Tohumun Sonsuz İsyanı

Huban Asena Özkan
352

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Tohumun Sonsuz İsyanı

Bir şeyin yitip gitmesine izin vermezseniz,
Doğum asla gerçekleşmez
Tıpkı bir nehrin, denize ulaşmak için
Kaynağını terk etmesi gibi.
Bir tohum toprağa düştüğünde,
Kabuğunu parçalayan ilk çatlak,
Ölümün kapısıdır aslında.
Kendisi olmaktan vazgeçer,
Deforme olur, dağılır, unutulur…
Ta ki filiz, onun mezar taşından
Bir zafer bayrağı gibi yükselene dek.

Bir açıdan bakıldığında,
Filiz, tohumun ölümüdür
Bir annenin doğum sancısı nasıl kendi bedenini yırtarsa,
Tohum da varlığını yırtar.
Çünkü diriliş, ancak çürüyen bedenin
Küllerinden filizlenir.
Yok oluş, var oluşun gizli dilidir.

Bir yaprak düşer sonbaharda,
Ama düşüşü, kökleri besleyen bir ilahidir.
Bir yıldız patlar uzak bir galakside,
Ama enkazı, yeni gezegenlerin ninnisi olur.
Bir insan sever ve kaybeder,
Ama kaybettiği, içinde bir dağın yükselişidir.
Hiçbir şey yok olmaz
Sadece başka bir bedende yeniden doğar.

Bak, bir mum alevi sönerken,
Dumanı gökyüzüne bir harita çizer.
Bir dalga kıyıya vurup parçalanırken,
Kum tanelerine bir manifesto fısıldar.
Ve ben,
Kalbimdeki yarıkları suluyorum artık.
Her çatlak, bir filizin doğum kanalı;
Her kanama, bir baharın ilk damlası.

"Yitirmeden var olunmaz!
Bir tohum ölmezse orman olmaz,
Bir yıldız infilak etmezse gezegenler dönmez.
Bırakın kaybolsun eski ben,
Bırakın çürüsün kabuğum
Çünkü ben,
Küllerimden doğan bir süpernovayım.
Ve ölümüm,
Yeni bir evrenin ilk çığlığı…"

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 11.4.2025 14:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!