Hasan Belek Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • serbest kürsü

    03.08.2025 - 20:06

    Felsefe ve Şiir Aynı Dağın İki Patikası Mıdır?

    Değerli felsefe ve sanat dostları,
    İnsan, var olduğu andan beri anlama ve anlamlandırma çabası içindedir. Gökyüzüne bakıp yıldızların sırrını, kendi içine dönüp varlığının amacını sorgular.

    Bu kadim ve soylu arayış, kendini iki güçlü ifade biçiminde gösterir: Felsefe ve Şiir.
    Peki, bu iki alan birbirine ne kadar yakın, ne kadar uzaktır?

    Bir antoloji ve felsefe grubunun ilk yazısı olarak, bu temel soru üzerine birlikte düşünmeye ne dersiniz?

    Felsefe: Aklın ve Mantığın Kılavuzluğu

    Felsefe, hakikate giden yolda aklın ve mantığın meşalesini taşır. Kavramları titizlikle analiz eder, argümanlar inşa eder ve düşüncenin en sağlam temellerini arar. Bir filozof, gerçeği "nedir?"

    sorusuyla soyutlar, onu parçalara ayırır, tanımlar ve evrensel yasalara ulaşmaya çalışır. Platon'un idealar dünyasından Kant'ın kategorik buyruğuna kadar felsefe, evreni anlaşılır kılmak için zihinsel bir yapı inşa etme sanatıdır. O, bir mimar titizliğiyle çalışır.

    Şiir: Sezginin ve Duygunun Tercümanlığı

    Şiir ise aynı hakikatin sezgisel ve duygusal patikasıdır. O, gerçeği tanımlamaya değil, onu hissettirmeye ve bir anlığına göstermeye çalışır. Bir şair, sözcüklerle resim çizer; bir metaforla en derin felsefi soruyu ete kemiğe büründürür, bir dizenin içine koskoca bir yaşam tecrübesini sığdırır.

    Yunus Emre'nin bir şiirinde bütün bir tasavvuf felsefesini, Nâzım Hikmet'in dizelerinde ise toplumsal bir varoluş mücadelesini buluruz. Şair, bir tercüman gibi, ruhun dilini kelimelere döker.

    Kesişim Noktası: Anlam Arayışı

    Biri gerçeği soyutlayarak, diğeri ise onu somut bir imgede parlatarak sunar. Felsefe "güzellik nedir?" diye sorarken, şiir güzel bir günbatımını anlatarak o güzelliğin kendisini deneyimletir.

    Ancak en nihayetinde, her ikisi de aynı dağın zirvesine, yani "anlam"a ulaşmaya çalışan iki farklı yolcudur. Her ikisi de dilin olanaklarını sonuna kadar kullanır ve insanı gündelik olanın ötesine taşımayı hedefler.

    Bu grubun çatısı altında, bu iki patikayı birleştirebiliriz. Bir filozofun metnindeki şiirselliği ve bir şairin dizelerindeki felsefi derinliği keşfedebiliriz.

    Sözü size bırakarak bitirelim: Sizin için felsefeye en çok yaklaşan şair veya en şiirsel filozof kimdir? Hangi dizeler veya metinler aklınız ile ruhunuzu aynı anda harekete geçirmiştir?

    Felsefe ve sanatla dolu paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.
    Selam ve sevgilerle...

  • serbest kürsü

    03.08.2025 - 20:05

    Felsefe ve Şiir Aynı Dağın İki Patikası Mıdır?

    Değerli felsefe ve sanat dostları,
    İnsan, var olduğu andan beri anlama ve anlamlandırma çabası içindedir. Gökyüzüne bakıp yıldızların sırrını, kendi içine dönüp varlığının amacını sorgular.

    Bu kadim ve soylu arayış, kendini iki güçlü ifade biçiminde gösterir: Felsefe ve Şiir.
    Peki, bu iki alan birbirine ne kadar yakın, ne kadar uzaktır?

    Bir antoloji ve felsefe grubunun ilk yazısı olarak, bu temel soru üzerine birlikte düşünmeye ne dersiniz?

    Felsefe: Aklın ve Mantığın Kılavuzluğu

    Felsefe, hakikate giden yolda aklın ve mantığın meşalesini taşır. Kavramları titizlikle analiz eder, argümanlar inşa eder ve düşüncenin en sağlam temellerini arar. Bir filozof, gerçeği "nedir?"

    sorusuyla soyutlar, onu parçalara ayırır, tanımlar ve evrensel yasalara ulaşmaya çalışır. Platon'un idealar dünyasından Kant'ın kategorik buyruğuna kadar felsefe, evreni anlaşılır kılmak için zihinsel bir yapı inşa etme sanatıdır. O, bir mimar titizliğiyle çalışır.

    Şiir: Sezginin ve Duygunun Tercümanlığı

    Şiir ise aynı hakikatin sezgisel ve duygusal patikasıdır. O, gerçeği tanımlamaya değil, onu hissettirmeye ve bir anlığına göstermeye çalışır. Bir şair, sözcüklerle resim çizer; bir metaforla en derin felsefi soruyu ete kemiğe büründürür, bir dizenin içine koskoca bir yaşam tecrübesini sığdırır.

    Yunus Emre'nin bir şiirinde bütün bir tasavvuf felsefesini, Nâzım Hikmet'in dizelerinde ise toplumsal bir varoluş mücadelesini buluruz. Şair, bir tercüman gibi, ruhun dilini kelimelere döker.

    Kesişim Noktası: Anlam Arayışı

    Biri gerçeği soyutlayarak, diğeri ise onu somut bir imgede parlatarak sunar. Felsefe "güzellik nedir?" diye sorarken, şiir güzel bir günbatımını anlatarak o güzelliğin kendisini deneyimletir.

    Ancak en nihayetinde, her ikisi de aynı dağın zirvesine, yani "anlam"a ulaşmaya çalışan iki farklı yolcudur. Her ikisi de dilin olanaklarını sonuna kadar kullanır ve insanı gündelik olanın ötesine taşımayı hedefler.

    Bu grubun çatısı altında, bu iki patikayı birleştirebiliriz. Bir filozofun metnindeki şiirselliği ve bir şairin dizelerindeki felsefi derinliği keşfedebiliriz.

    Sözü size bırakarak bitirelim: Sizin için felsefeye en çok yaklaşan şair veya en şiirsel filozof kimdir? Hangi dizeler veya metinler aklınız ile ruhunuzu aynı anda harekete geçirmiştir?

    Felsefe ve sanatla dolu paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.
    Selam ve sevgilerle...

  • serbest kürsü

    03.08.2025 - 20:05

    Felsefe ve Şiir Aynı Dağın İki Patikası Mıdır?

    Değerli felsefe ve sanat dostları,
    İnsan, var olduğu andan beri anlama ve anlamlandırma çabası içindedir. Gökyüzüne bakıp yıldızların sırrını, kendi içine dönüp varlığının amacını sorgular.

    Bu kadim ve soylu arayış, kendini iki güçlü ifade biçiminde gösterir: Felsefe ve Şiir.
    Peki, bu iki alan birbirine ne kadar yakın, ne kadar uzaktır?

    Bir antoloji ve felsefe grubunun ilk yazısı olarak, bu temel soru üzerine birlikte düşünmeye ne dersiniz?

    Felsefe: Aklın ve Mantığın Kılavuzluğu

    Felsefe, hakikate giden yolda aklın ve mantığın meşalesini taşır. Kavramları titizlikle analiz eder, argümanlar inşa eder ve düşüncenin en sağlam temellerini arar. Bir filozof, gerçeği "nedir?"

    sorusuyla soyutlar, onu parçalara ayırır, tanımlar ve evrensel yasalara ulaşmaya çalışır. Platon'un idealar dünyasından Kant'ın kategorik buyruğuna kadar felsefe, evreni anlaşılır kılmak için zihinsel bir yapı inşa etme sanatıdır. O, bir mimar titizliğiyle çalışır.

    Şiir: Sezginin ve Duygunun Tercümanlığı

    Şiir ise aynı hakikatin sezgisel ve duygusal patikasıdır. O, gerçeği tanımlamaya değil, onu hissettirmeye ve bir anlığına göstermeye çalışır. Bir şair, sözcüklerle resim çizer; bir metaforla en derin felsefi soruyu ete kemiğe büründürür, bir dizenin içine koskoca bir yaşam tecrübesini sığdırır.

    Yunus Emre'nin bir şiirinde bütün bir tasavvuf felsefesini, Nâzım Hikmet'in dizelerinde ise toplumsal bir varoluş mücadelesini buluruz. Şair, bir tercüman gibi, ruhun dilini kelimelere döker.

    Kesişim Noktası: Anlam Arayışı

    Biri gerçeği soyutlayarak, diğeri ise onu somut bir imgede parlatarak sunar. Felsefe "güzellik nedir?" diye sorarken, şiir güzel bir günbatımını anlatarak o güzelliğin kendisini deneyimletir.

    Ancak en nihayetinde, her ikisi de aynı dağın zirvesine, yani "anlam"a ulaşmaya çalışan iki farklı yolcudur. Her ikisi de dilin olanaklarını sonuna kadar kullanır ve insanı gündelik olanın ötesine taşımayı hedefler.

    Bu grubun çatısı altında, bu iki patikayı birleştirebiliriz. Bir filozofun metnindeki şiirselliği ve bir şairin dizelerindeki felsefi derinliği keşfedebiliriz.

    Sözü size bırakarak bitirelim: Sizin için felsefeye en çok yaklaşan şair veya en şiirsel filozof kimdir? Hangi dizeler veya metinler aklınız ile ruhunuzu aynı anda harekete geçirmiştir?

    Felsefe ve sanatla dolu paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.
    Selam ve sevgilerle...

  • Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?

    01.08.2025 - 14:19

    ?si=Z-Mj2hMePRah7Z97

  • Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?

    01.08.2025 - 14:16

    Aleviyim Ben...

    Aşkıyla tutuştum gül cemalinin
    Muhammed sevenin kemaliyim ben.
    Hasan Hüseyin’in, İmam Ali’nin
    Piştiği ocağın aleviyim ben!..

  • özlü sözler

    18.07.2025 - 15:12

    ?si=qKaas0s2VQSPfo-9

  • özlü sözler

    08.05.2025 - 20:14

    Beden, ruhun evrene açılan penceresidir; bilgi ise bu pencereden görünen manzaranın berraklığıdır. H.B.

    Dünya bir handır, konan göçer; mühim olan geride hoş bir seda bırakmaktır. H.B.

    Ruhun sessiz çığlığını duyan kulak bilgidir, beden ise bu çığlığa şefkatle yaklaşan eldir. H.B.

    Adalet, mülkün temelidir; temelsiz mülk, viran olmaya mahkumdur. H.B.

    Şükür, nimeti artıran değil, nimeti fark ettiren bir gönül halidir. H.B.

    Bilgi, ruhun haritasını çizen bir kaşiftir; beden ise bu haritadaki bilinmeyen diyarları keşfe çıkar. H.B.

    Tevazu, bilgeliğin meyvesidir; dalları yere eğildikçe değeri artar. H.B.

    Beden, ruhun giydiği bir elbisedir; bilgi ise bu elbisenin zarafetini ve anlamını belirler. H.B.

    Ölüm, bir son değil, ebedi bir başlangıcın kapısıdır. H.B.

    Akıl bir yere kadar götürür, sonrası aşkın ve imanın rehberliğindedir. H.B.

    Ruhun ateşini tutuşturan kıvılcım bilgidir, beden ise bu ateşin sıcaklığını ve ışığını yayar. H.B.

    Kalp gözü açılınca, her şeyde O'nun sanatı görünür. H.B.

    Bilgi, ruhun köklerini besleyen yaşam özsuyudur; beden ise bu kökler üzerinde yükselen güçlü bir ağaçtır. H.B.

    En büyük cihad, insanın kendi nefsiyle olan savaşıdır. H.B.

    Söz, emanettir; yerinde ve zamanında sarf edilmelidir. H.B.

    Beden, ruhun zaman nehrinde kullandığı bir sandaldır; bilgi ise bu nehirde doğru rotayı gösteren yıldızlardır. H.B.

    Kibir, şeytanın mirasıdır; ondan uzak duran, rahmete yakın olur. H.B.

    Ruhun yükünü hafifleten kanatlar bilgidir, beden ise bu kanatlarla daha yükseklere süzülür. H.B.

    Hakiki zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur. H.B.

    Tefekkür, aklın ibadetidir; derinleştikçe hakikate yaklaştırır. H.B.

    Bilgi, ruhun dilini çözen bir tercümandır; beden ise bu tercümenin en güzel ifadesidir. H.B.

    Yalnızlık, Allah ile baş başa kalmanın en güzel fırsatıdır. H.B.

    Beden, ruhun gölgesinde dinlendiği bir vahadır; bilgi ise bu vahadaki serinletici pınardır. H.B.

    İnsan, unutmakla maluldür; zikir, hatırlamanın en güzel yoludur. H.B.

    Sevgi, varlığın özüdür; her şey onunla başlar, onunla devam eder. H.B.

    Ruhun en derin sırlarını fısıldayan dost bilgidir, beden ise bu fısıltıları hayata geçiren eylemdir. H.B.
    Hoşgörü, farklılıkları zenginlik bilen bir erdemdir. H.B.

    Bilgi, ruhun sonsuzluk arayışında yaktığı bir meşaledir; beden ise bu meşalenin ışığında ilerleyen yolcudur. H.B.

    Umut, karanlık gecede parlayan bir yıldızdır; ona tutunan yolunu kaybetmez. H.B.

    Basiret, olayların ardındaki hikmeti görebilmektir. H.B.

    Beden, ruhun ritmine uyum sağlayan bir danstır; bilgi ise bu dansın estetiğini ve derinliğini artırır. H.B.

    Felsefe, hakikate giden yolda sorular sormaktır; tasavvuf ise o soruların cevabını kalpte bulmaktır. H.B.

    Ruhun özünü keşfetmek için çıkılan yolculukta rehber bilgidir, beden ise bu yolculuğun sadık yoldaşıdır. H.B.

    Din, hayatın anlam haritasıdır; onu doğru okuyan hedefe ulaşır. H.B.

    Vahdet-i vücud, her şeyin O'ndan olduğu ve O'na döneceği idrakidir. H.B.

    Bilgi, ruhun ufkunu genişleten bir okyanustur; beden ise bu okyanusta cesaretle yelken açan bir gemidir. H.B.

    Bir damla suda okyanusu görmek, kesrette vahdeti bulmaktır. H.B.

    Riyazet, nefsi terbiye etmenin zorlu ama feyizli yoludur. H.B.

    Gaflet, ruhun uykusudur; uyanmak için bir silkinmek gerekir. H.B.

    İhlas, amellerin ruhudur; ruhsuz amel, cansız bir bedene benzer. H.B.

    Her son, yeni bir başlangıcın habercisidir; ölüm dahi ebedi hayata bir geçiştir. H.B.

Toplam 7 mesaj bulundu