazarlardan oluşan bir komplo teorisyeni grubu var ortada...Bunların başını da pulitzer ödüllü yazarlar Paul Findley ve Texe Marrs çekiyor zaten..Adamlar tarihi olayları ve siyaseti çok iyi bildiklerinden ve çok zeki olduklarından yalanı çok mükemmel söylüyorlar..Onlar için yalan söylemek herkesin beceremeyeceği bir sanat..Peki neden yapıyorlar bunu? ? Canları sıkıldığı için mi? ? Tabiiki hayır..Para için yapıyorlar bunu..Komplo teorileri üretip bunları milyonlarca dolar karşılığında dünyaya pazarlıyor ve bu pazarlamadan astronomik paralar kazanıyorlar..Hem şöhretleri artıyor hem servetleri..Hedef kitle zaten belli..Her duyduğuna inanan,kulaktan dolma bilgilere sahip,heyecan arayan,paronayak ve cahil tipler..yani dünyanın yüzde 90'ı...söylenen yalanlar da gerçeklerle birebir örtüşen mükemmel senaryolar olduğu için insanların yanılması şaşırtıcı değil...Komplo teorileri üretip satmak bir ticaret artık..Bunun filmi bile yapıldı..İLLUMİNATİ adında dünyayı yöneten çok gizli bir örgüt olsaydı bunu bizim gibi sıradan insanlar bilemezdi..Biz bildiğimize göre böyle birşey yok..Ama hala paronayak bir heyecan peşinde koşanlar böyle saçmalıklara inanmaya devam edebilirler..
Illuminati
21.04.2006 - 12:41Birkaç komplo teorisyeninin biraraya gelip uydurdukları fantastik bir komplo teorisi..Önce dünyayı yahudilerin yönettiğini hatta amerikan dolarını bile yahudilerin bastığını iddia ettiler..Sonra baktılarki abartılan yahudiler yerel Filistin direniş örgütleriyle bile baş edemiyor,hatta 'yönettikleri' Amerika'nın ultimatomu ile işgal ettikleri yerleri Filistinlilere terk edip ayrılıyorlar, bu sefer hayal kırıklığına uğradılar..Fakat hayal kırıklığını çabuk atlattılar ve daha hummalı bir çalışmaya giriştiler.Bu seferki komplo teorilerinde dünyayı yöneten topluluğun adını vermeyeceklerdi..Çünkü gerçekler ortaya çıkınca teori yerle bir oluyordu..Bu sefer de dünyayı yöneten,amerikan dolarını basan,amerikan ve rus gizli servislerine sızan,gerektiğinde kennedy'i bile öldürtecek kadar gözü kara ve organize olabilen yahudilerin yerini adına 'illuminati' denen kimine göre aralarında Nelson Rockefeller ve Lord Baron Rotschıld gibi dolar milyarderi iş adamlarından ve para baronlarından oluşan,kimine göre Stephan Hawking ve Bill Gates gibi dahi bilimadamları ve mucitlerden oluşan ne olduğu belirsiz gizli bir örgüt alır..Örgüt kaynağını 750 yıl öncesine kadar dayandırır...Meğerse herşey,binlerce savaş,suikastler,terör örgütleri ve faili meçhul cinayetlerin hepsi yüzyıllardır gizli elit bir grubun oyunundan başka birşey değilmiş..Bir anda tarihi kişilikler,krallar,padişahlar ve savaş kahramanlarına 'enayi' gözünle bakmaya başlarız......
ya arkadaşlar bunların hepsi saçmalık...Ama mantıklı saçmalık..Bu komplo teorilerini belli zaman periyodlarınla düzenli olarak ortaya atan ödüllü yazarlardan oluşan bir komplo teorisyeni grubu var ortada...Bunların başını da pulitzer ödüllü yazarlar Paul Findley ve Texe Marrs çekiyor zaten..Adamlar tarihi olayları ve siyaseti çok iyi bildiklerinden ve çok zeki olduklarından yalanı çok mükemmel söylüyorlar..Onlar için yalan söylemek herkesin beceremeyeceği bir sanat..Peki neden yapıyorlar bunu? ? Canları sıkıldığı için mi? ? Tabiiki hayır..Para için yapıyorlar bunu..Komplo teorileri üretip bunları milyonlarca dolar karşılığında dünyaya pazarlıyor ve bu pazarlamadan astronomik paralar kazanıyorlar..Hem şöhretleri artıyor hem servetleri..Hedef kitle zaten belli..Her duyduğuna inanan,kulaktan dolma bilgilere sahip,heyecan arayan,paronayak ve cahil tipler..yani dünyanın yüzde 90'ı...söylenen yalanlar da gerçeklerle birebir örtüşen mükemmel senaryolar olduğu için insanların yanılması şaşırtıcı değil...Komplo teorileri üretip satmak bir ticaret artık..Bunun filmi bile yapıldı..İLLUMİNATİ adında dünyayı yöneten çok gizli bir örgüt olsaydı bunu bizim gibi sıradan insanlar bilemezdi..Biz bildiğimize göre böyle birşey yok..Ama hala paronayak bir heyecan peşinde koşanlar böyle saçmalıklara inanmaya devam edebilirler..
Tuba BÜYÜKÜSTÜN
14.04.2006 - 12:58Kesinlikle sıradan birisi..Abartıldığı kadar ve televizyonda göründüğü kadar güzel birisi değil..Ben kendisini canlı canlı gördüm..Boyu kısa ve fiziği fazlasıyla çelimsiz..Saçlarını küt yapıp iyice boyandığı zaman çok estetik bir güzelliğe sahip biri gibi görünüyor ama gerçekte alakası yok..Kamera karşısındaki görüntü ile gerçek çok farklı..Saçlarını topladığı zaman ve fazla makyaj yapmadığı zaman foyası ortaya çıkıyor..Yani takke düşüyor ve kel görünüyor..Ama Türkiye'nin çoğunluğunun tipsiz olduğu düşünülürse Türk standartlarına göre prenses gibi kalır..Ama Hollywood,İtalya; Rusya,Hollanda,Venezuelle ve Çek Cumhuriyeti gibi prensesler diyarında havasını alır sadece..
Ihlamurlar Altında
14.04.2006 - 12:17Kamyon şöförlerini andıran 'eski Osmanlı subaylarını' anımsatan ve oynadığı rol Parmak İzi programındaki canlandırma karekterlerinden öteye gitmeyen tuhaf bir jönün başrol oynadığı komik bir dizi..Başrolde oynayan Bülent İnal; rol yapmayı ve karizmatik bir izlenim yaratmayı bıyık bırakıp,kaş kaldırıp kasılmak sanan amatör bir aktör bence.Bunun dışında dizinin senaryosu saçma sapan bir doğaçlamadan öteye gitmiyor.Senaryo mantık kurallarını alt üst ediyor..Senarist halkın ilgisine ve rayting oranına göre her hafta ayrı bir senaryo gidişhatı ile izleyicinin karşısına çıkıyor.O kadar ki dizide kimin kiminle flört ettiği, kimin kimi sevdiği belli değil..Amaçlanan şey bir dönemin popüler dizileri olan YALAN RÜZGARI ve DALLAS havasında bir kurgu yaratıp halkın ilgisini çekip bunun paralelinde rayting toplamaktır..Yani bu diziden mantıklı bir final bekleyenler hiç heveslenmesinler..Bu diziden mantık kuralları dahilinde bir final çıkarmak on bilinmeyenli bir denklemi çözmekten farksızdır...En basitinden dizinin başrol oyuncusu Bülent İnal'ın canlandırdığı 'Yılmaz' karekteri nasıl oldu da fakir ve devrimci ruha sahip bir gençken bir anda milyonlarca dolarlık bir serveti yöneten şımarık bir burjuva piçine dönüşüverdi? Yılmaz karekterine bu zenginliği sağlayan zengin adam neden böyle birşey yaptı? Kimsenin kimseye 1 lirasının geçmediği bu vahşi kapitalist ülkede kim böyle birşey yapabilir? Sonra madem bu Yılmaz,Elif'i seviyordu da neden başından onu elde etmek için en ufak bir çaba sarfetmeyip pes etmeyi tercih etti? ..Yani anlayacağınız bu ve daha bunun gibi onlarca saçmalığı dizide bulmak mümkün...Aslında bu diziler hakkında yorum yapmak bile saçma..Çünkü televizyon ve diziler kapitalist ülkelerde halkı uyutma aracından başka hiçbirşey değil...Amaç halkın düşünmesini ve başkaldırmasını engellemek değil mi ne de olsa? ? bunu çok iyi başarıyorlar da...
Hayat Bilgisi
02.02.2006 - 15:27Abuk sabuk bir çocuk dizisi...Ne anlatmaya çalışıyor konusu ne anlamak mümkün değil...Genelde zaten hep aynı konu işleniyor..Sadece bir sınıftan ibaret olan bir dizide başka ne konusu olabilirki? Bu kadar köfteye bu kadar ekmek.
Aliye
02.02.2006 - 14:52Bu dizinin konusunu mantık ile bağdaştıramıyorum..Bir anne nasıl olur da çocuklarını göremez? Bu ülkede kanun var nizam var..Ebeveynlerden birisi çocukları kaçırıp eşine göstermeme gibi bir hakka sahip değildir.Bu tamamen yasadışı bir uygulamadır.Bu durumda mağdur olan kişiye Türk Ceza Kanunu tazminat davası açma hakkı bile vermektedir.Madem babası çocukları göstermiyor,peki bu Aliye denilen kadının eli armut mu topluyor? Dizideki rolünde durumu iyi olan modern bir iş kadınını canlandırıyor üstelik.Kocasına dava açamıyor mu? Sonra bir insanın çocuklarını bir iki ay görmemesi ne kadar trajedi olabilirki? ? Eğer amaç trajedi içeren bir konu yaratmaksa şehit annelerini yada kanserin pençesinde ölümü bekleyen ve parasızlıktan ilaç dahi alamayan çocukların ve onların annelerinin acı dolu hayatlarını konu yapsınlar..bu ülkenin bu kadar acı gerçeği varken açık konuşmak gerekirse Aliye biraz burjuvanın light trajedisi olarak karşımıza çıkıyor.
Cennet Mahallesi
02.02.2006 - 14:43Saçma sapan bir dizi..Bu devirde böyle mahalle kaldı mı acaba? ? dizinin yönetmeni ve başrol oyuncusu Müjdat Gezen 80'li yıllardaki Gırgıriye filmlerinin yarattığı havayı yaratmak ve böylece rayting toplamak istemiş ama çuvallamış. Çünkü unuttuğu iki şey var: Birincisi bu dizinin oyuncu kadrosu geçmiş yıllardaki Gırgıriye filmlerindeki kadar usta oyuncu değil..İkincisi ise günümüz Türk jenerasyonu 80'li yıllarınkinden çok ama çok farklı.........
En Son Babalar Duyar
02.02.2006 - 14:37bu dizi 40 yaş bunalımını çok iyi anlatan bir dizi..40 yaşına gelmiş 50 yaşına merdiven dayamış ve bir baltaya sap olamamış bir adamın komiklik altında gizlenmiş olan hüzünlü hikayesini anlatıyor bu dizi..İnsanlar gençken genelde hayata çok bağlıdır.İleride para ve şöhret sahibi olma,her istediğini yapma,istediğini giyme,istediğini yeme ve içme,güzel kadınlarla birlikte olma,kariyer ve makam sahibi olma gibi nice hayalleri vardır..Fakat genç yaşlarda meydana gelen bu tospembe hayallerin yerini ileriki yaşlarda yaşamın siyah beyaz ve acı gerçekleri almaya başlar.Hayal edilen şeyler basit şeyler değildir.Ve zaman geçip yaş ilerledikçe bunları gerçekleştirme ihtimali de giderek zayıflar.Kapitalist sistemde bu hayalleri ancak yüklü bir para veya servet ile gerçekleştirebilirisiniz.Yaşınız ilerledikçe de parayı elde etme yollarınız giderek azalır..Madalyonun öbür yüzünde ise gittikçe yaklaşan yaşlılığın ve ölümün bilinçaltındaki korkusu vardır..40 yaşındaysanız artık 18 yaşındaki insan değilsinizdir.İstediğiniz hayaller gerçekleşmemiştir üstelik artık bu hayalleri gerçekleştirmekten de ciddi bir hedefiniz vardır: Hayatta Kalabilmek.............
Ihlamurlar Altında
02.02.2006 - 14:23İnsanları sadece duygulandırmak için çekilmiş duygu sömürüsü amacı güden bir dizi...Brezilya dizilerindeki duygusal saçmalık bu dizide de aynen mevcut.Kimin kime aşık olduğu,kimin kimi becerdiği,kimin neyi niçin yaptığı belli değil! ! ve eminimki bir zamanlar brezilya dizilerinin müptelası olan çoğunluğunu başıboş insanlar ve ev hanımlarının oluşturduğu toplum kitlesinin uzun zamandır aradığı tat.Yoksa ne dizideki oyuncularda çok üstün bir performans var nede dizinin konusu çok sanatsal..Diziyi çok izlendiren en önemli özellik brezilya dizilerine tıpatıp benzeyen bir duygusal entrika özelliği taşıması..Hepsi bu! !
Aşka Sürgün
02.02.2006 - 14:15Şarkıcı şarkıcı olarak kalsın oyuncu oyuncu olarak..Mahsun Kırmızıgül'ün oyunculuğu beceremediği yerçekimi kadar gerçek bir olay..Bu adam saçlarını uzatsa da, kısaltsa da, spor da yapsa ne yaparsa yapsın oyunculuğa gitmiyor.Hele hele başrole hiç yakışmıyor.Adamın sanki her an bir uzunhava çekecekmiş gibi bir hali var.Ne diye böyle dizilerde tiyatro eğitimi almış kişiler yerine böyle şarkıcı türkücü tayfası oynatılır? Ayrıca yanında oynayan eşi rolündeki bayan oyuncu tabiri caizse bir kalastan farksız.Çok suratsız ve soğuk.Sonra bu dizinin senaryosuna benzeyen binlerce dizi var piyasada.Hepsi sanki birbirinin kopyası..Bu kadar çok kalitesiz dizinin var olması bu dizilerin sanat için değil para için çekildiğinin açıkça göstergesi.Tabiiki dizinin oyuncuları ve yönetmeni çektiği diziden para kazanacak ama dizide de az da olsa sanatsal bir nitelik olmalı.
kurtlar vadisi
02.02.2006 - 14:08Cüneyt Arkın filmlerini aratmayacak saçmalıkta bir dizi.Parmak İzi adlı polisiye programdaki canlandırma sahnelerini aratmayacak amatörlükte çatışma ve adam öldürme sahneleri.5000 metre uzaklıktan bile kurusıkı olduğu belli olan silahlar ve başrollerde kalas gibi yakın dövüş ve antiterörizm teknikleri ile alakası olmayan kalas gibi bir adam.Baygın bakışlı,garson giyimli,kara kuru bir adam tek başına girdiği yüzlerce çatışmadan yara bile almadan ülkedeki tüm derin devlet organizasyonlarını yok ediyor,mafyayı ve terör örgütlerini dize getiriyor.Amma zor işmiş bu Polat denilen adamın kafasına sıkmak veya bu adamı yaralamak..Türkiye'de kötülüklerin üstesinden gelen süpermen adayımız bu da yetmiyormuş gibi Irak'ta Amerika'yı dize getiriyor.Milletin eli armut topluyor ya koskoca Amerika dahil kimse bu adama birşey yapamıyor.Böylece Irak'ta başlarına bir hayvan gibi çuval geçirililen Türk askerlerinin intikamı da alınmış oluyor.Neyle? Hayali bir dizi ile.çok güzel bir mankeni becermek yerine onu düşünüp mastürbasyon yapmak gibi birşey bu.Yakında Polat denilen bu şapşal suratlı kalas herif uzaylılarla savaşmak için Memati ve ABdülhey ile birlikte Mars'a gönderilirse hiç şaşırmam.Herhalde yeni çekilecek filmin adı da şöyle olur: 'Köpekler Vadisi:Mars'
benjamin franklin
04.01.2006 - 12:19Bakınca insanın gururunu okşayan ve içini rahatlatarak tatlı bir zevk yaşatan 100 amerikan dolarının üzerindeki resim..Başka bir ifade ile ABD'nin kurucusu olan farmasonların lideri..
Toplam 313 mesaj bulundu