hiç olmadığı kadar
bir sıkıntı içimde...
aydınlanan sabahlara da,
etrafı saran
çimlerin kokusuna da;
o kadar uzağım...
hiç sökmeyecek bir şafaksın sabahlarımda biliyorum.
ne yana çevirsem yüzümü gün sönüyor,
bir sönmeyen sensin içimde...
ve yüzüm;
nasıl yabancı gözünde,
bir el gibi ellerim sanki eline...
hoşçakal sevdam
uzak hasretler yüreğimde
gidiyorum
kendine iyi bak
güneşin doğuşunu bekle
yağmurun toprağa düşüşünü
hüküm verdim,
müebbet yedin...
yatıracaktım gönlünü,
yüreğimin hücresinde.
senin gönlün ise;
meğer dünden firari...
içimdeki senden,
adım adım uzaklaşıyorum,
yüzün siliniyor usulca zihnimden.
oysa ne çok şey biriktirmiştim,
bütün yollarım sana varacaktı
ve şimdi içimde;
İçimde ki büyük yangını
Denizleri içsem söndüremem belki
Belki bir dağ olur öfkem
Nehir olur akar gider sevdam
Belki de karlı dağlar olurum
Çığ gibi büyürüm
içimden seviyorum seni kime ne?
dokunmadık ki bile birbirimize,
saymazsak omzumuzun sevişmelerini,
kalbinin gelip tam kalbimde atmasını.
sarılmadık bile seninle kime ne...
içimde saklanan bir Eylül var...
bakma sen öyle
takvimden koparttığım yapraklara.
ne kış ne bahar ne de yaz,
sen bakmazsan yüzüme,
gülmezse gözlerin tam gözlerimin içine;
idam edilecekken sevdalarımız,
firarlar verdik yüreklerimize.
o yüzden kaçaktık hep düşlerimizde...
ilk adım gibidir ilk aşk,
hayata en zor yerinden bağlandığın.
düşmekten korkarsın o ele muhtaç,
anne kokusudur belki tutunduğun...
ne çok şey var sana anlatmadığım,
ben susarken sen anlarsın sandığım...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!