Bir acı kahve gibi her an aklımdasın
Her günbatımında sensizlik ellerimde
Dudağımda hala o sıcacık nefesin
Her an sesin titrer gönül tellerimde
Bir buruk anı gibi,sensizlik ellerimde
bir ağustos gecesi
geç saatte tanışmıştık ya
şimdi yine öyle
bir ağustos gecesi
aklımıda ismin ve
kulalığımda sesin
Mezarımın üstünde
Senin adın yazacak
Sensiz öldü derlerken
Mezarım kazılacak
Mezarımın yanında
Çıkmazlara inat
Ben yol gibiyim
Yalnızlığa inat
Gel düş vereyim
Gel yanıma yamacıma
Sen düş bebeğim
hüznüm ara sıra üç dalda üç yaprak
düşer peşi sıra kuruyunca bu toprak
tane tane düşer gözümdeki yaşlarım
ağır basar hüzün çaresizdir kışlarım
gönül yalnız koyar yıldızsız semalarda
Uzun zaman koşturması
Hava soğuk isli Ankara'da
Gözlerimin buğulu sancısı
Aklımda sana ait silik bir resim var
Ve hala unutmadım bak ben seni
Hayatı şiirsiz geçirmeye inat
Herşeye şiir yazdığımı söyleyenlere inat
Okumadan şiirlerimi beğenenlere inat
Bir şiirimi bile bilmeyen –dostlara! -inat
Duygusallığı aptallık sananlara inat
Sözün bittiği yerde başlar bir şiir
Onsuz bir yalnızlıktır bazen bir şiir
Ezgisiz bir beste kulakta şiir
Şiir bazen sevgiyi taşıyan nehir
Aslında
Sevda odasının kapısı kırık
Geçsen de durmaya olmaz mecalin
Bu sevda öyküsünün yarısı yıkık
Kahraman olsanda bilmezsin halim
Sigaramın ucunda dertler tütüyor
son bakışın beni yakıp da gider
elleri elimde yar bakıp da gider
bin hücremde onun ismi varken
sevda bana yakın ona uzak derken
yelkenliler her akşam gurbetten dönerken
yar beyazlar giyinmiş ah çekip gider
Edebiyatımızın şiir okyanusunda bir damla bile olmayı hak etmeyen, karalamaya çalıştığım birkaç satırı okuduğunuz için sonsuz teşekkürler.....
Ümit