Martılar! Ah o gürültücü martılar,sabahın ilk ışıklarında,
Zül um gibi, alaycı kahkahalarla uçuşurlar tüm çatılarda.
Pencereleri örtsen de uyku uçar, gider göz kapaklarında.
Sessizliği bozup güneşi karşılarlar bando mızıkalarla…
Oysaki sahil uzanıp gider Erenköy, Suadiye. Bostancıda.
Sevgi dağıtırken köpüklü mavi dalgalar sahillere,
Küçük çocuk, şöyle baktı etrafına:
Yanıldım çiçek açtım baharda,
Çok yazık bir ateşmiş dünya!
Beni yarab! şu korkunç kirliliğe bulaştırma,
Temizliğim,saflığım, hep benimle kalsın.
Gönlüm hep Yârâb! seninle olsun;
Dağı seviyor
Uçurumu fark etmiyor
Sadece tırmanıyor
Ölçü olmayınca denge bozulur
İş işten geçmedikçe
Anlatmak mümkün olsaydı keşke
Kasımpatılar arasında, gezindim dün gece…
Metanetli görünseler de sessizce,
Mevsime şarkı söylüyorlardı, hüzünlü ce.
Hazana yenik düşmüş sessizlik ortasında.
Kasvete düşen rüzgâr, getirme bin bir cefa!
Halimi gör arz et sen, güle anlat bin defa…
Nem mi? Delinmiş kalbin vefası silik silik,
Can çekişir sevgim bil, yârin halini bilip…
Beş masal güzeli mehmet...
Dilinde kelime.i şehadet,
Teslim almış ihanet,
Allahuekber dağlarında!
Cıldırasıya verilmiş bir karar,
Çocukluk masallarımda:
Şahlanan atlarım vardı,
Ben bir kahramandım
Elimde kılıcım,
Naralar atardım!
Yedi başlı devlerle savaşırdım…
Dalı küstü kökü ona seslendi…
Darılmanın zamanımı sevgili?
Kökün olmasa sen bir hiçsin dedi.
Ben kalbinim, hemen kurur damarın.
Ne yaprak verirdin, ne de tomurcuk,
Çocuk ve fırtına
Esiyor rüzgar tüm şiddeti ile
Gök gürültüsü şimşekle el ele
Teknoloji çağı İkibin dokuz
Boşlukta kalan çocuk korumasız
Görünür uysal bir deniz gibi
O kadar derindir ki dibi
Duruş aldatıcı görünüş yalan
Bir daha çıkamaz içine dalan
İçimde yanan koru bir bilsen
Zehirle dolu sunduğu kasem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!