Bir gün gelir, güneş solar.
Ay kaybolur.
Sen benim güneşimsin,
Gönlüm sende yol bulur.
Ayakları olurum zamanın,
Katarı bozulmuş eğri kervanın
Yolları düzgün olsa ne yazar ki
Zalimin elinde kalmış dermanın
Balları süzgün olsa ne yazar ki
Buz tutmuş sevgisiz saran kucağın
Kara koyunun eti, kara olmaz.
Her bıçağın kestiği, yara olmaz.
Kimisi altından, saraylar yapar.
Kimisinde cep delik, para olmaz.
Her ağaca aldanma, özü olmaz.
Teli yok perdesi yok bağlamamın,
Ölüler kentinin ozanıyım ben.
Dudaksız okurum hep türküleri,
Ölüler kentinin ozanıyım ben.
Tarifsiz dertlerin kazanıyım ben.
Neyi topladım, neyi çıkardım.
Kalemin ucunda, bir çizgi ölüm.
Doymadım böldüm, bir de çarptım.
Kalbimin içinde, bir çizgi ölüm.
Büyük bir heyecandır yaşayana.
Girdim kader dükkânına,
Ölümlerden ölüm beğendim.
Şeklini beğenmedim birkaç ölümün,
Birkaç ölümü de pahalı buldum.
Naza çektim kendimi nazlandım.
Sular çekilir,
Balıklar gider,
Yosunlar kalır.
Çiçekler gider,
Yapraklar gider,
Ağaçlar kalır.
Güneş doğmadı bu sabah
Ya pili bitmişti Günes’in.
Ya gözlerim yoktu benim.
Her şey batmıştı sabahtan
Bir şey kalmamıştı akşama batacak
Akşam bana batmıştı
KARALANMIŞ DEFTERLER GİBİ
Karalanmış defterler gibi hayatım
Kırış kırış yastık kılıfı yüzümdeki ifade
Fırından çıkan buğulu ekmek gibi
Ucu koparılmış yavan lokması ziyade
Kimseler duymadı sesimizi,
Kara bahtımın kara lastiği.
Kimseler bilmedi derdimizi,
Kara bahtımın kara lastiği.
*
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!