Ne bu be!. oyun mu oynanır aşk ile?
Damlası düşer dedik, yağmasa bile,
Ehliyeti kim verdi? Egoiste, bencile,
Bu gönül işinden "İstifa" ediyorum..!
Gönül işi dediler!. Verdik yüreğimizi,
Doymamış "hırslar" gördüm, ete kemiğe bürünmüş,
Henüz daha ölmeden, toprak üstünde çürümüş,
Ne ağırdır kulluğun, imandan elbisesi,
Kâmil olan kulların, Kur'andır terbiyesi,
Ölçek ölçek ayrılmış, bulutlardaki yağmur,
Öz'ün toprak olsada, sakın olmayasın çamur,
Uyandırın Ereni..! Çıksın yaylanın başlarına,
Koşsun yeniden, koklasın açan çiçekleri,
Yağmur ıslatsın, güneş vursun sarı saçlarına,
Kaldırın yollardan, canına batan dikenleri..!
Uyandırın Ereni..! Dönsün evine yeniden,
Vakit gece!. Siyah en koyu halinde,
Yüreğime; öylece çökmüş ağırlığın,
Yine o korku, hep o duygu kalbimde,
İşte buymuş, aşktan bana ayırdığın..!
Gözümün önünde, bırakıp gidişin,
Sevmek gönlümden, gelmiyor artık,
Umudu yitirmiş, viraneyim ben,
Sensizlik tek fırsat, vermiyor artık,
Ömrünü tüketmiş, perişanım ben..!
Düşlerim kırılmış, parçalar nerede,
Yalnızlığı kazıyınca, altından çıkan sen,
Kıyıya bağlanmış, eski bir kayık, ne deniz benim, ne zaman. Eskiyip çürüyor Gölgem..!
Gölgem ile tartışıyorum.! Fikirlerim, zamanın içine sığmıyor, bir boşluk, boşlukta boğuşan bir adamım o kadar!.
Yağan yağmurlar, eskisi kadar ıslatmıyor artık.
Yılların kahrıymış, bu kulun nasibi,
Gönlümden maziyi, alıver gitsin,
Bahara aldanan, "kelebek" gibi,
O benim kadar, yaşadı dersin..!
Ben yalnız sevdim, beni anmadı,
Kadın dediğin,en küçücük yüreğe sığar,
Karanlıkta erkeğe, güneş olup da doğar..!
Kadın dediğin, tartısı hassas olur,
Her vakit uyanık, hep tetikte olur..!
Kadın dediğin, ne flu, ne de mattır,
Kimi zaman hoş söz, kimi zaman inattır..!
Kadın dediğin, sevmez sanırsın yalanı,
Sen arkanı dönünce, yapar asıl planı..!
Kadının elinden, kutsal olan ‘’anneliği’’ alıp, eline kuru gül tutuşturanlar,
Kadını gönlünü kazanmak için ‘’tek taşla’’ iki kuş vurma planları sadece kadın ticaretini yasal bir zemine oturtturmuş kadını toplumun önüne çırılçıplak soyup, tüm silahları alınarak savunmasız şekilde, bunu adına da ‘’modernlik’’ diyerek atılmıştır.
Ne yazık ki; kadın dava konusu haline getirilmiş, koca koca binalarda adalet aramaya mahkûm bırakılmıştır.
Daha da acısı; ürünlerin teşhiri için, kadını süsleyip, boyayıp, verdikleri tek güle karşılık ucuz bir takas yaparak, buna da ‘’çağdaşlık’’ diyen, köşe başlarını tutmuş ''PARADAN ADAMLARDIR'' projesidir..!
Kadın; hiç olmadığı kadar, günümüzde, kendine ‘’medeni’’ diyen toplumlarda, köleye dönüştürülmüş, bu nu da kadına fark ettirmemek için, güya kadını koruma maksatlı dernekler, sivil toplum kuruluşları icat edilmiştir…
Soru şu; kadın neden korumaya ihtiyaç duysun?




-
Acun Mugalata
Tüm Yorumlarher şiirinizi beğenerek ve merakım törpülenerek okudum tebrik ederim yüreğinize sağlık.