İçimizde Deli Var
Hep bir şeyler peşindeyiz. Suskunluğumuzu ve şaşkınlığımızı hep bir şeylere bağlarız.
Sonuç uzayan ve uzadıkça yerinde sayan isteklerimizden başka bir şey değildir aslında... Konuşuruz. - “Çok Konuşma” derler. Bu sefer tam tersini yaparsınız? ... Yani konuşmazsınız. Bu sefer de Ya, “KENDİNİ İFÂDE ”edemiyor derler. Yada – “ “HAYATA KÜSKÜN” biri” deyip köşeye çekilirler. Onlar konuşur siz dinler siniz? ... Dinlediğiniz için “DELİ” damgası yersiniz.
DELİ… DELİ! ! ! ...? ? ? ......................KULAKLARI KÜPELİ…
Sevgili kelebek çocuk….
“Sen bir hiçsin! ... Kendini özgür bırakıncaya kadar.”
Geçmişimde olan biten tüm yaşamış olduğum kötü anılarımı bağışlıyorum. İçimdeki “TIRTIL DÜŞÜNCELERİMİ” bağışlıyorum. Daha “VERİMLİ”, daha “ÖZVERİLİ”, daha “YARDIMSEVER” olmak ve “BAŞARI” için seçtiğim yolu “BAĞIŞLIYORUM”
Gönlü gülerken, gözleri ağlar.
Bazen tam tersi olur. Yürek ağlar
Tıpkı tırtılın kelebekleşmesi gibidir.
Aynadaki ben yüzleşir.
Ağlamak ve gülmekse sonun
Öl risk alacağına, yaşam koyun
Genç adam siyah takım elbise giymişti. Ufak, siyah benekleri olan sarı bir kravat takmıştı. Saçlar kısa kesilmiş ve sınıf kapısının önünde ayakta öğrencilerine bakıyordu. İmtihan saatinin bitmesini bekliyor, sonra da imtihan sonuçlarını sınıf başkanına uzatıyordu..
Hatice sınıf başkanıydı. İpek fon kâğıdını andıran, evrakın üzerindeki sınıfta bulunan öğrencilerin isimlerini ve aldıkları puanları okuyordu.
Ben ise, fon kâğıdını ipek kadife kumaşa benzetmiş, meraklı gözler ile kendi adımı aradığım sırada ailemin bazı fertlerinin de bu imtihana girdiğinin farkına vardım. Kazanmışlardı. Başarılı olmuşlardı.
Ben… Benim aslında
Adım Süreyya, soyadım Aktaş
Doğunun Paris’inde doğdum.
Sevmediğim okullarda okudum…
Kız Meslek Lisesini Bitirdim.
Sevmediğim branştan diploma aldım
SAĞLIK GÜZELLİĞİN YOLU
Sağlık sorumluluk apartmanı sekiz kiracıya aittir. Ve bu kiracıların her biri bir sağlık karnesine sahiptir. Sağlık zemin sorumsuzluk yaşam engelleri dört ana caddeye ayrılır ki… Birinci ana cadde “ BAŞARISIZLIKLAR”, ikinci ana cadde “ KORKULAR”, üçüncü ana cadde “ SINIRLAR”, dördüncü ve son cadde ise “ KARARSIZLIK” tır.
Bu caddelerin her birine iki sağlık sorumluluk apartmanı düşer ki bu da iki kiracı ve iki sağlık karnesi eder.
Birinci ana cadde de yaşayan apartman sakinleri sonun da “MUTLU” ve “YAŞAM” karneleri ile soğuk kış gecelerin de kömür zehirlenmesi yaşamadan doğal gazın eve takılmasıyla ödeme yapılmayan faturaları ile ısınırlar ki başarısızlıklarının sefasını sürerler…
İkinci ana caddede yaşayan apartman sakinlerinin sağlık karneleri “HUZUR” ve “ GÜZEL” tedbir alıp korunmak için sorumluluğunun kendi avuçlarına alma zamanının geldiğinin farkında lığını görürler. Böylece yeni başlangıçlar için tüm insanlara ve dünyaya huzur ve güzelliği duyururlar. Korkularını uyum ve ölçülerinde DENGE sağlarlar… Bu iki sağlık karnesi ile hoşa giderek hayranlık uyandıran, “BAŞARI” düşüncesi uyandıran sakin, görgü kurallarına uyan,beğenilen insan artık “KENDİNİ TANI” zamanı gelmiştir.Kendi ile yüz yüze gelme ihtiyacı içerisine girmiştir ki “ZENGİNLİK” orada saklıdır. Diğer “BAŞARISIZLIK” ana caddesine gidip, “MUTLU Ve YAŞAM” ile arkadaş olur.Korkularını anlatır. Kendini tamamlamak için “GÜZEL” Olan her şeyi kabul ederler…
Üçüncü ana caddede yaşayan apartman sakinleri “ SAĞLIK Ve GÜVEN” diğer iki ana caddede bulunan “MUTLU, YAŞAM, HUZUR, GÜZEL” ile çok iyi dostturlar… İki caddenin, iki kiracısı ve iki sağlık karnesinin can ve mallarına “BEN” değil “BENİM” demiştir.Güzel olan her şeyi estetikten, coşkudan, okşayıcı söz ve davranıştan uzaklaştırıp, ahlak ve fikri özellikleri olmayan insanlara güzelliği yayıp sınır koymada birebirdir.Sağlık ve güvenlerini sağlayabilmek için…
yaşamın gizemleri akıyor
anaç tavırlara doğru…
mavi renge bürünür okyanus
umutla oynar Karagöz ve Hacivat
rüyalar alemidir aslında köz…
her şimşek beyne işler
Derman yoktur dizlerimde
Eğridir yüreğim gizlerimde
Lale ekilen bahçelerinde
İzinsiz giren toprak seslerinde
“… Akışına bırak yaşamı
Düşünce, düşün önce…”
Kararlarını al, önce
Israrlı olduğun sürece
Şen, şakrak olur.DÜŞÜNCE
Huzur; ruhuma dokunduğu tendir.
Anlamı yarına kaldığım gün... Bugündür…
Yaşam; anlamsızlığı içerisinde
Sevinci toprağa ektiğim gün. Bugündür…
Meyve veren ağaç taşlanır devam edin.