Bir Gün Mutlaka Adlı Üyenin Nedir Yazıları - ...

  • anlatmak

    23.07.2023 - 19:45


    Bu kaçıncı yalnızlık trenlerin ardında

    Bin pare olduğum kaçıncı bozgun

    Bir gün bu esrarlı hikâye biter

    Erzurum garında, banklar üstünde

    Kalem bana kızgın, kitaplar kızgın

    Hasret katar katar uzayıp gider

    İçimde bir figân her düdük sesi

    Her vagon efkârlı bir uzun hava

    Göçmen kuşlar hâlâ dönmedi geri

    Kurumuş, evlerin karanfilleri

    Ey Mona Lisa’nınkıskandığı el

    Sihrine bir defa dokunmak için

    Hep aynı şarkıyı söyleyip durdum

    Başımı umutsuz taşlara vurdum

    Vermedin bir siyah fotoğrafını

    Ya da bir hatıra parmaklarından

    Beni bir kaygısız kral mı sandın

    Hangi düşmanımın sözüne kandın

    Götür, senin olsun bütün ihtişam

    Gece mahkûmuna kalır mı akşam

    Erzurum garından ayrılıyorum

    Banklar mütereddit bakıyor ardım sıra

    Abdurrahman Gazi yokuşlarında

    Mecnun’la, Kerem’le buluşacağız

    Bu çaresiz derdi konuşacağız

    Yollar kıvrım kıvrım, çetin ve uzun

    Dağlar malihulya, dereler hüzün

    Takvimleri görmek istemiyorum

    Karanlığa dönmek istemiyorum

    Ey Mona Lisa’nınkıskandığı el

    Bu kar yığınları cehennemden mi

    Bu sokaklar mahşerden mi geliyor

    Gürcükapı ihtirası bilmezdi

    Altın kalpli zambakların

    Filizlendiği Taşmağazalar

    İlmek ilmek bileklerine

    Geçirmezdi nefret urganlarını

    Nerede dadaşın gür bıyıkları

    Aziziye neden böyle derbeder

    Solan renkler kimin, kaldırımlarda

    Ya bu Erzurum Erzurum değil

    Ya ben başkasıyım bu Erzurum’da

    Ey Mona Lisa’nın kıskandığı el

    Belki de o eski sinemalarda

    Hâlâ bir çin filmi oynamaktadır

    Çifteminareler mum ışığında

    Sonsuzluğa geçit aramaktadır

    Küskün çinileri Yâkutiye’nin

    Yine sessiz sessiz ağlamaktadır

    Issızlığa kurşun sıkan tabyalar

    Başına karalar bağlamaktadır

    Abdurrahman gazi yokuşlarında

    Ne Mecnun ve Kerem, Leyla ve Aslı

    Ne de Çin filminden kalan görüntü

    Alevli bir köpük sadece dünya

    Erzurum garına, banklar üstüne

    Dönüyorum çıplak ayaklarımla

    Yine kuşlar, yine rüzgâr ve yağmur

    Zavallı gözlerim kırmızı, mahmur

    Unutuyor sevda resimlerini

    Ey Mona Lisa’nınkıskandığı el

    O eşsiz, ebedî sıladan mahrum

    Şarkıları sana bırakıyorum

    N.Genç

  • müsvedde

    21.07.2023 - 01:25

    Saatler tam da bir hüznün merhabasına çevirmişken vakitleri.
    Kısa bir anımsama
    Sonra özlemek seni
    Şimdi özlemek
    Herhangi bir ülkesinde dünyanın
    Kimsesiz bırakılmış şehirler kadar öksüz …
    Döverken yıldırımlarıyla gökyüzünü
    Ve yağmurlarıyla sokaklarını Tanrı .
    Bir sokak köpeği gibi üşümüşlüğü kim umursarki ?


  • anlatmak

    20.07.2023 - 13:02

    I
    Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
    Nasırdan çektiği kadar;
    Hatta çirkin yaratıldığından bile
    O kadar müteessir değildi.
    Kundurası vurmadığı zamanlarda
    Anmazdı ama Allah'ın adını,
    Günahkâr da sayılmazdı.

    Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.

    II
    Mesele falan değildi öyle,
    To be or not to be kendisi için;
    Bir akşam uyudu;
    Uyanmayıverdi.
    Aldılar, götürdüler.
    Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
    Duysalar öldüğünü alacaklılar
    Haklarını helal ederler elbet.
    Alacağına gelince...
    Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.

    III
    Tüfeğini deppoya koydular,
    Esvabını başkasına verdiler.
    Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
    Ne matarasında dudaklarının izi;
    Öyle bir ruzigar ki,
    Kendi gitti,
    İsmi bile kalmadı yadigâr.
    Yalnız şu beyit kaldı,
    Kahve ocağında, el yazısıyla:
    "Ölüm Allah'ın emri,
    "Ayrılık olmasaydı."

    Orhan Veli..
    Ankara, Nisan 1938

  • anlatmak

    19.07.2023 - 00:14

    29 yasinda intihar ederek yasamina son veren Nilgün Marmara'nin birtakim yazi ve sirlerini birlestirdigimizde adeta bir dehlizin içinde hissediyoruz kendimizi. Bize, dönüp etrafa bakacak kadar bile bogluk birakmayan bir dehliz. Belki de, alternatif bir intihar mektubunu okutuyor bize.

    Bir seyden kaçıyorum bir seyden, kendimi bula miyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
    Kafatasimin içini, bir küçük huzur adina aynalarla kaplattim, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
    Panigini kukla yapmis hasta bir cocugum ben.
    Oyuncagi panik olan sayri yalnizlik kendi kendine nasil da eglenir.
    Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyor. Hep böyle mi bu?
    Azimsanmayacak kadar ölmüsüm!
    Azimsanamayacak denli ölüyüm!
    Geliyorlar, bu evde dogan yeni bir ölümü görmeye; kogarak düse kalka yuvarlanarak, sürünerek. Nasil olursa olsun; görmek için bu eski dostlarinin yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kivIlcimlarini?
    Geliyorlar!
    Uyuyan arzunun, düsün, imgelemenin, bellegin les kokularini duymaya geliyorlar. Ölüm sessizligi, toz ve küf kokan evden ayrildiktan sonra seviniyorlar canliyiz diye.
    Ben bir tehdidim onlar için çünkù bir varligm, cinssiz bir bebek, rolünü bulamamis, iyi ez berleyememis bir hayvan, her yöne savrulabilir,

    Neden büyüdünüz, genlestiniz, yayildiniz, gövdelerinizle, aletlerinizle, anlaklarinizla, asklarinizla, aglatilarinizla, güldürülerinizle, yüceliklerle, bayagilklarla.Yitecek, yitecek kumlarin dibinde. Bütün yazilanlar, yaçananlar deli gözüyle bakan ölü bir balk olacak, ölü bir denizin sayllabilir, sayilamaz kumlari içinde. Bir sevi/ölum denizinin, yasama yanilsamasi dibinde!
    Çikis yolu mu? Arka pencere hangi gezegene açtir?
    Baktigr yer yakin bir beyaz duvar.
    Hayatin neresinden dönülse kardir.
    Dönmek istiyorum.

    Ama sonrasi da beni çok ürkütüyor; binlerce binlerce düsüm, dilegim, gerçeklestirmek istedigim sey var.
    Dünyaya getirdim ben ölümü, kendimle. Kendimi istedigim kadar cok istedim ölümü.

  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)

    18.07.2023 - 09:08

    Halay sevmeyen Kürtler yargılansın…

  • anlatmak

    16.07.2023 - 22:51

    Beyaz bir buluttan birgün ansızın..
    Bir karanfil düştü parmaklarıma.
    Gözlerine kuşlar doldu bir kızın
    Elleri karıştı ırmaklarıma..

    Islak bir yürektir bende karanfil
    Ruhum, kokusunun dilencisidir..
    Haşim , bu bir alev damlası değil
    Büyük yangınların habercisidir..

    O kızıl bir deniz bense tenhayım
    Onda umut,bende yalnızlık büyür..
    Ne dünya sonsuzluk,ne ben dehayım,
    İçimde sadece şairler uyur..

    Bütün şiirleri söyleyen benim
    Bütün çiçeklerin adı Karanfil
    Her akşam bir yaprak olur kefenim
    Haşim, bu bir alev damlası değil.

    Nurullah Genç

  • Göç Mevsimi

    13.07.2023 - 00:51

    İki hasret arasında gelgitsin
    Yaşamla ölüm arasında?
    Sen ezelden beri
    Kayıp bir şiirin tutsağı.
    ?Hasretsin
    Biliyorum
    Yeni bir sevilmenin gölgesine.?
    Uzak sandığın bir umut
    Kirpiklerinin ucunda .?
    Bu kadar yakınlığa
    Neden uzaktan
    Bakmaktasın.

    Sen yine
    Kırılganlığın masum yüzü?
    Ve yolcusun
    Benden gitmeye sebepsiz?
    Çevirirken sessiz
    Ağlamalara yüzünü?
    Son bakışın
    Geçmeyen yaradır ?
    Gülüşlerimde.

    Ve
    Gidiyorsun şimdi ?
    Biliyorum düşeceksin
    Yine bir gece?
    Kanayan bir yaranın?
    Ağlayan bir çocuğun?
    Kanadı Kırık
    Bir kuşun yamacına?
    Zamansız elvedanın
    Yürek boğan ipinden
    Kurtarır belki bu selamım

    Beni Unutma …

  • şu an ne dinliyorum

    10.07.2023 - 23:22

    (Kalbim) eyvah beni artık anlamıyorsun
    Sanki Kendini Acımasızlıkla Cezalandırıyorsun…

  • anlatmak

    09.07.2023 - 22:13

    Bir gün gelir, “Tanrım!” diyemezsin artık.
    Toptan bir temizlik zamanıdır.
    Artık “Sevgilim!” diyemeyeceğin bir gün.
    Çünkü boşunalığı kanıtlanmıştır aşkın.
    Ve gözlerden yaş akmaz.
    Ve ancak kaba işlere yarar eller.
    Ve kuruyup kalır yürek.

    Kadınlar boşuna çalarlar kapını, açmazsın.
    Tek başınasındır, ışıklar söndürülmüş
    Ve karanlıkta parlar kocaman gözlerin.
    Belli ki acı çekmeyi bilmiyorsundur artık.
    Ve hiçbir şey istemiyorsundur dostlarından.

    Kimin umurunda yaşlanmak, yaşlılık nedir ki?
    dünyayı taşıyor omuzların
    Ve bir çocuğun elinden daha hafif dünya.
    Savaşlar, kıtlıklar evlerde aile kavgaları
    Hayatın sürüp gittiğini kanıtlıyor
    Ve kimsenin özgür olamayacağını.
    Bu gösteriyi acımasız bulanlar (o yufka
    Yürekliler)
    Ölmeyi yeğ tutacaklardır.
    Bir gün gelir ölüm de işe yaramaz.
    Bir gün gelir bir komut olur yaşamak.
    Yalnızca yaşamak, hiç kaçış olmadan.

    Carlos Drummond De Andrade

  • anlatmak

    09.07.2023 - 01:22

    Neydi Hidayet’i ölümüne mutsuz eden şey ya da şeyler?

    Hidayet yaşamın amacını sorguluyordu kendi kendine. Çevresine baktığında insanı mutsuzluğa sürükleyecek birçok neden buluyordu. Ülkesindeki yönetim, insanları etkilemişti. İyi bir gözlemci olan Hidayet yönetim mekanizması, insan, kültür, tarih ve çevre arasındaki ilişkileri tespit edip çözüm yolları aramaya çalıştı. Ama bu çabaları hep düş kırıklığıyla noktalandı.

    Hidayet’e göre insan her şeyi değiştirecek kadar güçlü değildir. Bu yüzden sahip olunanlara razı olunmalı ve durumu değiştirmeye kalkışılmamalıdır. Kaza ve kader denilen doğaötesi güçler bu çabaları yok eder ve insanları umutsuzluk girdabına atar ve nihayet intihara sürükler.

    Uzun ve kısa öykülerinin çoğu, bu umutsuzluk girdabına düşüp dünyada bulamadığı huzuru sessizlikler ve yokluk âleminde aramayı arzulayan insanların intihar girişimleri ile biter. Aslında bu öykülerin tümünde -hele hele Kör Baykuş, Diri Gömülen ve Üç Damla Kan trilojisinde- Hidayet kendini anlatır. Bu öyküler, onun intihar girişimlerinin yazılı provaları gibidir adeta.

    Kafka ile tanışması, dünyanın anlamsızlığı hakkındaki düşüncelerini bir bakıma kesin yargıya dönüştürmesine yol açar. “Sampinge” adlı öyküsü dünyanın ve yaşamın anlamsızlığı konusu etrafında cereyan eder ve intiharla noktalanır. “Aylak Köpek” adlı öyküsünde aynı konunun yanı sıra inziva yaşamını da tahlil eder başarılı bir şekilde. Başıboş bir köpeğin cismine ve zihnine giren yazar, insanların ruhlarına bakar ve onların uzlet köşesinde yok oluşlarını seyreder. Çare aramak için maziye döner, doğaya sığınır. Ama hiçbir taraftan ümit ışığı belirmeyince ölümü beklemeye koyulur. Bazen beklenilen ölüm kolayca gelivermez. Bu özleyişi Diri Gömülen’de çarpıcı bir biçimde işler.

    Hidayet’in kahramanları hiçbir varlıkla ilişki kuramazlar. Freudcu bir bakışla incelediği kimi kahramanları cinsel doyumsuzluklarını, ezilmişliklerini kendilerini ibadete verme gibi değişik alanlarda gidermeye çalışırlar. Ama bu da çare değildir. Aslında bu insanların yaptıkları tek iş, canlı cenazelerini o yana bu yana sürüklemektir. Daha güzel günlerin beklentisi yoktur onlarda. Bu yüzden uzaklarda, kayıp bir dünyada aramaya çalışırlar iç huzurunu, mutluluğu.

    Mehmet Kanar

    Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.

    Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları...Lâkin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. — Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir.

    ----
    Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Yeryüzünün, gökyüzünün güçlülerine avuç açanlar, yaltaklanmasını bilenler için.
    Sadık Hidayet

  • anlatmak

    08.07.2023 - 00:43

    Selim Işık tutunmamış değildir. Tutunmak istememiş de değildir. O elinden gelen her şeyi yapmış ama bir türlü insanların arasına karışamamış, onlardan biri olamamıştır. Her yaşam dönemecinde umutsuzca çırpınıp yeni tutamaklar aradıkça, hepsinin birer birer elinde patladığını görmüş ve bize de göstermiştir. Küçük burjuva yaşamının dayattığı ilişkilerin sahteliği, insanların çoğunun kaba ve vurdumduymaz oluşu, kimsenin kimseyi dinlemek ve anlamak için vakit bulamaması çocukluğundan beri çok yormuştur onu. Yaşamak ağır ve ağrılı bir oyun olmuştur artık onun için ve daha fazla acı çekmemesinin tek yolu gürültü yapmadan çekip gitmektir. Adına yakışır bir naiflikle, usulca… Turgut Özben’in, Günseli’nin, Süleyman Kargı’nın, hatta varlığı müphem Olric’in bile durumları kelimenin tam anlamıyla dramdır. Hepsi kendi iç çatışmalarında boğulup, Selim’in yarım hikâyesinde kendilerine kötü roller biçip, ebedi bir mutsuzluğa mahkûm olmuşlardır. Selim ise bütün bu olanlara bakıp sadece gülümser. Onun hikâyesi bitmiş, bizimki başlamıştır çünkü.

    Ali Lidar.

    “Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana?
    Birdenbire: "Buraya kadar!" dediler.
    Oysa bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, "daha önce haber vermiştik" derler. "Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik…"

    Kitaptan…

  • şu an ne dinliyorum

    07.07.2023 - 01:28

    Yağmurda gitme.
    İçimde bir sokak var,
    Seninle yürümediğim.
    Bir yolculuk var,
    Seninle daha gitmediğim.
    Gündüzler ve geceler var,
    Seninle daha geçirmediğim.
    Aşk sözleri var,
    Sana daha anlatmadığım.

    Mohammad GHOLİPOUR

  • Beni Affet

    04.07.2023 - 23:12


    dağlar sonra oynadı yerinden
    ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
    sen say ki
    yerin dibine geçti
    geçmeyesi sevdam
    ve ben seni sevdiğim zaman
    bu şehre yağmurlar yağdı
    yani ben seni sevdiğim zaman
    ayrılık kurşun kadar ağır
    gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
    yine de bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    Kaybetmek için erken,
    sevmek için çok geç

    A.H.Tanpınar

  • Birine Seslenin

    04.07.2023 - 01:05


    Şemsiye taşımak istemiyorum
    Islanmak daha güzelmiş
    Yitik kalbini arayan
    Bir şairin gözyaşlarıyla
    Yaktım sana dair isteklerimi
    Tutunmayacağım bulutlarına
    Avuçlamayacak yıldızlarını
    Gökkuşağına dokunmayacağım
    Ben Samanyolu bedevisiyim artık.

    N.Genç

  • anlatmak

    02.07.2023 - 21:38

    Sevgileri yarınlara bıraktınız
    Çekingen, tutuk, saygılı.
    Bütün yakınlarınız
    Sizi yanlış tanıdı.

    Bitmeyen işler yüzünden
    (Siz böyle olsun istemezdiniz)

    Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
    Kalbinizi dolduran duygular
    Kalbinizde kaldı.

    Siz geniş zamanlar umuyordunuz
    Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
    Geçeceği aklınıza gelmezdi.

    Gizli bahçenizde
    Açan çiçekler vardı,
    Gecelerde ve yalnız.
    Vermeye az buldunuz
    Yahut vakit olmadı.

    B.Necatigil

  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)

    30.06.2023 - 23:03

    Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

  • nasılsın

    26.06.2023 - 20:27

    Babamın derinden iç çekişi kadar hüzünlü
    bir akşamın gölgesindeyim şimdi.
    Koyup başıma dizlerine annemin
    Okşasın istiyorum saçlarımı…
    Belki diyorum belki parmak uçlarından dökülür acılarım…

    Kırdıkça kırıldığım
    Acıttıkça acıdığım…

    Sen Nasılsın ?

  • Birine Seslenin

    25.06.2023 - 10:55

    Bu ağıdı öldüğün için söylemiyorum
    Sen ölmedin Rüveyda; at vuruldu; ben öldüm
    Her hamlesi bir tabut şimdi bakışlarının
    Yıkayıp kefenledin; mehtabına gömüldüm
    Her iklime kanatlı bir haberci salsınlar
    Çağır âşıklarını; namazımı kılsınlar
    Duysun âlem ateşin dağı erittiğini
    Bu illetin taşları bile çürüttüğünüGün olur da, ayrılık yumağı çözülür mü
    Bergüzârım ayaklar altında ezilir mi
    Rüveyda, görür müyüm yeşil ufuklarını
    Seninle bir sonsuzluk bulur muyum Rüveyda
    Yoksa hep bu kabirde kalır mıyım Rüveyda..

    N.Genç

  • Birine Seslenin

    18.06.2023 - 18:52

    Yatağımın karşısında bir pencere var.
    Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde?
    Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım..

    Oğuz Atay , Tutunamayanlar

  • anlatmak

    14.06.2023 - 14:02

    Anadolu gibiydin, şarkı gibiydin öyle
    ümidimiz gibiydin birlikte hiç büyümemeye
    uzun bir iyilik gibiydin, bir 'Anakaraydın hepimize
    seni unuta unuta büyümek bile hatırlamak gibiydi
    durup durup insanları sanki kendilerinden çok
    sevdiğimiz yılları hatırlamak gibiydi, yalnızca
    bunu hatırlıyorum senden artık insanları değil
    insanları hatırlatacak hiçbir şey kalmadı son zamanlarda
    Hem olmasın da artık insanları hatırlatacak hiçbir şey
    insanları insanlarla hatırlamadıktan sonra
    kasabaları güvercinlerle, trenleri turnalarla
    ve anılan şehirlerle hatırlamadıktan sonra
    hayvanların suçu yok bunda, şehirlerin suçu yok
    evlerin de suçu yok bana kalırsa
    galiba her şey yerli yerinde de insanlar ortalık
    eskiymiş, bir dostu bulamasak gölgesini arardık
    şimdi gölgeler de insanlara benziyor
    yarısı karanlık, yarısı kiralık
    herkes içinde üç-beş yalnız besliyor
    herkesin gözü başkasının yalnızlığında
    bir 'çıt' yeterdi oysa bir insanla
    bir 'çıt', açılıp kapanmaya
    şimdi herkesin ortasında
    şimdi bir insanın ortasında
    çat çat çat
    çarpışan üç-beş yalnız
    üç-beş yaralısı var herkesin hayatında
    ve yalnızca bir cümlesi:
    Biz çok yalnızdık!
    Ve galiba yalnızlığın bol gelmesinden
    içimizdeki bu kalabalık
    öyle korktuk ki yalnızlığımızdan
    kimseye bırakmadık!

    H.Ergülen

  • Kent Şarkıları

    14.06.2023 - 00:04

    Şimdi sevgili ülkem
    Güzel günlere dair her umut
    Yıkık duvarlara dayanmış
    Bir ihtiyarın derin iç çekişidir sadece …
    Öyle geç kalınmış
    Öyle çaresiz …

  • nasılsın

    12.06.2023 - 22:48

    Ve şimdi uzakta
    Çok uzakta ışıklarına hasretle baktığım
    Gecekondu penceresiyim .

    Sen
    O şehrin en ışıklı penceresi

    Sen nasılsın …?


  • Birine Seslenin

    08.06.2023 - 00:19

    Ben rüzgâr değilim, dokunmam çiçeklere
    Ben kara parmaklı insan değilim
    Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar
    Bilemezsin, hayal akşamlarında
    Renklerini kuşatan
    Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün

    Ben boşluğa üfleyen cellat değilim
    Karayele verdim ayaklarımı
    Söyle bana, eceli kim tutar perçeminden
    Hangi ölü bilmez nereye gittiğini
    Sen miydin o mehpâre, o memnû, o dilruba
    Söyle bana hindiba

    Sen nasıl bu kadar bulut gülmesi
    Sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi
    Sen nasıl bu kadar pencere önü
    Sen nasıl bu kadar gök gürlemesi

    N.Genç

  • şu an ne dinliyorum

    04.06.2023 - 01:52

    Ben ölsem be anacığım
    Nem var ki sana kalacak
    Ceketimi kasap alacak,
    Pardösömü bakkal
    Borcuma mahsuben...
    Ya aşklarım
    Ya şiirlerim ne olacak
    Ya sen ele güne karşı
    Nasıl bakacaksın insan yüzüne
    Hülasa anacığım
    Ne ambarda darım
    Ne evde karım var.
    Çıplak doğurdun beni
    Çıplak gideceğim

    Rüştü Onur …

Toplam 207 mesaj bulundu