Selahattin Yetgin Adlı Antoloji.com Üyesinin ...

Bir düş vardı elinde uzaklara dair
Sonsuz yollarda kaybolurdun da
Masal olup yok olmazdın dillerden
Gitmeliyim derdin camdaki buğuya
Kalemin karanfil kokardı akşamüstlerinde
Saçların da böğürtlen taneleri saklıydı
Çektiğin resmi bilmeden
Kendini çizerdin belki de bir vakit
Elinde düş ...

İçimizdeki o yoksul adımların göz kristallerini hayata serptikçe bir şiir olarak eser rüzgar yüreğimize. Avuçlarımızdaki Yaban acılar gül olur ve bir aşk köşesinde hayranını bulur. Sızılar birikir ceplerimizde her bahar, gül dala vurgun, bülbül dalın kölesi olur...
Tebrikler.

Dolu dolu bir anlatıydı.
Tebriklerimle.

Yürek ağrılarımızın kanlı patikalarından geçerken geceler çekeriz üzerimize, gün dökülüşlerinin girdaplarından bedenimizi uzak tutarak. Hayat, ağrılı bir keman yayıdır, her tını aslında kendi musikisinin dermanıdır ve biz aynalar ararız düşlerimize, titrek ellerimizle bedenimize sürdüğümüz şiirlerin ...

Gönülden Tebriklerimle.
Yüreğiniz susmasın.

Gönlümüzün kıyılarına içsel öfkelerini bırakan anların hüzünlü ağlayışlarıyla silkeleriz ıslanan saçlarımızı, toprak sevinçli bir nidayla yüzümüze gülümser. Korkak adımlarla arşınlarız hayatı, ömür dediğin şey hızla gelip geçer.Çığlıklar ekili ovaları kucaklarız o an, aşkın başakları güneşi koynunda ...

Kıyılmış mutlulukların penceresinden hayatı izlerken gözündeki damlalar düşer toprağa. En sorgulu anların tetiğini okşarken el, bir suçluluk duygusu yapışır insana. Geri dönüşü yoktur yaşananların. Bu yüzden kaybedilmiş oyunların sahnesidir yaşam. Dün ve bugün birbirinin açığını gözleyen düşman bakı ...

O an bitimsizdi işte
İstediği kadar sarıldı
İstediği kadar öptü hasretle
Gözlerinin en derinine bakıp
Kana kana içti nefesini
‘’Yanmak işte bu! ’’ dedi yüreğinin eşkıyasına
Vuslatına yanarken,
Bitmemiş şiirleri gibi sımsıkı sarıldı kadınına.

...............
Hazanlar serptiğimiz ...

Bahanesiz bir moladır aslında yalnızlığımız, öfkeli düşünüşlerin tarumar hırsıyla hayat destelerini karar, fallar açarız günden güne kısalan ömür denilen hengâmeye. Bir rüzgâr ardından yeli, onun ardından karayeli getirir ve bu yüzden yağmur en arınmış yenilenişlerin sahnesidir. Kırık gönüller mutla ...

Utan, Türkçe öğretmenler ağlıyor
Anadili dersi unutuluyor
Boşuna aydınların dava sürüyor
Kendi elimizde Türklük ölüyor
...........
Özümüzü kaybedeli sözümüz de duyulmaz oldu. O utanç duvarlarına birkaç satır söz olabilsek böyle olmazdı çok şey.
Kutlarım içtenlikle.

Bugün içimde her şey öldü
Her şey sana sitem doğurdu
Hayat dayanağım olmuştun
Nasıl benim katilim oldun

Bugün içimde her şey öldü
Her şey yavaş yavaş çözüldü
Seni gözümde büyütmüştüm
Aslında kendini öldürdün
.............
Ölümsüz düşünüşlerin dualarından fışkıran cemreler gibi yeni ...

Gönül damlalarınızı yürekten kutlarım.
Ruhunuzdan kopup gelen güzelliklere tebriklerimle.

Hangi ıssız kıyıda
Hangi düştüğü dalgada
Hangi süzülen damlada kırılıyordu ay ışığı…
Hangi ahtapot kollarda tükeniyordu umut?
Aşk hangi sularda…

Bağışla
Cevabını bilmediğim bir soru daha
Bakınca neva makamında konuşan gözlerine
.........


Gündoğumlarının alaca sancıları bitmede ...

O içimizin suskun atlası dile gelse, kanasa mor düşünüşlerimiz içimizin pul pul coğrafyasında masumane düşlerimizle. Bir el olsa alsa avuçlarımızı yeniden, kaybolsak bir ulu gövdenin dik dallarında, sarılsak tükenmiş bir ömre, sevda yüklü gemiler gibi, gitsek çok uzaklara...
Kutlarım İnci hanım.
S ...

Sakınırdım kötü sözden,
Yalan yere gülen gözden,
Ar perdesi yırtık yüzden,
Felek bana hicap biçti.
............
Yürek dizelerinize içten tebriklerimle.

Aşk her yürekte bir başka gelir menekşem biçime
Dalga dalga kök saldın karanfil çiçeğim bak içime
Rabbimiz getirmesin yollarımızın ayrıldığı seçime
Gitme yalınayak düşeceğim uçuruma aldırmadan
..............
Yürek damlalarınıza içten tebriklerimle.
Şiirce...

Tükendim; vazgeçtim, sevmekten.
Sevmelerim galip bana, yenilgiler hatıra,
Ağlar seni anlatırlar bana,
Ben ayaz kalırım ortalarda.
O sevmeler,
O aşklar,
Yalan sözler.
Yenildim seni senle yaşarken kaybetmekten.
Arlandım mağlup olmaktan.
Yırtındım sana istediğin aşk şiirlerini yazıp, ...

Sonum olur bu ayrılık dedim de inanmadın,
Bu masaldı böyle geldi böyle sürer sandın,
Ben içerden kanarken sen dışıma aldandın,
Yüreğimde acımdın cananım dın canımı aldın,
.............
Ne güzel bir anlatıydı.
Kutladım Yaban Gülü...

Üç fidan yetişmiş gönül bağında,
Sevdiği olmamış sarsın ağında,
Gezip eğlenmemiş gençlik çağında,
Derdi ağır gelmiş bıkmış Fadime,
................
Gönül pınarlarından dillere dökülen bir yaşam öyküsü. Bir ıslık gibi hitleşebilir, içsel bir durulmayla sarıp sarmalanabilir.
Tebrikler.

Yaşamla sobeleştiğimiz anlardan geriye kalan bazen elim/sende, bazen de kör/ebe'dir. Her yakalanış aştır ve her ayrılık sevdaya el sallamaktır. Gönül dumurlandıkça ve yürek kanadıkça delirir şiirler, söz dinlemez olur içimizdeki kelimeler. Susar bazen an, kırılır damarda ar ve tükenir ahir güneşlerl ...

Merhaba Şükrü bey. Öncelikle haklı tespitleriniz için teşekkür ederim ve ilginiz için sevgilerimi sunarım.
Söylediğiniz gibi, şiirdeki / işaretlerinin şiirin genel yapısına, akustiğine ve kişiliğine anlamsızlık yükleyebileceğini biliyorum. Fakat şair ile şiir arasındaki özel dünyayı ve hitap ettiği ...

Şiir sularından mutluluk adasına attığınız kulaçlar yormasın dilerim yüreğinizi.
İçten ve samimi dizelerdi.
Sevgilerimle.

Kesitlerle sunumlu bir hayatın tam orta yerinde perdeler ararız, gönlümüzdeki haylaz oyunları oynamak için. Hayat çağırır bizi kollarına, ağlarız gözyaşlarımızı dosta düşmana göstermeden ve kifayetsiz şiirler dökülür dilimizden/bir sorgunun cevaplarını günlüklerimize yazarken.
Kutladım.

Yapışkan bir uğultuyla saf tutarız yangına/helalsiz ayrılıkların zemherilerinde ellerimizi üşütmek için. Yansın istedikçe avuçlarımızı yürek üşür, üşüdükçe bir ömrün kayıp kentlerini ararız/ölümlerle çevrili bir mezarlığın tam ortasında...
Kutlarım Zeynep hanım.