Sen-kapıdan girersem
soğuk yeller dışarda;
o bahçede gülersem
gövdem her dem baharda.
Güzle büyürken sancım
Cihan fütuhuna Cem camdır demiş miftah
Gelin mülazim-i cam-ı cihan-nüma olalım
Şeyhi
Anka'ya bakmayıp kadehi seçerim ben
ilk yudumda büyük zamana geçerim ben.
Tohumuyla toprağıyla senin ağacın değil mi
ona evren kuşları kondurmak amacın değil mi.
Gecenin kaç bin çeşmesinden ona sular aktaran
senin boşaldıkça dolan altın bakracın değil mi.
Durup dinlenmeden arandığımız
sendin içimizdeki ormanda, sen
sendin kaygılar içre andığımız
çevremize karanlıklar inerken.
Yüzyıllar boyu alev alev yandık
En derin uykulardan kaldırandır sözüm
güne el koyanları yıldırandır sözüm.
Zamanı zemini daralmış olanlara
gönüllerinc zemindir zamandır sözüm.
Bu dünyaya bir gelen, ama tam gelendir Yunus.
Sevince tam seven, bilince tam bilendir Yunus.
Karşıt duyguların ateşinde tam piştiğinden,
nice sonra gülen, bir var ki tam gülendir Yunus.
Bozkırın kışında titredi, yazında kavruldu.
Birden uzak bir yerime karanlık iner;
kaybolur çiçekleriyle açıkta kırda;
sevinç kuşları ürküp kuytulara siner,
her şey diner; karanlık ürer yavaş yavaş;
seslenirim, bulamaz beni, aranır da;
çepçevre, bakarım, yükselir duvar; taş taş.
Bir kuyunun ta dibinde
bir çocuk, oğlan mı kız mı;
yitik seslerim elinde
şarkı mı kuş mu yıldız mı....
Kim bilir kaç kulaç suyla
Uzun bir yokuşun bittiği yerde
solgun yüzü buruş buruş;
gücü, direnci kim bilir nerde,
sesi yankılanmaz olmuş.
Benden ona kan ileten bir damar
Gizli yayın saldığı ok hedefi bulmuştu:
yumdu gözlerini Tanrı
ve söndü yıldızlar üstümde.
Toprağın bağrına geçirdim parmaklarımı.
Ağaçlar köklerinden kömür kesiliyorlardı
ve sol böğrüme sürüne sürüne akan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!