uzandım şehrin yobaz beldesine
sahil giymiş bikini
köpürüyor suyunun
utangaçlığı
kıyıda azap çiçekleri
bazen,
ağlarken dökersin gözyaşını.
bazen gülerken,
sonunda
her ikisini siler gidersin.
geride kalır izi.
bazen diyorum ki, alıp gitsem başımı
her şerden uzak
kendimle baş başa
göverdim kundağımda sancılar ile
çarmıhın kollarına çakılan her çivi
uçmak için büyüttü kanatlarımı
arşa yükselerek isanın köşküne varmak isterim
akşam bültenlerinde
deste deste gül düşer toprağa
uzlet doğurur beni
her geceyi ardıma alarak
isyana çağırıyorum
çocukları
bir vakit daha ıskaladı
fecir ne zaman doğacak.
ah şu kaldırımların çömertliği olmazsa
kim bu yolu bulacak.
kaybettiğimi arıyorum
hazan tutmuş mevsimleri
kar, kanat çırpar üzerimden
buz tutuşumdan belli
ah kahır çiçeği
düşmüştün tufana,
balığın kalbine yunus gibi
gömütün sol yanım
kim diye sordum!
ele varan beyhude hanım.
bilemedim bildiğim kelamın ötesini
bilemedim güneşe dokunanın yandığını
bir adam gördüm
tırmandığı merdivenler köhnemiş
hüznün nakşı yorgun yüzünde
libastı üzerinde yırtılan karanlık bir entari
umutlar kilitli duruyordu heybesinde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!