gökyüzünün törensel görünümünün sebebi en tehlikeli ay hali.
hafızalara kurt ulumalarıyla kazınmış doğa güzelliği. birçok şarkının, şiirin, kitabın konusu olmuş zaman. pagan kültürünün önemli bir öğesi.
they still celebrate under a full moon madness.
Aşkta en dayanılmaz şey hasrettir. Ama umudumuz varsa hasret de yaşanır hale gelir. Sevgiliye duyulan hasreti satırlara dökebilmek ise gerçekten çok özeldir. Bunu herkesin yapamadığını biliyoruz. Ama denemelisiniz. Sevgiliniz uzaktaysa ona mutlaka mektup yazın. Özleminizi, aşkınızı, sevdanızı anlatın. Onsuz neler yaptığınızı anlatın. Hayallerinizden, onunla olan geleceğinizden söz edin. Hasretin aşkınızı öldürmesini istemiyorsanız; bunları mutlaka yapın. Tıpkı Nazlı Lal Sezer gibi...
“ Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün her günkünden daha çok istedin yanımda olmanı... kolay değil, sensiz olmak, içinin yarısını boş tutmak. Kolay değil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin.
Sadece bu ayrılığın bir süreliğine oluşu teselli dolduruyor yüreğime. Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı...
Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı?
Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana.
Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende buluyorum seni.
Düşündükçe Nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir...
Bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim, yokluğunda yok olmaktan korkarak.
Yaşadığım acıları anlatırsa birileri sana, göz yaşlarınla yıka yaralarımı.
Bizi bekliyor Hacıkumru, saatçi yokuşu...
Seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocuğu.
Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine...”
Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister.
Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın
tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylubaşkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz
Niçin aşk?
Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir
şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?
Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.
Nedir şu aşk...?
Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne
olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, 'Aşık oldum' dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, 'Seni Seviyorum' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işteodur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya
calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu...
Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.! ! . Lütfen ona haksızlık etmeyin..
Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
SENİ SEVİYORUM...
Teori de mi, pratikte mi..?
SENİ SEVİYORUM...
Anlaşıldı tamam..!
SENİ SEVİYORUM...
Ne güzel... Seninle beraber iki kişi olduk...
SENİ SEVİYORUM...
Havalardandır, bana da oluyor bazen...
SENİ SEVİYORUM...
Ruh olarak mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Neden? Bende benim bilmediğim bir şeyler mi gördün..?
SENİ SEVİYORUM...
Çok hoş... Peki başka hünerlerin de var mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Beni bu işlere karıştırma ne olur..!
SENİ SEVİYORUM...
Üzülme zamanla geçer...
SENİ SEVİYORUM...
Hadi ya, çok ilginç... Ee, sonra..?
SENİ SEVİYORUM...
Ben de seni seviyorum... Ödeştik..!
SENİ SEVİYORUM...
Bu yeni parola mı..? Peki ben ne diyeceğim şimdi..!
SENİ SEVİYORUM...
Hayır izin vermiyorum... Bugün beni seven yarın kediyi, köpeği sever ben ciddi bir insanım..!
SENİ SEVİYORUM...
Blöfünü görüyorum, rest..!
SENİ SEVİYORUM...
Hemen soyun o zaman...
SENİ SEVİYORUM...
Gücün bana mı yetiyor, akranlarını sevsene...
SENİ SEVİYORUM...
Güzel... Peki başka çeşidin veya şuben var mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Sen uçmuşsun, ben artık ne desem boş...
SENİ SEVİYORUM...
Allah razı olsun...
SENİ SEVİYORUM...
Ömrünü, enerjini daha faydalı işler için harcasa be canım...
SENİ SEVİYORUM...
İyi de bunun sosyal güvencesi sigortası falan yok mu..?
SENİ SEVİYORUM...
Elinden başka bir halt gelmez ki zaten...
SENİ SEVİYORUM...
Ve utanmadan birde bunu yüzüme karşı söylüyorsun ha, yıkıl karşımdan...! ! !
Aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer alan ve doğan peri halkı. J.R.R. Tolkien tarafından modern edebiyata kazandırılmış ve fantastik kurgunun en popüler öğelerinden biri haline gelmişlerdir. Özellikleri olarak pek çok fantastik kurguda farklı rolleri ve değişiklikleri olsa da genelde uzun ömürlü/ölümsüz, çok güzel ve etkileyici, insanımsı boyutlarda, çevik, çabuk incinecekmiş gibi zarif bir halktırlar. Büyü sanatına ilgileri fazladır.
Yaşayış tarzları olarak genelde doğa ile iç içe ve gelişimini doğa ile bir bütün olarak sağlayan bir halktır. Sakin, gelenekçi, pasifist bir yaşantıları ve tutumları vardır.
Mükemmel güzellik gibi bir sembol oluşturabildikleri kadar(Orta Dünya) , sıradan ırk olarak da değerlendirilebilir(Unutulmuş Diyarlar
Lay beside me, tell me what they've done
Speak the words I wanna hear, to make my demons run
The door is locked now, but it's open if you're true
If you can understand the me, than I can understand the you
Lay beside me, under wicked sky
The black of day, dark of night, we share this paralyze
The door cracks open, but there's no sun shining through
Black heart scarring darker still, but there's no sun shining through
No, there's no sun shining through
No, there's no sun shining...
What I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you....
What I've felt, what I've known
Sick and tired, I stand alone
Could you be there, 'cause I'm the one who waits for you
Or are you unforgiven too?
Lay beside me, this won't hurt I swear
She loves me not, she loves me still, but she'll never love again
She lay beside me, But she'll be there when I'm gone
Black heart scarring darker still, yes she'll be there when I'm gone
Yes, she'll be there when I'm gone
Dead sure she'll be there...
What I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you....
What I've felt, what I've known
Sick and tired, I stand alone
Could you be there, 'cause I'm the one who waits for you
Or are you unforgiven too?
Lay beside me, tell me what I've done
The door is closed, so are you're eyes
But now I see the sun, now I see the sun
Yes now I see it
What I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you....
What I've felt, what I've known
Sick and tired, I stand alone
Could you be there, 'cause I'm the one who waits,
The one who waits for you....
Oh what I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you.... (So I dub thee
unforgiven....)
Oh, what I've felt....
Oh, what I've known....
I take this key (never free...)
And I bury it (never me...) in you
Because you're unforgiven too....
Never free....
Never me....
'Cause you're unforgiven too....
Oh
Karımı 1998 in sonbaharında kaybettim... Yedi senelik evliliğimizin iki
senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. Karim, her evlilik
yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, 'Bunlar bizim hayatimizin
gölgeleri' derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı.
97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok
sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık alacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece: 'Biliyorum' dedi. İzmir’e kar yağdığı gün, yani bir ay önce,evdeydim. Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir
harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim.
- A.
- R.
- K.
- A.
- S.
- I.
- N.
Gerisi için yılları yetmemişti. Ama sanırım 'Arkasına bak' yazmaya filan
niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra
bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. inanabiliyor musunuz, her
birinin arkasından bir mektup çıktı! Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu
sözler yazmıştı.
1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden su
sözler çıktı:
'14 Mart 1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı/ Söylemene
gerek yok, biliyorum...'
2002'deyiz. Onu kaybedeli 4, aldatalı 5 yıl oluyor.
İçim acıyor simdi.
Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor...
Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü; aşk sessiz, sevgi
dilsizdir...
Pembe küçük dudağını söyledi şarkımızı
İndi bahar Ankara'nın sisli yamaçlarına
İçli sesin ne kadar açtı gönülde sızı
Her gören ağladı, kalbini bağladı
Sapsarı saçlarına
Boşyere ağlama kalbini bağlama
Ankara kızlarına
Söyledim aşkımı ben, Ankara rüzgarına
Olmadı kaldı benim her hevisim yarına
Önce biraz gülecek, kalbe ümit kalacak
Gel diyecek gelmeyecek hepsini aldatacak
Sev diyecek sevmeyecek belki de ağlatacak
Her gören ağladı, kalbimi bağladı
Sapsarı saçlarına
Boşyere ağlama kalbini bağlama
Ankara kızlarına
Benım arkadasım....Hem deli dolu hem sakin olsun,cok konussun ama susmasinida bilsin,gözleriyle ne düsündügünü anlatsin sonra kafami sisirene kadar sohbet etsin,hakliysa bilmislik taslasin haksizsa yerinde oturup sussun,hem aglatsin hem güldürsün ama ...
dolunay
29.04.2006 - 21:29yakamoz büyücüsü
güneş taklitçisi
ay dedenin yeğeni
dolunay
29.04.2006 - 21:27gökyüzünün törensel görünümünün sebebi en tehlikeli ay hali.
hafızalara kurt ulumalarıyla kazınmış doğa güzelliği. birçok şarkının, şiirin, kitabın konusu olmuş zaman. pagan kültürünün önemli bir öğesi.
they still celebrate under a full moon madness.
dolunay
29.04.2006 - 21:26kelimenin asil kökü 'tolun ay'dan gelmektedir, zaman içerisinde yumuşayarak, hatta gay'leşerek dolunay olmuştur... kurtadamlari kurta dönüştüren mekanizmanin başlangicidir...
yahudi
29.04.2006 - 21:23israil
Jack Daniels
29.04.2006 - 21:22muhteşem bır tat
safranbolu
29.04.2006 - 21:21lokum
gıcık
29.04.2006 - 21:20yine oRtAm KıZıııIIIı :)
bazıları
29.04.2006 - 21:18üçüncü şahızlar
anı
29.04.2006 - 11:51kımılerı analarıyla hatırlanır, kımılerı anılarıyla....
umarım anılarıyla hatırlananlardan olursunuz
özlem
29.04.2006 - 11:42Aşkta en dayanılmaz şey hasrettir. Ama umudumuz varsa hasret de yaşanır hale gelir. Sevgiliye duyulan hasreti satırlara dökebilmek ise gerçekten çok özeldir. Bunu herkesin yapamadığını biliyoruz. Ama denemelisiniz. Sevgiliniz uzaktaysa ona mutlaka mektup yazın. Özleminizi, aşkınızı, sevdanızı anlatın. Onsuz neler yaptığınızı anlatın. Hayallerinizden, onunla olan geleceğinizden söz edin. Hasretin aşkınızı öldürmesini istemiyorsanız; bunları mutlaka yapın. Tıpkı Nazlı Lal Sezer gibi...
“ Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün her günkünden daha çok istedin yanımda olmanı... kolay değil, sensiz olmak, içinin yarısını boş tutmak. Kolay değil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin.
Sadece bu ayrılığın bir süreliğine oluşu teselli dolduruyor yüreğime. Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı...
Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı?
Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana.
Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende buluyorum seni.
Düşündükçe Nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir...
Bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim, yokluğunda yok olmaktan korkarak.
Yaşadığım acıları anlatırsa birileri sana, göz yaşlarınla yıka yaralarımı.
Bizi bekliyor Hacıkumru, saatçi yokuşu...
Seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocuğu.
Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine...”
aşk
29.04.2006 - 11:37Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister.
Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın
tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylubaşkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz
Niçin aşk?
Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir
şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?
Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.
Nedir şu aşk...?
Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne
olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, 'Aşık oldum' dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, 'Seni Seviyorum' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işteodur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya
calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu...
Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.! ! . Lütfen ona haksızlık etmeyin..
Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
seni seviyorum
29.04.2006 - 11:34SENİ SEVİYORUM...
Teori de mi, pratikte mi..?
SENİ SEVİYORUM...
Anlaşıldı tamam..!
SENİ SEVİYORUM...
Ne güzel... Seninle beraber iki kişi olduk...
SENİ SEVİYORUM...
Havalardandır, bana da oluyor bazen...
SENİ SEVİYORUM...
Ruh olarak mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Neden? Bende benim bilmediğim bir şeyler mi gördün..?
SENİ SEVİYORUM...
Çok hoş... Peki başka hünerlerin de var mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Beni bu işlere karıştırma ne olur..!
SENİ SEVİYORUM...
Üzülme zamanla geçer...
SENİ SEVİYORUM...
Hadi ya, çok ilginç... Ee, sonra..?
SENİ SEVİYORUM...
Ben de seni seviyorum... Ödeştik..!
SENİ SEVİYORUM...
Bu yeni parola mı..? Peki ben ne diyeceğim şimdi..!
SENİ SEVİYORUM...
Hayır izin vermiyorum... Bugün beni seven yarın kediyi, köpeği sever ben ciddi bir insanım..!
SENİ SEVİYORUM...
Blöfünü görüyorum, rest..!
SENİ SEVİYORUM...
Hemen soyun o zaman...
SENİ SEVİYORUM...
Gücün bana mı yetiyor, akranlarını sevsene...
SENİ SEVİYORUM...
Güzel... Peki başka çeşidin veya şuben var mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Sen uçmuşsun, ben artık ne desem boş...
SENİ SEVİYORUM...
Allah razı olsun...
SENİ SEVİYORUM...
Ömrünü, enerjini daha faydalı işler için harcasa be canım...
SENİ SEVİYORUM...
İyi de bunun sosyal güvencesi sigortası falan yok mu..?
SENİ SEVİYORUM...
Elinden başka bir halt gelmez ki zaten...
SENİ SEVİYORUM...
Ve utanmadan birde bunu yüzüme karşı söylüyorsun ha, yıkıl karşımdan...! ! !
elf
29.04.2006 - 00:33Aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer alan ve doğan peri halkı. J.R.R. Tolkien tarafından modern edebiyata kazandırılmış ve fantastik kurgunun en popüler öğelerinden biri haline gelmişlerdir. Özellikleri olarak pek çok fantastik kurguda farklı rolleri ve değişiklikleri olsa da genelde uzun ömürlü/ölümsüz, çok güzel ve etkileyici, insanımsı boyutlarda, çevik, çabuk incinecekmiş gibi zarif bir halktırlar. Büyü sanatına ilgileri fazladır.
Yaşayış tarzları olarak genelde doğa ile iç içe ve gelişimini doğa ile bir bütün olarak sağlayan bir halktır. Sakin, gelenekçi, pasifist bir yaşantıları ve tutumları vardır.
Mükemmel güzellik gibi bir sembol oluşturabildikleri kadar(Orta Dünya) , sıradan ırk olarak da değerlendirilebilir(Unutulmuş Diyarlar
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
29.04.2006 - 00:31guzel bır kıtap
metallica
29.04.2006 - 00:28The Unforgiven II
Lay beside me, tell me what they've done
Speak the words I wanna hear, to make my demons run
The door is locked now, but it's open if you're true
If you can understand the me, than I can understand the you
Lay beside me, under wicked sky
The black of day, dark of night, we share this paralyze
The door cracks open, but there's no sun shining through
Black heart scarring darker still, but there's no sun shining through
No, there's no sun shining through
No, there's no sun shining...
What I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you....
What I've felt, what I've known
Sick and tired, I stand alone
Could you be there, 'cause I'm the one who waits for you
Or are you unforgiven too?
Lay beside me, this won't hurt I swear
She loves me not, she loves me still, but she'll never love again
She lay beside me, But she'll be there when I'm gone
Black heart scarring darker still, yes she'll be there when I'm gone
Yes, she'll be there when I'm gone
Dead sure she'll be there...
What I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you....
What I've felt, what I've known
Sick and tired, I stand alone
Could you be there, 'cause I'm the one who waits for you
Or are you unforgiven too?
Lay beside me, tell me what I've done
The door is closed, so are you're eyes
But now I see the sun, now I see the sun
Yes now I see it
What I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you....
What I've felt, what I've known
Sick and tired, I stand alone
Could you be there, 'cause I'm the one who waits,
The one who waits for you....
Oh what I've felt, what I've known
Turn the pages, turn the stone
Behind the door, should I open it for you.... (So I dub thee
unforgiven....)
Oh, what I've felt....
Oh, what I've known....
I take this key (never free...)
And I bury it (never me...) in you
Because you're unforgiven too....
Never free....
Never me....
'Cause you're unforgiven too....
Oh
bahtiyar
29.04.2006 - 00:25diyarbakırlıymış
günah
28.04.2006 - 20:57kımın gunahı yok kı
seni kendime sakladım
28.04.2006 - 20:37ya benı kım sakladı.........
seni seviyorum
28.04.2006 - 20:29ÇERÇEVENİN ARKASINDAKİ MEKTUP...
Karımı 1998 in sonbaharında kaybettim... Yedi senelik evliliğimizin iki
senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. Karim, her evlilik
yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, 'Bunlar bizim hayatimizin
gölgeleri' derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı.
97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok
sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık alacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece: 'Biliyorum' dedi. İzmir’e kar yağdığı gün, yani bir ay önce,evdeydim. Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir
harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim.
- A.
- R.
- K.
- A.
- S.
- I.
- N.
Gerisi için yılları yetmemişti. Ama sanırım 'Arkasına bak' yazmaya filan
niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra
bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. inanabiliyor musunuz, her
birinin arkasından bir mektup çıktı! Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu
sözler yazmıştı.
1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden su
sözler çıktı:
'14 Mart 1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı/ Söylemene
gerek yok, biliyorum...'
2002'deyiz. Onu kaybedeli 4, aldatalı 5 yıl oluyor.
İçim acıyor simdi.
Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor...
Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü; aşk sessiz, sevgi
dilsizdir...
ankara
27.04.2006 - 21:49çankaya muhafız alayı senı asla unutamam...
ankara = cumhurbaşkanlığı muhafız alayı
ankara
27.04.2006 - 21:47Pembe küçük dudağını söyledi şarkımızı
İndi bahar Ankara'nın sisli yamaçlarına
İçli sesin ne kadar açtı gönülde sızı
Her gören ağladı, kalbini bağladı
Sapsarı saçlarına
Boşyere ağlama kalbini bağlama
Ankara kızlarına
Söyledim aşkımı ben, Ankara rüzgarına
Olmadı kaldı benim her hevisim yarına
Önce biraz gülecek, kalbe ümit kalacak
Gel diyecek gelmeyecek hepsini aldatacak
Sev diyecek sevmeyecek belki de ağlatacak
Her gören ağladı, kalbimi bağladı
Sapsarı saçlarına
Boşyere ağlama kalbini bağlama
Ankara kızlarına
yılmaz güney
27.04.2006 - 21:19jön
Ali Ekber Çiçek
27.04.2006 - 21:17allah rahmet eylesın..yasarken kıymetı bılınmeyen ustadlardan bırı...
rakı
26.04.2006 - 23:07doldur meyhanecı ıcelım guzelleselım :)
Toplam 548 mesaj bulundu