Elif Topraksüren Adlı Üyenin Nedir Yazıları - ...

  • adalar

    24.02.2005 - 14:22

    Rakı, balık, hafif bir meltem, taş plakta güzel notalar, sigara ve de yakamoz eğer yanınızda birde aşkınız varsa adaların üstüne mekan tanımıyorum.Bunların hiçbirini yaşamadım ama hayal etmek bile güzel :))

  • akrep burcu

    24.02.2005 - 14:18

    Akrep burçlu insanların aşkının başımızı döndürdüğü doğruda.Yanlız unutulan bir şey daha var akreplerin en büyük özellikleri nankör olmalarıdır.

  • hande yener

    24.02.2005 - 14:02

    Armağan

    Bu yalancı bahar bir gün bitecek
    Yeni aldığın eskiyecek
    Yedik içtik sanırım doyduk
    Hesabı kim ödeyecek
    Of güzel allahım
    Nasıl bir kader yazdın, tadı damağımda kaldı
    Of güzel allahım
    İçimi ısıtan adam, sanki senin aynandı
    Bir ömür yeter bana bu armağan
    Ölsem de gam yemem artık
    Her insana her nefes
    Bir başka heves
    Bir tek ilk aşk bitmeyecek
    Daha ilk günden hep
    Sonunu sorduk
    Cevap ne kimse bilmeyecek

  • ADSL

    24.02.2005 - 13:49

    Büyük rahatlık herkese tavsiye ederim.Türktelekom ' dan böyle bir hizmet alabilmek muhteşem :))

  • gökhan kırdar

    24.02.2005 - 13:42

    Senden uzakta hep bir şeyler eksik
    Gönlümde derman yok inan bi nefeslik
    Ne bir avuntu nede biraz ümit
    Ne yaptın bana, nedir bu sessizlik

    İçimde bir şey acıyor sen gelince aklıma herşeyim
    Yerine sevemem, yerine sevemem
    Razıyım yapayanlız tükensin yıllarım ama
    Yerine sevemem, yerine sevemem
    Olmuyor, denedim, yine de yerine sevemedim herşeyim

  • ayrılık

    24.02.2005 - 13:33

    Ayrılık Mı Olmalıydı?

    Aşk istasyonlarını pas geçen
    Sevda treninin son durağı
    Ayrılık mı olmalıydı?
    Ey gözlerinde gökyüzünü
    Yüreğinde yerleri
    Taşıyan sevgili! ::::
    Sen ki gecelerin koynundan
    Yıldızların kanadından
    Gündüzlerin uykusundan
    Düştün yüreğime
    Öyle kolayca
    Umarsızca.
    Ha deyince gideceğini
    Aşkımı içine gömeceğini
    Sanmıyorum sevgili
    Tüm gidişlerimi sana çevirdiğim
    Tüm yollarıma seni işaretlediğim
    Yolun sonu
    Ayrılık mı olmalıydı
    Mehtapsız gecenin koynunda
    Yakamozlara sarmaladığımız aşkımız
    Yıldızlara göz kırparken
    Aşkla dudaklarımızdan düşen şarkımız
    Gecenin kulağını çınlatırken
    Kışların ayazından ve karından
    Bahara eriştiğimiz bir anda
    Ayrılık mı olmalıydı
    Ey sevgili çık çölün kumundan
    Ferhat dağları delmiş
    Ağaçlar meyvesini vermiş
    Kuşların ağzında sevda şarkıları
    Deniz rengi gözlerine gökler girmiş
    Yüreğin kıpır kıpır olduğu bir günde
    Yosun tutmuş taşları bağrına basıp
    Ayrılık mı olmalıydı

    DİLAN SEVDA

  • zeki müren

    24.02.2005 - 12:27

    Mazide kalan hatıra gibi
    Şevkatli kollarını aç bana anne
    Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
    Üşüdüm, üstümü örtsene anne

    Anne, anne, anneciğim

    Yanımda olmanı ne çok isterdim
    Dizine yatıpta uyurdum anne
    Dilimde dua gözümde rüyasın
    Seni çok istedim hasretim anne

    Anne, anne, anneciğim

    Uyandım uykudan aradım seni
    Sağıma soluma bakındım anne
    Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
    Üşüdüm, üstümü örtsene anne

    Anne, anne, anneciğim...

  • yusuf hayaloğlu

    24.02.2005 - 12:15

    YÜREĞİM KANIYOR

    Sakin göllerin kuğusuyduk,
    Salınarak suyun yanağında.
    Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin.
    Sonumuzun adım-adım
    Yaklaştığını görürdük...

    Yarılan ekmeğin buğusuyduk;
    Paylaşılan zeytin tanesinin,
    Yüzümüze saldıran yağmur avanesinin.
    Biz hep üşüyen burnumuzu
    Avucumuzda hohlayarak yürürdük.

    Hiçbir hesabımız yoktu kimseyle.
    Hiçbir aykırı yanımız,
    Hiçbir yalanımız...
    Gözüm yaşarıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    Olmasaydı sonumuz böyle! ..

    Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
    Biri, duvarları yıktı,
    Camları kırdı.
    Fırtına gelip aramıza serildi.
    Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
    Her şeyi kötüledi,
    Bizi yaraladı...

    Biri şarabımızı döktü,
    Soğanımızı çaldı.
    Biri, hiç yoktan vurdu,
    Kafeste garip kuşumuzu!
    Ciğerim yanıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    Solmasaydı gülümüz böyle! .

    Dağlarda çoban ateşiydik,
    Sarmalayarak acı bir sevda masalını
    Ve hıçkırarak
    Hırçın rüzgârların kavalını...
    Namlunun, bağrımıza
    Sinsice sokulduğunu bilirdik...

    Ceylanın pınara inişiydik,
    Vedalaşan birkaç damla gözyaşının;
    Tenine kan bulaşan
    O masum çakıl taşının...
    Oysa biz dualarımızda hep
    Birbirimizden daha önce
    Ölmeyi dilerdik...

    Bazı sorumluluklarımız vardı,
    Hayata ilişkin.
    Bazı basit sorularımız,
    Anlaşılır bazı sorunlarımız...
    Göğsüm daralıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    İncinmeseydi gençliğimiz böyle...

    Birer yolcuyduk,
    Aynı ormanda kaybolmuş.
    Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
    Hep aynı kaderde buluşurduk
    Sevmeye tutuklu gibi...

    Birer tomurcuktuk hayatın kollarında.
    Birer çiğ damlasıydık,
    Bahar sabahında,
    Gül yaprağında...
    Dedim ya,
    Hiç yoktan susturuldu şarkımız!
    Yüreğim kanıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    Bitmeseydi öykümüz böyle! ..

    YUSUF HAYALOĞLU

  • yemek yemek

    24.02.2005 - 12:00

    Yemek Yemek kesinlikle bir sanattır. :)))

  • yanlis anlasilma

    24.02.2005 - 11:46

    Dünya üzerinde en çok korktuğum şey.Eğer yanlış anlaşıldıysam düzeltene kadar gözüme uyku girmez.

  • yandım çavuş ayranı

    24.02.2005 - 11:42

    Size tavsiyem eğer kazık yiyip aç çıkmak istemiyorsanız sakın girmeyin :)))

  • yalnızlık

    24.02.2005 - 11:41

    BÜYÜK ACI

  • yalın

    24.02.2005 - 11:36

    Dünya üzemez beni
    Ölüm korkutabilir mi
    Sen olmadan bu kalp hissedebilir mi

    Güneş batmış bana ne
    Ellerin yok kime ne
    Yerine koyamadım
    Razı olamadım sensizliğe

    Kalpler yanmış yağmur ıslatmış
    Tanrı korumuş ya sevenleri

    Son nefesimde elimi sen tutacaksın
    Son sözlerimi bir sen duyacaksın
    Meleklerin sözü var

  • Winston

    24.02.2005 - 11:33

    - Kızım ne içiyorsun?
    - Winston light anne,
    - iyi devam et zıkkımın kökünü iç.
    - çıksın hemen başlıyacağım merak etme sen anneciğim :))

    Malesef her bırakmak istediğimde tekrar başladığım sigara.

  • türkü hikayeleri

    24.02.2005 - 11:02

    Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir

    kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede

    herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye

    göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok

    güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında

    Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı)

    köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali

    Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın

    babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye

    verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali,

    Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür.

    Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç

    gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı

    Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl

    göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz

    daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük

    bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi

    köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü

    mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini

    gidermeye çalışırmış.

    Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez.

    Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini

    fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu

    özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara

    düşürür.

    Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için,

    köyden gelip gidenler de anasının babasının

    çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını

    anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber

    vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan

    sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye

    gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde

    Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü

    anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki

    bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler.

    Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

    Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç

    kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes

    Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu

    türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.

    Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

    Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

    Annesinin bir tanesini hor görmesinler

    Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim

    Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

    Babamın bir atı olsa binse de gelse

    Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse

    Kardeşlerim yolları bilse de gelse

    Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim

    Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

  • terazi burcu

    23.02.2005 - 22:38

    Burcum diye söylemiyorum ama en kalite burç :)))

  • orhan gencebay

    23.02.2005 - 15:28

    Kaderimin Oyunu
    Söz: Orhan Gencebay
    Müzik: Orhan Gencebay

    Ne sevenim var, ne soranım var
    Öyle yalnızım ki
    Çilesiz günüm yok, dert arasan çok
    Öyle dertliyim ki
    Bana kaderimin bir oyunumu bu
    Aldı sevdiğimi verdi zulümu
    Dünyaya doymadan gideceğim
    Yoksa yaşamanın kanunu mu bu

    Bıktım artık yaşamaktan
    Çekmekle biter mi bu hayat yolu Ah...
    Bu yalnızlık, bu dertler

    Bekleyeceğim, bekleyeceğim
    Geri dönmese bile
    Alıştım kaderin zulmüne artık
    Bana gülmese bile

    Geri dönmez artık giden sevgililer
    Her ümit ufkunda ağlıyor gözler
    Bitmeyen çilenin, derdin sarhoşuyum
    Kahredip geçiyor en güzel günler

  • sarı gelin

    22.02.2005 - 13:03

    KRALİN KIZI SARI GELİN
    1130Lu yıllardan süre gelen bir efsaneye göre;
    'Abdulkadir Geylani, müritlerini çeşitli yerlere göndererek onlardan İslamiyet'i yaymalarını istemiştir. Müritlerinden Şeyh Senani'ye (Sen de Penek'e gideceksin. Orada İslamiyet'i yayacaksın. Ola ki görevini aksatırsan, umarım ki domuzların ayakları senin omuzlarında olur) diyerek bir anlamda serzenişte bulunmuştur.
    Şeyh Senani, Penek'e gelir. Fakat buranın hakimi Gürcü Kralı'nın güzel ve sarışın kızına o arada aşık olur. Sık sık görüşürler. Birbirlerine daha yakın olmak için Şeyh Senani, kızın önerisi ile onların domuzlarına çobanlık etmeye başlar.
    Böylece aradan 7 yıl geçer. Bir gün domuz yavrusunu sırtlayıp getirirken, domuz yavrusunun ayakları Şeyh Senani'nin kulağına ve omzuna değer. Aniden Abdülkadir Gaylani'yi hatırlayan Şeyh Senani, onun kendisine, (şayet görevini aksatırsan dilerim ki domuzların ayakları omuzlarının üzerinde olur) sözlerini hatırlar.
    Şeyh Senani, Penek hakimi Gürcü Kralı'nın sarı saçlı kızına yani sevgilisine durumu anlatır. Ona hak veren ve kendisiyle aynı düşünceyi benimseyen sarı kız onunla gitme kararını bildirir. Durumu öğrenen Penek Kralı, kızını biraz da yaşlı olan Şeyh Senani'ye vermek istemez.
    Daha sonra Şeyh Senani, birkaç müridi ve sarı kız birlikte kaçarlar. Onların kaçtığı haberini alan Gürcü Kralı ise askerlerini gönderir. 500 Gürcü asker kaçanları Allahuekber dağlarında sıkıştırır, Şeyh Senani ve müritleri ile Sarı Kız askerlere karşı koysalar da sonuçta tümü öldürülür. Dağın alt tarafında müritler, zirvesinde de Şeyh Senani ve sevgilisi Sarı kız öldürülürler. Hatta Şeyh Senani son nefesinde, üç defa (Allahuekber) dediği için bu dağların (Allahuekber) adını aldığı rivayet ediliyor.'

    Erzurum çarşı pazar
    Leylim aman aman leylim aman aman
    Leylim aman aman sarı gelin

    İçinde bir kız gezer
    Hop ninen ölsün sarı gelin aman
    Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim

    Elinde divit kalem
    Leylim aman aman leylim aman aman
    Leylim aman aman sarı gelin

    Katlime ferman yazar
    Hop ninen ölsün sarı gelin aman
    Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim

    Palandöken yüce dağ
    Leylim aman aman leylim aman aman
    Leylim aman aman sarı gelin

    Altı mor sümbüllü bağ
    Hop ninen ölsün sarı gelin aman
    Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim

    Seni vermem yadlara
    Leylim aman aman leylim aman aman
    Leylim aman aman sarı gelin

    Nice ki bu canım sağ
    Hop ninen ölsün sarı gelin aman
    Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim

  • olur ya

    22.02.2005 - 10:34

    OLUR YA

    senin gibisi yok bu dünyada
    eğer aşk dedikleri doğruysa
    neymiş, tanrım neymiş
    acısı, aşk acısı
    çeken bilir, seven bilir
    buymuş ya

    olur ya bir gün gelir ya
    olur ya kader bu ya
    olur ya benden başkasını
    gözün görmez olur ya

    alıştım sanki yalnızlığa
    alıştım senin yokluğuna
    alıştım ben gülüm, sakın ağlama

    olur ya bir gün gelir ya
    olur ya kader bu ya
    olur ya benden başkasını
    gözün görmez olur ya

  • neva

    21.02.2005 - 17:36

    Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir
    NEVA MAKAMI: Kova Burcu (Oğlak Burcu): Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. 'Ses, seda, makam ve ahenk' demektir.

  • ne istiyorum

    21.02.2005 - 17:20

    Seni istesem çok şey mi istiyor olurum
    Bana göre çok değil seni istemek
    Çok olan senin bana çektirdiğin azap
    (YA) artık gel
    (YA) da tetiği çekip aşkımızın kızılını
    Hiç durmamacasına akıt
    Kalbime attığın tek kurşun sadece delip geçti
    Ama bilirmisin ki seni ilk gördüğünde bu yürek
    Zaten eriyip bitti
    Evet belki bu söyleyişim ilk de olmıyacak sonda
    SENİ ÇOK SEVİYORUM VE SENİ İSTİYORUM

  • kürtaj

    21.02.2005 - 15:13

    İnsanların bir anlık zevkleri yüzünden istenmiyen bir zamanda kalınan hamileliğin sonlandırılması.O zevki yaşarken böyle birşeyin başınıza gelebileceğini unutmayın sperm rahime düşer düşmez o canlının bir ruhu oluyor ve doğmasada tırnak üstü kadar bile olsa o artık bir insan ve siz kürtajla onun yaşama hakkını elinden alıyorsunuz unutmayın.:((
    Lütfen korunun ! ! !

  • kredi kartı

    21.02.2005 - 14:59

    İmdatttttttttttttttttttt sesimi duyannnnn var mıııııııııı :))

    Battıııımmmmmmmm :))

  • kokoreç

    21.02.2005 - 14:51

    Size iki tarif.Dışarıda ki kokoreçlere güvenmiyorsanız daha temiz olsun istiyorsanız evde rahatlıkla yapabilirsiniz çok kolaylar.Kendinizi bu harika yiyecekten mahrum etmeyin :))

    Hazır kokoreç, 1 tatlı kaşığı kekik, 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber, tuz.
    Alacağınız hazır kokoreçi önce 2 cm kalınlığında halka şeklinde kesin. Sonra herbir halkayı dörde bölün. Yapışmaz bir tavanın içine kokoreçleri koyun. Tahta bir spatula ile karıştırarak 2-3 dakika sote edin. Bir servis tabağına alarak üzerlerine kekik, kırmızı biber ve tuzu ekin.

    Hazır kokoreç, 1 orta boy domates, 1 tatlı kaşığı kekik, 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber, tuz.
    Domateslerin kabuğunu soyun, küp şeklinde doğrayın. Alacağınız hazır kokoreçi parçalamadan 2 cm kalınlığında halka şeklinde doğrayın. 20*25 cm boyutlarında bir aliminyum mutfak folyosunun içine kokoreçleri ve domatesleri koyun. Üzerlerine kekik, kırmızı biber ve tuzu ekin. Hava almayacak şekilde paketleyin. Sıcak fırında veya yapışmaz tavaya oturtup ocak üzerinde 10-15 dakika tutun. Sıcak servis yapın.

    AFİYET OLSUN

Toplam 235 mesaj bulundu