Yola yalnız, Ankara'ya ceketsiz çıktım
Çılgınca yaşarmış insan aşık olunca
Yalnızlığı korkutacak kadar aşıktım oysa ona
O beni sevmemiş, sevmiyormuş
Bir kitapçının önünde donuyorum
İçimde bir kedi
Dert yumağıyla oynuyor içimin
Uykuyu severdi kediler
Benimkisi uyku nedir bilmez
Sabahında boğardım geceyi
Çileyi çekene sor derdi Deli
Eceli gelen köpek cami duvarına pislermiş
Şubat öldü, Mart'a diş bileyip
Yaralı bereli, bahara üzülmedi
Ben Süleyman
Bir tahtım bir tacım yok ama
Adım üzeri, hayvanlarla iyi anlaşırım
İki kedim var, başına buyruk
Bir de örümceğim, adı Aziz
Dertler üzerine hücum etmiş
Kilitli dudaklarım, boğazım düğümlü
Göçüp gidenlerin özlemi
Ne acı değil mi?
Yalnızlığımla yediğim yemekler
Neresinden başlamalı hayatın
Bir sevda yeşertelim ki
Gölgesine aşıklar sığınsın
Neresinden başlamalı hayatın
Yalnızlık yalnızlık olarak kalsın
Öfkeli bir adam, oturdu içime
İnsanlardan bihaber, adı ne?
Ölüme yakın ve gamsız bir adam bu
Yıkık, dökük, metruk bir yerde oturur
Öfkeli bir adam, vicdanıma kuruldu
Usul usul ilerlerim kalabalıkların içinden
Durup durup düşünmek gelir içimden
Düşündüm de bir yere çıkmadı düşüncem
Görüp göreceğim altı üstü bir hayat
Bu kadar zorluk, bu kadar yalan neden
Ben tam orada
göğü dar, bir okyanus ortasında
Yüzme bilmiyorum
Ama solungaçlarım var biliyorum
huysuz parıltı soluyor
Ölümlerden ölüm beğendim bir gece
Ama yaşarken ölmeyi dilemezdim, böyle
Bilmezdim hüzünlü şiirleri, geceleri
İnsan ölüyken ölmeyi diler mi Aziz Bey?
Ne kadar dibe batabilir insan, sıfırdayken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!