Muhtemelen sevgili Freddy Mercury (Allah rahmet eylesin) AİDS ten öleceğini hayal edemediği zamanlarda yazmıştı bu parçayı…Ve hatta o zamanlar belki de HIV virüsü bile RNA yapısı itibariyle tanımlanmamıştı...
Hala görüntüsü gözlerimin önünde …Küçüktüm…Gözlerinin içindeki hüznü fark edemeyecek kadar da çocuksu…..Bir piyanonun önünde duruyordu tevekkülle..sanki öleceğini bilir gibi bir ifadeyle.....Kocaman bir sahnede…Coşkuyla söylüyordu…İçinde sanki her an ölümü bekleyen bir insanın çığlıkları…Ve yüreğine dökülen gözyaşları…Her şeye rağmen yaşamın devam edişine karşı duyulan hayranlıklar ve bu nedenle de ölüme ve dünyaya karşı bir isyan…Karşı çıkış…Veda etmeye çalışma ama veda edememenin acısı…
Anneye ve sevgiliye karşı haykırış duyumsadığım bu şarkı hep bana beni anlatmıştır çoğu zaman…Çok insanın gözlerinde gördüm ölümü..Yanıbaşımda bekledi Azrail çoğu zaman.. Gelir bir bir toplardı ruhları sanki bazen….Sonbahardaki yaprak dökümü gibi dayanılmaz olurdu günler…İçine atmak acı verirdi..Paylaşamazdın da… Büyürdün…Yaşlanırdın.. Tecrübe kazanırdın belki ama paylaşamazdın….Her gün eksilir azalırdın duyarsızlaşmanın güç olduğunu görünce.…Saklayamazdın bazen… Olsundu… Ağlamak da insana mahsustu….Hem yıkanırdı arınırdı belki ruhun o yağmur damlalarıyla....Ağlardın…Sabırla beklerdin yağmurdan sonra toprak kokusu duyma ihtimalini…..Olmayacak olsa da umardın…
Hep yarın ölecekmiş gibi yaşamaya çalıştım bu yüzden…Hayattan yarın ölecekmiş gibi zevk almaya…Hayat çok kısa….Zamansa bizlere bahsedilmiş bir nimet...Ve ne demiş Baki..(Sevgili Peaceful…uyardığın düzeltmeyi yaptım..umarım sağlıktasındır:=))) …
^^Baki kalan bu kubbede,Hoş bir seda imiş^^…Ne güzel, ne hoş sedalar bırakmış bazıları bu kubbeye…Kimbilir belki bir gün,bizlerin arkasından da hoş sedalar edilirse… İnsanlar bize hayır dua okur,Allah taksiratını affetsin derlerse….İşte o zaman değer bir ömrü buna sevgiyle vakfetmeye…
Is this the real life? Is this just fantasy?
Caught in a landslide No escape from reality..
‘’Bu gerçek yaşam mı..yoksa bir hayal mi? Bir depreme yakalandım ama gerçekten kaçış yok.’’Ne dersek diyelim hayal dünyamızın yanında gerçek kıs kıs gülerek sırıtmaktadır bize…Ölüm oradadır ve soğuk olduğu kadar da gerçektir.
Open your eyes Look up to the skies and see
I'm just a poor boy, I need no sympathy
Because I'm easy come, easy go.A little high, little low
Anyway the wind blows, doesn't really matter to me, to me.
‘’Gözlerini aç…..yukarıya gökyüzüne bak ve gör artık….Ben zavallı bir çocuğum,acınmaya ihtiyacım yok.Çünkü her şey kolay gelir,kolay gider.Biraz yüksek, biraz alçak..Ne olursa olsun rüzgar yine de esmeye devam ediyor…O zaman benim için de önemli değil…. Umrumda değil…’’(Kendine yalan söylemeler..!)
Mama, just killed a man.Put a gun against his head
Pulled my trigger, now he's dead
Mama, life had just begun.But now I've gone and thrown it all away
Ve yakarış başlar…Avutmayla avunma biribirine karışmıştır artık…’’Anneciğim..sadece bir adamdır öldürdükleri..Kafama bir silah dayadılar ve tetiği çektiler….hayat daha yeni başlamıştı oysa….Ama artık ben yokum ve hepsi uzaklara savrulmuştur.’’
Mama, Didn't mean to make you cry.If I'm not back again this time tomorrow
Carry on, carry on, as if nothing really matters
Anne dayanamaz ağlamaya başlar…Hangi güzel yürek dayanır oğlunun vedasına…Ona dayanma gücü aşılamak istercesine devam eder oğul vedaya…ve avutmaya… ‘’Anneciğim..Seni ağlatmak istemedim…Eğer yarın bu saatte gelmezsem..sen yine devam et…devam et…sanki gerçekten hiçbirşey umrunda değilmiş gibi…’’
Too late, my time has come
Sends shivers down my spine
Body's aching all the time
Goodbye everybody - I've got to go
Kabullenme zamanı gelip çatmıştır...Oğul devam eder..’’Artık çok geç.zamanım geldi.omurililiğimden aşağıya titremeler gönderiyorlar sanki ve vücudum her zaman ağrıyor.Herkese elveda…..Gitmeliyim…’’
Gotta leave you all behind and face the truth.Mama, - (anyway the wind blows)
I don't want to die.I sometimes wish I'd never been born at all
I see a little silhouetto of a man
‘’Sizleri arkamda bırakmalı ve gerçeklerle yüzleşmeliyim artık…Anneciğim..herşeye rağmen..rüzgar esmeye devam ediyor..hayat devam ediyor..’’….Mantığa inat çelişkiler başlar….’’Ölmek istemiyorum…Hatta bazen…Hiç doğmamış olmayı diliyorum..Bir adamın küçük siluetini görüyorum.’’
Thunderbolt and lightning - very very frightening me…
’’Fırtına ve şimşekler …beni çok ama çok korkutuyor…’’
But I'm just a poor boy and nobody loves me He's just a poor boy from a poor family.Spare him his life from this monstrosity
İsyanlar ve ikilemler başlar…’’Ben zavallı bir çocuğum.ve hiç kimse beni sevmiyor…O zavallı bir çocuk…fakir bir ailenin çocuğu…Onu hayatının canavarlığından kurtarın..’’
Easy come easy go - will you let me go Bismillah! No - we will not let you go - let him go
Bismillah! We will not let you go - let him go Never let you go - let me go
Never let me go - No, no, no, no, no, no
‘’Kolay gelir,kolay gider…bırakın gideyim..Bismillah’’…..Burada annesi ve sevenleri haykırırlar…’’Hayır…Gitmene izin vermeyeceğiz’’…’’Bırakın artık gideyim’’….’’Gitmene asla izin vermeyeceğiz.Asla….Hayır..Hayır..Hayır..Hayııııııırrrrrrr………’’
Tam burada gençliğin verdiği asilik ve çılgınlıkla ritimin yükselişine eşlik eder coşkuyla saçlarımızdaki bağcıkları fırlatır saçlarımızı dağıtırdık kızkardeşimle …Her şeyden en çok da gerçek dünyadan bihaber bir saflık ve masumiyetle müziğe başımızı öne geriye sallayarak karşılık verirdik…Başımız dönene kadar…Gitarı ruhumuza kazımak istercesine…
Oh mama mia, mama mia, mama mia let me go
Beelzebub has a devil put aside for me for me for me
‘’Anneciğim..noolur bırakın artık gideyim…Beelzebubun benim için yanıma koyduğu bir şeytan var…’’
So you think you can stone me.So you think you can love me and leave me to die.
‘’Beni taşlaştırabileceğinizi mi sanıyorsunuz…Beni sevip…sonra da ölüme terk edeceğinizi mi zannediyorsunuz…’’
Oh baby - can't do this to me baby.
Ve sevgiliye yalvarış başlar.Elini bırakmak istememektedir sevgili..nerde olursa olsun beraber yazılsın istemektedir yazıları..ama bilmektedir bunun nafile olduğunu…Ağlamaktadır..’’Bebeğim bana bunu yapamazsın..’’
Just gotta get out - just gotta get right outta here..
’’Burada…işte tam da burada hayatımdan çıkmalısın artık..’’Sevgiyle yoğurduğu acıyla yakarmaktadır….artık elleri ayrılmalıdır..
Ooh yeah, ooh yeah.Nothing really matters.Anyone can see
Nothing really matters - nothing really matters to me
Anyway the wind blows...
‘’Evet evet…Hiçbir şey önemli değil…Bunu herhangi biri bile görebilir..Benim için artık hiçbirşey önemli değil…ve umrumda değil…’’
‘’Çünkü her şeye rağmen yine rüzgar esmeye devam edecek……’’
Kabul ediş…İnkar ediş ve umarsızlığa sığınışla sonuçlanmıştır…
Evet…Rüzgar esmeye devam ediyor…Ne yaparsak yapalım …Ağzımızla kuş da tutsak,her şey olacağına ve varacağı en güzel yere varıyor….
Hayat iniş ve çıkışlarla dolu…Hangimizin değil bir günü, bir anı bir anına uyuyor ki…Sorarım size…Hangimiz kendimizi rutin hayatın monotonluğuna terk edip,hayatın gaileleriyle yoğrulmuyoruz ki…
Önemli olan umut tohumlarını yüreğimize ekmek…Ve her geçen gün onları sevgiyle…mutlulukla…hoşgörüyle sulamak…
Sonra yüreğinizdeki umuttan açan çiçekleri birer birer toplamak ve çevrenize dağıtmak…
Çünkü kalbimiz çarpıyor ve nefes alıyorsak eğer…
Ne olursa olsun yaşamaya değer..…
Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organımız....
..Günde yaklaşık olarak 1 litre safra salgılar.
...Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
...Vücudun ısısını ayarlar.
...Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar.
... Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
devam edersem linç edilme ihtimalim doğacak..gerisini bir çift göz'üm halleder...
Küçük bir mücevher kutusuydu kalbinin tüm güzelliklerini sığdırdığı.. Orada sevgi,ilgi ve şevkatlerini istifler..yumuşacık kırmızı kadifeler arasına kimsenin dokunup kıramayacağı şekilde saklardı…. Umarsız eller yorgunuydu…haşin ve gaddardı ...
boşanma
09.04.2005 - 00:38ne sen tanıdığım o genç adam
ne de ben o saf kızım
ayrılık senin kaderindi
benimse alın yazım.
anlatamadım...
anlamadın..
aşkımızı...anlatamadım....
Sinem / Yağmur adlı albümünden...
Whitney Houston'dan sonra dinlediğim en iyi ses...
En az Mariah Carey kadar çarpıcı ve başarılı...
nemfomani
09.04.2005 - 00:33Ahu abla..
Güzel bir yazı asmıştım eskiden onun hakkında...
100 fırça darbesini bizzat yaşamış hatun...
iyi geceler öpücüğü
09.04.2005 - 00:13yalanmış...
mor ve ötesi
08.04.2005 - 23:14var mısın...yoksun...
iki gözüm eminim sen yoksun...
PATRON
08.04.2005 - 23:12güç bende artık...diyen...
franz kafka
08.04.2005 - 23:11gregor samsa....
cure
08.04.2005 - 23:10to cure...iyileştirmek..
yaşama sebebim...
freddie mercury
08.04.2005 - 23:08HAYATIN BOHEMİAN RHAPSODİSİ.....
Muhtemelen sevgili Freddy Mercury (Allah rahmet eylesin) AİDS ten öleceğini hayal edemediği zamanlarda yazmıştı bu parçayı…Ve hatta o zamanlar belki de HIV virüsü bile RNA yapısı itibariyle tanımlanmamıştı...
Hala görüntüsü gözlerimin önünde …Küçüktüm…Gözlerinin içindeki hüznü fark edemeyecek kadar da çocuksu…..Bir piyanonun önünde duruyordu tevekkülle..sanki öleceğini bilir gibi bir ifadeyle.....Kocaman bir sahnede…Coşkuyla söylüyordu…İçinde sanki her an ölümü bekleyen bir insanın çığlıkları…Ve yüreğine dökülen gözyaşları…Her şeye rağmen yaşamın devam edişine karşı duyulan hayranlıklar ve bu nedenle de ölüme ve dünyaya karşı bir isyan…Karşı çıkış…Veda etmeye çalışma ama veda edememenin acısı…
Anneye ve sevgiliye karşı haykırış duyumsadığım bu şarkı hep bana beni anlatmıştır çoğu zaman…Çok insanın gözlerinde gördüm ölümü..Yanıbaşımda bekledi Azrail çoğu zaman.. Gelir bir bir toplardı ruhları sanki bazen….Sonbahardaki yaprak dökümü gibi dayanılmaz olurdu günler…İçine atmak acı verirdi..Paylaşamazdın da… Büyürdün…Yaşlanırdın.. Tecrübe kazanırdın belki ama paylaşamazdın….Her gün eksilir azalırdın duyarsızlaşmanın güç olduğunu görünce.…Saklayamazdın bazen… Olsundu… Ağlamak da insana mahsustu….Hem yıkanırdı arınırdı belki ruhun o yağmur damlalarıyla....Ağlardın…Sabırla beklerdin yağmurdan sonra toprak kokusu duyma ihtimalini…..Olmayacak olsa da umardın…
Hep yarın ölecekmiş gibi yaşamaya çalıştım bu yüzden…Hayattan yarın ölecekmiş gibi zevk almaya…Hayat çok kısa….Zamansa bizlere bahsedilmiş bir nimet...Ve ne demiş Baki..(Sevgili Peaceful…uyardığın düzeltmeyi yaptım..umarım sağlıktasındır:=))) …
^^Baki kalan bu kubbede,Hoş bir seda imiş^^…Ne güzel, ne hoş sedalar bırakmış bazıları bu kubbeye…Kimbilir belki bir gün,bizlerin arkasından da hoş sedalar edilirse… İnsanlar bize hayır dua okur,Allah taksiratını affetsin derlerse….İşte o zaman değer bir ömrü buna sevgiyle vakfetmeye…
Is this the real life? Is this just fantasy?
Caught in a landslide No escape from reality..
‘’Bu gerçek yaşam mı..yoksa bir hayal mi? Bir depreme yakalandım ama gerçekten kaçış yok.’’Ne dersek diyelim hayal dünyamızın yanında gerçek kıs kıs gülerek sırıtmaktadır bize…Ölüm oradadır ve soğuk olduğu kadar da gerçektir.
Open your eyes Look up to the skies and see
I'm just a poor boy, I need no sympathy
Because I'm easy come, easy go.A little high, little low
Anyway the wind blows, doesn't really matter to me, to me.
‘’Gözlerini aç…..yukarıya gökyüzüne bak ve gör artık….Ben zavallı bir çocuğum,acınmaya ihtiyacım yok.Çünkü her şey kolay gelir,kolay gider.Biraz yüksek, biraz alçak..Ne olursa olsun rüzgar yine de esmeye devam ediyor…O zaman benim için de önemli değil…. Umrumda değil…’’(Kendine yalan söylemeler..!)
Mama, just killed a man.Put a gun against his head
Pulled my trigger, now he's dead
Mama, life had just begun.But now I've gone and thrown it all away
Ve yakarış başlar…Avutmayla avunma biribirine karışmıştır artık…’’Anneciğim..sadece bir adamdır öldürdükleri..Kafama bir silah dayadılar ve tetiği çektiler….hayat daha yeni başlamıştı oysa….Ama artık ben yokum ve hepsi uzaklara savrulmuştur.’’
Mama, Didn't mean to make you cry.If I'm not back again this time tomorrow
Carry on, carry on, as if nothing really matters
Anne dayanamaz ağlamaya başlar…Hangi güzel yürek dayanır oğlunun vedasına…Ona dayanma gücü aşılamak istercesine devam eder oğul vedaya…ve avutmaya… ‘’Anneciğim..Seni ağlatmak istemedim…Eğer yarın bu saatte gelmezsem..sen yine devam et…devam et…sanki gerçekten hiçbirşey umrunda değilmiş gibi…’’
Too late, my time has come
Sends shivers down my spine
Body's aching all the time
Goodbye everybody - I've got to go
Kabullenme zamanı gelip çatmıştır...Oğul devam eder..’’Artık çok geç.zamanım geldi.omurililiğimden aşağıya titremeler gönderiyorlar sanki ve vücudum her zaman ağrıyor.Herkese elveda…..Gitmeliyim…’’
Gotta leave you all behind and face the truth.Mama, - (anyway the wind blows)
I don't want to die.I sometimes wish I'd never been born at all
I see a little silhouetto of a man
‘’Sizleri arkamda bırakmalı ve gerçeklerle yüzleşmeliyim artık…Anneciğim..herşeye rağmen..rüzgar esmeye devam ediyor..hayat devam ediyor..’’….Mantığa inat çelişkiler başlar….’’Ölmek istemiyorum…Hatta bazen…Hiç doğmamış olmayı diliyorum..Bir adamın küçük siluetini görüyorum.’’
Thunderbolt and lightning - very very frightening me…
’’Fırtına ve şimşekler …beni çok ama çok korkutuyor…’’
But I'm just a poor boy and nobody loves me He's just a poor boy from a poor family.Spare him his life from this monstrosity
İsyanlar ve ikilemler başlar…’’Ben zavallı bir çocuğum.ve hiç kimse beni sevmiyor…O zavallı bir çocuk…fakir bir ailenin çocuğu…Onu hayatının canavarlığından kurtarın..’’
Easy come easy go - will you let me go Bismillah! No - we will not let you go - let him go
Bismillah! We will not let you go - let him go Never let you go - let me go
Never let me go - No, no, no, no, no, no
‘’Kolay gelir,kolay gider…bırakın gideyim..Bismillah’’…..Burada annesi ve sevenleri haykırırlar…’’Hayır…Gitmene izin vermeyeceğiz’’…’’Bırakın artık gideyim’’….’’Gitmene asla izin vermeyeceğiz.Asla….Hayır..Hayır..Hayır..Hayııııııırrrrrrr………’’
Tam burada gençliğin verdiği asilik ve çılgınlıkla ritimin yükselişine eşlik eder coşkuyla saçlarımızdaki bağcıkları fırlatır saçlarımızı dağıtırdık kızkardeşimle …Her şeyden en çok da gerçek dünyadan bihaber bir saflık ve masumiyetle müziğe başımızı öne geriye sallayarak karşılık verirdik…Başımız dönene kadar…Gitarı ruhumuza kazımak istercesine…
Oh mama mia, mama mia, mama mia let me go
Beelzebub has a devil put aside for me for me for me
‘’Anneciğim..noolur bırakın artık gideyim…Beelzebubun benim için yanıma koyduğu bir şeytan var…’’
So you think you can stone me.So you think you can love me and leave me to die.
‘’Beni taşlaştırabileceğinizi mi sanıyorsunuz…Beni sevip…sonra da ölüme terk edeceğinizi mi zannediyorsunuz…’’
Oh baby - can't do this to me baby.
Ve sevgiliye yalvarış başlar.Elini bırakmak istememektedir sevgili..nerde olursa olsun beraber yazılsın istemektedir yazıları..ama bilmektedir bunun nafile olduğunu…Ağlamaktadır..’’Bebeğim bana bunu yapamazsın..’’
Just gotta get out - just gotta get right outta here..
’’Burada…işte tam da burada hayatımdan çıkmalısın artık..’’Sevgiyle yoğurduğu acıyla yakarmaktadır….artık elleri ayrılmalıdır..
Ooh yeah, ooh yeah.Nothing really matters.Anyone can see
Nothing really matters - nothing really matters to me
Anyway the wind blows...
‘’Evet evet…Hiçbir şey önemli değil…Bunu herhangi biri bile görebilir..Benim için artık hiçbirşey önemli değil…ve umrumda değil…’’
‘’Çünkü her şeye rağmen yine rüzgar esmeye devam edecek……’’
Kabul ediş…İnkar ediş ve umarsızlığa sığınışla sonuçlanmıştır…
Evet…Rüzgar esmeye devam ediyor…Ne yaparsak yapalım …Ağzımızla kuş da tutsak,her şey olacağına ve varacağı en güzel yere varıyor….
Hayat iniş ve çıkışlarla dolu…Hangimizin değil bir günü, bir anı bir anına uyuyor ki…Sorarım size…Hangimiz kendimizi rutin hayatın monotonluğuna terk edip,hayatın gaileleriyle yoğrulmuyoruz ki…
Önemli olan umut tohumlarını yüreğimize ekmek…Ve her geçen gün onları sevgiyle…mutlulukla…hoşgörüyle sulamak…
Sonra yüreğinizdeki umuttan açan çiçekleri birer birer toplamak ve çevrenize dağıtmak…
Çünkü kalbimiz çarpıyor ve nefes alıyorsak eğer…
Ne olursa olsun yaşamaya değer..…
Eternalflame
karaciğer
08.04.2005 - 22:57Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organımız....
..Günde yaklaşık olarak 1 litre safra salgılar.
...Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
...Vücudun ısısını ayarlar.
...Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar.
... Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
devam edersem linç edilme ihtimalim doğacak..gerisini bir çift göz'üm halleder...
yahni
08.04.2005 - 22:52domates sosunun kıvamını tutturmayı asla başaramadığım et yemeği...
cicik
08.04.2005 - 22:52civ civ...:=))
yemeni
08.04.2005 - 22:51yemeni...yazma ve eşarpla eş anlamda kullanılır...
yemeni
08.04.2005 - 22:50al yemeni mor yemeni
yemenisi sarı
ah ne de edalı
kıbrısın kızları
elleri kınalı.
yar yar aman...
anonim
ispiyon
08.04.2005 - 22:49gammazlamak...
ikra
08.04.2005 - 22:49Hira dağı...
Cebrail aleyhisselamın kelamı...
-Oku..
*Ben okumayı bilmem ki...cevabı...
-Yaradan rabbinin adıyla oku....
Genel
07.04.2005 - 14:49general.
tamam
07.04.2005 - 14:48endaksi..
tamam
07.04.2005 - 14:48ok
gidenler
07.04.2005 - 14:46Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden....
Y. K. Beyatlı
aşk
06.04.2005 - 00:18bir tangodur...
erkek bir adım ileri atar....
kadın bir adım geri....
kurtlar vadisi
06.04.2005 - 00:17Can Polat ismi birçok çocuğa verilmeye başlanmış...
Acil serviste anamnez alırken..Komik oluyor biraz bazen...
^^Can Polat'ın annesi...bebek kaç kez ishale çıkıyor...rengi ve kıvamı nasıl? ^^
Gastroenterit bu...soracaksın da....
Traji-komik yurdum insanı işte...
altı sıfır
06.04.2005 - 00:07YTL
sarhoş
06.04.2005 - 00:04han sarhoş hancı sarhoş
yolda yabancı sarhoş
el çek tabip gönlümden
içimdeki sancı sarhoş.
albay
06.04.2005 - 00:02yükselmek için kurmay olmak şart..
Toplam 2464 mesaj bulundu