Esmer ellerinin büyüsüyle tırmanıp çıktım yüreğinin sarsıntı tepelerine
Yangınlarımızdan çıkardığımız yüreklerimiz vermedi mi kendini ele?
Baş kaldıran sözcüklerimizle girmedik mi bu tutkunun ve sevincin tünellerine?
İmgelerin kurtarılmış bölgelerinden ulaşmadık mı terimizin aktığı menzillere?
Bu sevdanın kekeme öpüşlerini bir maltız ateşiyle sevdik biz. Gecelerin hüzün ihtilallerinde bileklerimizden kelepçelendik. Mevsim kışa dönecekti bunu da biliyorduk ve biz en çok birbirimizin yangınlarını sevdik. Yanlış iklimlerde, suskun hücrelerde şarkılarımızla güçlendik. Her kavgada ırmak olduk çağladık, deniz olduk ağladık, gün geldi bu aşkın sularında yıkandık, bir türlü seninle ay ışığında dans edemedik.
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Zamanı mevsimsiz de yakalansa aşkın, dans edemesek te ayın şavkında yangınlarıyla büyür yinede yüreğimizde. Büyük bir haz aldım Selahattin bey duygularınızın yansımasından. Sevgilerle.
Kazim UZUN
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta