'Senollar Birollar gider, Yusuflar Sanlılar gelir diye büyüdük biz, büyüktük. Büyükten daha büyüğü bulmasını biliriz, büyüğüz. Rakip takım kaptanına 'Seyircinize ayıp oluyor adam gibi oynayın' diyen Baba Hakkı’yız çünkü. Ve onun alnından öptüğü Süleyman Seba’yız, on bin deplasmana gitmiş Optik Başkan'ız, siyah beyaz çubuklu formayız, voleci Seref'iz, tereyağ Nuri'yiz, imam Hayati'yiz, daha ilk maçımızda izlediğimiz Metin Ali Feyyaz’ız.'
Insanlarin prim yapmak icin hakkinda olumsuz yorum yaptigi takimdir Besiktas. Hep soylenegelen bir geyik vardir spor cevrelerinde, '3 buyuk degil, 2 buyuk vardir ve bu iki buyugun icinde Besiktas yoktur'... Boylelerine 'Ya zaten Besiktas'in ve Besiktasli'nin boyle bir derdi hic yok ki, ne buyugunden bahsediyorsunuz? ' demek geliyor icimden.
Dini anlamına ek olarak aynı zamanda siyasi bir kavramdır. Ornegin, Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki halkin daha sınırlı haklara sahip ve dolayısıyla, henüz yeterince bilinçlenmemiş toplu kimliğini tanımlamak için kullanılır. Cumhuriyet'e geçişle birlikte ümmet kimliği geride bırakılıp, ulus-devlet kavramının ayrılmaz bir parçası olan millet kimliğine geçilmiştir (Buna paralel olarak da, kulluktan vatandaşlığa geçiş yapılmıştır) ... Ümmetde (siyasi anlamına göre) padişaha kulluk, milletde ise insan haklarına ve anasayal haklara dayanan vatandaşlık geçerlidir...
5 hakemli mac yonetimini heyecanla bekleyen spor dalidir...
Mevcut durumdaki bir orta hakem ile iki yan hakeme, iki tane de sadece ceza sahasindan sorumlu hakem eklenmesi dusunuluyor. Ve hatta bu konulmak istenen kural, dusuncede kalmayip, gecenlerde yapilan UEFA 19 Yas alti Avrupa Samiyonasinda uygulandi...
Kimde oldugu bilinmezdi eskiden... Eskiden dersem, cok eski degil. On - onbes sene oncesi yani... Simdilerde ise, iman sahipleri (!) kendilerindeki imani nasil gostereceklerini sasirir oldu...
Bazen Taha Kivanc takma adini da kullanan yazardir...
Bu adi kullanmamsinin hikayesini, kendi kaleminden okuyalim:
'Eli kalem tutan ve çok üreten biri olsun da, müstear adı bulunmasın, bu mümkün mü? Dünya ve Türk edebiyatı, medya tarihi, bu soruya, “mümkün değil” cevabını veriyor.
(...)
Kulis okurları, bu sütunun üzerinde 'Taha Kıvanç' adını görseler de öyle birinin gerçek hayatta var olmadığını biliyorlar. Taha Kıvanç imzasıyla yazanın aslında Fehmi Koru olduğunu da… Neredeyse 20 yıldır iki adın ağırlığını üzerimde taşıyorum… Bundan bugüne kadar yüksünmedim de…
Birden fazla ad neden kullanılır? (...) Bir gazetede hemen her gün aynı adla birden fazla yazı çıkması pek âdetten değildir. Bir yazarın birden fazla gazetede yazması da olağandışı bulunur bizde… Oysa, ben, çok uzun yıllar, bazen birden fazla gazetede yazdım, Coğu kez de aynı gazetede birden fazla yazı…
(...)
Sözün kısası şu: Türkiye'de ve dünyada yazarlar değişik sebeple de olsa müstear ad kullanırlar. Bu sütun da bir müstear adla yazılıyor. Bu ayıp da değil, suç da…
(...) '
Katildigi bir televizyon programinda yapdigi; ''Obama gibi değişim sloganını kullanarak iktidara gelen AKP, Kürt sorunu, insan hakları ve demokrasi noktasında kendi çizgisinden saptı' yorumu nedeniyle, Basbakan Recep Tayyip Erdogan'dan 'Güya biz iktidara gelirken Obama gibi gelmişiz. Simdi ise Bush olmuşuz... Sevsinler seni... Yazıklar olsun! ' ayarini yiyen gazeteci-yazardir...
Safranbolu'nun adı antik dönemde tarihçi Homeros’un İlyada destanında Paplagonya olarak geçmektedir.
Safranbolu'da sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenler, Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Safranbolu 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan’ın oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiştir.
Tarihi süreç içerisinde ise 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğullarının, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğlullarının, 1354-1402 ve 1423 yılından itibaren de Osmanlıların egemenliğine girmiştir. Safranbolu 14. yüzyılın ortalarında ilk defa Osmanlı kontrolüne geçmiştir ve bu tarihten 1416'da tamamen fethedilene kadar Osmanlı Devleti ile Candaroğulları arasında bir sınır bölgesi olmuştur.
Bölgeye Osmanlılar, Yörükan-i Taraklı olarak bilinen çok sayıda Türkmen göçebeyi yerleştirmeye çalışmıştır ve şehrin ismi bu dönemden sonra Taraklı Borglu veya kısaca Borglu ve Borlu olarak adlandırılmıştır. 18. yüzyılın ortalarında Zağfiran Borlu kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra 19. yüzyılın ortasında kısa bir süre için Zağfiran Benderli kullanılmıştır fakat 19. yüzyılın son çeyreğinde Zağfiran Bolu olarak değişmiştir. En son olarak ise Zafranbolu ve daha sonra Safranbolu şekline dönüşmüştür...
Daha çok geleneksel evleri ve tadina doyulmaz lokumu (Cifte kavrulmus findiklisi, superdir) ile tanınan Safranbolu, Karabük ilinin en büyük ve gelişmiş ilçesidir. Konumu yaklaşık olarak Ankara'nın iki yüz kilometre kuzeyinde ve Karadeniz'in yüz kilometre güneyindedir. Karabük ilçe merkezinin de 7 kilometre kuzeyinde bulunmaktadır.
Gozu gibi baktigi cins kopegi 'honey'nin, bekcinin kopegi 'garip'le ciftlestmesi sonucu, nur topu gibi 6 yavru sahibi olan ama, bu duruma cok uzulen kisilik...
Her kavgada ölen benim; bayrak tutan, çarpışan...
Her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni.
Ozlem benim, kavga benim, aşk benim.
Bekle beni anne...
Bir sabah çıkagelirim... Bir sabah anne bir sabah,
Acını süpürmek için açtığında kapını;
Adı başka, sesi başka nice yaşıtım,
Koynunda çiçekler, çiçekler içinde bir ülke getirirler!
Saniyorum 'Askolsun' adli oyundaydi, bir sahne var hatirladigim...
Video almaya giden bir aile ile kizlarina gorucu bekleyen bir ailenin oldugu sahne,
- Markasi ne?
- Adi yani..
- He canim iste..
- Saniye...
-....(Sessizlik ve video almaya gelenlerin birbirlerine bakismalari)
- (Metin Akpinar hanimina donerek) kadin sanyo diyemiyo, saniye diyo...
- Vestel olsa, 'vasfiye' mi diyecekti acaba...
Bir tanri olduguna inanan ama, peygamber, kutsal kitap, melek, seytan, yaratilis gibi dayanagini dinden alan kavram ve kisilere inanmayanlarin adidir...
Bir nevi 'Dertleri zevk edindim, bende nese ne arar' modu... Aci cekmekten hoslanma olarak tanimlayabiliriz bu sozcugu.
Ancak yasadiklarimiza bakiyorum da, bana insangolugunun yaradilisindan beri icinde olan bir duygu gibi gorunuyor. Sanki bir ihtiyac... Hemen hepimiz bir cesit mazosistiz...
Aci veren, huzunlendiren sarkilar,
Korku filmleri,
Agriyan yerimize bastirmamiz,
Size zarar verdigini bildiginiz insanlarla yine bir araya gelmeler falan bana bunlari yazdiriyor...
Bazilarimiz ise olayi iyice abartarak, bir yerlerini jiletlemeye, bicaklamaya, zincirlemeye, uzerlerine mum damlatmaya, kabuk baglamis yaralarini yeniden soyarak kanatmaya ve hatta evlenmeye bile kalkisabiliyor :)
kurtlar vadisi pusu
02.12.2008 - 12:37Eski tadini bir turlu vermeyen ya da veremeyen dizidir...
beşiktaş
01.12.2008 - 12:34'Senollar Birollar gider, Yusuflar Sanlılar gelir diye büyüdük biz, büyüktük. Büyükten daha büyüğü bulmasını biliriz, büyüğüz. Rakip takım kaptanına 'Seyircinize ayıp oluyor adam gibi oynayın' diyen Baba Hakkı’yız çünkü. Ve onun alnından öptüğü Süleyman Seba’yız, on bin deplasmana gitmiş Optik Başkan'ız, siyah beyaz çubuklu formayız, voleci Seref'iz, tereyağ Nuri'yiz, imam Hayati'yiz, daha ilk maçımızda izlediğimiz Metin Ali Feyyaz’ız.'
Besiktas bambaskadir...
beşiktaş
01.12.2008 - 12:29Insanlarin prim yapmak icin hakkinda olumsuz yorum yaptigi takimdir Besiktas. Hep soylenegelen bir geyik vardir spor cevrelerinde, '3 buyuk degil, 2 buyuk vardir ve bu iki buyugun icinde Besiktas yoktur'... Boylelerine 'Ya zaten Besiktas'in ve Besiktasli'nin boyle bir derdi hic yok ki, ne buyugunden bahsediyorsunuz? ' demek geliyor icimden.
Bu Lig'de buyuk olsan ne ki...
abaza kadın
13.11.2008 - 14:37Abaza halkina mensup olan kadin anlaminda kullanilabilir.
Cinsel aclik ceken kadin anlaminda kullanilmak istenirse eger, 'abazan kadin' denmelidir...
Abaza ile abazan cok farkli iki sozcuktur.
TURAN
09.11.2008 - 16:01Bir erkek ismi...
ümmet
09.11.2008 - 15:43Dini anlamına ek olarak aynı zamanda siyasi bir kavramdır. Ornegin, Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki halkin daha sınırlı haklara sahip ve dolayısıyla, henüz yeterince bilinçlenmemiş toplu kimliğini tanımlamak için kullanılır. Cumhuriyet'e geçişle birlikte ümmet kimliği geride bırakılıp, ulus-devlet kavramının ayrılmaz bir parçası olan millet kimliğine geçilmiştir (Buna paralel olarak da, kulluktan vatandaşlığa geçiş yapılmıştır) ... Ümmetde (siyasi anlamına göre) padişaha kulluk, milletde ise insan haklarına ve anasayal haklara dayanan vatandaşlık geçerlidir...
suyu arayan adam
09.11.2008 - 15:29Sevket Sureyya Aydemir'in, Balkan Savasi'ndan 2. Dunya Savasinin sonuna kadar yasanilan pek cok olaya isik tutan kitabinin adidir...
futbol
09.11.2008 - 14:425 hakemli mac yonetimini heyecanla bekleyen spor dalidir...
Mevcut durumdaki bir orta hakem ile iki yan hakeme, iki tane de sadece ceza sahasindan sorumlu hakem eklenmesi dusunuluyor. Ve hatta bu konulmak istenen kural, dusuncede kalmayip, gecenlerde yapilan UEFA 19 Yas alti Avrupa Samiyonasinda uygulandi...
melek
09.11.2008 - 14:18Bir bayan ismi...
iman
09.11.2008 - 14:12Kimde oldugu bilinmezdi eskiden... Eskiden dersem, cok eski degil. On - onbes sene oncesi yani... Simdilerde ise, iman sahipleri (!) kendilerindeki imani nasil gostereceklerini sasirir oldu...
fehmi koru
08.11.2008 - 23:43Bazen Taha Kivanc takma adini da kullanan yazardir...
Bu adi kullanmamsinin hikayesini, kendi kaleminden okuyalim:
'Eli kalem tutan ve çok üreten biri olsun da, müstear adı bulunmasın, bu mümkün mü? Dünya ve Türk edebiyatı, medya tarihi, bu soruya, “mümkün değil” cevabını veriyor.
(...)
Kulis okurları, bu sütunun üzerinde 'Taha Kıvanç' adını görseler de öyle birinin gerçek hayatta var olmadığını biliyorlar. Taha Kıvanç imzasıyla yazanın aslında Fehmi Koru olduğunu da… Neredeyse 20 yıldır iki adın ağırlığını üzerimde taşıyorum… Bundan bugüne kadar yüksünmedim de…
Birden fazla ad neden kullanılır? (...) Bir gazetede hemen her gün aynı adla birden fazla yazı çıkması pek âdetten değildir. Bir yazarın birden fazla gazetede yazması da olağandışı bulunur bizde… Oysa, ben, çok uzun yıllar, bazen birden fazla gazetede yazdım, Coğu kez de aynı gazetede birden fazla yazı…
(...)
Sözün kısası şu: Türkiye'de ve dünyada yazarlar değişik sebeple de olsa müstear ad kullanırlar. Bu sütun da bir müstear adla yazılıyor. Bu ayıp da değil, suç da…
(...) '
Not: Yazida gecen mustear sozcugu, odunc alinan sey anlamini tasir...
fehmi koru
08.11.2008 - 23:33Katildigi bir televizyon programinda yapdigi; ''Obama gibi değişim sloganını kullanarak iktidara gelen AKP, Kürt sorunu, insan hakları ve demokrasi noktasında kendi çizgisinden saptı' yorumu nedeniyle, Basbakan Recep Tayyip Erdogan'dan 'Güya biz iktidara gelirken Obama gibi gelmişiz. Simdi ise Bush olmuşuz... Sevsinler seni... Yazıklar olsun! ' ayarini yiyen gazeteci-yazardir...
safranbolu
08.11.2008 - 16:15Safranbolu'nun adı antik dönemde tarihçi Homeros’un İlyada destanında Paplagonya olarak geçmektedir.
Safranbolu'da sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenler, Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Safranbolu 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan’ın oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiştir.
Tarihi süreç içerisinde ise 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğullarının, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğlullarının, 1354-1402 ve 1423 yılından itibaren de Osmanlıların egemenliğine girmiştir. Safranbolu 14. yüzyılın ortalarında ilk defa Osmanlı kontrolüne geçmiştir ve bu tarihten 1416'da tamamen fethedilene kadar Osmanlı Devleti ile Candaroğulları arasında bir sınır bölgesi olmuştur.
Bölgeye Osmanlılar, Yörükan-i Taraklı olarak bilinen çok sayıda Türkmen göçebeyi yerleştirmeye çalışmıştır ve şehrin ismi bu dönemden sonra Taraklı Borglu veya kısaca Borglu ve Borlu olarak adlandırılmıştır. 18. yüzyılın ortalarında Zağfiran Borlu kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra 19. yüzyılın ortasında kısa bir süre için Zağfiran Benderli kullanılmıştır fakat 19. yüzyılın son çeyreğinde Zağfiran Bolu olarak değişmiştir. En son olarak ise Zafranbolu ve daha sonra Safranbolu şekline dönüşmüştür...
safranbolu
08.11.2008 - 16:13Daha çok geleneksel evleri ve tadina doyulmaz lokumu (Cifte kavrulmus findiklisi, superdir) ile tanınan Safranbolu, Karabük ilinin en büyük ve gelişmiş ilçesidir. Konumu yaklaşık olarak Ankara'nın iki yüz kilometre kuzeyinde ve Karadeniz'in yüz kilometre güneyindedir. Karabük ilçe merkezinin de 7 kilometre kuzeyinde bulunmaktadır.
sibel can
08.11.2008 - 15:58Gozu gibi baktigi cins kopegi 'honey'nin, bekcinin kopegi 'garip'le ciftlestmesi sonucu, nur topu gibi 6 yavru sahibi olan ama, bu duruma cok uzulen kisilik...
ahmet kaya
08.11.2008 - 15:39Her kavgada ölen benim; bayrak tutan, çarpışan...
Her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni.
Ozlem benim, kavga benim, aşk benim.
Bekle beni anne...
Bir sabah çıkagelirim... Bir sabah anne bir sabah,
Acını süpürmek için açtığında kapını;
Adı başka, sesi başka nice yaşıtım,
Koynunda çiçekler, çiçekler içinde bir ülke getirirler!
ahmet kaya
08.11.2008 - 15:35Pek cok guzel turkuyu Turk muzigine kazandirmis bir buyuk sanatci...
Devekuşu Kabare
08.11.2008 - 15:07Saniyorum 'Askolsun' adli oyundaydi, bir sahne var hatirladigim...
Video almaya giden bir aile ile kizlarina gorucu bekleyen bir ailenin oldugu sahne,
- Markasi ne?
- Adi yani..
- He canim iste..
- Saniye...
-....(Sessizlik ve video almaya gelenlerin birbirlerine bakismalari)
- (Metin Akpinar hanimina donerek) kadin sanyo diyemiyo, saniye diyo...
- Vestel olsa, 'vasfiye' mi diyecekti acaba...
hiyerarşi
04.11.2008 - 14:02Orgeneral
Korgeneral
Tumgeneral
Tuggeneral
Albay
Yarbay
Binbasi
Yuzbasi
Ustegmen
Tegmen
Astegmen
Astsubay kidemli bascavus
Astsubay bascavus
Astsubay kidemli ustcavus
Astsubay ustcavus
Astsubay kidemli cavus
Astsubay cavus
Cavus
Onbasi
Er...
Iste efendim size bir hiyerarsi ornegi...
deist
04.11.2008 - 13:46Bir tanri olduguna inanan ama, peygamber, kutsal kitap, melek, seytan, yaratilis gibi dayanagini dinden alan kavram ve kisilere inanmayanlarin adidir...
Kürtçe
04.11.2008 - 13:41Kurt halkinin okuma, yazma ve konusmakta kullandigi dilin adidir...
mazoşist
04.11.2008 - 13:30Bir nevi 'Dertleri zevk edindim, bende nese ne arar' modu... Aci cekmekten hoslanma olarak tanimlayabiliriz bu sozcugu.
Ancak yasadiklarimiza bakiyorum da, bana insangolugunun yaradilisindan beri icinde olan bir duygu gibi gorunuyor. Sanki bir ihtiyac... Hemen hepimiz bir cesit mazosistiz...
Aci veren, huzunlendiren sarkilar,
Korku filmleri,
Agriyan yerimize bastirmamiz,
Size zarar verdigini bildiginiz insanlarla yine bir araya gelmeler falan bana bunlari yazdiriyor...
Bazilarimiz ise olayi iyice abartarak, bir yerlerini jiletlemeye, bicaklamaya, zincirlemeye, uzerlerine mum damlatmaya, kabuk baglamis yaralarini yeniden soyarak kanatmaya ve hatta evlenmeye bile kalkisabiliyor :)
Mazosistiz vesselam...
dikilitaş
04.11.2008 - 13:16Besiktas ilcesinin mahallelerindendir... Cevresi, Mecidiye, Gayrettepe, Fulya, Tesvikiye, Abbasaga, Yildiz ve Balmumcu mahalleriyle cevrilidir... Ayrica, Darphane de bu mahalle sinirlari icindedir...
falcılık
03.11.2008 - 15:00Gunumuz Turkiye'sinde epeyce gecerli olan bir is kolu...
Toplam 936 mesaj bulundu