Yasın Muco Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • yalnızlık

    17.06.2006 - 22:35

    yanımda kımse olmadıgından degıl yalnızlıgım, yalnız oldugumu soyleyebılecegım kımse olmadıgı ıcın yalnzıım...

  • yalnızlık

    17.06.2006 - 22:31

    yanlizligim yollarima pusu kurmus beklemekte
    acilar gözlerini dikmis üstüme nöbette
    bekliyorum bekliyorum bekliyorum
    hadi gelin üstüme korkmu

  • hani

    17.06.2006 - 22:30

    tabu oynarken, anlatan insanin her kelimede agzindan cikan ilk kelime

  • hayat

    17.06.2006 - 22:27

    '... inanın: baştan başa aşk içinde geçen bir hayat yeryüzü kanunları bakımından uğursuz bir istisnadır. her çiçek solar, bütün büyük sevinçlerin ertesi günü kötüdür, ertesi günü varsa. gerçek hayat bir sıkıntılar geçididir; bunun canlı örneği taraçanın dibinde bitmiş olan ısırgan: güneş görmeksizin sapının üzerinde yemyeşil duruyor... '

    honore de balzac - vadideki zambak

  • hayat

    17.06.2006 - 22:26

    sevilse de, sevilmese de; ki$inin gercekten sahip oldugu tek $ey.

  • türev

    17.06.2006 - 22:16

    eğimin eşanlamlısıdır.bir dagdan ovaya inen en kisa yol.

  • bayrak

    17.06.2006 - 22:15

    'bayraklar, hükümetlerin insanların zihinlerini büzüp sarmalamak için ve daha sonra ölenleri gömerken tören örtüsü olarak kullanılan renkli kumaş parçalarıdır.'

    imza: arundhatı roy
    kaynak: sokaktaki insanın imparatorluk rehberi isimli son kitabı

  • bayrak

    17.06.2006 - 22:13

    arif nihat asyanın sağlam şiiri. milli bayramlarda ortamı canlandırmak için yanık sesli bir gence okutturulur ve kalabalığın coşuşu izlenir. şöyleki:

    ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
    kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
    işık ışık, dalga dalga bayrağım,
    senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
    sana benim gözümle bakmayanın
    mezarını kazacağım.
    seni selamlamadan uçan kuşun
    yuvasını bozacağım.
    dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
    gölgende bana da, bana da yer ver!
    sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
    yurda ay yıldızın ışığı yeter.
    savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
    kızıllığında ısındık,
    dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
    gölgene sığındık.
    ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
    barışın güvercini, savaşın kartalı...
    yüksek yerlerde açan çiçeğim;
    senin altında doğdum,
    senin dibinde öleceğim.

  • attila ilhan

    17.06.2006 - 22:11

    gençlik yılları karışık geçmiş; liseye başladığı ilk yılda polisle başı derde girmiş ama akıl hastanesinden alınan deli raporuyla paçayı kurtarmış, 16 yaşındayken de sevgilisinin mektuplarında solculuk iyidir gibi seyler söyler ve kıza nazımın siirlerini tavsiye eder (ki o yıllarda nazımın kitaplarını sahaflara sorduğunda kitapçılar “başına bela açarsın” diyip tavsiyelerde bulunmuşlar aramaması için) , bir gün kızın okulunda arama yaparlarken mektupları bulurlar, okulun mudiresi polise ihbar eder attila ilhan’ı ve 16 yaşındayken (lise öğrencisi olarak) ilk gözaltına alınan solcu olur

  • attila ilhan

    17.06.2006 - 22:10

    gecmi$teki edebiyatcilarin tüm ibneliklerini ortaya cikaran insan

  • cahil insanlar

    17.06.2006 - 22:08

    en korkulacak insan modeli. cahil sifatina eristigi konumda, fikir yuruttugu konuyla ilgili olarak aslinda dunyadan habersizdir, birsey bilmedigini de bilmedigi icin herseyi yapma ve soyleme gucune sahip oldugunu zanneder.

  • vazgeçmek

    17.06.2006 - 22:07

    vazgeçtikten hemen sonrasıdır asıl tuhaf olan. ki, çoğu zaman geriye dönüşü yoktur vazgeçişlerin. verilen onca emek bir yana, kursakta kalan hevestir, en çok can acıtan. bir rüzgara kapıldım, geçti gitti, denir ve eskiye dönülür. eski, eskiyse hala daha.

  • vazgeçmek

    17.06.2006 - 22:07

    'yapacağın bir şey yoksa* duracağın yeri bil'* durumunda yapılan

  • Terelelli

    17.06.2006 - 22:06

    çok aydınlık çok güzel yazıları olan
    dokundu mu da fena dokunan ] sevme beni/@terelelli temcik [ duygulandıran yazar.

  • gotik

    17.06.2006 - 22:04

    gothic, bir stilden cok icinde bulundugun atmosferin durumudur. icine kapali karamsar bir hava tasiyip herseyi grinin tonlari ve siyah gormek olarak nitelendirilebilir. melankoliktir birazda

  • uykuda sıçramak

    17.06.2006 - 22:02

    uçurumlara düşmeden tut elimi

  • denizin dibinde demirden evler

    17.06.2006 - 22:01

    burdur’dan antalya’ya doğru giderken yaklaşık 38 km. uzaklıkta bulunan arvallı, yeni adı ile bağsaray köyünde geçer hikaye.hikayeye göre hatçe isminde bir güzel kadın köyün meydanındaki duvarında çift oluklu pınar bulunan bir evde oturur. türküde sözü geçen pınar bu pınardır.hatçe güzel ve alımlı bir köy güzelidir. köyün çobanı hatça’ya gönlünü kaptırır. o da çobanı sever. ne var ki hatçe evlidir.. kader onları bir türlü bir araya getirmemiştir. her ne kadar olumsuzluklar çok olsa da aşklarına engel olamazlar ve bir zaman sonra birlikte kaçmaya karar verirler. çobanla birlikte kaçarak antalya’ya yerleşirler. yaklaşık 5 ay sonra yakın bir köyde (kayış) de buna benzer bir olay gerçekleşir ve ibrahim can isimli mahalli sanatçı bu türküyü yakar.

  • sagopa kajmer

    07.06.2006 - 23:35

    kesinlikle kimseye özenmeden, çalıp çırpmadan efendi gibi kendi çabasıyla ortaya birşeyler çıkartmaya çalışan bir müzisyen. sahtiyan gibi onun da yazdığı sözlerden boş bir adam olmadığı, okuma kültürüne ve hayal etme yeteneğine sahip olduğu anlaşılır. çok da melodik küfür eder kanımca.

  • isveç

    07.06.2006 - 23:33

    herkesin birbirine benzedigi,sarisin,kalkik burun ve mavi gozun dominant oldugu,eglenmeyi bilen insanlar ulkesi

  • Alphaville

    07.06.2006 - 23:28

    gencligimizde bizi 'japonya'da buyuk de ne demek' diye merak ettirmis super muzik yapan grup

  • pierre loti

    07.06.2006 - 23:24

    gece gitmek lazımdır pier lotiye... karanlık indiğinde daha bir güzel görünür istanbul...
    mekan* erken saatlerde kapansa da gecenin bir yarısı bile gittiğinizde bekçi arkadaş elinden geldiğince ağarlar sizi hatta çayını bile paylaşır... kısaca çalışanı da manzarası da güzel bir mekandır... şiddetle tavsiye edilir...

  • pierre loti

    07.06.2006 - 23:23

    asil adi julien viaud olan, bir denizci olarak ilk kez selanik'e oradan istanbul'a gelmis, oryantalist insan. kendisinin des enchantees, aziade gibi romanlari vardir. claude farrere'le* kankadirlar. turkl kadinlariyla dusup kalktigi, istanbul sosyetesince benimsenmesine ragmen * eyupe turk mahallesine yerlesmis, turkmus gibi yapmistir.* ayrica birinci cihan harbinden sonra turkiyeyi kendince savunmaya kalkmistir. ataturkun kendisine turk dostu veya benzeri bir nisan gonderdigi kayitlarda gecer. sonra ikinci dunya savasinin orataya cikmasi, fransizlardan kopusun kesinligi* onu entelijensiya arasinda az populer hatta unutulmus kilmistir. ama yakinda yky'den cikacak bir pierre loti antolojisinden anlayacagimiz uzere her donem seveni olmustur.

  • paulo coelho

    07.06.2006 - 23:21

    simyacı,beşinci dağ,piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım,veronika ölmek istiyor türkçeye çevrilmiş kitaplarıdır..okurken düşündürür,hayatı tekrar sorgulamamızı sağlar bu kitaplar.bi piedra fazla bişiy vermemişti bana.

  • yüreğinde büyümek

    07.06.2006 - 23:19

    yüregime ektim seni...

Toplam 548 mesaj bulundu