taraflar..
'taraf' yön uç..
etraf = tasvir edilenin 360 derecesi.
sorun şu ki
alt ve üst
etrafa dahil midir?
bilmiyorum, kullanılışta olmaması gerikir
fakat
ıstılahta kullanılıyor olabilir,
Kız gelinim, suna boylum, doyamadan biz bize
Besmeleyle yüzün açıp oturmadan diz dize
Almış kaçırmışlar seni, çökertmişler ıssıza..
Namus belasına gardaş, verdiğimiz can bzim
ilk mısrada iltifat ve sitem
ikinci mısrada arzu, dua ve hayal
üçüncü mısrada tepki, çaresizlik ve isyan!
dördüncü mısrada bir çizgi peşinden bir tesbit ve en sonundada alınan bir karar
sonu fedakârlık ve / veya çaresizlik...
şu dört mısra
ne duyguları saklıyormuş içinde..
Cem Karaca..
Allah rahmet eylesin
onun yorumu bambaşka yapmış türküyü...
ilginç değil mi?
tart-ışmak,
kökünde bir 'tart'mak var..
terazi.. iki kefe sağda ve solda..
ne kadar hazîn..
terazinin bir kefesinde yükte hafif pahada ağır bir inanç,
diğer kefesinde
yükte ağır pahada hafif bir safsata..
gözler terazide;
kararı terazi verecek
ve
terazi hangisi GÖZÜNE (kalbine değil) büyük ve ağır gözükürse
onu
şampiyon ilan edecek..
adaletsiz tartan teraziler!
sizi belediyeye şikayet edeceğim,
gün gelecek
tezgâhlarınıza el konulacak!
Ey talib,
sordun diye söylüyorum,
kişi yaşamak için acı çeker, bir kez yaşamaya görsün,
görürse aslâ acı çekmez!
Ölülerin yüzlerine bir bak,
hiç yaşadıkları için ve yaşadıklarından ötürü acı çekiyorlar mı?
öyle bir hayat yaşıyorum ki,
cenneti de gördüm, cehennemi de
öyle bir aşk yaşadım ki
tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
bazılari seyrederken hayatı en önden,
kendime bir sahne buldum oynadım.
öyle bir rol vermişler ki,
okudum okudum anlamadım.
kendi kendime konuştum bazen evimde,
hem kızdım hem güldüm halime,
sonra dedim ki ' söz ver kendine '
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
öyle çok değerliymiş ki zaman,
hep acele etmem bundan,anladım...
pek-lemek
'pek' (sağlam,korunaklı) = bek.
ava merakı olanlar bilir
özellikle çulluk avı bir çalılığın arkasına sinerek akşam güneş batmaya
yakınken yapılır.
çulluklar o saatlerde yuvalarına dönerler
ve avcıda kuytu bir köşede onları bekleyerek muradına ermeye çalışır.
avcının yaptığı bu eyleme 'bek' denir..
çulluk beki..
çulluğu korunaklı bir yerde tâkibe almaktır manası..
'bek' (pek) eski türkçede sabit durmak manasındadır aynı zamanda..
bütün bu anlamları birleştirince;
'beklemek' = sağlam korunmuş bir yerde sabit durmak
sonucu çıkıyor ortaya..
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Nede bir günahı şeytan,
benim seni bekledigim kadar...
-yeni telefon aldım
-hayırlı olsun. bu mu?
-ne demek bu mu? o bu mu diyerek küçümsediğin telefon varya 980 ytl!
-hadi canım.. ben hayatta vermem o parayı buna
-bak iki oluyor 'bu' diyorsun. önemli olan özellikleri görünüşe aldanma!
-özellik? ütü yapıyor mu bu telefon!
-üfff.. ben gidiyorum
-nereye
-telefoncuya.. geri verecem..
-Abi şuradan bela verir misin bana?
- Tabi canım! Allah belanı versin senin!
Kendinden nefret ediyorsun unutma!
İnsan kendine kahreder, kendine katlanmakta güçlük çeker en çok…
toprak...
yani bir karanfili, bir elma ağacını ve üzerindeki meyveleri
yapraklarını, yeşil rengini, kırmızı rengini..
şuursuz, kesif bir toprak (ana) mı yaratıyor...
bugünden tezi yok toprağı kazmaya başlıyorum ben o zaman,
bulacağım beyin çok büyük bir beyin olmalı!
yaşar nuri öztürk
18.10.2006 - 11:48yaşar hocam
çekil aradan
sonra gel..
:)
lazca
18.10.2006 - 11:18eternal sana diyor
aynı terime yazdım
kazaya kurban gitmeyelim
yine kavga başlayacak galiba
hadi kolay gelsin
yiyin birbirinizi...
lazca
18.10.2006 - 11:14o yazdığın lazca değil..
gürcüce bir türkü..
etraf
17.10.2006 - 23:30taraflar..
'taraf' yön uç..
etraf = tasvir edilenin 360 derecesi.
sorun şu ki
alt ve üst
etrafa dahil midir?
bilmiyorum, kullanılışta olmaması gerikir
fakat
ıstılahta kullanılıyor olabilir,
namus belası
17.10.2006 - 23:22Kız gelinim, suna boylum, doyamadan biz bize
Besmeleyle yüzün açıp oturmadan diz dize
Almış kaçırmışlar seni, çökertmişler ıssıza..
Namus belasına gardaş, verdiğimiz can bzim
ilk mısrada iltifat ve sitem
ikinci mısrada arzu, dua ve hayal
üçüncü mısrada tepki, çaresizlik ve isyan!
dördüncü mısrada bir çizgi peşinden bir tesbit ve en sonundada alınan bir karar
sonu fedakârlık ve / veya çaresizlik...
şu dört mısra
ne duyguları saklıyormuş içinde..
Cem Karaca..
Allah rahmet eylesin
onun yorumu bambaşka yapmış türküyü...
tartışmak
17.10.2006 - 23:01ilginç değil mi?
tart-ışmak,
kökünde bir 'tart'mak var..
terazi.. iki kefe sağda ve solda..
ne kadar hazîn..
terazinin bir kefesinde yükte hafif pahada ağır bir inanç,
diğer kefesinde
yükte ağır pahada hafif bir safsata..
gözler terazide;
kararı terazi verecek
ve
terazi hangisi GÖZÜNE (kalbine değil) büyük ve ağır gözükürse
onu
şampiyon ilan edecek..
adaletsiz tartan teraziler!
sizi belediyeye şikayet edeceğim,
gün gelecek
tezgâhlarınıza el konulacak!
Cevap
17.10.2006 - 19:29Ey talib,
sordun diye söylüyorum,
kişi yaşamak için acı çeker, bir kez yaşamaya görsün,
görürse aslâ acı çekmez!
Ölülerin yüzlerine bir bak,
hiç yaşadıkları için ve yaşadıklarından ötürü acı çekiyorlar mı?
bilmek
17.10.2006 - 19:23ızdırap verir..
kişinin bilgisi arttıkça ızdırabıda artar..
öğrendikçe acı çekmiyorsa insan
işte o
öğrenmek değildir..
peki nedir?
adını siz koyun!
nietzsche felsefesi
17.10.2006 - 19:21öyle bir hayat yaşıyorum ki,
cenneti de gördüm, cehennemi de
öyle bir aşk yaşadım ki
tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
bazılari seyrederken hayatı en önden,
kendime bir sahne buldum oynadım.
öyle bir rol vermişler ki,
okudum okudum anlamadım.
kendi kendime konuştum bazen evimde,
hem kızdım hem güldüm halime,
sonra dedim ki ' söz ver kendine '
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
öyle çok değerliymiş ki zaman,
hep acele etmem bundan,anladım...
soru
17.10.2006 - 19:13Ölüler hiç 'yaşarken' acı çekerler mi?
seksenli yıllar
17.10.2006 - 18:51pazar 88
pazar 89
Mustafa Yolaşan..
beklemek
17.10.2006 - 18:40pek-lemek
'pek' (sağlam,korunaklı) = bek.
ava merakı olanlar bilir
özellikle çulluk avı bir çalılığın arkasına sinerek akşam güneş batmaya
yakınken yapılır.
çulluklar o saatlerde yuvalarına dönerler
ve avcıda kuytu bir köşede onları bekleyerek muradına ermeye çalışır.
avcının yaptığı bu eyleme 'bek' denir..
çulluk beki..
çulluğu korunaklı bir yerde tâkibe almaktır manası..
'bek' (pek) eski türkçede sabit durmak manasındadır aynı zamanda..
bütün bu anlamları birleştirince;
'beklemek' = sağlam korunmuş bir yerde sabit durmak
sonucu çıkıyor ortaya..
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Nede bir günahı şeytan,
benim seni bekledigim kadar...
enteresan diyaloglar
17.10.2006 - 15:51Oğlan kıza döndü:
- Seni seviyorum, dedi.
Kız:
- Ben de seni, dedi...
ezan
17.10.2006 - 15:30kelimenin kökeni 'izin'..
bildiğimiz izin..
arapçada kulak vermek, dinlemek anlamına geliyor 'izin'..
ezansa
bu kelimenin mastarı
yani işitilen, kulak verilen anlamında..
kelimenin etimolojisi bu..
ezber
17.10.2006 - 14:53'ez' (farsçada -den, -dan anlamlarına gelen önek
'ber' (berm) = hafıza, bellek..
ez-berm = ezber = hafızadan...
acayip şiirler
17.10.2006 - 14:40Felsefenin ekmeği yoktu,
Ekmeğin felsefesi.
Ve sahipsiz felsefenin ekmeğini,
Sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Hala yeşil bir defne ormanı altında...
Melih Cevdet ANDAY
enteresan diyaloglar
17.10.2006 - 14:38-yeni telefon aldım
-hayırlı olsun. bu mu?
-ne demek bu mu? o bu mu diyerek küçümsediğin telefon varya 980 ytl!
-hadi canım.. ben hayatta vermem o parayı buna
-bak iki oluyor 'bu' diyorsun. önemli olan özellikleri görünüşe aldanma!
-özellik? ütü yapıyor mu bu telefon!
-üfff.. ben gidiyorum
-nereye
-telefoncuya.. geri verecem..
bela
16.10.2006 - 23:23-Abi şuradan bela verir misin bana?
- Tabi canım! Allah belanı versin senin!
Kendinden nefret ediyorsun unutma!
İnsan kendine kahreder, kendine katlanmakta güçlük çeker en çok…
ah
16.10.2006 - 23:13Ah! büyüdükçe çıkıyor acısı bazı şeylerin...
replik
16.10.2006 - 22:55-anne bahar ne zaman gelecek?
-hele bir kış gelsin de...
idbâr
16.10.2006 - 22:22geriye dönüş..
terslik..işlerin ters gitmesi..
canlı
16.10.2006 - 22:18'can' taşıyan..
bırakmak
16.10.2006 - 22:13habersiz,
uyurken, yazılı küçük bir not ile
yanıbaşına...
toprak
16.10.2006 - 22:08toprak...
yani bir karanfili, bir elma ağacını ve üzerindeki meyveleri
yapraklarını, yeşil rengini, kırmızı rengini..
şuursuz, kesif bir toprak (ana) mı yaratıyor...
bugünden tezi yok toprağı kazmaya başlıyorum ben o zaman,
bulacağım beyin çok büyük bir beyin olmalı!
Toplam 3332 mesaj bulundu