İsimsizin isim olması, isminin isimleşmesinden geçer, yoksa ismi olması isimsizi yalnız bırakır, isim içi doldurulması gereken bir boşluk halidir, tamamlayanda isimleşme.
Her kayıp gerçek değildir, sana bağlı, her ölüm gibi. Keyif yaratmak, keyfilikten geçmez, sıkı bir içsel disiplin talep eder, dışarı aşılmaz, ama içerde mümkün, ondan sonra da dışarıya gerek kalmaz, dışarı dışarda kalır, senin yolun artık açıktır.
Bir kırmızı güvercinler sürüsü düşüncenin yöresinde gürlüyor, bu sürgünde kendime bütün gökçe yazınların ölmez oyunlarını oynayabileceğim bir sahne kurdum. Duyulmamış zenginlikler gösterecektim size, geçmişini gözlüyorum bulduğunuz gömülerin, arkasından ne gelecek biliyorum. Eşsiz bir konutta koskoca yapıtımı tamamladım, yüce yalnızlığımı geçirdim orda, mayaladım kanımı. Ödevim bağışlandı, artık bunu düşünmemeli bile, öte dünyalığım ben gerçekten, göreceğim bir iş yok burada.
Rimbaud, Fransız Mistik ŞAİR, 1891, 36 yaşında öldü, işi kalmamış, sonra da facialar yüzyılı başladı.
Görmede çoktan ikamet eden hem dünyanın gösterisinde hem de varoluşumuzda işlev kazandıran bir anlamı vardır, özne deneyiminin niteliksel özelliğinin bize verilebilmesi için dünyanın bir gösteri , kişiye has bedenin de tarafsız bir zihin tarafından bilinen bir mekanizma olması gerekirdi.
Merleau PONTY, Fransız Filozof, 1961
Yaratır Allah gökleri ve yeri gerçek ile, cezalansın herkes diye, kendi yaptıklarıyla, çünkü haksızlık yapılmaz hiç kimseye. - KURAN, KENDİ.
Kötülük, yaratılışla ortaya çıkan tecelliye karşı zeminin tepkisiyle uyandıktan sonra, insan kendini ebedi biçimde bireyselliği ve bencilliği içinde kavrar, bu nedenle herkes kötülüğün karanlık ilkesiyle doğar, bu ilke ancak karşıtının ortaya çıkmasıyla öz bilince yükselse bile, bugünün insanı söz konusu olduğunda, ışık olarak iyilik, ancak ilahi bir dönüşümle karanlık ilkeden çıkıp gelişebilir.
Ben, kendi eyleminin sonucudur, bilinç kendini koymadır. - Fichte, Alman Filozof, 1814
Öte yandan bu bilinç, Ben¹i algılama ya da onu anlama olarak anlaşıldığı ölçüde, birincil değildir ve tüm bilme edimleri gibi gerçek bir varlığı önkoşul olarak almak durumundadır. Bilincin bir edimi olarak her türlü bilmeden
önce varsayılan bu varlık, aslında ne varlıktır ne de bilgidir, o kendini öne koymadır, kendini bir şeye dönüştüren ve bütün varlık türlerinin zemini olan ilk ve temel iradedir. Çünkü salt düşünülür olan, tamamen zamanın dışındadır.
Kişileşen ve tinselleşen kötülüğe karşı koymak için, tinin ışığı insan kişiliğinde, Tanrı ile yaratılış arasındaki uyumu en yüksek düzeyde yeniden kurmak için bir aracı olarak ortaya çıkar. Kişisel olan yine kişisel olan tarafından iyileştirilebileceğinden, Tanrı insanlaşmalıdır ki, böylece insan Tanrıya dönebilsin. İyileşme - kurtuluş - , ancak zemin ile Tanrı arasındaki ilişkinin yeniden kurulması ile mümkündür.
Schelling, 1854
Çev. M.B. Albayrak.
Sizi esfeli safiline attık, ama, kabiliyet de verdik. - KURAN, KENDİ.
Allahın ipine sıkı sarılın. - KURAN, KENDİ.
Hiçbir yere sığmayan Allah, gerçek müminin kalbine sığar. - KURAN, KENDİ.
İnsanın iradesi canlı güçler arasındaki bağ olarak değerlendirilebilir, ve bu irade evrensel irade ile uyumlu olduğu sürece - samimi iman da diyebiliriz - , canlı güçler ilahi bir ölçüde ve dengede var olurlar. Ama, bireysel irade, asıl mekanı merkezden kenidini ayırır ayırmaz, güçler arasındaki bağ da ayrışır, bu bağın yerine, tikel irade kandi başına hüküm sürmeye başlar. Ancak bu irade, ilk iradenin yaptığı gibi güçleri bir araya getiremez ve bu nedenle birbirinden ayrılan güçlerden, arzu ve isteklerin hiddetli yoğunluğunda kendine özgü bir yaşam formu oluşturmak zorundadır. Bu ise, güçlerin ilk bağının , yani doğanın ilk zeminin, kötülüğün bile içinde devam etmesiyle mümkün olabilir. Ama yaşam, ilk koşullardaki gibi sahici olamayacağından, tekil bir şekilde oluşan yaşam, yanlıştır, yalanların yaşamıdır, huzursuzluğun ve yozlaşmanın arttığı bir yaşamdır.
Schelling, 1854
Çev. Mehmet Barış ALBAYRAK,
Evet Fransız İhtilali ile başlayan sen kimsinci sürecin kazandırdıkları bunlar, meraklısı son iki yüzelli yıllık Avrupa Tarihine, 80 sonrası ve özellikle 2000 ler, yakın dönem ülke tarihine dikkatli baksın, zihin açıcı bulacaktır, nereye doğru evrildiğine dair, tabii dökme süreci alabildiğine artarken, akışın tersine yüzebilen sayısı da hızla azalıyor, yani sınav en etkin döneminde, işini görüyor, top siz de ve kendi bekanız elinize bakıyor, ayrıca keyifde sizin, yapacaklarınızda özgürsünüz, süreniz bitene kadar, sonrası, orda anlaşılır hale gelecek, ve çözüm de yok. Artık herşey bireysel. Kolay gelsin.
Düzenin zeminindeki bu düzensizlik, şeylerin gerçekliğinin kavranılamayan temeli, hiçbir şekildi çözülemeyen
kalıntı gibidir, yani aklın en gayreti çabasıyla bile çözülemeyen, ebedi olarak zeminde kalan bir şeydir. Başlangıçtaki karanlık onların zorunlu içeriğidir. Yalnızca Tanrı saf ışık içinde var olur, çünkü yalnızca o kendisinden doğmuştur, insanın kibiri, zeminin bu kökenselliğine karşı çıkar ve arayışındaki büyük çabanın kaynağı, kendisini varoluşa yükselten o derin karanlığın bilincinden başka bir şey değildir. Tüm doğumlar, karanlıktan aydınlığa bir doğumdur, tohum toprağa gömülmeli ve karanlıkta gömülmelidir ki, böylece güneşte çok daha güzel şekil olarak kendini topraktan gün yüzüne çıkarabilsin.
Schelling, 1854
Tabii hakederse dünya ziyaretçisi insan adayları, işte dünya sınavı, ve eleme ondan var, kim bu katıksız aşkın, sevdanın fedailiğini yapacak, kim de cılkını çıkaracak tasnif yapılsın diye. Kolay gelsin.
Sadece insanlar ölür, diğerleri telef olur. - Heidegger, Alman Filozof, 1976
İrade, kökensel varlıktır ve varlığın tüm yüklemleri kendisine eklenir, yani nedensizlik, ebediyet, zamandan bağımsızlık, kendini olumlama. Tüm felsefenin çabası yalnızca bu en yüksek ifadeyi bulmaktır.
Schelling, 1854
İşte Kuranın rehberliği, pusulası bundan gereklidir, o en yüksek iradeyi kendi özgür iradene dahil ederek, artık farklılaşırsın, ama, kayıtsız şartsız, hiç su katmadan, o zaman sen de olumlanırsın, ve başarılysan zamandan bağımsızlığın da ne olduğunu öğrenirsin, sonsuzluk içindeki yerini de, yeryüzündeki yol haritanı da, her şey o
iradenin senin iradene kattıklarıyla daha gerçek hüviyetini kazanır, orda burda farklılık bilmez, yani bir görünümler serisi gerçeklike alışverişine başlar, bitti sandığın başlarken, işte başlıyoruz dediğin her şey de birer birer biter, bu yeni açınlama, açılım, kendiliğin bir harmanlamayla doruğa taşınan zaferidir, esenlik otabanında hiz yapmak artık o iradenin özgürleştirdiği senin mülkünün parçasıdır, alt, üst, ön, arka diye bir yön tayini mümkün görünmez, bütün yönler - bir - dir. Kolay gelsin.
İnsan zorunluluk içinde özgürdür, salt özgür olan Tanrıdır. - SPİNOZA, 17. Yüzyıl.
Özgürlüğün idealist kavramı, günümüzdeki yüksek felsefeyi ve özellikle de onun yüksek realizmini gerçek anlamda kutsamadır. Bu realizmi inceleyecek ya da onu benimseyecek olanlar, özgürlüğün onun en derindeki ön koşulu olduğunu düşünürse, onu ne kadar farklı bir ışıkta değerlendirir ve kavrar. Yalnızca özgürlüğü gerçekten tadan kişi, her şeyi özgürlükle kıyaslamaya, onu tüm evrene yayma özlemi duyar.
Schelling, Alman İdealist Filozof, 1854
Neyi kastediyor gerçek özgürlüğü tatmak derken, işte o, dünyadaki nadiir de raslansa aşkınlık yaşantısında ki,
evrene içkin dışardan, ve içerde kuşatan özgürlüğün yeryüzü provası, ipucu verir, ayrıldıktan sonra yaşayabileceklerin konusunda bir yaşantı bağışlar, haketmişsen, ve evrensel formu konusunda bilgilendirme
pratiğidir, ve zamana aynı şekilde dışına da yayılmış bir örüntünün soluk görüntüleri gibi,
Şiirler, şiirler ki, oranın silik fotoğrafları. - DAĞLARCA, 1940, henüz 25 yaşında, yani bilgiyle değil, yaşantıyla yazıyor, imkan tanınmış.
Bir amaçtır, dünyaya dahil oluş da kökenini burdan alır, süreçte tercihleri, ve tutumları, bir toplamın özeti olarak kendini ifşa edecek, toprağa düşüş, dünyadan sağ çıkabilmenin anahtarı olabileceği gibi, daha büyük bir çıkmaza da yuvarlanabilecekir, yani toprağa düşen tohum filizlenip, can bulabildiği gibi, çürüyüp gidebilir de bu fırsata kavuşamadan, bunun belirleyicisi dünya süreci, ve iradi davranışla durumu kesinleştirir, güdülerin attığı çelmelerde düşmemek, bir zamanlar işlevi olan iman paratöneriyle fırtınalarda savrulmadan yol alınabiliyordu, modern bu yapıyı yıkar, küçük bir alana kıstırır, bu aslında insana gidişin yoluna takoz koymakla eştir, çünkü yalnız, korunmasız güdüselliğe hapsedilen insan, seçimlerinde desteksiz kalır, çünkü bu kavramlar süs değildir, ama, beklemediğin şekilde süsleyebilir, tanınmaz hale de gelebilirsin, ve altın bir son fırsat da heba olur, bu çok övülerek medenileştik denilen olguların fos olduğu çok yeni uygulamarda bile görülüyor, tarih zaten örneklemede sıkıntı çektirmez, giderek şahsileşen bir dini olgu var artık, her şey kendinden ibaret, ve yaptıklarından, her zamanki süreçlerden çok daha zorlaşmış, ve aranılan adaylarda ikircikli, net olmayan tutumlar elemede öne çıkarak, bir atık üretme makinesi gibi çalışan bir dönemin kenarda bıraktıklarından olmak
çok kolaylaşmıştır, ve zor olan imani içselleştirme, ve uyumda gerçekliği odak yapmaktır.
algı
20.02.2024 - 00:25Herşeydir, gerçek hiçbir şey, gerçeğine ulaşmaya çalışmayanın da algı da önü kesilir, geçmiş olsun.
akıl
18.02.2024 - 17:14Tanrının aklı fikri ayrıdır, insanın ayrı, insanın aklı fikri, son tahlilde Tanrının aklı fikrine tabidir. - SPİNOZA, 17. Yüzyıl.
Yani, bir itirazın mı var.
cins olmak
18.02.2024 - 04:52Dünyanın yarısı karşı, karşına alma, karış.
yobaz
18.02.2024 - 04:38Az bilgiyle, çok inanır, hangi görüşte olduğunun önemi yoktur.
şimdi
15.02.2024 - 05:53Şimdinin güveni şimdiyle biter, kaç şimdin daha var, şimdiyle yiter.
kendini bilmek
14.02.2024 - 18:29Sen seni bil tabii, kimse bilmez ki seni, kim bilir.
isim
13.02.2024 - 16:31İsimsizin isim olması, isminin isimleşmesinden geçer, yoksa ismi olması isimsizi yalnız bırakır, isim içi doldurulması gereken bir boşluk halidir, tamamlayanda isimleşme.
varlık
13.02.2024 - 16:15Başka, başkalaşırken, başkası olarak ortaya çıkar, kalışı da başkalık gerektirir, dünyanın nedeni.
Muhakeme
07.02.2024 - 10:27Bilgisiz muhakeme eksik, ve sakat, muhakemesiz bilgiyi kaldır çöpe at.
kayıp
02.02.2024 - 08:28Her kayıp gerçek değildir, sana bağlı, her ölüm gibi. Keyif yaratmak, keyfilikten geçmez, sıkı bir içsel disiplin talep eder, dışarı aşılmaz, ama içerde mümkün, ondan sonra da dışarıya gerek kalmaz, dışarı dışarda kalır, senin yolun artık açıktır.
öte
26.01.2024 - 19:30Bir kırmızı güvercinler sürüsü düşüncenin yöresinde gürlüyor, bu sürgünde kendime bütün gökçe yazınların ölmez oyunlarını oynayabileceğim bir sahne kurdum. Duyulmamış zenginlikler gösterecektim size, geçmişini gözlüyorum bulduğunuz gömülerin, arkasından ne gelecek biliyorum. Eşsiz bir konutta koskoca yapıtımı tamamladım, yüce yalnızlığımı geçirdim orda, mayaladım kanımı. Ödevim bağışlandı, artık bunu düşünmemeli bile, öte dünyalığım ben gerçekten, göreceğim bir iş yok burada.
Rimbaud, Fransız Mistik ŞAİR, 1891, 36 yaşında öldü, işi kalmamış, sonra da facialar yüzyılı başladı.
görmek
25.01.2024 - 19:16Görmede çoktan ikamet eden hem dünyanın gösterisinde hem de varoluşumuzda işlev kazandıran bir anlamı vardır, özne deneyiminin niteliksel özelliğinin bize verilebilmesi için dünyanın bir gösteri , kişiye has bedenin de tarafsız bir zihin tarafından bilinen bir mekanizma olması gerekirdi.
Merleau PONTY, Fransız Filozof, 1961
Yaratır Allah gökleri ve yeri gerçek ile, cezalansın herkes diye, kendi yaptıklarıyla, çünkü haksızlık yapılmaz hiç kimseye. - KURAN, KENDİ.
mistik
24.01.2024 - 01:45Yazdırılan şiir de - şair - yoktur, yazılan şiir de, - şiir - .
apansız
23.01.2024 - 21:43Anlatılır gibi değil, - PLATON, 347, Antik Filozof,
Ve sonra, bu zahmetli hiçbiryerdelik içinde,
apansız o anlatılmaz yer.
RİLKE, Alman Mistik, 1926
Uğuldayan sessizlik bile yeter dese,
coşku sürmeli, herşey apaçık da beyan
edilse, bir ucu kapalı kalır.
Yalnız apansız açık kalır.
gökhan, 2005
Immanuel Kant
13.01.2024 - 22:16Numen, der, yani bllinemez, kuşkusuz öyle, ama, bildirir, neyi, haddini ve dönüşsüz, bilinemezliği bir ebedi girdaptır.
bireysel
10.01.2024 - 23:45Kötülük, yaratılışla ortaya çıkan tecelliye karşı zeminin tepkisiyle uyandıktan sonra, insan kendini ebedi biçimde bireyselliği ve bencilliği içinde kavrar, bu nedenle herkes kötülüğün karanlık ilkesiyle doğar, bu ilke ancak karşıtının ortaya çıkmasıyla öz bilince yükselse bile, bugünün insanı söz konusu olduğunda, ışık olarak iyilik, ancak ilahi bir dönüşümle karanlık ilkeden çıkıp gelişebilir.
Schelling, 1854
Çev. M.B.Albayrak.
edim
10.01.2024 - 23:39Ben, kendi eyleminin sonucudur, bilinç kendini koymadır. - Fichte, Alman Filozof, 1814
Öte yandan bu bilinç, Ben¹i algılama ya da onu anlama olarak anlaşıldığı ölçüde, birincil değildir ve tüm bilme edimleri gibi gerçek bir varlığı önkoşul olarak almak durumundadır. Bilincin bir edimi olarak her türlü bilmeden
önce varsayılan bu varlık, aslında ne varlıktır ne de bilgidir, o kendini öne koymadır, kendini bir şeye dönüştüren ve bütün varlık türlerinin zemini olan ilk ve temel iradedir. Çünkü salt düşünülür olan, tamamen zamanın dışındadır.
Schelling, 1854
kurtuluş
10.01.2024 - 23:30Kişileşen ve tinselleşen kötülüğe karşı koymak için, tinin ışığı insan kişiliğinde, Tanrı ile yaratılış arasındaki uyumu en yüksek düzeyde yeniden kurmak için bir aracı olarak ortaya çıkar. Kişisel olan yine kişisel olan tarafından iyileştirilebileceğinden, Tanrı insanlaşmalıdır ki, böylece insan Tanrıya dönebilsin. İyileşme - kurtuluş - , ancak zemin ile Tanrı arasındaki ilişkinin yeniden kurulması ile mümkündür.
Schelling, 1854
Çev. M.B. Albayrak.
Sizi esfeli safiline attık, ama, kabiliyet de verdik. - KURAN, KENDİ.
Allahın ipine sıkı sarılın. - KURAN, KENDİ.
Hiçbir yere sığmayan Allah, gerçek müminin kalbine sığar. - KURAN, KENDİ.
yozlaşma
10.01.2024 - 17:34İnsanın iradesi canlı güçler arasındaki bağ olarak değerlendirilebilir, ve bu irade evrensel irade ile uyumlu olduğu sürece - samimi iman da diyebiliriz - , canlı güçler ilahi bir ölçüde ve dengede var olurlar. Ama, bireysel irade, asıl mekanı merkezden kenidini ayırır ayırmaz, güçler arasındaki bağ da ayrışır, bu bağın yerine, tikel irade kandi başına hüküm sürmeye başlar. Ancak bu irade, ilk iradenin yaptığı gibi güçleri bir araya getiremez ve bu nedenle birbirinden ayrılan güçlerden, arzu ve isteklerin hiddetli yoğunluğunda kendine özgü bir yaşam formu oluşturmak zorundadır. Bu ise, güçlerin ilk bağının , yani doğanın ilk zeminin, kötülüğün bile içinde devam etmesiyle mümkün olabilir. Ama yaşam, ilk koşullardaki gibi sahici olamayacağından, tekil bir şekilde oluşan yaşam, yanlıştır, yalanların yaşamıdır, huzursuzluğun ve yozlaşmanın arttığı bir yaşamdır.
Schelling, 1854
Çev. Mehmet Barış ALBAYRAK,
Evet Fransız İhtilali ile başlayan sen kimsinci sürecin kazandırdıkları bunlar, meraklısı son iki yüzelli yıllık Avrupa Tarihine, 80 sonrası ve özellikle 2000 ler, yakın dönem ülke tarihine dikkatli baksın, zihin açıcı bulacaktır, nereye doğru evrildiğine dair, tabii dökme süreci alabildiğine artarken, akışın tersine yüzebilen sayısı da hızla azalıyor, yani sınav en etkin döneminde, işini görüyor, top siz de ve kendi bekanız elinize bakıyor, ayrıca keyifde sizin, yapacaklarınızda özgürsünüz, süreniz bitene kadar, sonrası, orda anlaşılır hale gelecek, ve çözüm de yok. Artık herşey bireysel. Kolay gelsin.
egemenlik
10.01.2024 - 16:35Düzenin zeminindeki bu düzensizlik, şeylerin gerçekliğinin kavranılamayan temeli, hiçbir şekildi çözülemeyen
kalıntı gibidir, yani aklın en gayreti çabasıyla bile çözülemeyen, ebedi olarak zeminde kalan bir şeydir. Başlangıçtaki karanlık onların zorunlu içeriğidir. Yalnızca Tanrı saf ışık içinde var olur, çünkü yalnızca o kendisinden doğmuştur, insanın kibiri, zeminin bu kökenselliğine karşı çıkar ve arayışındaki büyük çabanın kaynağı, kendisini varoluşa yükselten o derin karanlığın bilincinden başka bir şey değildir. Tüm doğumlar, karanlıktan aydınlığa bir doğumdur, tohum toprağa gömülmeli ve karanlıkta gömülmelidir ki, böylece güneşte çok daha güzel şekil olarak kendini topraktan gün yüzüne çıkarabilsin.
Schelling, 1854
Tabii hakederse dünya ziyaretçisi insan adayları, işte dünya sınavı, ve eleme ondan var, kim bu katıksız aşkın, sevdanın fedailiğini yapacak, kim de cılkını çıkaracak tasnif yapılsın diye. Kolay gelsin.
Sadece insanlar ölür, diğerleri telef olur. - Heidegger, Alman Filozof, 1976
irade
07.01.2024 - 17:31İrade, kökensel varlıktır ve varlığın tüm yüklemleri kendisine eklenir, yani nedensizlik, ebediyet, zamandan bağımsızlık, kendini olumlama. Tüm felsefenin çabası yalnızca bu en yüksek ifadeyi bulmaktır.
Schelling, 1854
İşte Kuranın rehberliği, pusulası bundan gereklidir, o en yüksek iradeyi kendi özgür iradene dahil ederek, artık farklılaşırsın, ama, kayıtsız şartsız, hiç su katmadan, o zaman sen de olumlanırsın, ve başarılysan zamandan bağımsızlığın da ne olduğunu öğrenirsin, sonsuzluk içindeki yerini de, yeryüzündeki yol haritanı da, her şey o
iradenin senin iradene kattıklarıyla daha gerçek hüviyetini kazanır, orda burda farklılık bilmez, yani bir görünümler serisi gerçeklike alışverişine başlar, bitti sandığın başlarken, işte başlıyoruz dediğin her şey de birer birer biter, bu yeni açınlama, açılım, kendiliğin bir harmanlamayla doruğa taşınan zaferidir, esenlik otabanında hiz yapmak artık o iradenin özgürleştirdiği senin mülkünün parçasıdır, alt, üst, ön, arka diye bir yön tayini mümkün görünmez, bütün yönler - bir - dir. Kolay gelsin.
özgürlük
07.01.2024 - 17:21İnsan zorunluluk içinde özgürdür, salt özgür olan Tanrıdır. - SPİNOZA, 17. Yüzyıl.
Özgürlüğün idealist kavramı, günümüzdeki yüksek felsefeyi ve özellikle de onun yüksek realizmini gerçek anlamda kutsamadır. Bu realizmi inceleyecek ya da onu benimseyecek olanlar, özgürlüğün onun en derindeki ön koşulu olduğunu düşünürse, onu ne kadar farklı bir ışıkta değerlendirir ve kavrar. Yalnızca özgürlüğü gerçekten tadan kişi, her şeyi özgürlükle kıyaslamaya, onu tüm evrene yayma özlemi duyar.
Schelling, Alman İdealist Filozof, 1854
Neyi kastediyor gerçek özgürlüğü tatmak derken, işte o, dünyadaki nadiir de raslansa aşkınlık yaşantısında ki,
evrene içkin dışardan, ve içerde kuşatan özgürlüğün yeryüzü provası, ipucu verir, ayrıldıktan sonra yaşayabileceklerin konusunda bir yaşantı bağışlar, haketmişsen, ve evrensel formu konusunda bilgilendirme
pratiğidir, ve zamana aynı şekilde dışına da yayılmış bir örüntünün soluk görüntüleri gibi,
Şiirler, şiirler ki, oranın silik fotoğrafları. - DAĞLARCA, 1940, henüz 25 yaşında, yani bilgiyle değil, yaşantıyla yazıyor, imkan tanınmış.
Güneşin alnında bekliyorum onları, başbaşa
verip düşünsek bir çözüm bulabilirdik belki,
ama, yaklaştırmıyorlar, dinlemiyorlar beni.
Turan, Mistik.
gibi.
insan
07.01.2024 - 06:25Bir amaçtır, dünyaya dahil oluş da kökenini burdan alır, süreçte tercihleri, ve tutumları, bir toplamın özeti olarak kendini ifşa edecek, toprağa düşüş, dünyadan sağ çıkabilmenin anahtarı olabileceği gibi, daha büyük bir çıkmaza da yuvarlanabilecekir, yani toprağa düşen tohum filizlenip, can bulabildiği gibi, çürüyüp gidebilir de bu fırsata kavuşamadan, bunun belirleyicisi dünya süreci, ve iradi davranışla durumu kesinleştirir, güdülerin attığı çelmelerde düşmemek, bir zamanlar işlevi olan iman paratöneriyle fırtınalarda savrulmadan yol alınabiliyordu, modern bu yapıyı yıkar, küçük bir alana kıstırır, bu aslında insana gidişin yoluna takoz koymakla eştir, çünkü yalnız, korunmasız güdüselliğe hapsedilen insan, seçimlerinde desteksiz kalır, çünkü bu kavramlar süs değildir, ama, beklemediğin şekilde süsleyebilir, tanınmaz hale de gelebilirsin, ve altın bir son fırsat da heba olur, bu çok övülerek medenileştik denilen olguların fos olduğu çok yeni uygulamarda bile görülüyor, tarih zaten örneklemede sıkıntı çektirmez, giderek şahsileşen bir dini olgu var artık, her şey kendinden ibaret, ve yaptıklarından, her zamanki süreçlerden çok daha zorlaşmış, ve aranılan adaylarda ikircikli, net olmayan tutumlar elemede öne çıkarak, bir atık üretme makinesi gibi çalışan bir dönemin kenarda bıraktıklarından olmak
çok kolaylaşmıştır, ve zor olan imani içselleştirme, ve uyumda gerçekliği odak yapmaktır.
yetenek
07.01.2024 - 04:38Yetenek ve zeka kimsenin vuramadığı hedefi vurur, deha ise kimsenin göremediği hedefi. - Arthur SCHOPENHAUER, Alman Filozof, 1860
Toplam 628 mesaj bulundu