Aşk Olsun Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antolo ...

  • serbest kürsü

    30.03.2018 - 08:50

    bu şehirden bu ülkeden bu evrenden gitmeni engelleyemem belki ama bu kürsüden gitmeni engellemek isterdim. sen bu kürsüye çok yakışıyorsun. günaydın güzel kürsüm.

  • serbest kürsü

    30.03.2018 - 08:47

    sen bana ayna oldun. ben sana olamadım belki ama sen benim aynamsın.

  • şu an ne dinliyorum

    29.03.2018 - 09:59

    feridun düzağaç alev alev

  • serbest kürsü

    28.03.2018 - 11:48

    günaydın nesrin şahin ve sevgili güzel kürsüm. nazım hikmet kafiye için yazmayanlardan. memleket hasreti onda can buldu kan buldu.

  • serbest kürsü

    28.03.2018 - 11:31

    en güzel aşk şiirlerinin şairidir cemal süreyya. bir de sen

  • serbest kürsü

    27.03.2018 - 09:35

    günaydın güzel kürsüm

  • serbest kürsü

    27.03.2018 - 09:21

    tahtaları yıpranmaktan , koyu kahverenginde olması gererirken griye dönmüş iskele boyunca tekerlekli arabayı sürüyor. alçak dalgakıran betonarme duvarına yer yer konuşlanmış allah ne verdiyse o günkü rızklarını toplamak amacıyla konuşlanan balıkçılarla göz göze gelmemeye çalışarak bakışlarını denizle ufuğun birleştiği yerde bir noktaya kilitleyerek usul usul ilerliyor. hamile olduğunu öğrendiği bedeninde bir ışkının yaşama hızla yürümeye koşmaya çalıştığını hatırlıyor. hatırlamasa hayır hayır. hiç düşünmese. iki küçük kızının nasıl sevindiğini yeniden yaşamak istemiyor o anları, koparıp belleğinden bir bir atmak ne çok isterdi bunu. minik yavruyu doğumhanede kucağına verdiklerinde onun ömür boyu kullanamayacak kaslarının örtmeye çalıştığı iskeletini, bir kuş yavrusu gibi soluyuşlarını tıp tıp kalp atışlarını kulağını dayayıp dinlediğini yeniden bilmese hiç. şimdi sürmekte olduğu şu çocuk o gün bir kuş yavrusuna benzettiği o minik et parçası. yaşamak için soluk almak için çırpınan o minik şeyden başkası değil. bazen ama sadece çok küçük bazı anlar kendisine gülmeye çalışırmış gibi gelirdi. sonra yeniden o bilinmeyen hiçliklere dalıp giderdi gözleri. ben anneyim derdi bir kolaylaştır hayatı bir gül bana. anne de. o iğrenç kakanı yapma çişini tut bir gün de . bazı zamanlar da dışarı çıkmak için giyingiyinip saçlarını tarayıp güzel bir koku sürdüğünde ve yatağına yaklaştığında elleri kıpırdar dı o eller sanki açlarını okşamak yanağında gezinmek için hareketlenirdi. çoğu kere ise birazdan arabayı suya itiverdiği aslında çok kısa olan ama kendisine bir ömrünü yeniden yaşıyormuşcasına sonsuz gelen o bir kaç saniyede attığı çığlıklar gibi dayanılmaz çığlıklar atar, kulakları sağır edercesine haykırırdı. o zamanlar da şimdiki gibi onu yok etmek hiç doğurmamış olmayı ne çok dilerdi. geri geri gitmeyi geçirdi aklından hızlıca. geri dönebilirlerdi tekerlekli sandalyenin o hiç sevmediği tıkırtılarını dinleyerek eve yuvaya varabilirlerdi.odalarından koşup gelen kızlarına bir çay yapmalarını söylerdi. tüm o çelişkileri yeniden yeniden yaşamayı seçebilirdi. her saniye bu yavruyu öldürmekle bundan pişmanlık duyarak geçecek bir ömrü seçebilirdi. zor da olsa yokluklarla da olsa bir dengeye kavuşmuş bu hayatı sürdürmeyi seçebilirdi. hala bir kaç saniyesi vardı. tekerlekler hala suya kaymaktaydı. ama az bir kısımları da olsa dışardaydı. ve o bir kaç saniyeyi de tüketmişti işte yavrusu serin sulardaydı. sudan nasıl da korkardı oysa. banyo yapmaktan nefret ederdi. üşüdünmü oğlum. sular seni üşüttü mü, boğazına dolan ciğerinde saniyenin binde biri kadar sürelerde binlerce patlama yaşatan o boğulma anlarında ne yaşadın. her zaman iğrendiğim çığlıkların boğazında mı kaldı şimdi. hava kabarcıklarına mı bıraktı yerini. ablaların soracaklar seni . . bilmiyorum. ne diyeceğim. özleyecekler. ya ben bilmiyorum. sensiz bilmediğim bir hayata başlıyorum belki suçluluk duygusu yakamı bırakmayacak kendimi asacağım. ya da mahpusta grecekler hesabımı. bilmiyorum. bunları şimdiden düşünmek istemiyorum.

    n.b.

  • aşk

    27.03.2018 - 08:52

    aşk insanoğlunun yaşadığı en sıradan ve en mükemmel olay

  • serbest kürsü

    26.03.2018 - 08:38

    ha bu arada el hareketi kılıçdaroğluna olamaz ona yapmamışımdır çayla kafa bulsamda. o kadarını ona yapmam tırsarım. onu ben beni o bet sesime rağmen dinlemeye gelen keriz dinleyicilerimin en önde olanlarına tezahuratı fazla kaçıranına kerizliğine dayanamayıp yapmışımdır. nolur sayın savcı kafagüzelken ehliyetten men cezası varsa şarkı söyleme siyaset yapma yasağı da oluverse de biz de karizmayı çizdirmesek olmaz mı.

  • serbest kürsü

    26.03.2018 - 08:35

    ya şöyle sabah sabah çayla kafamı bulasım var. şarkı söyleyesim var rakı sigara bozuğu gırtlağımla. sonra bi de şarkı uydurasim var kılıçdaroğluna. sonra bi de el hareketi çekip bi rahatlayasım var. sonra sarı odalarda çayı fazla kaçırmıştım. ben ayarlayamıyorum bunun dozajını. fazla kaçınca böyle kişilik hakları devlet yetkilisi falan unutuyorum deyip geri vitese takasım var. geri vitese takışta ne kadar mahir olduğumu şöyle bir gösteresim var millete serbest kürsüm.üniversite diplomamı bile kendime yediresim var. günaydınnnnn.

  • serbest kürsü

    23.03.2018 - 09:03

    kim demişl

  • serbest kürsü

    23.03.2018 - 09:03

    bu naiflik bize fazla mı

  • serbest kürsü

    23.03.2018 - 09:03

    Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da,
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
    Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Çağırsam bile gelme, yorulma ne olursun,
    Sen üzülme, incinme, kırılma ne olursun,
    Beni yanlış anlama, darılma ne olursun,
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı,
    Aşkımın değerini sır gibi taşımanı,
    Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Senden tek dileğim var, özel imtiyaz değil,
    Kulun başka bir kula ibadeti farz değil,
    Haşa! Yaratan gibi beş vakit namaz değil,
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Cemal Safi

  • serbest kürsü

    22.03.2018 - 12:25

    amin efendim. islam alemine kutlu olsun bu güzel kutsal gün.

  • serbest kürsü

    22.03.2018 - 11:22

    Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’
    Öyle değildi bu türkü bilirim
    Bir de içime
    -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
    Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
    Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
    Haberler bilirim mektuplar bilirim.

    Gamdan dağlar kurmalıyım
    Kayaları kelimeler olan
    Kırk ikindi saymalıyım
    Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma
    Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından
    Baştan ayağa ıslanmalıyım
    Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım.

    İçimde kaynayan bir mahşer var
    Bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar
    Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde
    Ya da çamaşır sererken bahçelerinde
    Birden alıverirler kara haberini
    Okul dönüşü bir trafik kazasında
    Can veren oğullarının.

    Bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirim
    Bir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş
    Bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine
    Karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin
    Beton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayan
    Ya da melal denizi parkların ıssız yerlerinde
    Örneğin Hint Okyanusu gibi derin
    İsyanın kapkara sularına dalan.

    Nice akşamlar bilirim ki
    Karanlığını
    Bir millet hastanesinde
    Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda
    Başını kalorifer borularına gömmüş
    Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden
    Haber sormaya korkan
    Genç kızların yüreğinden almıştır.

    Bir de baharlar bilirim
    Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği
    Anadolu bozkırlarında
    İstanbul’dan çıkıp Diyarbekir’e doğru
    Tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen
    Cesur otobüs pencerelerinden
    Bilinçsiz bir baş kayması ile görülen
    Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında
    Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının
    Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken
    Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen.

    Yazlar bilirim memleketime özgü
    Yiğit köy delikanlılarının
    İncir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıkları
    Birinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadan
    Üstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkan
    Diğeri kan ter içinde yayla yollarında
    Mavzerinin demirini alnına dayamış
    Yüreği susuzluktan bunalan
    İçinden mahpushane çeşmeleri akan
    Ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp
    Apansız silahına davranan
    Nice delikanlıların figüranlık yaptığı
    Yazlar bilirim memleketime özgü

    Güzler bilirim ülkeme dair
    Karşılıksız kalmış bir sevda gibi gelir
    Kalakalmış bir kıyıda melül ve tenha
    Kalbim gibi
    Kaybolmuş daracık ceplerinde elleri
    Titreyen kenar mahalle çocukları
    Bir sıcak somun için, yalın kat bir don için
    Dökülürler bulvarlara yapraklar gibi.

    Kadınlar bilirim ülkeme ait
    Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
    Göğüsleri Çukurova gibi münbit
    Dağ gibi otururlar evlerinde
    Limanlar gemileri nasıl beklerse
    Öyle beklerler erkeklerini
    Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi.

    İsyan şiirleri bilirim sonra
    Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
    Harfler harp düzeni almıştır mısralarında
    Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır
    Kimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralarda
    Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır.

    Müslüman yürekler bilirim daha
    Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
    Eller bilirim haşin hoyrat mert
    Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
    Her kırışığı sorulacak bir hesabı
    Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.

    Bütün bunların üstüne
    Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim
    Vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim
    Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli
    Adın kurtuluştur ama söylememeliyim
    Can kuşum, umudum, canım sevgilim.

    Erdem Bayazıt

  • serbest kürsü

    22.03.2018 - 08:35

    yorgunum sevdiğim
    yaşamak değil yaşayamamak yorgunu
    içimde bir ömrün muhasebesi
    tayfunlar kotariyor
    oysa ben
    çözmüştüm kafamda her şeyi
    bir kadının hamaratlığı ve titizliğiyle
    yerli yerine oturtmuştum her şeyi
    ne oldu böyle
    ne oldu böyle
    ve dedimki sonra
    bir şey olduğu yok
    hayata
    hazır olunamıyormuş
    hiç bir zaman
    n.b.

  • serbest kürsü

    21.03.2018 - 12:53

    belki de ben sandığın kişi değilim
    belki de ben korkularımı göstermedim sana beni cesur sandın
    belki de ben cesur değilim

  • serbest kürsü

    20.03.2018 - 11:06

    Gitmek Biraz Ölmektir
    BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetlePaylaş
    Biliyorum gideceksin. Bir eylül ayında ve günün herhangi bir vakti gideceksin. Ne eski bir şarkı engelleyebilecek gitmeni ne de yalnızca gözlerimde sakladığım aşkım. Usul usul ve ağır başlı adımlarla gideceksin. Her adımda gitmenin acısı yankılanacak sokakta. Bir törendeymişçesine göze batan bir yürüyüşle gideceksin ve ben çocuklar gibi bakacağım ardından. Sen geriye dönüp bakmayacaksın.

    Gideceksin…

    Yalnızca gözlerimde sakladığım aşkımı sukuta kurban vereceğim. ‘Keşke’ diyeceğim sonra ve sonraları da ve her zaman ‘keşke’ diyeceğim. Söylenmemiş sözlerin ateşi yakacak tüm bedenimi. Engizisyonlarda kurban edileceğim her gün. Geç kalmış infazın korkusu kemirecek beynimi. Duvarlara bakıp hayıflanacağım.

    Biliyorum gideceksin…

    Puslu bir eylül ayında gideceksin. Gözlerinle birlikte, saçlarınla birlikte gideceksin. Geride seni hatırlatan bir tek kelebekler kalacaklar. Bir tek kelebeklerin kanatlarına bakacağım özlemle. İlan edilmemiş bir aşkın hüznünü bırakacaksın bir de. Taşımayacak kadar yorgun olacağım sen yokken. Sonra yaşamak dediğimiz saltanatın soytarılığı kalacak üzerime. Sihirli sözlerin avutulucuğuna salacağım boyalı yüzümü. Kimse fark etmeyecek seni. Seni en kuytu bakışlarımda saklayacağım. Seni uykusuz gece yarılarımda saklayacağım. Başlayıp da bitiremediğim yazılarımda. Bir radyo istasyonunda çalınan Ortadoğu şarkısında.

    Sen gideceksin…

    Ve aslında gitmelisinde..
    Hem de bir eylül ayında gitmelisin.
    Şehrin gece lambalarında dans etmeli veda bakışların.
    Korkularımla yüzüstü kalakalmalıyım öylece basık bir kenar mahalle kahvehanesinde. Aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim. Küfürler saçıp etrafa, belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı.
    Yokluğuna alışmamalıyım.
    Alışamamalıyım…

    Tarık Tufan

  • serbest kürsü

    20.03.2018 - 11:04

    Ben sana mecburum bilemezsin
    Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    Büyüdükçe büyüyor gözlerin
    Ben sana mecburum bilemezsin
    İçimi seninle ısıtıyorum.


    atilla ilhan

  • serbest kürsü

    20.03.2018 - 10:40

    çirkinliği döküp saçanlar çirkinlik görmek isteyenlerdir vesselam. kürsüm ağırbaşlılığını yitirme.

  • serbest kürsü

    20.03.2018 - 10:37

    vaktiyle iran şahı yavuz sultan selime bir koca fıçı içersinde insan ve hayvan dışkısı gönderir. aklı sıra onu aşağılamaktır niyeti. yavuz padişah tez ola enfes ısparta gülleriyle yapılmış nefis lokumlar ve mis kokulu güllerden oluşan nefis bir paket hazırlayın ve şaha yollayın der. vezir aman padışahım o size dışkı yollamak suretiyle aşağılamanın en ağırını yapmışken mi der. ödüllendirecek miyiz yani bu meymenetsizi. padişah yavuz selim buyurur ki a vezirim insan ne yerse ondan ikram eder karşısındakine o her gün onu yiyordu ki onu yollamış onu ikram etmiş biz her gün güllü lokum yiyoruz ondan ikram etmekteyiz karşımızdakine. fikrin neyse dil onu söyler. heybende nefret varsa nefret saçarsın ortaya.

  • serbest kürsü

    20.03.2018 - 08:57

    neyse kürsüm herkese en içten günaydın. maria puder size özellikle günaydın. dikkatimi çok celbettiniz.

  • serbest kürsü

    20.03.2018 - 08:56

    işim gereği hep problemi olan öğrencilerle ilgilenmek durumunda kalmışımdır. ve , biyolojik kökenli olanların dışında neredeyse tüm problemlerin kaynağında o öğrencinin ilgi çekme şefkat görme ve oyunlara katılma isteği yatmaktadır. lakin bunu bilememektedirler. ya saç çekerek ya çimdik atıp çelme takarak ya da onlarla alay edip lakap takarak dikkatlerini çekmeye uğraşıyorlar. karşı tarafa diyorum ki hep ona şefkatle yaklaşın, sabırlı olun sert tepkilerden kaçının. insanları tahrik etmesi bundandır. dikkat edin hep son konuşan olmak isteyenler de onlardır. çünkü göremedikleri bir hesapları vardır insanlarla.

  • serbest kürsü

    19.03.2018 - 12:34

    işte biz bu yeni nesil öğretmenlere de alışmadık mı

Toplam 1512 mesaj bulundu