film oluruz
karemiz kıvrık ucundan
nabız gibi atsa da
netlik
seçilmez akışından
bir eski
sevdik
bir eski tanıdık gibi
geçmişe kilitlenir
geçmişe esaretli
film oluruz
kare kare değil
kenarı belirsiz yamuk cisimlerden
perdeye sığamayacak kadar dolu oluruz
taşarız
anı denen
zifiri renklilikten.
küller kalır ardımda
yangın olur düşler düşükler düşüşler
cenazelerin tütünü tüter
tütsü tütsü
sis oluruz duman oluruz üstünde
ey ulaşılmaz dokunulmaz şehirlerim
bu kadar yokken
ne kadar da benimle iç içe
dış dışasın
farkında değilsin ama
ne zamn gezsem hangi sokağında
ışıkların parıldarken samanyolumsu binalarında
kül kokarsın
avuç avuç
gönül kafa
zerre zerre
her karışında
içimde bir deli yok
içimde deliler koğuşu
her telden bir elektrik geçer
her telden
sigorta
kıvılcımıyla
havai fişeksi
geceyi
bayram yeri eyler
içimde
ne de güsel tımarhaneler
dibine kadar deli
tıklım tıklım dolu..
deli fişek..
üç noktalar
bombardımanda
hüznü
sözü
ve özü
yarın yakmış olacağım şu saniye ve bugünü
ellerim en keyfinde harfin
sözlerim en bulunmazında gezinir dillerin
se olacağım sonuna kada
kelimr olcağım
yazacağım satır satır
ardından
en çok varken
ençok bölünmüş
en çok paylaşılmışken
çoktan yok olmuş olacağım...
yeter
çok sıkıldım artık
dürüstsüzlüklerden,
sonra iç bayan tekrarlardan
ego hummalılardan
tariflerden; halbuki tarifi yokken..
kola kutusu şeklinde biçimlendirilmişliklerden
öff
sıkılıyorum
ne harfler var be lisanını sevdiğimin lisanında
ne sesler
ama ne kadar da daha çok söyleyememişlikler
konuşturamamışlıklar
27 değil
29 harften tek a' lık tepki duyamamışlıklar
kelime oluşturamamış
cümle olamamış
anlatamamışlıklar
off ki ne off
sıkıntıdan öteye gidemiyorsunuz ki
ötesi berisi can sıkıntısı
iç bulantısı
terk etmek istiyorum hepinizi
ne sıradanlıklar var be ifadesini sevdiğimin ifadesinde
ne ifadesizlikler var
ne kalıplandırılmışlıklar..
karton kutulara ambalajlandırılmışlıklar...
seyreyle alemi gözlerim:
kişilerin izdüşümleri...
kör müzisyenler dolanıyor fikrimin caddelerinde
yalancılar
aslında görüyorlar..
yeniyetmesi geliyor kulağında sessiz müziği
ve sessiz müziğinden boynuna ulaşan kablolar
plastik damarlarından kan akıyor
özgür sanıyor kendini ne kadar da çok
oysa dayatılar üzerinden yaşadığının ayırdına varamıyor bile
elele çiftler geliyor
birbilerine benziyorlar
kadın erkek seçilmiyor bazen
o kadar çok birbirlerine benziyorlar
tıpkı giyinmişler
ancak 'tıpkı' şeklinde adlandırılabiliyor imgemde
giyinidikleri
kişilik sanılan esvapları...
engelleyemiyorum..
selpakçı çocukları geliyor zihnimin
tinerci çocukları..
korkuyorum
gelecekten; gelemeyecek diye korkuyorum
gençler ah
en güzeli gençler
karnaval gibiler
renge kanıyorum onlarla...
kessem bileklerimi renk akacak biliyorum
delileri dolaşıyor caddenin
üstleri başları ele veriyor onları
ziller çalıyor caddelerimde
hayır ziller değil
kornalar
trafikler çalıyor
trafikler çalıyor ömrümüzden çok uzun saniyeler
zihnimin caddelerinden liseliler fışkırıyor
ders bitti herhalde
ders bitti hayat başladı
gülümsüyor caddelerim
o kadar gülmsüyor ki
gülümsemekten boğulmak üzere
sinirlerinin n' inci cihan harbinde
o da tıpkı yeniyetmelerim gibi ayırdında değil..
...
sakit nedir bilmiyorum..
caddelere soruyorum...
dönüyor...dönüyor..
duruşsuz
durumsuz
bir fırtına içimde
ellerim bora kokuyor
bakışlarımda rüzgarlanmış ifadeler
sesim uğultusuna karışıyor geçmişin
geçmiş
ne tatlı geçmiş
geçiyor
dilimden düşen her satır geçiyor..
rüzgarın sesi kulaklarımda
kulaklarım uğulduyor
hala firar hikayeleri yazıyorum
ceplerimden taşıyor sayfalrım
içlerimden akıyor
mavi siyah ebem kuşağı mürekkepler
içimde ıslanıyor
tüm hisler
tüm hikayeler
sessizlikler oluyorum
ardından
çok seslilikler
ve
duyusal sefillikler
hissizlikler oluyorum
çok hislilikler oluyorum
karıştırıyorum
seçemiyorum hangisi hangisi
gülüyorum geçiyorum kendime
o kadar kafaya takmaya
o kadar sorgulamaya değmiyorum
gülüyorum
dalga geçiyorum
bir deftere ani karalanmış yazılarımla yüzleşiyorum
ben figaronun düğünüyüm
sesim
çatallanmış
detone oluyorum..
ani geldi
çiçekler
sonra soluşlar aniydi
bir şarkının peşine ansızın düşüverdik
düştüğümüz yerden dizimiz dirseğimiz kanadı
gözyaşımız ani aktı yanağımızdan
saklayamadık
halbuki sevmezdik başkalarının yanında ağlamayı..
sonra sakınamadık da
geçmişimizi
çünkü geçmişti
ve engelleyememiştik
birden gülümseyiverdik
niçinini bilmeden
komik gelmişti çok şey
acı gelmişti çok şey
gülümseyişlerimizin önüne geçememiştik
ki
öldük
hem de çok öldük
o kadar çok öldük ki bir türlü ölemiyorduk
nasıl yaşamaya;
neresinden başladık anlayamadık
o kadar çok yaşadık ki bir türlü yaşayamıyorduk
zamansız yaşadık
saatlerimizi kırıp
başka çaremiz yoktu
bir kez öğrenmiştik takvimlerin üvey evladı olmayı
artık kanamazdık
mümkünü yoktu
inatlaşıyoruz
ağzımızda kafiyelerimiz yahut saniyelerimiz ;)
doluyoruz taşıyoruz be zaman
üstelik birbirimize inanmıyoruz
siliniyoruz
an an
yahut
ansız ansız..
suskunluk
28.09.2006 - 01:46mecburi suskunluğu kar tanelerinin
:(
zaman
22.09.2006 - 21:18zamanlar..
varı yoğu belirsiz..
kısıtlı zamanlar yaşıyoruz
tutsak tutan
hükmeden
kısıtlı zamanlar
kısıtlı varoluşlar
kısıtlı yokoluşlar..
mafya
21.09.2006 - 11:46film oluruz
karemiz kıvrık ucundan
nabız gibi atsa da
netlik
seçilmez akışından
bir eski
sevdik
bir eski tanıdık gibi
geçmişe kilitlenir
geçmişe esaretli
film oluruz
kare kare değil
kenarı belirsiz yamuk cisimlerden
perdeye sığamayacak kadar dolu oluruz
taşarız
anı denen
zifiri renklilikten.
neron
20.09.2006 - 22:53küller kalır ardımda
yangın olur düşler düşükler düşüşler
cenazelerin tütünü tüter
tütsü tütsü
sis oluruz duman oluruz üstünde
ey ulaşılmaz dokunulmaz şehirlerim
bu kadar yokken
ne kadar da benimle iç içe
dış dışasın
farkında değilsin ama
ne zamn gezsem hangi sokağında
ışıkların parıldarken samanyolumsu binalarında
kül kokarsın
avuç avuç
gönül kafa
zerre zerre
her karışında
içimde bir deli var
20.09.2006 - 22:49içimde bir deli yok
içimde deliler koğuşu
her telden bir elektrik geçer
her telden
sigorta
kıvılcımıyla
havai fişeksi
geceyi
bayram yeri eyler
içimde
ne de güsel tımarhaneler
dibine kadar deli
tıklım tıklım dolu..
içimde bir deli var
20.09.2006 - 22:47deli fişek..
üç noktalar
bombardımanda
hüznü
sözü
ve özü
yarın yakmış olacağım şu saniye ve bugünü
ellerim en keyfinde harfin
sözlerim en bulunmazında gezinir dillerin
se olacağım sonuna kada
kelimr olcağım
yazacağım satır satır
ardından
en çok varken
ençok bölünmüş
en çok paylaşılmışken
çoktan yok olmuş olacağım...
sakit
20.09.2006 - 18:53sessiz sakin yerine
sakit sakin
hımm
daha uyumlu oldu
ikiz gibi
ruh farkı var sadece
:P
Deli Ayten
20.09.2006 - 18:48ismim de ayten diil ki
ama geldiler yine
durup duruken
Hayret Bir Şey
20.09.2006 - 18:45olmasaydı eklemek isteyeceğim terim
dilimin son günlerdeki pelesengi..
tahammül
20.09.2006 - 18:36yeter
çok sıkıldım artık
dürüstsüzlüklerden,
sonra iç bayan tekrarlardan
ego hummalılardan
tariflerden; halbuki tarifi yokken..
kola kutusu şeklinde biçimlendirilmişliklerden
kaçak
20.09.2006 - 18:29hissediyorum
bir gün
çok ani olacak
çok sessiz belki,
belki çok şirretçe...
hissediyorum
olacak
bir gün
üstelik kimsesizce...
27 harfli Türkçe kelimeler
20.09.2006 - 18:21öff
sıkılıyorum
ne harfler var be lisanını sevdiğimin lisanında
ne sesler
ama ne kadar da daha çok söyleyememişlikler
konuşturamamışlıklar
27 değil
29 harften tek a' lık tepki duyamamışlıklar
kelime oluşturamamış
cümle olamamış
anlatamamışlıklar
off ki ne off
sıkıntıdan öteye gidemiyorsunuz ki
ötesi berisi can sıkıntısı
iç bulantısı
terk etmek istiyorum hepinizi
ne sıradanlıklar var be ifadesini sevdiğimin ifadesinde
ne ifadesizlikler var
ne kalıplandırılmışlıklar..
karton kutulara ambalajlandırılmışlıklar...
sözüm meclisten dışarı
20.09.2006 - 16:30sözüm meclisten içeri
çıkmak istemedi dışarı
sakit
20.09.2006 - 15:26seyreyle alemi gözlerim:
kişilerin izdüşümleri...
kör müzisyenler dolanıyor fikrimin caddelerinde
yalancılar
aslında görüyorlar..
yeniyetmesi geliyor kulağında sessiz müziği
ve sessiz müziğinden boynuna ulaşan kablolar
plastik damarlarından kan akıyor
özgür sanıyor kendini ne kadar da çok
oysa dayatılar üzerinden yaşadığının ayırdına varamıyor bile
elele çiftler geliyor
birbilerine benziyorlar
kadın erkek seçilmiyor bazen
o kadar çok birbirlerine benziyorlar
tıpkı giyinmişler
ancak 'tıpkı' şeklinde adlandırılabiliyor imgemde
giyinidikleri
kişilik sanılan esvapları...
engelleyemiyorum..
selpakçı çocukları geliyor zihnimin
tinerci çocukları..
korkuyorum
gelecekten; gelemeyecek diye korkuyorum
gençler ah
en güzeli gençler
karnaval gibiler
renge kanıyorum onlarla...
kessem bileklerimi renk akacak biliyorum
delileri dolaşıyor caddenin
üstleri başları ele veriyor onları
ziller çalıyor caddelerimde
hayır ziller değil
kornalar
trafikler çalıyor
trafikler çalıyor ömrümüzden çok uzun saniyeler
zihnimin caddelerinden liseliler fışkırıyor
ders bitti herhalde
ders bitti hayat başladı
gülümsüyor caddelerim
o kadar gülmsüyor ki
gülümsemekten boğulmak üzere
sinirlerinin n' inci cihan harbinde
o da tıpkı yeniyetmelerim gibi ayırdında değil..
...
sakit nedir bilmiyorum..
caddelere soruyorum...
kaos günlüğü
19.09.2006 - 23:51dönüyor...dönüyor..
duruşsuz
durumsuz
bir fırtına içimde
ellerim bora kokuyor
bakışlarımda rüzgarlanmış ifadeler
sesim uğultusuna karışıyor geçmişin
geçmiş
ne tatlı geçmiş
geçiyor
dilimden düşen her satır geçiyor..
rüzgarın sesi kulaklarımda
kulaklarım uğulduyor
firar
18.09.2006 - 22:38hala firar hikayeleri yazıyorum
ceplerimden taşıyor sayfalrım
içlerimden akıyor
mavi siyah ebem kuşağı mürekkepler
içimde ıslanıyor
tüm hisler
tüm hikayeler
sessizlikler oluyorum
ardından
çok seslilikler
ve
duyusal sefillikler
hissizlikler oluyorum
çok hislilikler oluyorum
karıştırıyorum
seçemiyorum hangisi hangisi
gülüyorum geçiyorum kendime
o kadar kafaya takmaya
o kadar sorgulamaya değmiyorum
gülüyorum
dalga geçiyorum
bir deftere ani karalanmış yazılarımla yüzleşiyorum
ben figaronun düğünüyüm
sesim
çatallanmış
detone oluyorum..
lise
18.09.2006 - 22:28bugüne yıldönümleri sığdırdım..
anılardan dem vurduk..
sonra...
;)
doğurmak
18.09.2006 - 13:12sene
yılda bir
şuan
doğurur beni...
ses
18.09.2006 - 03:02sessizliğe tahammülsüz
sesliliği kaldıramaz
bir haldeyim..
aynı anda
sessizlikler ve
sesler
içerisinde;
dışarısında
-yım..
zamansız
18.09.2006 - 02:51ani geldi
çiçekler
sonra soluşlar aniydi
bir şarkının peşine ansızın düşüverdik
düştüğümüz yerden dizimiz dirseğimiz kanadı
gözyaşımız ani aktı yanağımızdan
saklayamadık
halbuki sevmezdik başkalarının yanında ağlamayı..
sonra sakınamadık da
geçmişimizi
çünkü geçmişti
ve engelleyememiştik
birden gülümseyiverdik
niçinini bilmeden
komik gelmişti çok şey
acı gelmişti çok şey
gülümseyişlerimizin önüne geçememiştik
ki
öldük
hem de çok öldük
o kadar çok öldük ki bir türlü ölemiyorduk
nasıl yaşamaya;
neresinden başladık anlayamadık
o kadar çok yaşadık ki bir türlü yaşayamıyorduk
zamansız yaşadık
saatlerimizi kırıp
başka çaremiz yoktu
bir kez öğrenmiştik takvimlerin üvey evladı olmayı
artık kanamazdık
mümkünü yoktu
kimsesizlik
18.09.2006 - 02:44kimsesiz bir nedir
şu an..
zaman
18.09.2006 - 02:24zaman
suskunsun
üstelik yaşlanmış bir yalansın
zaman
yorgunsun
yine de
diş bilemketen geri durmuyorsun
halbuki yoksunsun
kendinden
ve
benden
zaman
18.09.2006 - 02:23inatlaşıyoruz
ağzımızda kafiyelerimiz yahut saniyelerimiz ;)
doluyoruz taşıyoruz be zaman
üstelik birbirimize inanmıyoruz
siliniyoruz
an an
yahut
ansız ansız..
ölüm
18.09.2006 - 02:04ölüm
ne garip renksin
senden kaçmak: sana kaçmak
kısacası:
yaşamak
Toplam 2281 mesaj bulundu