Muhtelif bir düşünce uçtu kafamdan
Sözlere dökülmek üzereyken ağzımda
Sükût ve huzur dedi iç sesim bir anda
Uykuya sığındım sabahın ilk ışığında
Aslında her şey anlamsız biliyorsun
Her hayat, bir cinayettir aslında
Aldığımız her nefes
Adım adım yaklaştırır ölüme bizi
Her insan kendi ölümüne tanıktır
Yaşarken
Bilmiyorum o gün aklım neredeydi
Bir delinin tasviri, akıl hastanesi bahçesi
Kuşlar nereye gidiyorlar
Peşlerine takılsam, kabul ederler mi beni
Olsa olsa akbabalar düşer yoluma benim
Bir ölüye binlerce akbaba
İşte ben, uykusuzum sevgilim
Yollara çıksam, yollarım zifiri
Batarken gemilerim enginlerde
Sığındığım her liman harap
Gel de şu kabuslardan çek çıkar beni
Yüzüm ıslak fotoğraflarda gizli
Fazla uzağa gitmiş olamazdı
Gözyaşlarım
Ağlak pozlar verirdim boyuna
Yüzüm eksik çıkardı
Işıklı bir caddeden geçiyorum şimdi
Yüzler geçti önümden
Her birinin yüreğinde bir şiir
Benim içimde bir kırgınlık var
Yalnızım, yalnız yedim yemeğimi
Çayımı bir çay ocağında içtim
Ölümden öte bir yolda, seher vakti
Mezarımı ziyaret ettim, zifiri karanlıkta
Güneş doğmadı henüz, eli kulağında
Durdum bir şarkı söyledim, suz-i dil makamı
Garibanın evi çıplak kiremit
Cebinde bir tekel sigarası
Gece gibi karadır elleri, gözleri çakır
Hep bir şeyler anlatır gibiydi ifadesi
Kasvetli penceresine karlar birikmiş
Yarına bir umut olsam ben, afakta
Dolsa gözlerim, bulut olsam; kapkara
O ıslak durakta, yağmurlar altında
Bir kartal olsam ben, yalnızlar arasında
Bir meczup olsam ben, âşık veyahut köle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!