Sebahattin Zorlu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - ...

  • akıllı geçinmek

    24.07.2007 - 11:31

    Kur´an akla hitap eder, aklı olan kendi sandigi kisinin bir ''hiç '' oldugunu idrak ederek, Allah indinde hiçligini yasar!

    Zeki olana ise bu ilim kapalidir, cünkü Allah´i kendini bir kisi kabul ederek anlamaya calismaktadir.

    Fakat bu derin bir konudur, zihin vehim hükmünden kurtulamadigi sürece “şeytaniyet” vasfından da kurtulamaz!

    Onun icindir ki, bu ilme şeytanin akli ermez! Erse “şeytaniyet” vasfı ortadan kalktigi icin işlevi bitmis olacak!

    Bu ilim de zeka ve kurnazliga yer yoktur! Akla ve samimiyete ihtiyac vardir!

  • Ölümsüz

    22.07.2007 - 17:14

    'Küllü nefsin zaikatül mevt' ''Her Nefs ölümü tadacaktir'' (Ankebut 57)
    Tatmak yok olmak deyildir, ve ölüm denen olay tadilacaktir!

  • tek

    30.05.2007 - 13:00

    Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak! (?) (Müddesir 11)

    Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması gibidir. Muhakkak ki Allah, Semi’dir, Basir´dir.(Lokman 28)

    'Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur' (Maide 32)

    Yukarida ki ayetlerde, bir insan ile bütün insanlari esit, ayni, bir tutmasi cok manidardir. Tek bir insandan bahsedilirken bütün insanlik cem edilmis, bütün insanliktan bahsedilirken tek bir insana vurgu yapilmis.

    Teklikte cokluk, coklukta da Tek´lik gercegimi vurgulanmak istenmis?

    Tek bir BEN in yüzleriyiz. Birimiz hepimiz, hepimiz biriz.

    Her ne yana dönerseniz Allah`in yüzünü görürsünüz. (Bakara 115)

    Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar O'nun'dur. (Enbiya 19)

  • la ilahe illallah

    23.05.2007 - 09:25

    Eski Yunan filozoflari Aristo, Sokrates, Eflatun gibi zatlar; maddenin idealarının başka bir alemde olduğunu ancak bu dünyada onların tecelli ettikleri şekiller olduklarını söylüyorlardi.

    Yani bu gördügümüz madde alem baska bir yerde mevcut, biz onun yansimasini seyrediyoruz. Bu görünenler hayal ama böyle bir gercek madde alem var, türünden bir görüs vardi.

    Niyetimiz milattan önce yasamis bu saygi deger filozoflari yermek degil tabi ki, hepsi de degerli fikir adamlari imis.

    Fakat günümüz biliminin ortaya koydugu bir gercek var. Disarda gördügünüzü sandigimiz HER SEY, gerçekte zihnin kendi içinde olusturdugu algilar oldugu gercegi. Evrenin-maddenin hologram oluşu. Hologram olmadığı halde varmış gibi görünen bir imgedir, illüzyondur, hayaldir.

    Kesif ve fetih ehli dedigimiz zatlar madde veya mana, cin veya melek, cennet veya cehennem hangi isimle neyi kastederseniz edin, hepsinin zihnin kendi olusturdugu kendine göre olan suret veya sesler oldugunu; acik bir sekilde beyan etmislerdir.

    Bakın bu konu hakkında Muhyiddin İbn-i Arabi ne diyor;

    'Alem'de Tek bir Varlık vardır. O da Vucudu Mutlak olan Allah'ın Varlığıdır. Diğer Varlıklar bu Varlığın çeşitli Zuhurları ve Değişik Tecellileridir. Var zannedilen Şeyler aslında Vehim ve Hayalden İbaret'tir.'

    Imam-i Rabbani bu konuyu söyle özetlemis;

    Allah yarattigi varliklarin vücudlarini yokluktan gayri hic bir sey yapmamistir.

    Mutlak ve gerçek vücud Allah'ın varlığıdır. Hakikat ehli dedigimiz zatlar maddenin 'yokluk' oldugunu müşaade etmislerdir, etmektedirler. Madde diye algiladigimiz seyler yokluktan hasıl olmuştur. Görülen şeylerin gerçek varlıgı yokluktur.

    O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir.(Bakara 117)

    Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur. (Enam 101)

    Ben vechimi (yüzümü, varlığımı, bilincimi) hanif olarak, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim'. (Enam 79)

    Algiladiklarimiz her an yoktan var olur. Bize somut, sabit seylermis gibi gelsede mevcudatin asli yokluktur.

    Aslinda bu konu LA İLAHE İLLALLAH cümlesinde gizlidir. Resullullah´in varisileri dedigimiz hakikat ehli, kelime tehvidin daha iyi anlasilabilmesi icin LA MEVCUDA iLLA HU demislerdir.

    Bütün isimler ve şekiller terk edildiklerinde gerçek bizimledir!

    Bu alemin mayasi yokluktur, hamuruda hayal.

  • zan

    21.05.2007 - 21:50

    Kendimizi ismi olan bir beden kabul edip, birde tanri tasavvur ettikten sonra ömür tüketmek, zanlarin en büyügü galiba?

    “Ereeyte men ittahâze ilahehû hevâh…” (25.Furkan:43)
    “Kendi hevâsını kendine tanrı edineni gördün mü? ”

    “Ve la ted’u meALLAHi ilâhen âhar, la ilâhe illâ HU; Küllü şey’in hâlikun illa vecheHU” (28.Kasas:88)
    “ALLAH yanı sıra tanrı edinme! Tanrı yoktur, sadece HU! O’nun vechi (zati) dışında her şey, “yok” tur! ”

    118. “La tec’âl meâllahi ilahen âher, fetak’ude mezmûmen mahzûlâ” (17.İsra:22)
    “ALLAH yanısıra tanrı oluşturma! Sonra, aşağılanmış ve kendi başına bırakılmış olursun…”

    “ŞehidALLAHu enne HU lâ ilâhe illâ HUve vel melâiketu ve ulul ilmi.” (3.Alu İmran:18)
    “Allah şahit şu gerçeğe ki, tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, tanrı yok, ancak O´dur. Aziz´dir, Hakîm´dir.''

    “İn yettebiûne illez zanne, ve innez zanne lâ yuğniy minel hakkı şey’â.” (53.Necm:28)
    “Onlar sadece ZANN’a tâbi oluyorlar.. ZAN ise haktan hiç bir şey ifade etmez! ”

    “Ve zâliküm zannukümülleziy zanentüm birabbikum erdâküm feasbahtum minel hâsiriyn.” (41.Fussilet:23)
    “Rabbiniz hakkında beslediğiniz ZAN var ya… Sizi işte o mahvetti! Ve siz, kaybedenlerden oldunuz! ”

  • zıtlıklar armonisi

    19.05.2007 - 19:39

    Bölmek ayri ayri düsünmek zihnin dogasidir. Bölmenin bir zarari yoktur, fakat ayrilik gercege ters düser. Nesneler, hayvanlar ve insanlar vs... cesit cesit ve farklidirlar, fakat onlar ayri degillerdir.

    Evren birdir, mevcudat birdir, gercek birdir. Zitliklar vardir ama zitlik yoktur.

  • mülk

    15.05.2007 - 14:50

    Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herşeyin mülkü Allah'ındır. (Maide 120)

    Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır, hepsi O'nundur. Size de Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır. (Bakara 107)

    Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Bütün işler Allah'a döndürülür. (Al-i imran 109)

    Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü Allah'ındır. Nihayet dönüş de O'nadır. (Maide 18)

    Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herşeyin mülkü Allah'ındır. O herşeye kâdirdir. (Maide 120)

    Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler. (Rum 26)

    Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı. (Tevbe 116)

    Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
    Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O'nundur. O Aziz´dir Hakim´dir.(Casiye 38.)

    Onlar, Allah'ı gerektiği gibi takdir ödemediler. Oysa bütün yeryüzü kıyamet gününde O'nun tasarrufunda olacak gökler de O'nun kudretiyle katlanmış olacaktır. O, onların ortak koştuklarından münezzeh ve çok yücedir. (Zümer 67)

    Semavat’ta ne var ve Arz’da ne varsa Allah’ı tesbih ediyor... Mülk O’nundur, Hamd O’nundur... O herşey üzerine Kadiyr’dir.

    Semavat’ı ve Arz’ı Bil-Hakk (Hakk olarak) yarattı... Sizi sûretlendirdi de sûretlerinizi en güzel yaptı... O’nadır dönüş (ünüz) .

    Semavat’ta ve Arz’da ne var bilir... (O) gizlediklerinizi de, aleni ettiklerinizi/açığa çıkardıklarınızı da bilir... Allah kalplerin Zatı olarak Bilen’dir. (Tegebun 1.3.4)

    Bu bu ayetlerde bize apacik bildiriliyor ki, mülk O´nun. Mülk deyince aklimiza ev veya arsa gelmesin, bu mülkün icine bedenlerimiz dahildir.

    Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herşeyin mülkü Allah'ındır. Deniliyor Maide 120 ve Rum 26 inci ayetinde görüldügü üzere.

    Ve hakimiyetin ve mutlak tasarrufun Allah´in oldugunu beyan ediyor Casiye 38.39 ve Zümer 67 de.

    Allah´in kalplerin yani Ben dedigimiz varligin ta kendisi oldugu vurgulaniyor Tegabun 4 de.

  • sistem

    15.05.2007 - 13:02

    ' Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.' Yunus, 107

    'Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.' Tegabun, 11

    Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.' Fetih, 11

    'Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur) . Şüphesiz O her şeye kadirdir.' Enam, 17

  • DÜNYA HAYATI

    15.05.2007 - 12:44

    Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Hadid, 20
    Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Enam, 32

    Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ankebut, 64
    Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Muhammed, 36

  • imtihan

    15.05.2007 - 12:36

    ' İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece 'İman ettik' demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.' Ankebut, 2-3

    'And olsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. Sabredenleri müjdele!

    O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: inna lillahi ve inna ileyhi raciun = doğrusu biz Allah’ınız/Allah’a aidiz/Allah içiniz ve O’na dönücüleriz derler.

    İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır. ' Bakara 155-156-157

  • yok

    13.05.2007 - 21:44

    Biz hakkı (gerçeği; vahyi, keşfi delilleri) batılın (gerçek olmayan, vehmi düşünce ve inanışların) başına çarparız da onun beynini parçalar. Bir de bakarsın (batıl) o anda yok olup gitmiştir. (Enbiya 18)

  • gözler

    13.05.2007 - 21:04

    Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, Latif´dir, her şeyden haberdardir. (Enam 103)

  • beni unutma

    13.05.2007 - 20:51

    Hangi işi yaparsan yap, Kur'ân'dan ne okursan oku, ne işte çalışırsan çalış, unutmayın ki, siz ona dalıp gitmişken, biz sizin üzerinizde şahidiz. (Yunus 61)

  • vahdet-i vücud

    13.05.2007 - 20:24

    Hakikat ehli dedigimiz zatlardan Vahdet incileri.

    Kesret ile Vahdet dedigim
    Hep Sen imissin!
    Sanirken beni ben
    Meger hep Sen imissin!
    Senin kendin seyrettigin yer
    Hep ben imissin!

    * * * * * *

    Beni bende demen
    Ben bende degilim
    Bir Ben vardir
    Bende benden iceri.

    * * * * * *

    Ben tende canim
    Hem canda canan
    Surette kulum
    Iceride Sultan.

    * * * * * *

    Ehli vahdetten alanlar
    ilim tehvid dersini
    Gizli irfan buldular
    Fetvaya hacet kalmadi.

  • dost

    11.05.2007 - 19:14

    Size Allah'tan baska ne bir dost var, ne de bir yardimci! (Ankubat 22)

    Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Oysa asıl Dost Allah'tır. (Şura 9)

    Allah'tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi. (Ankubat 41)

  • İbrahim (A.S.)

    11.05.2007 - 18:23

    Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü:'Rabb'im budur' dedi. Yıldız batınca da:' Ben batanları sevmem' dedi.

    Ay'ı doğarken gördü: 'Rabb'im budur' dedi. O da batınca: 'Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum' dedi.

    Güneş'i doğarken görünce: 'Rabb'im budur, bu hepsinden büyük' dedi. O da batınca dedi ki: 'Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım'.

    'Ben vechimi (yüzümü, varlığımı, bilincimi) hanif=özündeki hakikate inanan olarak, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim'. (Enam 76.77.78.79)

    İBRAHİM (A.S.) Hakikat i arayip, arastirip, sorgulayip, tefekkür eder iken, algiladigi seylerin gelip gecici oldugunu gözlemlemis, daha da ötesinda algilanalarinin yoktan var olup 'her an' yok olduklarini müşaade ediyor. Bu müşaadesi onu kendi varligi dışında bir şeyin var olamiyacagini farkettiriyor, dışda, ötede, gökte hakikati aramayi birakarak kendi özüne; 'Ben' dedigi varliga yöneliyor.

    Bu yönelişte; varliginin, aslinin, özünün, hakikatinin Allah oldugunu, O´ndan ayri bir varlik olmadigini, tüm mevcudatin varligininda Allah´a ait oldugunu, Allah yani sira ikinci bir varlik olamiyacagini, algilanan herseyin yoktan var olup ''her an da'' (el an da öyle) yok olduklarini idrak ediyor...

    Ve diyor ki; 'Ben yüzümü hanif (özündeki hakikate inanan) olarak, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim'.

  • halife

    11.05.2007 - 11:15

    Ben yer yüzünde muhakkak bir Halife meydana getireceğim' dediği vakit, onlar da 'orada fesat edecek ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın,
    biz hamdinle tesbih ve seni takdis edip dururken' dediler.

    Herhalde ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim! ..

    buyurdu; ve Adem’e bütün esmâyı tâlim eyledi! ...

    Sonra O, âlemini melâikeye gösterip;

    Haydi dâvânızda sâdıksanız bana şunları isimleri ile haber verin buyurdu...

    Subhansın ya Rab! .. Bizim için senin bildirdiğinden başka ilim ne mümkün... Alîm ve Hakîm olan Sensin, dediler...

    Ey Adem! ... Bunları onlara, isimleri ile haber ver, buyurdu.. Bu emir üzerine, Adem onlara isimleri ile onları haber verince de buyurdu ki:

    Demedim mi size Ben? ... Her hâlûkârda semâların ve yerin gaybını bilirim ne açığa çıkarıyorsanız, ne gizliyorsanız! ...

    Ve o vakit, melâike`ye,

    Adem`e secde edin', dedik. Derhal secde ettiler. Ancak, İblis dayattı. Kibrine yediremedi. Zaten gerçeği örtenlerdendi... (Bakara 30.31.32.33.34)

    'O, sizi, yeryüzünün halifeleri yaptı.' (Enam 155)

    Çün bildin mü`minin kalbinde Beytullah var,

    Niçin izzet etmedin, ki ol evde ALLAH var? .

    Her ne var Âdemde var; Âdem`den iste Hak`kı sen! .

    Olma İblis-i şakî, Âdem’de sırrullah var! .

    Yunus Emre

  • ar rahman

    10.05.2007 - 19:19

    Er Rahman;

    Rahman (tüm sıfat ve esmanın sahibi... Dolayısıyla varlığı kendinden; yokluktan vücuda getiren; herşeyi kapsayan rahmetin sahibi)

    Hadis-i Şerif’te: “Allah Adem’i (insani) Rahman süreti üzere yarattı” buyuruluyor...(?)

  • sadır

    10.05.2007 - 12:21

    Arapça hali sadr olan, lakin çoklukla (sudur) sadır diye talaffuz edilip yazılan bir kelime. Kalb, gönül, sine, şuur, açığa çıkan, görünen anlamındadır.

    Ve esirru kavleküm evicheru Bih* inneHU 'Aliymun BiZâtissudur;

    Sözünüzü ister gizleyin ister onu açık söyleyin... Muhakkak ki O, sadırların (kalblerin, gönüllerin,sinelerin şuurlarin) bizati=bizzat zatı, kendi olarak Bilen’dir. (Mülk 13)

    'İnnallahe aliymun Bizatissudur' (Bakara 119/154)

    'ŞÜPHESİZKİ ALLAH KALPLERİNİN ZÂTI OLARAK BİLEDİR'

  • bizatihi

    09.05.2007 - 21:41

    Bizatihi=kendi,kendisi, kendi kendine, direkt kendisi manasındadır.

    Semavat’ta ve Arz’da ne var bilir...Gizlediklerinizi de, aleni ettiklerinizi açığa çıkardıklarınızı da bilir. Allah kalplerin kendisi (bizatihi) olarak Bilen’dir. (Tegabun 4)

    Kim Allah ı müşahade ederek vechini O’na teslim ederse muhsindir. (ihsan, lütuf sahibidir) Gerçekten en sağlam kulpa tutunmuştur.

    Kim de inkar ederse, onun inkarı seni mahzun etmesin... Onların merci’leri (dönüşleri) bizedir, yaptıkları şeyleri kendilerine haber vereceğiz... Muhakkak ki Allah kalplerin kendisi (bizatihi) olarak Bilen’dir. (Lokman 22-23)

  • kelime-i şehadet

    09.05.2007 - 15:38

    Şahadet=şahit olmak demektir, insan gördügüne şahitlik eder.
    Görmeden şahit oldum (eşhedu) demek riyakärlik olur.

    Genel hepimiz bu derinligi bilmeden KELİME-İ ŞEHADET getiririz.
    Fakat biz gercekten şahitlik etmiyoruz, belki iman ediyoruz (?) belki de kelime tekrari yapiyoruz. Tabi ki gercekten şahadet edenleri tenzih ederiz.

    Eşhedu'nun manasi gördügüne şahadet (şahit olmak) etmektir.
    Öyleyse 'Eşhedu'yu sadece sözle söylememeli, fiilini de tamamlamali.

    imanin bu sartina 'Kelime-i şahadet' diyorlar. şahadetin sadece kelimesinde yani sözünde kalmamali, bizzat şahadet etmeli, yani Allah'i (hissetmeli) görmeli.

    O´nu baskasının görmesi (bilmesi) muhaldir, Şu basit sebeble ki, mevcudat adı altında da, Alem adı altında da ancak O vardir.

    Hakikat Ehli dedigimiz Zat´lar adı altında da, Melek´ler adı altında da kendini bilişi söz konusudur. Çeşitli isimler altında Zat ı, Zat ını bilir.

    Allah kendisinden 'başka varlık' olmadığına şahitlik etti. Melekler ve ilim sahipleri de, O'ndan başka ilah yoktur!

  • neredesin sen

    07.05.2007 - 21:24

    Günün birinde cahil bir Arap Hz. Muhammed (sav) ’e gelerek “ ben Allah’ı biliyorum” der. Resulullah da, “nerede? ” diye sorunca, cahil Arap “göktedir” cevabını verir. Bunun üzerine Resulullah da, “tamam sen iman etmişsin güle güle” diyerek karşılık verir.

    Bir gün yine Hz Muhammed (sav) ‘e “Allah nerededir? ... Yerde veya gökte midir? ” diye sorduklarında da “ Mümin kulunun kalbinde (şuurunda) ’ dir! ” Bir başka seferde “ Müminin kalbi, Allah’ın Arşıdır”, “Müminin Kalbi (şuuru) Allah’ın tecelli yeridir” der.

    Ayrı bir zamanda da benzer bir soruya karşılık “Allah altında ve üstünde hava olmayan Ama’da idi”, “ Allah var idi, onunla beraber hiçbir şey yok idi.” cevabını verir. Buna binaen Hz. Ali (ra) da “ hâlâ O An’daki gibidir” yani; “bu An, O An’dır” der.

    Miraç gecesi kaldığı amca kızının evinden sabahleyin çıkarken de “Beni gören Hakk’ı görmüştür” sözünü söyler. “Nefsini bilen Rabb’ini bilir” sözü de yine Resulullah’a aittir.

  • nesne

    07.05.2007 - 16:16

    Nesnelerin özü, algılanmıs olmalarından ibarettir. Bir algılayan olmadiginda nesnelerin varligindan söz etmek imkansizdir. Algilayandan bagimsiz bir nesne yoktur, su basit sebeble ki; madde diye algilanan nesneler dışda degil algılayanin bilincindedir. Buna göre nesneler düşünceden baska bir sey degildirler. Algılar saf düşüncelerdir ve kendisiyle ilgili edindigimiz düşünceler dışında madde diye bir şey yoktur. Şöylede diyebiliriz; madde seklinde algıladigimiz nesnelerin tümü aslinda bilgidir.

  • anlatmak

    06.05.2007 - 15:08

    Andolsun kuşluk vaktine.

    Ve sakinleştiği zaman geceye ki,

    Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.

    Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.

    Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın.

    O, seni bir yetim iken barındırmadı mı?

    Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı?

    Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi?

    Öyle ise, sakın yetime ezme!

    El açıp isteyeni de azarlama!

    Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat!

    (Duha 1.2.3.4.5.6.7.8.9.10.11)

Toplam 351 mesaj bulundu