Garibu gureba yelkovânın,gendinin bir gudümlük seyrü seferine mukâbil altmış tur ilen gendini harâbettiği vaziyetin namıdır ki akrebe ne desek azidir…
Heves ilen…
efenim kare kare anların biriktiği ve gayba kaydedildiği vakidir.lakin bu karelerin çalınması kaybolması üstüste eklenip kadayıf yapılması mümkin değilidir.ve bir de tasadduk edilmesi de mümkin değilidir ancak ve ancak hatalar mevcutudur ve iyi anlar bunlar da takdiredersiniz ki paylaşıldıkça çoğalırlar...
saygı ilen...
efendim genel itibariyle şahsımın uslubudur.birazdan bayramlık ağız açılıp ortaya inci-mercan saçılacağına dalalet eder.'haber verdim hazır olun kılıncımı kuşandım' demek idur.'belkim kalbiniz kırılur bunun önlemini aldım ben gayrısını siz düşünün' mesajudur
efendim aslı taha'yı yül den gelmekteidir.yani ki'daha eyyi yol'un öztürkçe söylenişidir.su yoluna fingirdeye kikirdeye revan olan genç kızların analarına yakalandıklarında komşu kadınların ana'yı aşkı şevklendirmek için sarfettikleri kelimedir...
hüzün ilen...
Efendim mâdem dar’ül elhân’ın mâzisi ifşâ oldu biz de gayrısını fâş eyleyelim dem ilen…
evveli ahir bu “çenesi ishale gark olmak”, “çenesini ishale gark eylemek” efendim özet ilen nedir sizin bu ishalden çektiğiniz, nedir alıp veremediğiniz? çok çekmekteyseniz yazalım bir cipro bir flagyl kurtaralım sultanımızı bu dertten…
sahih râvîlerden nakledildiğine göre; -ki yalan kadar yılan da geçmezdir bu ravilerin kapısının önünden- bu münevver okul nelere kadir değil idi ki…dermadem her dem kaşağı göründüyse cepten kaşımak gerekir tez elden ihtiyat ilen…
efendim gün gibi hatırlarım…seneler 1876’dan sonrasını gösterir idi.bahsetmişidim evvelen biçare bir kızcağızdan hani sulukulelizade Ahmet Mithat efendinin kapısını çalmış idir.efendim darül elhanın bu çalınan kapısı ozamanlar sulukuleye bakar idi malumunuz üzre :) haliyle o kapıdan sulukule eşrafından olmayan kimsenin girdiği pek vaki değilidi. Bendeniz kısa donla havz-ı serde gezer iken, bey babamın eteklerini çekiştirir kendisinden bir mecidiye ister gibi mızmızlanır idim ki bu şuh dilberi buldum karşımda. Efendim bu garibu gurebayı, zarifu zürefayı,merhamet sahibi bey babam evlatlığa kabul buyurdu ve akabinde bir tekme ilen papucumu dama uçurdu. Efendim hanımlar hep zaaftır biz zarafet timsali erkeklerde amenna! haliyle muhteris, fesat-ı kamil, kıskanc-ı biri haline geldikidi…
zembilli efendi de lâlezâra gülîzâra kendini adamış bir özge candır, lakin bi-edep, bi-ilim garibu gureba zârifu zûrefa cahilu cühela kesim eren babayı hakkıyla tanıyıp bilemez bahçevân sanırlaridi.
Bu alim zat bendenizin telef olmasına, melankolik nöbetlere garkolmasına göz yummamış; dizinin dibine oturtup bir kâmil insan yontmaya girişmidir.Allah ondan razı olsun…
Elbetteki arasıra lalezara gülizara teşrif buyurunca mevzubahis tûtî; hocam şahsında gizli, ilim deryasından bu biçareye de koklatır idi,bir gül ilen…gel zaman git zaman mekteb-i tababet bendenizdeki derun bilgiyi keşfedip bana gel demiş bu biçareyi görür görmez “yavrum sen şifahaneye geç,istirahat et” demişidir.efendim içimize(!) haset ve nifak tohumları bu sebeplerden düşmüşidir inşiyak ilen…
Daha evvel baktnız:”besle kargayı oysun gözünü”,”merhametten maraz doğar”
Efendim buyurulduğu gibi mektep mektep elimizde tasdikname dolaşmış değil iduk fekat tababette ve bilimum mekteplerde bir dikiş tutturamayan bu bî-çare gurebay-ı zûrefâr şuh dilber en son peder beyin dar’ül elhanında musîkiye muttâlî olmuş idir.sadâsındaki tizlik hasebiylen koskoca darül elhan hayli zor zamanlar geçirmiş ennihayetinde akordubozukzadelerden sagah efendinin işitmeyen-8.derecen sağır imiş- kulaklarından ziyade miyopi gözlerine hitâpetsin deyu adamcağızın başına sarılmışidir.
“Efendim, diyeceksiniz ki, peki neden yaptı bunları, neden iftira attı …neden bu acz-ü hiyânet..mazisini tarîfden de müstagnî olduğu üzere ne olabilir efendim, ne olabilir; sizi te’mîn eylerim ki kezâ ve kezâ kıskanıyordu Allah’ın gâribesi :) ”eywallahulâlem tefsiretmeden alıyorum efendim yakıştı sankim hikâyyemin tam da bu yerine izniniz ilen…
efendim madem ki “şapka düştü,kel göründü”bendeniz de kelliğimizi ve kelliğin müsebbibini faş eyledim ihtiyat ilen…
efendim bir rivayet”hiç keyfim yok uzun zamandır; iyiyim dersen anla yalandır,gülümseyişim zorlamamdır şarkılarım ağlamamdır”defterlerimden birinin köşesine sagah efendi tarafından not düşülmüşüdür.
Yine bir rivayet de:”bakıp bakıp resmine,türkü yakıp ismine dert ekleyip derdine…üzüldüğün şeye bak”tarafımdan bestenin ayağının değdiği her yere yazılmışidir.
Gel zaman git zaman seneler geçmiş bendeniz bir yağız delikanlı, o tuti dilber de bir yaşlı kadıncağız olmaklığın pençesinde şahsıma saldırmayı mübah görmiş idir.profil resminizden ilham ilen…
Muhabbet ilen :) …
Münâkaşa ilen…
Yâlân ilen dolân ilen…
Ey Oğul!
Kanma aşık sözüne elbet çoğu yalandır; inanmaz isen bak gönlüne her bir yanı talandır. Oğul sen yine de sevmekten vazgeçme; güzelin talanı bile hasandır!
efenim daha evvel tavsiyyeleimizi talim edip netice almamış olmanız pek ihtimal dahilinde değildir fekat bu kadder acziyet içerisinde olanlar var ise şayet; bir eşarp bir şal ve\veya bir mendilden parça kesip farenin kablosuna iliştirmeniz kablo yok ise sandaliye ve\veya masanın ayağına bağlayıvermeniz efdal olacak idir...
tavsiyye ilen...
efendim faili makyawelist olarak zikir edilir.
efendim abdurrahman çelebinin siyasetnamesinde 'inada itimad'dan sonra ekseriyyet ilen zikredilen kısımıdır.şahsımızın okuyup bildiği lakin pek bir itimadetmediği kitabıdır.lakin arada bir başvurduğumuz suçlamasını üstümüze atanlar yok değilidir.'her koyun kendi bacağından asılır' ibaresi siyasetnamenin 'koyun'fıkrasında zikredilmişidir.
ihtiyat ilen...
Efendim estağfirullah ilen izâh buyuralım…
Şapka inkılâbıylan bilimum â’ların şapkası başından çalınmış ve umûma dağıtılmışıdır.gün geçtikçe de â’nın şapkalı olduğu unutulmaktaıdır.tâ ki şahsımız â’nın şapkasını iade-i itibar niyyetiylen kendisine uzatmamız ve şapkalı a’dan ötürü öteki a evsâfına şapka çıkartmamız ve tahmininiz üzre şapkasız a’lara hediyye buyurmamız idir.nitekim bu sayede şapkalı a’yı yıllarıdır mahrum bıraktığımız ilgi alâka ve şefkâtin kazâsını yapmaktayız ıdır. kabûl olur inşallh-û âlem...
Yine aynı nezâketi; merhum î vü û hurufâtına da göstermekteyizidir.mesele aslında bu kadar bâsît idir.lâkin isteyen istediğini düşünmekte elbette hürüdür.ister düşünür ister düşür ister ise üşür. Efendim kirrâz mevsimine çok olduğundan henüz reng-i tenimiz afrikan milletinden ziyadesiylen uzak idir. Bir husûsî nokta ki şudur: mu'tedil iklimler bize pek ayak uyduramaz malumunuz anatolia four season ve haliyle dördünün de ardı sıra bir yıla sığışması mecburan “ayak”larını birbirine dolaştıracak ıdır.
Bir üstadımız bir bahsinde; ”kel başa şimşir tarak bu ayakları artık bırak”buyurmuş olup ziyadesiylen bu söz ilen şahsımıza ayak burkutmuşudur. Ehl-i heva ve hevestanın bize çelme takmasına gerek yokudur.
Efendim mübarek dedemiz aristo’dan da bir laf-ı gûzâf:”canlılar iki grubudur insan-u bitkiyy-i hayevanât ve çalular...ve evladım bir de insanlar iki grubudur ehl-i tabâbet ve gayrı’lar…”hülâsa-ı kelâm…
efenim
bir laf edersiniz bir sohbet meclisinde misalen leyli vü mecnunun muaşakası yahud nasreddin hocanın bir şakası olur mevzu, kenarın dilberi yahut bir hayal evinin bey bir şeyi tahattur eder, üzerine alınıp belki asabiyy-ül mizac olmaklığından ötürü öyle tantana eder ki kantara gelmez.
efenim bizim tarzımız bu ahval karşısında yarayı teşhis edip ahiren de yaraya tuz basmak şeklindedir. yarayı teşhir etmek bizim mesleğimizde ayıbın en büyüğü olup saklamak en birinci vazifemizidir.yara kimde olursa olsun yemin-i hipokrat ile kaimdir.
saygı ilen
efenim, kısmetini burada arayan beylerin efendi takılmak dışında göze kestirilen cins-i latifin yazılarının hemen tepesine yazı kondurmaları alaka çekmek için şarttır. bunu yapan türdeşlerimi dört gözle takip edip hedefe ulaşmak noktasında yakaladıkları başarıyı istatistiki olarak değerlendirdiğimi altını çiziktirerek ifşa eder yardımımdan ötürü beni kalben takdir etmenizi dilerim.
kısmet arayan bayanların biraz hanımefendi takılmaları, mazbut, mütedeyyin yazmaları, gerçek hayatlarında kendilerine edebli olmak hususunda söz verip üstüne yemin içtiklerini ve fakat sözü geçtim yemini bir türlü tutamadıklarından dolayı sık idrara çıkmak zorunda kaldıklarını kesinlikle ve kesinlikle iyi kamufle etmeleri, gözü istedikleri renge itina ile boyamaları tavsiyyesiylen.
efendim ne musikişinaslar yetişmiştir bu mümtaz okulda...
geçelim:
Efendim, evvelâ selika-mend olmaklığın zekâtını bilfiil deha-perver olmakla tediye eden sulukuleli Ahmet Mithat efendinin hayatı, zatı hakkındaki her türlü yalan vü iftirayı maharetle def’ü ref’ edecek kadar hayâ ve edeble müzeyyen idir.
bir gün; emr-i hak vaki olduğunda bir müzevirin dilinden düşen kelime adetince kabrine balbal dikilecek, kendisi her daim hayırhah olmaklığından ötürü iyilikle yad edilecektir.
Efendim, tarihi bilgilere kayda değer vesikalar incelenmek suretiyle vasıl olunur. Bu minval üzere hikâyemizi sağlam ravilerden duyup bilmişliğin huzuruyla nakletmek beni bahtiyar etmekte idir. Şüphe illetine duçar olmuş kerimelerimiz, kerimlerimiz şayet bizimle irtibata geçerler ise onları feyzimizle münevver kılmak bizim için vazifedir.
Efenim, karlı ve fekat birazdan bildireceğim hadiseden ötürü bir o kadar kârsız bir kış günü dâr-ül elhânın kapısı çalınıp açıldıkta görülür ki bir kız çocuğu. Şefkatle içeri buyur edilir ve üstadın huzuruna çıkarılır. Birkaç sual nihayetinde anlaşılır ki duhter-i biçarenin zihninin boş bir levhadan yedi farkı, seven kadar kırık çizgi. Efendi bir parça düşünür ve müşfik yanına söz geçiremeyip kızcağızı evlâd edinir.
Hayali hakikatin fevkinde, hiçbir yakin bilgiyle mahdut olamayan biçare, zamanla bu habîs derd ile ber-geşte bir hâlde mütemadiyen hezeyan ederek dâr-ül elhânı katıp katıştırmaya heveskâr olur.
Büyütüp de bu kıza ne edeb bildirebildiğini ne ilim tahsil ettirebildiğini gören sulukuleli biraz fikretmenin neticesinde savt-ı kavi ilen nida eyleyüb bu yetiştikçe bir afet olan, zurnanın zırt dediği yerde bir hıçkırığa müptela olub midesi genişlediğinden üçyüzotuzüç demeyi belleyen ol gamze-i caduyu huzuruna çağırmış evvelen ona zevc olarak fi-yakalızâdelerin küçük beyzâdesi agâh efendiyi takdim edecekken, nikahta küfüvün hayli mühim olduğu inancı ağır basmış ve onu akordubozukzâdelerden sâgâh efendiye layık görmüştür.
Ve fakat bir türlü derdine derman bulunamayan bestenigâr hatun pek çok zaman hayalinin hayırsızlığını bizzat ayan ederek bilhassa üstada aşk ilen şevk ilen savlet etmeyi kendine meşgale edinmişidir.
Bknz: merhametten maraz doğar
Evlenip, evlada karışmasına, efendinin eyyice ehtiyar olmasına mukabil yaşı da orta yaşa denk düşmesine rağmen endamından hiç fire vermemişidir. Teoman’ın gönülçelen’i bu hatun içün bestelediği kulağımıza çalınmışıdır.
Saygı ilen
baltık denizinde yaşayan bu balık keşide-kamet bir âdem-i korsana tutulmuşudur.onun gemisinde forsa olmak hülyalarını yıldızlamışıdır.gözleri kamaşıp kanlanmışıdır.derken bir gün maaile dolaşırken cemaat-i kara balık üzerlerine delikli bir örtü atılmışıdır.o günden beri küçük kara balıktan haber alınmamışıdır.
âh ilen
akrebin yolculuğu
17.01.2009 - 19:19Garibu gureba yelkovânın,gendinin bir gudümlük seyrü seferine mukâbil altmış tur ilen gendini harâbettiği vaziyetin namıdır ki akrebe ne desek azidir…
Heves ilen…
Tabutta Röveşata
17.01.2009 - 19:15bknz:laf söyledi bal kabağı...laf oldu beri geldi...dam başında saksağan...
moderatör
17.01.2009 - 19:14sanal alemde en çok sevdiğim ve saydığım şahsiyet!
saygı ilen ;)
uykusuz
17.01.2009 - 19:13birtakım kişi ve kişilerin hava atma vesilesidir.
bknz:insomnia
artistik patinaj
17.01.2009 - 11:18ekseriyyet ilen kısa etekli, kısa bacaklı ammavelakin güzel olurlar :)
sevda
17.01.2009 - 11:16efendim insan kendini kara demek için neden bu kadar kasar ki!
hayat
17.01.2009 - 11:12efenim kare kare anların biriktiği ve gayba kaydedildiği vakidir.lakin bu karelerin çalınması kaybolması üstüste eklenip kadayıf yapılması mümkin değilidir.ve bir de tasadduk edilmesi de mümkin değilidir ancak ve ancak hatalar mevcutudur ve iyi anlar bunlar da takdiredersiniz ki paylaşıldıkça çoğalırlar...
saygı ilen...
konuşmaya özür dileyerek başlamak
17.01.2009 - 10:56efendim genel itibariyle şahsımın uslubudur.birazdan bayramlık ağız açılıp ortaya inci-mercan saçılacağına dalalet eder.'haber verdim hazır olun kılıncımı kuşandım' demek idur.'belkim kalbiniz kırılur bunun önlemini aldım ben gayrısını siz düşünün' mesajudur
Çay
17.01.2009 - 10:53herkes yapamaz efendim kaçak çay ilen...
dem ilen...
Esefle Kınamak
17.01.2009 - 10:51efenim tababet fakültesi birinci sınıfında hocaların acemi oğlanlarla maytap geçtikleri kelimedir %0,9 NaCl ve sudan müteşekkildir.malumunuz esefle kınanmaz esefle yıkanır...
itina ilen...
tahammülfersâ
17.01.2009 - 10:47müşkülpesent kadder alakamı çeken kelime idir.
semantik ilen...
tahayyül
17.01.2009 - 10:46efendim aslı taha'yı yül den gelmekteidir.yani ki'daha eyyi yol'un öztürkçe söylenişidir.su yoluna fingirdeye kikirdeye revan olan genç kızların analarına yakalandıklarında komşu kadınların ana'yı aşkı şevklendirmek için sarfettikleri kelimedir...
hüzün ilen...
dâr'ül elhân
17.01.2009 - 10:35Efendim mâdem dar’ül elhân’ın mâzisi ifşâ oldu biz de gayrısını fâş eyleyelim dem ilen…
evveli ahir bu “çenesi ishale gark olmak”, “çenesini ishale gark eylemek” efendim özet ilen nedir sizin bu ishalden çektiğiniz, nedir alıp veremediğiniz? çok çekmekteyseniz yazalım bir cipro bir flagyl kurtaralım sultanımızı bu dertten…
sahih râvîlerden nakledildiğine göre; -ki yalan kadar yılan da geçmezdir bu ravilerin kapısının önünden- bu münevver okul nelere kadir değil idi ki…dermadem her dem kaşağı göründüyse cepten kaşımak gerekir tez elden ihtiyat ilen…
efendim gün gibi hatırlarım…seneler 1876’dan sonrasını gösterir idi.bahsetmişidim evvelen biçare bir kızcağızdan hani sulukulelizade Ahmet Mithat efendinin kapısını çalmış idir.efendim darül elhanın bu çalınan kapısı ozamanlar sulukuleye bakar idi malumunuz üzre :) haliyle o kapıdan sulukule eşrafından olmayan kimsenin girdiği pek vaki değilidi. Bendeniz kısa donla havz-ı serde gezer iken, bey babamın eteklerini çekiştirir kendisinden bir mecidiye ister gibi mızmızlanır idim ki bu şuh dilberi buldum karşımda. Efendim bu garibu gurebayı, zarifu zürefayı,merhamet sahibi bey babam evlatlığa kabul buyurdu ve akabinde bir tekme ilen papucumu dama uçurdu. Efendim hanımlar hep zaaftır biz zarafet timsali erkeklerde amenna! haliyle muhteris, fesat-ı kamil, kıskanc-ı biri haline geldikidi…
zembilli efendi de lâlezâra gülîzâra kendini adamış bir özge candır, lakin bi-edep, bi-ilim garibu gureba zârifu zûrefa cahilu cühela kesim eren babayı hakkıyla tanıyıp bilemez bahçevân sanırlaridi.
Bu alim zat bendenizin telef olmasına, melankolik nöbetlere garkolmasına göz yummamış; dizinin dibine oturtup bir kâmil insan yontmaya girişmidir.Allah ondan razı olsun…
Elbetteki arasıra lalezara gülizara teşrif buyurunca mevzubahis tûtî; hocam şahsında gizli, ilim deryasından bu biçareye de koklatır idi,bir gül ilen…gel zaman git zaman mekteb-i tababet bendenizdeki derun bilgiyi keşfedip bana gel demiş bu biçareyi görür görmez “yavrum sen şifahaneye geç,istirahat et” demişidir.efendim içimize(!) haset ve nifak tohumları bu sebeplerden düşmüşidir inşiyak ilen…
Daha evvel baktnız:”besle kargayı oysun gözünü”,”merhametten maraz doğar”
Efendim buyurulduğu gibi mektep mektep elimizde tasdikname dolaşmış değil iduk fekat tababette ve bilimum mekteplerde bir dikiş tutturamayan bu bî-çare gurebay-ı zûrefâr şuh dilber en son peder beyin dar’ül elhanında musîkiye muttâlî olmuş idir.sadâsındaki tizlik hasebiylen koskoca darül elhan hayli zor zamanlar geçirmiş ennihayetinde akordubozukzadelerden sagah efendinin işitmeyen-8.derecen sağır imiş- kulaklarından ziyade miyopi gözlerine hitâpetsin deyu adamcağızın başına sarılmışidir.
“Efendim, diyeceksiniz ki, peki neden yaptı bunları, neden iftira attı …neden bu acz-ü hiyânet..mazisini tarîfden de müstagnî olduğu üzere ne olabilir efendim, ne olabilir; sizi te’mîn eylerim ki kezâ ve kezâ kıskanıyordu Allah’ın gâribesi :) ”eywallahulâlem tefsiretmeden alıyorum efendim yakıştı sankim hikâyyemin tam da bu yerine izniniz ilen…
efendim madem ki “şapka düştü,kel göründü”bendeniz de kelliğimizi ve kelliğin müsebbibini faş eyledim ihtiyat ilen…
efendim bir rivayet”hiç keyfim yok uzun zamandır; iyiyim dersen anla yalandır,gülümseyişim zorlamamdır şarkılarım ağlamamdır”defterlerimden birinin köşesine sagah efendi tarafından not düşülmüşüdür.
Yine bir rivayet de:”bakıp bakıp resmine,türkü yakıp ismine dert ekleyip derdine…üzüldüğün şeye bak”tarafımdan bestenin ayağının değdiği her yere yazılmışidir.
Gel zaman git zaman seneler geçmiş bendeniz bir yağız delikanlı, o tuti dilber de bir yaşlı kadıncağız olmaklığın pençesinde şahsıma saldırmayı mübah görmiş idir.profil resminizden ilham ilen…
Muhabbet ilen :) …
Münâkaşa ilen…
Yâlân ilen dolân ilen…
aforizmalar
15.01.2009 - 00:48Ey Oğul!
Kanma aşık sözüne elbet çoğu yalandır; inanmaz isen bak gönlüne her bir yanı talandır. Oğul sen yine de sevmekten vazgeçme; güzelin talanı bile hasandır!
Fizanlı Necip
nedirde kısmet arayanlar
14.01.2009 - 22:41efenim daha evvel tavsiyyeleimizi talim edip netice almamış olmanız pek ihtimal dahilinde değildir fekat bu kadder acziyet içerisinde olanlar var ise şayet; bir eşarp bir şal ve\veya bir mendilden parça kesip farenin kablosuna iliştirmeniz kablo yok ise sandaliye ve\veya masanın ayağına bağlayıvermeniz efdal olacak idir...
tavsiyye ilen...
makyavelizm
14.01.2009 - 22:28efendim faili makyawelist olarak zikir edilir.
efendim abdurrahman çelebinin siyasetnamesinde 'inada itimad'dan sonra ekseriyyet ilen zikredilen kısımıdır.şahsımızın okuyup bildiği lakin pek bir itimadetmediği kitabıdır.lakin arada bir başvurduğumuz suçlamasını üstümüze atanlar yok değilidir.'her koyun kendi bacağından asılır' ibaresi siyasetnamenin 'koyun'fıkrasında zikredilmişidir.
ihtiyat ilen...
napolyon
14.01.2009 - 21:44efendim elbette ölmüşüdür kabride hayli aşağıya gömülmüşüdür bknz:aşşağıdakilerden ç\alıntı
Şapka Gitti Kel Göründü Diyen  harfi
14.01.2009 - 13:54Efendim estağfirullah ilen izâh buyuralım…
Şapka inkılâbıylan bilimum â’ların şapkası başından çalınmış ve umûma dağıtılmışıdır.gün geçtikçe de â’nın şapkalı olduğu unutulmaktaıdır.tâ ki şahsımız â’nın şapkasını iade-i itibar niyyetiylen kendisine uzatmamız ve şapkalı a’dan ötürü öteki a evsâfına şapka çıkartmamız ve tahmininiz üzre şapkasız a’lara hediyye buyurmamız idir.nitekim bu sayede şapkalı a’yı yıllarıdır mahrum bıraktığımız ilgi alâka ve şefkâtin kazâsını yapmaktayız ıdır. kabûl olur inşallh-û âlem...
Yine aynı nezâketi; merhum î vü û hurufâtına da göstermekteyizidir.mesele aslında bu kadar bâsît idir.lâkin isteyen istediğini düşünmekte elbette hürüdür.ister düşünür ister düşür ister ise üşür. Efendim kirrâz mevsimine çok olduğundan henüz reng-i tenimiz afrikan milletinden ziyadesiylen uzak idir. Bir husûsî nokta ki şudur: mu'tedil iklimler bize pek ayak uyduramaz malumunuz anatolia four season ve haliyle dördünün de ardı sıra bir yıla sığışması mecburan “ayak”larını birbirine dolaştıracak ıdır.
Bir üstadımız bir bahsinde; ”kel başa şimşir tarak bu ayakları artık bırak”buyurmuş olup ziyadesiylen bu söz ilen şahsımıza ayak burkutmuşudur. Ehl-i heva ve hevestanın bize çelme takmasına gerek yokudur.
Efendim mübarek dedemiz aristo’dan da bir laf-ı gûzâf:”canlılar iki grubudur insan-u bitkiyy-i hayevanât ve çalular...ve evladım bir de insanlar iki grubudur ehl-i tabâbet ve gayrı’lar…”hülâsa-ı kelâm…
İhtiyât ilen…
yarası olan gocunur
14.01.2009 - 13:50efenim
bir laf edersiniz bir sohbet meclisinde misalen leyli vü mecnunun muaşakası yahud nasreddin hocanın bir şakası olur mevzu, kenarın dilberi yahut bir hayal evinin bey bir şeyi tahattur eder, üzerine alınıp belki asabiyy-ül mizac olmaklığından ötürü öyle tantana eder ki kantara gelmez.
efenim bizim tarzımız bu ahval karşısında yarayı teşhis edip ahiren de yaraya tuz basmak şeklindedir. yarayı teşhir etmek bizim mesleğimizde ayıbın en büyüğü olup saklamak en birinci vazifemizidir.yara kimde olursa olsun yemin-i hipokrat ile kaimdir.
saygı ilen
Nedir'de meşhur olma yolları
14.01.2009 - 12:10efenim biz tarikatı menzili ayan olana beyan eyledik.
sevab ilen
nedirde kısmet arayanlar
14.01.2009 - 11:51efenim, kısmetini burada arayan beylerin efendi takılmak dışında göze kestirilen cins-i latifin yazılarının hemen tepesine yazı kondurmaları alaka çekmek için şarttır. bunu yapan türdeşlerimi dört gözle takip edip hedefe ulaşmak noktasında yakaladıkları başarıyı istatistiki olarak değerlendirdiğimi altını çiziktirerek ifşa eder yardımımdan ötürü beni kalben takdir etmenizi dilerim.
kısmet arayan bayanların biraz hanımefendi takılmaları, mazbut, mütedeyyin yazmaları, gerçek hayatlarında kendilerine edebli olmak hususunda söz verip üstüne yemin içtiklerini ve fakat sözü geçtim yemini bir türlü tutamadıklarından dolayı sık idrara çıkmak zorunda kaldıklarını kesinlikle ve kesinlikle iyi kamufle etmeleri, gözü istedikleri renge itina ile boyamaları tavsiyyesiylen.
bir şey deyil
dâr'ül elhân
14.01.2009 - 00:35efendim ne musikişinaslar yetişmiştir bu mümtaz okulda...
geçelim:
Efendim, evvelâ selika-mend olmaklığın zekâtını bilfiil deha-perver olmakla tediye eden sulukuleli Ahmet Mithat efendinin hayatı, zatı hakkındaki her türlü yalan vü iftirayı maharetle def’ü ref’ edecek kadar hayâ ve edeble müzeyyen idir.
bir gün; emr-i hak vaki olduğunda bir müzevirin dilinden düşen kelime adetince kabrine balbal dikilecek, kendisi her daim hayırhah olmaklığından ötürü iyilikle yad edilecektir.
Efendim, tarihi bilgilere kayda değer vesikalar incelenmek suretiyle vasıl olunur. Bu minval üzere hikâyemizi sağlam ravilerden duyup bilmişliğin huzuruyla nakletmek beni bahtiyar etmekte idir. Şüphe illetine duçar olmuş kerimelerimiz, kerimlerimiz şayet bizimle irtibata geçerler ise onları feyzimizle münevver kılmak bizim için vazifedir.
Efenim, karlı ve fekat birazdan bildireceğim hadiseden ötürü bir o kadar kârsız bir kış günü dâr-ül elhânın kapısı çalınıp açıldıkta görülür ki bir kız çocuğu. Şefkatle içeri buyur edilir ve üstadın huzuruna çıkarılır. Birkaç sual nihayetinde anlaşılır ki duhter-i biçarenin zihninin boş bir levhadan yedi farkı, seven kadar kırık çizgi. Efendi bir parça düşünür ve müşfik yanına söz geçiremeyip kızcağızı evlâd edinir.
Hayali hakikatin fevkinde, hiçbir yakin bilgiyle mahdut olamayan biçare, zamanla bu habîs derd ile ber-geşte bir hâlde mütemadiyen hezeyan ederek dâr-ül elhânı katıp katıştırmaya heveskâr olur.
Büyütüp de bu kıza ne edeb bildirebildiğini ne ilim tahsil ettirebildiğini gören sulukuleli biraz fikretmenin neticesinde savt-ı kavi ilen nida eyleyüb bu yetiştikçe bir afet olan, zurnanın zırt dediği yerde bir hıçkırığa müptela olub midesi genişlediğinden üçyüzotuzüç demeyi belleyen ol gamze-i caduyu huzuruna çağırmış evvelen ona zevc olarak fi-yakalızâdelerin küçük beyzâdesi agâh efendiyi takdim edecekken, nikahta küfüvün hayli mühim olduğu inancı ağır basmış ve onu akordubozukzâdelerden sâgâh efendiye layık görmüştür.
Ve fakat bir türlü derdine derman bulunamayan bestenigâr hatun pek çok zaman hayalinin hayırsızlığını bizzat ayan ederek bilhassa üstada aşk ilen şevk ilen savlet etmeyi kendine meşgale edinmişidir.
Bknz: merhametten maraz doğar
Evlenip, evlada karışmasına, efendinin eyyice ehtiyar olmasına mukabil yaşı da orta yaşa denk düşmesine rağmen endamından hiç fire vermemişidir. Teoman’ın gönülçelen’i bu hatun içün bestelediği kulağımıza çalınmışıdır.
Saygı ilen
aşk
13.01.2009 - 18:56'Bende yok sabru sükûn, sende vefadan zerre,
İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kerre'
Küçük Kara Balık
13.01.2009 - 14:29baltık denizinde yaşayan bu balık keşide-kamet bir âdem-i korsana tutulmuşudur.onun gemisinde forsa olmak hülyalarını yıldızlamışıdır.gözleri kamaşıp kanlanmışıdır.derken bir gün maaile dolaşırken cemaat-i kara balık üzerlerine delikli bir örtü atılmışıdır.o günden beri küçük kara balıktan haber alınmamışıdır.
âh ilen
Toplam 1020 mesaj bulundu